Sevdiğimiz Şiirler

Çevrimdışı bilaldikici

  • Üyeliği İptal Edildi
  • 2.512
  • 57.274
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 2.512
  • 57.274
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 29 Kas 2014 14:55:09
Sen ey şehrin yerlisi, cesur, kararlı mühür
Sen ey inatçı kıskanç, alçak gönüllü ve hür
Karanlık geceleri korkutsa da günahım
Kızlar Kayası gibi dikilip kaldı âhım
Sefere çıkanların tatlı rüyâsı mısın
Rûhumun cellâdı mı, yoksa hülyâsı mısın
Konuşursun, sözlerin dâre çeker canımı
Susarsın, çâresizlik büyütür isyânımı..

Sükûnla savaşıyor hislerim kıyasıya
Sevdiğini bilirim uykuyu doyasıya
Süslenmek istiyorsan, ruhumu boynuna tak
Bu firûze özgürlük yalnız senin olacak
Bastığın her hücremde otuz sekiz çizgi var
Baktığım her duruşun muammalı bir duvar
Suskunluğun taş gibi, gülüşün berrak değil
Neden vivien kokar baharın, leylâk değil
Gözlerin bir zamanlar toprağın sahibiydi
Bakışların bir tutam gül yaprağı gibiydi
İnsanlar kıvranırken ejderlerin ağında
Ceylan gibi yürürdün bir hayal sokağında
Yine de, yokluğumun em şüpheli çağıydın
Tenhâlarda ağlayan bir okul kaçağıydın
Karanlık korkutamaz gülüm seni, vururum
Kâtil yüzlü cinlerin karşısında dururum
Yeter ki, o nâzenîn kalbin emir buyursun
Kâinat yıkılsa da yüreğimde uyursun..

Nurullah Genç..

Çevrimdışı bilaldikici

  • Üyeliği İptal Edildi
  • 2.512
  • 57.274
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 2.512
  • 57.274
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 29 Kas 2014 15:10:35
Allahım kalbimin etrafında
Dönüşü az ya da çok tamamladım sayılır
Allahım kalbimin etrafında
Nereye dönüyorsam
Yolculuğun sonunda
Kendime geliyorum
Geldiğim yerden döndüğüm yere
Allahım yine sana
İltica ediyorum

Allahım kalbimin etrafında
Dönüşü az ya da çok tamamladım sayılır
Şimdi kalple ilgili ikinci bir noktayı
Bir yere bağlamam gerekiyor
Ben kendimi bir yere bağlıyorum
Ve döndükçe dönüyorum kalbimin etrafında
Bir dönüş yolculuğuna dönüşüyor bu dönüş
Dönüyorum Allahım öteki vatanıma
Öteki tarafını keşfedeceğim belki
Kalbimin dönerek etrafında
Bu dönüşün biliyorum keşfedilmesi
Uzun sürecek başka bir yolculuğun sonunda
Mümkün olacak
O da aynı kalple ikinci defa
Karşılaşırsa benim daha önceden
Terkettiğim kalp
Ve gerçek hayatla bu önceden
Hayat diye bildiğimiz küf
Aynı cevherin rengini alırlarsa

Dönüyorum Allahım çünkü bu yerden
Bir yere dönmüş değildim
Dönmüş olsaydım zaten dönmeyi istemezdim
Düşmüş olduğum yerden

Dönüşü az ya da çok tamamladım sayılır evet
Anladım yolculuğun ne olduğunu da
Hiçbir yere varılmayan sonunda
Verimsiz fakat gerekli bir yolculuk bu
Baş döndüren bir dönüş yolculuğu
Yol boyunca bize eşlik edenlerin
Bir görünüp bir kaybolduğu
Uğraklarında kötülükler gördüğümüz
Uğraklarından eli boş döndüğümüz
Yaşatan ve besleyen meselemiz
Yol gösteren meselemiz bu yolculuk

Dönüşü az ya da çok tamamlamış da olsam
Her dönüşün sonunda tekrar koyuluyorum yola
Farkım yok aynı yoldayım öteki yolcularla
Ben de uğraklarımdan eli boş dönüyorum
Ben de uğraklarımda kötülük görüyorum
Ama görüyorum ki gördüğümüz kötülüklerden
Serseri bir hayat intikamını alıyor hepimizin
Bu hayatın ışıltısına bırakıyoruz biz de
Bundan sonra kendimizi
Göğsümüzde yeni şeritlerle yaklaşıyoruz
İlk uğrağına meselemizin
Kendimizi yerle gök arasında görmek
Kadar aldatıcı
Nerde olduğumuzu bildiğimiz kadar yalan
Olduğu halde bu uğrak
Bize gerçek tesellisi veriyor
Üstümüzdeki şeritleri parlak
Ve işe yarar gösteriyor
Aldanıyoruz ve avunuyoruz
Hayat diye bildiğimiz küfün üstüne
Elimizle dokundukça rahatlıyor içimiz
Varlığını yoklar gibi sanki yokluğun
Yokluyoruz görgümüzü ve bilgimizi
Şeritlerin yetmediği yerdeyse
Urganlara sıra geleceğini
Bilmiyor arkadaşlarım
Ben nasılsa biliyorum
Aldandığımı boş yere
Avunduğumu biliyorum
Ve Allahım yine sana
İltica ediyorum
Meselemin ilk uğrağından
Sonra ikinci bir uğrağa geçiyorum

Burada insanlar bir şeyi kutluyorlar
Ben de onlarla birlikteyim
Kutlamanın düzenine yabancılığım
Kimseyi şaşırtmıyor şaşırıyorum
Kimse kimseye dokunmadan
Hep beraber eğleniyoruz
Ama zaman
Ne de çabuk geçiyor
Zincirler çekiliyor gibi
Gündüzün sonundan gecenin içlerine
Birdenbire sürükleniyoruz
Ben acemiyim anlamıyorum
Arkadaşlarım eğlenmeye devam ediyor
O karanlıkta da hiçbir şey değişmiyor
Yalnız ben korkmaya başlıyorum

Korkumun hatırına
Allahım yine sana
İltica ediyorum
O aydınlıktan o karanlıktan
Sonra ikinci bir uğraktayım
Bu sefer etrafım ıssız
Gölgemi bile göremiyorum
Yağmur yağmasa daha da ıssız olacak
Artık ne yağmuruysa işte o yağmurun ıslattığı
Beton renginde bir yer burası
Neyse ki beton rengi diye bir şey var
O da olma daha da ıssız olacak
Bu yerde neyse ki yalnız değilim
Yokluğumu var EDENE yöneliyorum
Allahım yine sana
İltica ediyorum
Issızlığın da bu kadar ötesinden
Sonra bir başka uğrak
Sonra bir başka uğrak
Bütün uğraklarımdan eli boş dönüyorum
Yolculuğum bitince ancak
Kavuşacağım vatanıma
Bunu biliyorum ama
Şimdi bu dönüş yolculuğu Allahım
O zaman hatıra mı olacak
Bir de dönerken şimdi kalbimin etrafında
Dönmüş mü oluyorum
Yoksa kalbim de dönüyor mu benimle
Kendi etrafında
Öyleyse kalbim neyin etrafında
Dönüp duruyor
Belki de kalbim bana dönüyor
Bense
Bütün uğraklarımdan eli boş dönüyorum
Ve hepsinden sonra
Allahım yine sana
İltica ediyorum..

İbrahim Kiras..

Çevrimdışı aslı_80

  • Bilge Üye
  • *****
  • 2.080
  • 12.051
  • Öğrenci Velisi
  • 2.080
  • 12.051
  • Öğrenci Velisi
# 29 Kas 2014 15:43:16
ANNE

Bırak kalsın masada ekmek
Testide su
Ayna puslu, pencere camı kirli
Bırak kalsın saçların dağınık,
Gözlerin uykulu.
Saksıdaki çiçek susuz, kedi
Yalını bekler bir köşede
Bırak kalsın meyve ağaçta,
Kırlangıç havada
Dama düşen ince yaz yağmuru...
Yoruldun artık, bütün gün
Didinip durdun
Toprak bile, gök bile, deniz bile
Bir yerde yorulur
Bırak kalsın süpürge duvarda,
Sabun kovada
Anne, gel yanıma otur.

Ahmet ERHAN

Çevrimdışı Tolstoyevski

  • B Grubu
  • 24.726
  • 258.544
  • 3. Sınıf Öğretmeni
  • 24.726
  • 258.544
  • 3. Sınıf Öğretmeni
# 29 Kas 2014 22:25:12
HIÇKIRIKLAR

Saatler bitmiyor yapayalnızım
Gülmek istiyorum,gülemiyorum
Sensiz olmak mıdır hep alınyazım
Bilmek istiyorum,bilemiyorum.

Esirgedin nazlı,hilal kaşını
Harap ettin çiçek kokan başını
Yüreğime akan gözüm yaşını
Silmek istiyorum,silemiyorum.

Sanki her şey efsaneydi,masaldı
Ayrılık ruhumu elimden aldı
Gözlerim yollara takılıp kaldı
Gelmek istiyorum,gelemiyorum.

Göğüs germek için acılarıma
Titreyişlerime,sancılarıma
Seni bir kez olsun avuçlarıma
Almak istiyorum,alamıyorum.

Saçılan bir köpük olmak dilinde
Boğulmak saçının ince telinde
Sır gibi sonsuza değin kalbinde
Kalmak istiyorum,kalamıyorum.

Unutuyor beni sırlı gözlerin
İçimde bir yara işliyor derin
Kulakların,dudakların,ellerin
Olmak istiyorum,olamıyorum.

Bölerek uykunu rüyalarına
O kucak dolusu hülyalarına
Gece gündüz uçup aynalarına
Konmak istiyorum,konamıyorum.

Deli gibi aşık olsa da güle
Kim acır çöllerde öten bülbüle
Bir gün alev alev yanıp da küle
Dönmek istiyorum,dönemiyorum.

Hıçkıra hıçkıra ağlamaktansa
Başına karalar bağlamaktansa
Bu yüreği her gün dağlamaktansa
Ölmek istiyorum ölemiyorum.
 
Nurullah Genç


Bilirim, seversin sen bu şiiri....

Çevrimdışı adamın biri

  • Bilge Üye
  • *****
  • 5.123
  • 24.113
  • 5.123
  • 24.113
# 29 Kas 2014 23:14:36
HAYAT NEDİR ANNE?

Benim hiç sapanım olmadı anne,
Ne kuşları vurdum,
Ne de kimsenin camını kırdım…
Çok uslu bir çocuk değildim ama,
Seni hiç kırmadim, hep boynumu kırdım.
Ben hayatım boyunca
Bir tek kendimi vurdum! ..

Suskun görünsem de,
fIrtınalı ve mağrurdum anne.
Bir mızrak gibi,
Aynada hep dik durdum anne! ..
Ben sana hiç bir gün laf getirmedim,
Leke sürmedim.
Ama göğsümü çok hırpaladım,
Kalbimi çok yordum…
Ben hayatım boyunca, en çok kendimi sordum! …

Benim hiç sevgilim olmadı anne,
Ne bir yuva kurdum,
Ne bir gün şansım güldü…
Öpemeden bir bebeğin gidişini,
Tükendi gitti çağım…
Kimi yürekten sevdiysem,
Yüreğini başkasına böldü…
Bir muhabbet kuşum vardı,
O da yalnızlıktan öldü…

Sen beni göğsünde
Hep acılarla mı soğurdun anne?
Yoksa evlat diye,
Koca bir taş mı doğurdun anne?
Eziyet degilim, zahmet değilim,
Musibet hiç değilim; Bir senin mi balına sinek kondu, söylesene!
Doğurdun da beni,
Ne ile yoğurdun anne?

Benim hiç hayalim olmadı anne…
Ne seni rahat ettirdim,
Ne kendim ettim rahat…
Bir mutluluk fotografı bile çektirmedi bu hayat
Kaybolmuş bir anahtar kadar
Sahipsizim anne…
Ne omuzumda bir dost eli,
Ne saçımda bir şefkat…

Say ki yollardan akan,
şu faydasız çamurdum anne…
Say ki ıslanmaktım, üşümektim,
Say ki yağmurdum anne!
Bunca yıldır gözyaşlarını,
Hangi denizlere sakladın?
Oy ben öleyim,
Sen beni ne diye doğurdun anne ?

Yusuf HAYALOĞLU

Çevrimdışı adamın biri

  • Bilge Üye
  • *****
  • 5.123
  • 24.113
  • 5.123
  • 24.113
# 29 Kas 2014 23:26:13
Kapıcı kardeş;
Sana zahmet, bütün gazeteleri bul bana.
Yok, siyaset falan umurumda değil, gidişata zaten karnım tok..
Oysa her gece bıçaklıyor beni bu anılar.
Hiçbir gazetede tek satır bahseden yok..

Ressam kardeş;
Ölümün rengini boyadın mı hiç?
Kara, topraktan kara mıdır?
Ak, kefenden ak mı?
Kapıyı çalacakmış kadar yakın,
Piyangodan çıkacakmış kadar uzak mı?

Şair kardeş;
Fazla bir imgen var mı ödünç verecek?
Duyunca dil kurusun, dudak çatlasın.
Bu benim hicranımı bine katlasın..
Öyle bir etki yaratsın ki o zalimde,
Havai fişekler gibi tepesinde patlasın!

Kemancı kardeş;
sen dur kardeş.
Hasretin makamında gezin biraz,
Muhayyer ile kür dibinin kıyısında,
Hicazın orda bir yerdedir..
Çıldırana kadar çal, teller kopuncaya kadar çal
Cancağızım çok derin kederdedir..

Barmen kardeş;
Her şeyi unutturacak bir zıkkımın var mı?
Şöyle manda deviren cinsinden..
Daha da beterinden, köpek öldüreninden,
Ah, sevdiğim herkes bindi o meçhul gemiye!
Bense hep korktum son anda atladım gemiden..

Tetikçi kardeş;
Kalbi tam ortasından vuracağına emin misin?
Kim için çırpındığına bakmadan,
İçindeki cevahiri hiç ipine takmadan,
Gez göz arpacığın ince hesabıyla,
Abanarak tetiğe, kirpiğini bile oynatmadan..

Mezarcı kardeş;
Bir çukur da bana kaz elin değmişken.
Ah, hiçine harcadım güzelim yılları hiçine!
Hiçine harcadım ben bu sevdaları hiçine!
Belki bu akşam, gelip uzanabilirim içine..


Yusuf HAYALOĞLU

Çevrimdışı harslan05

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 3.416
  • 70.038
  • 3.416
  • 70.038
# 29 Kas 2014 23:32:26
Sıyrıldığımız zaman yaşamak kaygısında ne düşler görebilir insan, düşünmeli bunu.

Bu düşüncedir felaketleri yaşanır yapan.
yoksa kim dayanabilir zamanın kırbacına?
Zorbanın kahrına, gururunun çiğnenmesine
sevgisinin kepaze edilmesine
kanunların bu kadar yavaş
yüzsüzlüğün bu kadar çabuk yürümesine
kötülere kul olmasına iyi insanın
bir bıçak saplayıp göğsüne kurtulmak varken?

KİM ister bütün bunlara katlanmak
ağır bir hayatın altında inleyip terlemek
ölümden sonraki bir şeyden korkmasa
o kimsenin gidip de dönmediği bilinmez dünya
ürkütmese yüreğini?

Bilmediğimiz belalara atılmaktansa
çektiklerine razı etmese insanları?

Bilinç böyle korkak ediyor hepimizi:
düşüncenin soluk ışığı bulandırıyor
yürekten gelenin doğal rengini.

ve nice büyük, yiğitçe atılışlar
yollarını değiştirip bu yüzden
bir iş, bir eylem olma gücünü yitiriyorlar.

William SHAKESPEARE

Çevrimdışı emineeylul.35

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 593
  • 4.553
  • 593
  • 4.553
# 30 Kas 2014 00:04:03
                UTANSIN

Tohum saç, bitmezse toprak utansın!
Hedefe varmayan mızrak utansın!
Hey gidi küheylan koşmana bak sen !
Çatlarsan, doğuran kısrak utansın !

Eski çınar şimdi Noel ağacı;
Dallarda iğreti yaparak utansın!
Ustada kalırsa bu öksüz yapı,
Onu sürdürmeyen çırak utansın!

Ölümden ileri varış dediğin,
Geride ne varsa bırak utansın!
Ey binbir tane de solmayan tek renk,
Bayraklaşmıyorsan bayrak utansın!

// Necip Fazıl Kısakürek

Çevrimdışı hacile

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 29.182
  • 230.033
  • 29.182
  • 230.033
# 30 Kas 2014 09:06:54

Beşerin temeli, bir küçük cenin,
Can vermeye gücü yetmez kimsenin,
Kâinat denilen, dev değirmenin,
Suyu nerden gelir, farkında mısın?

Yıldızlar bir adım yolundan şaşmaz.
Dağlar haddin bilir, denizler taşmaz.
Karıncanın yükü, boyunu aşmaz.
Bunca dengelerin, farkında mısın?

Bu dünya, uzunca bir yolun başı,
O mezar dediğin, bir sınırtaşı,
Ömür, iki günlük îman savaşı,
Her an bitebilir, farkında mısın?

Senin sahibin var, yokluğa kanma,
Sana senden yakın, uzakta sanma,
O'na tüm kâinat, dar gelir amma,
Bir gönüle girer, farkında mısın?

Cehâlettir, O'nu inkâr nedeni,
Ne mümkün görmemek, O var edeni,
Beyin yönetirken, bütün bedeni,
Beyni kim yönetir, farkında mısın?

Etrafına bir bak, gör nicesini,
Gel de çöz, şu insan bilmecesini,
Bazen, ömür bile, tek hecesini,
Çözmeye yetmiyor, farkında mısın?

Kimi, kibir denizinde boğulmuş,
Kimi, minnet ile, kula eğilmiş,
İnsan olabilmek, kolay değilmiş,
O kutsal savaşın, farkında mısın?

Kimi, servetini, sefâya sermiş,
Kimi zekâtını, dürüstçe vermiş,
Kimi, bir lokmanın, şükrüne varmış,
Gerçek zenginlerin, farkında mısın?

Kimi, imân eden, kula çatarken,
Korkulara düşer, güneş batarken,
Kimi, ona buna, akıl satarken,
Kendisi muhtaçtır, farkında mısın?

Kimi, şans ve talih peşinden gider,
Durmadan kadere sitemler eder,
Böylesi kullara, neylesin kader?
Ekmeden biçen yok, farkında mısın?

Ömürler, mevsimler gibi dönerler,
Mumlar, yanar yanar, biter sönerler,
Yapraklar, sararıp, yere inerler,
Toprağa dönerler, farkında mısın?

''Aşk'' sözcüğü, günümüzde karmaşa,
Aşklar var, bir gaflet, bir kara maşa,
Ama, bir aşk var ki; gelince başa,
Ölüm kavuşmaktır, farkında mısın?

İnsanlar, el ayak, kol, kafa, beden,
Hiçbiri birine benzemez neden?
Bir güç, bir irâde var ki, hükmeden,
Dört yanını sarmış, farkında mısın?

Gece gündüz, boş hayaller kurarsın,
Kendi gafletine ortak ararsın,
Çıkmaz sokaklarda, adres sorarsın,
Oysa, adres sende, farkında mısın?

Yaşamak, kalbine korku salarken,
Ümitsizlik batağına dalarken,
Teselliyi, kadehlerde ararken,
Seni Yaradanın, farkında mısın?

Nice güzel renkler, dünyayı sarmış,
Siyahın yanında, beyaz da varmış,
Parmakların, kalem tutar, yazarmış,
Elin, kolun varmış, farkında mısın?

Pembe beyaz açan bahar dalını,
Mor dağların, yeşilini, alını,
O kelebeklerin, ipek şalını,
Gören gözün varmış, farkında mısın?

Sonsuzların bile, ömürleri var,
Sanma ki, saltanat, kurumaz pınar,
Mal, canın yongası olsa ne çıkar?
Gölgeler fânidir, farkında mısın?

Yorgun yüzlerdeki, derin izlerde,
Sevgiye susamış, muhtaç gözlerde,
Boğazlara düğümlenen sözlerde,
Ne feryatlar gizli, farkında mısın?

İlaçtan çok, dost gerekir hastaya,
O dost yazılır, yüce listeye,
Bir gönül köprüsü, kuran ustaya,
Ücreti kim verir, farkında mısın?

Tatlı dil, güçlüdür, demir çelikten,
Yılan bile duymuş, çıkmış delikten,
İnsanlara özgü, bu incelikten,
Kimler hisse almış, farkında mısın?

Namus şeref derler, elle tutulmaz,
Şan şöhretle, para pulla satılmaz,
Kumar çöplüğüne, asla atılmaz,
Atıp satanlar var, farkında mısın?

Eğer varsa kulda, vicdan yarası,
Karışır, servetin akla karası,
İnsan ömrü, iki nefes arası,
Kaç adımlık yoldur, farkında mısın?

Sen, fakir arkadaş, düşünme derin,
Bin türlü derdi var, o zenginlerin,
Darılıp küstüğün, kendi kaderin,
Sana siper olmuş, farkında mısın?

Dinle ki, genç ana, bu sözler sana,
Böyle yazdım diye, darılma bana,
O yavrun sevgiden, şevkatten yana,
Biraz aç görünür, farkında mısın?

Aklı tutsak eden, dar sınırları,
Geç de gör, âlemde nice sırları,
Yazan, yazmış amma, bu satırları,
Neden, niçin yazmış, farkında mısın?

(1989)
 
Cengiz Numanoğlu

Çevrimdışı emineeylul.35

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 593
  • 4.553
  • 593
  • 4.553
# 30 Kas 2014 09:46:52
          BUGÜN PAZAR

Yağmur da var çok sevdiğim rüzgar da
Bugün pazar daha uyanmadı komşular
Damların üzerinde kuşlar daha rahatlar
Radyolarda eski şarkılar çalıyorlar bu saatlerde
Gönül penceresinden ansızın bakıp geçenlere doğru
Yağmur da var çok sevdiğim rüzgarda
Daha uyanmadı komşular bugün pazar
Ve ben seni [linkler sadece üyelerimize görünmektedir.] çok özledim
Dışarı çıkmak istiyor canım
Tek başına haytalık etmek
Islanmak pazar sabahında yağmurda
Boş caddelerde dolaşmak
Vitrinlere bakmak sinemaların afişlerine
Sokakların isimlerine
Telefon kulübelerinde uyuyan çocuklara
Bir merhaba demek sessizce
Sahilde martılara simit atmak
Otobüslerin ilk seferlerine binmek
Gitmek istiyor canım hayatın gittiği yere
Islık çalıp şarkılar uydurmak kendi kendine
Fırından taze ekmek alıp buğusunu çekmek içine
Ve ben seni çok özledim
Tam böyle bir şey çiçeğe su yürümesi
Bebeğin ağlaması toprağın uyanması
Yağmurun yağması ateşin sıcağı
Bu pazar sabahı tam böyle bir şey
Bir sabahçı kahvesine uğramak
Bir bardak çay taze dem kokusu
Yani hayatın atardamarlarında dolaşmak
Bölmeden şehrin uykusunu
Bir şiir yazmak pazar bulmacasının boş karelerine
Tam böyle bir şey hesapsız gölgesiz bedelsiz kimsesiz
Bir şiir yazmak bir bardak çay içmek
Sokaklarda gezmek yağmurda ıslanmak
Ve ben seni çok özledim
Yağmur var çok sevdiğim rüzgarda
Bugün pazar daha uyanmadı komşular
Damların üzerinde kuşlar daha rahatlar
Radyolarda eski şarkılar çalıyorlar bu saatlerde
Gönül penceresinden ansızın bakıp geçenlere doğru
Yağmur da var çok sevdiğim rüzgarda
Bugün pazar ve ben seni çok özledim..


 // İbrahim SADRİ

Çevrimdışı canegt

  • Bilge Üye
  • *****
  • 2.904
  • 12.100
  • 2.904
  • 12.100
# 30 Kas 2014 11:05:09
HERKES SEVDİĞİNİ ÖLDÜRÜR
Kulak verin sözlerime iyice
Herkes öldürebilir sevdiğini
Kimi bir bakışıyla yapar bunu
Kimi dalkavukça sözlerle
Korkaklar öpücük ile öldürür
Yürekliler kılıç darbeleriyle

Kimi gençken öldürür sevdiğini
Kimileri yaşlı iken öldürür
Şehvetli ellerle öldürür kimi
Kimi altından ellerle öldürür
Merhametli kişi bıçak kullanır
Çünkü bıçakla ölen çabuk soğur

Kimi aşk kısadır,kimi uzundur
Kimi satar kimi de satın alır
Kimi gözyaşı döker öldürürken
Kimi kılı kıpırdamadan öldürür
Herkes öldürebilir sevdiğini
Ama herkes,öldürdü diye ölmez!

Oscar WİLDE

Çevrimdışı canegt

  • Bilge Üye
  • *****
  • 2.904
  • 12.100
  • 2.904
  • 12.100
# 30 Kas 2014 11:25:57
Yaşam belki
uzun bir caddedir, her gün filesiyle bir kadının geçtiği,
yaşam belki okuldan dönen bir çocuktur,
yaşam belki, iki sevişme arası rehavetinde yakılan bir sigaradır,
ya da birinin şaşkınca yoldan geçişi,
şapkasını kaldırarak,
başka bir yoldan geçene anlamsız gülümsemeyle “günaydın” diyen.

Yaşam belki de o tıkalı andır,
benim bakışımın senin buğulu gözlerinde kendini paramparça yıktığı
ve bir duyumsama var bunda
benim ay ve karanlığın algısıyla birleştireceğim.

Füruğ Ferruhzad/Yeniden Doğuş

Çevrimdışı bilaldikici

  • Üyeliği İptal Edildi
  • 2.512
  • 57.274
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 2.512
  • 57.274
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 30 Kas 2014 12:42:36
kalbimden artakalan boşlukta
kimsenin sevmediği bir çiçek yetişşeydi
ellerim ellerine daha çok yetişseydi
karanlık bir sokakta hep yürüseydik
hep yürüseydik hep yürseydik
gökyüzü kadar tuhaf bir zaman boşluğunda
yine de sever miydik..

Çevrimdışı harslan05

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 3.416
  • 70.038
  • 3.416
  • 70.038
# 30 Kas 2014 13:24:46
ÇOK GÜZEL ŞEY

Yaşamak güzel şey doğrusu
 Üstelik hava da güzelse
 Hele gücün kuvvetin yerindeyse
 Elin ekmek tutmuşsa bir de
 Hele tertemizse gönlün
 Hele kar gibiyse alnın
 Yani kendinden korkmuyorsan
 Kimseden korkmuyorsan dünyada
 Dostuna güveniyorsan
 İyi günler bekliyorsan hele
 İyi günlere inanıyorsan
 Üstelik hava da güzelse
 Yaşamak güzel şey
 Çok güzel şey doğrusu.

 Melih Cevdet Anday

Çevrimdışı sylar4

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 115
  • 2.268
  • 115
  • 2.268
# 30 Kas 2014 17:09:42
Herhangi bir geminin
Limandan ayrılmasına bile ağlar oldum...
Sonra akşamların gelişi,
Gündüzlerin vedası üzdü beni.
''Sayende yaşadığıma bile efkarlanıyorum'' !!
Artık gerisini sen düşün.
Sebepsiz hüzünlerdir benim kirpiklerim.
İster istemez öpüp kaçarlar beni.
Hiçbir şey olmamış gibi.
Nasıl bir selamına mutlu oluyorsam.
Sensizliğimde bir yağmur damlası
Bazen kahrediyor beni.
Genç öleceğim belki...
Belkide yaşayanlar kendi nefeslerine bile,
İnanamayacaklar öldüğümde.
Elbette her veda gibi hüzünle uğurlanacağım..
Kimileri üzülecek kimilerinden fazla.
Az yaşadı diyecekler benim için az yaşadı..
Ama Çok Sevmişti...

-Ceyhun Yılmaz-

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK