Sevdiğimiz Şiirler

Çevrimdışı glsln

  • Uzman Üye
  • *****
  • 2.592
  • 5.426
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 2.592
  • 5.426
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 28 Ara 2014 19:20:43
Kıştan Kalan Soğukluk

yine de kötü bir kış geçirmedik sanıyorum
altın düştü örneğin
karlar beyaz yağdı, direndi uzun zaman
geleceğin sevgisi bir aklık olarak başladı
sevgilim senin ellerin bir keçi sever kadar taze
sevgilim kolera yavaşladı
üstelik birkaç kez de aya gidildi
gelindi bile

şimdi ey benim badem gözlüm
su çiçeği, kızamık boğmaca geçirmişim
ancak ölünce hatırlanan sarışınım
altın sarısının beyaza dönüştüğü şu günlerde
sabah sabah aç karnına ölünen şu günlerde
kararlı yüreğin bir manşeti yadırgarken
silah kullanmayı isterken ellerin şu günlerde
-sana onu da öğretirim-
yüreğin kıpır kıpır yerinde duramazken
saçını taramamaktan aktardığın sıkıntı
sarı bir boya halinde parmaklarına yayılırken
öyle bir sarı boya ki kanlardan damıtılmış
ve kanların bağışlanmaz dirimini taşıyan
sana bir türkü söyleyeyim
güzel olmasın gerçek olsun
beklet kendini hazır dur
adı belirsiz bademlerle birlik dur
kağnı güdenlerle birlik dur
şehir kuşatanlarla birlik dur
ölen ve yara alanlarla birlik dur

bir tarihte bir dağ yamacında
onikibinsekizyüzelliüç kişi öldü
yamaç yeşildi çünkü bir bahara başlıyordu
ölenlerin bir kısmı, küfeksiz, onların bir kısmı
tüfek müfek bir yana donsuz gömleksizdi
sayı bilmezlerdi toptandılar
böylece bir yerlerde toplandılar
yürekleri uzun bi süre atmadı
aslında
çoğu da insan olduğundan yüreksizdi

bir sürü alan ve ova bir sürü ağaçaltı ve orman
ölmemeye bir sürü bahane
örneğin suyu görünce hemen ayaklarını soktular
çünkü gölgeli bir su her zaman
bitmemiş bir yapıda her zaman
çünkü sonu buysa
ölmek elbette gereksizdi

bilirim hoşuna gitmiştir bu ilkel türkü
ilkelliği bütün bir yaz ve kış yaşanan
çünkü sağlıklı bir güneşe taparsın sen
her bir ışını şiir yazanlara umut ve hüzün veren
bir karanfil olarak süner gider belleğinde
atı ve insanı doyuran çavdar
sevgilim hazırlığın tamdır
ve şiire artık saygın yok
üstelik ben de seninleyim bu konuda
pazardan karsız dönen köylüler gibi

kanın ateşin ve seslerin böyle cömertçe kullanıldığı
böyle sorumsuzca kullanıldığı bir dönemde
herkesin şimdilik hakkı vardır hüzünlenmeye

yukarda dediğime bakma aslında
başarısız boktan bir kış geçirdik
kanımız bile doğru dürüst akmadı
bir sürü çocuğu öldürdüler

TURGUT UYAR

Çevrimdışı seço58

  • Bilge Üye
  • *****
  • 3.343
  • 41.703
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 3.343
  • 41.703
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 28 Ara 2014 20:35:54
"Açsam rüzgara yelkenimi;
 Dolaşsam ben de deniz deniz
Ve bir sabah vakti, kimsesiz
Bir limanda bulsam kendimi."
O.Veli

Çevrimdışı muhammedcan79

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 78
  • 11.243
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 78
  • 11.243
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 28 Ara 2014 22:58:14
Bana esmeyi anlat
Bana sevmeyi anlat
Bana esmeyi anlat
Esip geçmeyi anlat

Anlat ki çözülsün dilim
Ben rüzgarım demeliyim
Rüzgarlığı anlat bana
Senin gibi esmeliyim

Çevrimdışı canegt

  • Bilge Üye
  • *****
  • 2.904
  • 12.100
  • 2.904
  • 12.100
# 29 Ara 2014 00:40:12
Deli Kızın Aşk Şarkısı

Bütün dünya ölüme düşer kapattığımda gözlerimi; Açarım gözkapaklarımı ve doğar herşey yeniden.

(sanıyorum kafamdan uydurdum seni.)

Yıldızlar vals yaparlar, kırmızı ve mavi,
Ve keyfi bir siyahlık dörtnal peşinden:
Bütün dünya ölüme düşer kapattığımda gözlerimi.
Düşledim büyüyle beni yatağa çektiğini
Ve çılgınca öptüğünü, delice şarkı söylediğini.

(sanıyorum kafamdan uydurdum seni.)

Devrilir gökten tanrı, solar cehennem ateşleri:
Melek ve şeytan’ın adamları çeker giderken:
Bütün dünya ölüme düşer kapattığımda gözlerimi.
Hayal ettim söylediğin yoldan döneceğini,
Fakat yaşlandım, artık unuttum ismini.

(sanıyorum kafamdan uydurdum seni.)

Bir fırtına kuşunu sevmeliydim seveceğime seni; Hiç değilse baharda göğü şenlendirir gelirdi.
Bütün dünya ölüme düşer kapattığımda gözlerimi.

(sanıyorum kafamdan uydurdum seni.)


Sylvia PLATH (1932-1963, ABD)

Çevrimdışı Misterno_17

  • Uzman Üye
  • *****
  • 3.498
  • 19.655
  • 3.498
  • 19.655
# 29 Ara 2014 08:33:40
ALIŞAMADIM YOK OLUŞUNA/

Nice zaman oldu ey sevgili sana iki satır yazmayalı
Yazmayalı konuşmayalı nice zaman
Kaç mevsim, kaç yağmur sonrası
Kaçıncı cemrenin kaçıncı kez ruhuma yağışı
Kaç tipi, kaç fırtına
Gittiğin günü unuttum ama
Sırtına dökülen saçların
Gözyaşlarını kurutan parmakların
Peçete bozgunu parçalanmış mendil parçaların
Siyah kazağın, beyaz gömleğin, çantanı sırtına hızla atışın
Hala aklımda..!
Hala aklımda dünyanın başıma yıkıldığı an
Giderken bıraktığın son hatıra
Gitmen gerekiyordu gittin
Bitmen gerekiyordu ama bitmedin
Bizi ölüm ayırırdı ancak
Yaşarken öldün ama, yine gitmedin..!
Her bunaldığım zamanlarda hep seni anıyorum yine
O olsaydı diyorum şimdi
O olsaydı ve dertleşseydik ölesiye
Ben anlatsam o ağlasa, ben ağlasam o anlatsa
Ve dökülmüş dertlerimizi bir bir bırakıp
O kırık masanın bir ucuna
Ve yeni bir umutla doğrularak kalksak
Yıkılmış oturduğumuz her masada
Bu mektubu sana yazıyorum ey sevgili
Yeni adresini bilmediğim gibi
Hüznümü nasıl dağıtacağımı da bilmiyorum artık
Ve artık yüreğimi dökeceğim hiç kimsem yok
O yüzden gıyabında da olsa yine sana söylüyorum
Hiç keyfim yok sevgili, tadım yok, tuzum yok
Dünya puslu bir liman götürecek gemim yok,
Evim bana dar,yüreğim dünya’ya dar
Yada yada her normalde ruhum bedenime dar
Kimse anlamadı beni senin kadar ey sevgili
Ne susuşuma bir anlam biçildi ne gülüşüme bir an
Gittiğim her cenazede millet ölene ben hep sana ağladım ama kimse anlamadı !
Belkide bu yüzden yalancı gülmelerim sebepsiz ağlamalarım
Senden arta kalan ikimizin bildiği sır olarak kaldı
Yok yok uzun uzadıya anlatacak değilim
Acıklı bir şarkının nakaratı kadar bile değilim artık
Hüznüm bana aşina, ben yüzüne aşina
Ama ne bileyim işte şairin dediği gibi
Bir türlü alışamadım yok oluşuna…!

 BEDİRHAN GÖKÇE

Çevrimdışı harslan05

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 3.416
  • 70.038
  • 3.416
  • 70.038
# 29 Ara 2014 08:53:31
SUSKUNUN SAATİ

Susar kuşlar
Susar kent
Cadde...
...Sokak...
Kurulur suskunun saati

Öpüşleri nasıl da soğuk sevdiğimin
Donup kalmış
Sevda kokanı bile sözcüklerin
Buz tutmuş şiir
Buz tutmuş türkü...
Kurulmuş suskunun saati

Gelinir sonra
Hem nasıl gelinir gör
Devinir tarihsel birikim denizi
Çatlar tohum...
Çatlar zaman..
Kırılır suskunun saati

Gör nasıl kırılır...

AHMET TELLİ

Çevrimdışı birgün birçicek

  • Üyeliği İptal Edildi
  • 310
  • 4.570
  • 310
  • 4.570
# 29 Ara 2014 11:01:59
Güzel Bir Sabah

Korkmazdı kimseden
Ya da hiçbir şeyden
Fakat bir sabah güzel bir sabah
Bir şey gördüğüne inandı
Ama bir şey yok dedi
Ve haklıydı
Hiç şüphe duymadığı mantığıyla
Bir şey yoktu
Fakat sabah aynı sabah
Birisini duyduğuna inandı
Ve açtı kapıyı
Ve kapattı kimse yok diyerek
Ve haklıydı
Hiç şüphe duymadığı mantığıyla
Kimse yoktu
Aniden bir korkuya kapıldı
Ve anladı ki yalnızdı
Ama yapayalnız da değil
Yaşıyordu beraberce
Karşısındaki hiç kimseyle


Jacques Prévert

Çevrimdışı bilaldikici

  • Üyeliği İptal Edildi
  • 2.512
  • 57.274
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 2.512
  • 57.274
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 29 Ara 2014 11:30:44
ah bilsen bir bilsen duyduklarımı
sanki bir dağ ağırlığı kalkacak üzerimden
ve nehirler boşalacak bir anda içerimden
sakın bilme..

anlatsan duyarım bütün güzellikleri
erir dağlarımın başındaki kar
sussan içerimde kıyamet kopar
sakın konuşma..

ha küreğe mahkum olmak prangaya vurulmak
ha görmemek gözlerini, ikisi de bir
bütün kördüğümleri çözecek gözlerindir
sakın bakma..

bir haberin gelse iki satırlık
yüreğim birdenbire kanatlanır yücelir
bir martı gibi çıkar kapına gelir
sakın yazma..

çıkıp gittiğinden beri, sessiz sedasız
başıboş kalan esir, zindanda yatan hürüm
dönmezsen çaresiz kalır ölürüm
sakın gelme..

işte dağlar, taşlar şahidim olsun
yüzüme bakma, konuşma, yazma istemiyorum
dipsiz karanlıklara bağırıp duruyorum
sakın işitme..
 
Yavuz Bülent Bakiler..

Çevrimdışı türkoglutürk

  • Uzman Üye
  • *****
  • 2.180
  • 3.371
  • Müdür Yardımcısı
  • 2.180
  • 3.371
  • Müdür Yardımcısı
# 29 Ara 2014 12:35:31
OTUZ BEŞ YAŞ
Yaş otuz beş! yolun yarısı eder.
Dante gibi ortasındayız ömrün.
Delikanlı çağımızdaki cevher,
Yalvarmak, yakarmak nafile bugün,
Gözünün yaşına bakmadan gider.
Şakaklarıma kar mı yağdı ne var?
Benim mi Allahım bu çizgili yüz?
Ya gözler altındaki mor halkalar?
Neden böyle düşman görünürsünüz,
Yıllar yılı dost bildiğim aynalar?
Zamanla nasıl değişiyor insan!
Hangi resmime baksam ben değilim.
Nerde o günler, o şevk, o heyecan?
Bu güler yüzlü adam ben değilim;
Yalandır kaygısız olduğum yalan.
Hayal meyal şeylerden ilk aşkımız;
Hatırası bile yabancı gelir.
Hayata beraber başladığımız,
Dostlarla da yollar ayrıldı bir bir;
 Gittikçe artıyor yalnızlığımız.
Gökyüzünün başka rengi de varmış!
Geç farkettim taşın sert olduğunu.
Su insanı boğar, ateş yakarmış!
Her doğan günün bir dert olduğunu,
İnsan bu yaşa gelince anlarmış.
Ayva sarı nar kırmızı sonbahar!
Her yıl biraz daha benimsediğim.
Ne dönüp duruyor havada kuşlar?
Nerden çıktı bu cenaze? ölen kim?
Bu kaçıncı bahçe gördüm tarumar?
Neylersin ölüm herkesin başında.
Uyudun uyanamadın olacak.
Kimbilir nerde, nasıl, kaç yaşında?
Bir namazlık saltanatın olacak,
Taht misali o musalla taşında.
                                                    Cahit Sıtkı TARANCI

Çevrimdışı hacile

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 29.175
  • 229.988
  • 29.175
  • 229.988
# 29 Ara 2014 16:10:16
Dostluk; Bazen aynı dala tutunmaktır
Bazen de aynı yüreği paylaşmaktır.
Dostluk; Hissedebilmektir duyguları
Almaktır acıları sessizce yük olmadan
Dostluk; Bazende ağlamaktır özlem duyarak,
Affede bilmektir hataları kin duymadan
Dostluk ; Yürekte taşımaktır,
Unutmamaktır yıllar geçse de
Dostluk; Yolların değil, kalplerin birleşmesidir
Birlikte yaşamaktır yanında olmadan.
İyiki varsınız gönüller bir ailesi ..
Teşekkür ederim ...

Atilla Gençay

Çevrimdışı Asİ Mavİ

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.019
  • 8.342
  • Özel Eğitim Öğrt.
  • 4.019
  • 8.342
  • Özel Eğitim Öğrt.
# 30 Ara 2014 00:27:14
ÖLÜM

Kaç sabahtır geceye uyanıyorum
Ne oldu güneşe aynalarda yokum
Dumanı tüten çay bardaklarına dokunuyorum
Elimi ısıtmıyor
Ağlayınca fark ettim
Gözyaşlarım yanaklarımı ıslatmıyor
Yüreğimde bir ağrı
Bir tek onu hissediyorum
Hissedince anlıyorum
Keşke veda edebilseydim sana
Sımsıkı sarılıp güzel saçlarını koklayıp gitseydim
Ölmüşüm ben ölmüş
Herkesin korktuğu gün bana bugünmüş

CEYHUN YILMAZ

Çevrimdışı Asİ Mavİ

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.019
  • 8.342
  • Özel Eğitim Öğrt.
  • 4.019
  • 8.342
  • Özel Eğitim Öğrt.
# 30 Ara 2014 00:39:27
AYNA 

Bana benzeyen bir gözlerim kaldı 
Bir de kederli bakışlarım 
Düşüncemin olmadığı 
Aynalarda ben varım 

Yalan değil değiştiğim, yalan değil 
Şimdi her şarkı beni ağlatır 
Deli eden insanı zaman değil 
Zamanı unutmamak kahırdır 
Zamandı avuçlarımdan uçup giden 

Hayallerimin olmadığı yerde 
Zamandı düşünceme hükmeden 
İlk sevdiğim şimdi kimbilir nerde? 
Önce hatıralarımı götürdü ölüm 
Zaman aynasında ölümü gördüm 

 ÜMİT YAŞAR OĞUZCAN

Çevrimdışı Misterno_17

  • Uzman Üye
  • *****
  • 3.498
  • 19.655
  • 3.498
  • 19.655
# 30 Ara 2014 08:33:56
İki dudak arası bir zaman
Göz göze geldikse geçerken
Mayıs'la Haziran arasında
Yağmurlu bir saçak altından
Aşktı uçup giden üstümüzden
Aşktı değip geçen yanımızdan

Uyanıp kış uykularından
Şubat'la Mart arasında
Eylül'le Ekim arasında
Yaz sularından kıyıya çıkan
İki adım arası bir zaman
Göz göze geldikse geçerken
Günlük güneşlik bir kaldırımdan
Aşktı uçup giden üstümüzden
Aşktı değip geçen yanımızdan

Aşktı görmedik bilmedikse
Kim bilir hangi Eylül bir daha
Hangi uzak Haziran



Necati CUMALI

Çevrimdışı TANAĞRISI

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 153
  • 4.189
  • 2. Sınıf Öğretmeni
  • 153
  • 4.189
  • 2. Sınıf Öğretmeni
# 30 Ara 2014 09:26:59
SESSİZLİĞİN ÇANLARI - AHMET TELLi


1

Bir çığlığın sessizliğidir
derin suların dinginliği
ki çınlar yüreğin
kararan kayalarında

Derin suların dinginliği
çatlatır yüreğinde korkunun tohumunu
çünkü sessizlik en büyük ustadır
düşü gerçeğe dönüştürüverir apansız

Isırır bir hançerin yılan dili
gibi çatallaşan çeliği
Sonra yalnızca öyküler kalır
ve sen onu yaşarsın çaresiz

2

Dirhem dirhem tartılmaz ki dostluk
yaşanmaz ki vermesini bilmeden
damla damla biriken bir şeyler
boş bir tapınakta birden
çalar gibi olur çanlar

Ve yaşamın hesabını
veremezsin bir türlü kendine
Sonra boğuntular
sessiz haykırışlar
karanlık sokaklara çeker seni

Çanlar beyninde asılı duran
madeni bir gökkubbedir artık
kulaklarına balmumu da akıtsan
delecek beynini bu çığlığımsı sessizlik
ve bu katran gibi yalnızlık

Çevrimdışı birgün birçicek

  • Üyeliği İptal Edildi
  • 310
  • 4.570
  • 310
  • 4.570
# 30 Ara 2014 13:30:09
Rubai

Ömrün o büyük sırrını gör bir bak da
Bir tek kökü kalmış ağacın toprakta
Dünya ne kadar tatlı ki binlerce kişi
Kolsuz ve bacaksız yasayıp durmakta

Orhan Veli Kanık

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK