Sevdiğimiz Şiirler

Çevrimdışı bilaldikici

  • Üyeliği İptal Edildi
  • 2.512
  • 57.274
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 2.512
  • 57.274
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 17 Oca 2015 20:43:06
bir sihir gibiydi şehre inerken gece
mektubun güvercin oldu vardı gizlice
gel diyor, geç olmadan gel, geçiyor yıllar
böyle başladı, dönülmez bu müthiş firar

madem ki yeminimiz var, madem aşk mukadder
işte geldim, bilmesinler yarına kadar
bil ki artık dönüşüm yok, gitti son vapurlar
sakla beni, bulmasınlar sabaha kadar

belki herkesin dilinde şimdi bu firar
belki verildi kararım, şimdi yoldalar..

Çevrimdışı canegt

  • Bilge Üye
  • *****
  • 2.904
  • 12.100
  • 2.904
  • 12.100
# 17 Oca 2015 21:02:22
SON KARŞILAŞMANIN ŞARKISI


Buzdan bir el kalbimi sıkıştırıyordu sanki
Ama bir düşte yürüyor gibiydim
Sağ elimin eldivenini
Çıkarıp sol elime giydim

Bitmez tükenmez gibi geldiler bana
Oysa topu topu üç taneydi basamaklar
"Benimle öl!"diye fısıldadı
Akçaağaçların arasından sonbahar

"Aldatıldım ben...Üzgünüm...
Uçarı,kötü yazgım aldattı beni..."
Dedim ki"Ben de,ben de öyleyim...
Ölürüm...Ölürüm seninle sevgili..."

Son karşılaşmanın şarkısıydı bu
Dönüp bir kez daha baktım karanlık eve,
Yatak odasının penceresinde
Mumlar,kayıtsız,sarı bir ışıkla parlıyordu...


ANNA AHMATOVA(Çev Ataol Behramoğlu)

Çevrimdışı seliali

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 4.869
  • 31.330
  • 2. Sınıf Öğretmeni
  • 4.869
  • 31.330
  • 2. Sınıf Öğretmeni
# 17 Oca 2015 21:06:04
Kirmizi Araba
Süleyman kara biyikli bir isçidir
Ve bu kara biyikli Süleyman'in hikayesidir
Is buldugu günlerde evine dik dönmekte
Ve götürdügü ekmegi yemektedir
Karisi Neriman ve oglu Cevahir'le birlikte

Ne kadar zalim esse de rüzgar
Ne kadar belini bükse de ekmek parasi
Aslan gibi bir adamdir isçi Süleyman

Onun Cevahir’i vardir
Cevahir alti yasindadir
Çünkü gözleri çakmak çakmaktir
Çünkü Süleyman’a bir baska bakmaktadir

Bir pazar sabahi
Tutar babasi Süleyman; Cevahir'in elinden
Ve yaninda kader yoldasi karisi Neriman
Çikarlar gezmeye Istanbul’u inadina
Bir yol düsünür Süleyman
Ulan bu bahti kapali kentte
Yürümek de parayla degildir elbette
Üstelik Neriman’a hanidir istedigi o naylon terlikle
Canindan özgü Cevahirine
Bir gazola bir simidi alabilecek kadar
Para da vardir cepte

Yürürler Istanbul sehrinin kalbine
Önce Nerimanin naylon terligi alinir bir seyyardan
Sonra da begenirler simidin en hasosunu umutlari Cevahir’e

Anlatir isçi baba Süleyman
Is ararken adim adim arsinladigi sokaklari
Bak Cevahir iste su Yeni Cami
Hem cami hem güvercinlerinin bakmasi nasilsa bedavadir

Bak Cevahir su dumani tütenler vapur
Su çiglik çigliga agit yakanlar martilardir
Hem vapurun dumani hem vapurun düdügü de bedavadir
Bak Cevahir su uzakta görünen de köprüdür
Geçmesi degilse de onun da bakmasi bedavadir

O pazar günü
Kara biyikli isçi Süleyman
Karisi can yoldasi Neriman
Ve gözleri çakmak çakmak olan ogullari Cevahir
Gezerler Istanbul sehrini böyle bedavadan

Ve birden mumun alevi söner
Istanbul’un yalani biter
Nasil olur bilinmez takilir Cevahir’in gözü
Bir oyuncakçi vitrininde
Piril piril yanan kirmizi oyuncak arabaya
Döner karabiyikli dag gibi babasi Süleyman’a
Bana su kirmizi arabayi alsana baba
Alsana be Süleyman
Canina can parçana
Bir oyuncak araba almayacaksan eger
Yuh olsun sana
Nasil olsa babasi onu çok sevmektedir
Isin belasi küçük Cevahir bunu bal gibi bilmektedir

Bir vitrindeki kirmizi arabaya bakar Süleyman
Bir karisi Neriman’a
Sonra takilir gözleri Cevahirin gözlerindeki umuda inadina
Ulan alt tarafi bir oyuncak araba
Dünya yansa yorganin yok içinde Süleyman
Alem çökse üstüne hayifin çok Süleyman
Bakarsin cepteki son gazoz parasina
Cevahir’in o kocaman umuduna
Yakisir su kirmizi araba

Birakir karisi Neriman’la Cevahir’i disarda
Girer iflah etmez bir umutla dükkana
Sorar dag gibi Süleyman
Usta su vitrindeki nazli gelin
Su zalimin isiltisi
Su bahtimin kara yildizi
Su Istanbul agrisi
Su Cevahir’in çakmak çakmak gözleri
Su kirmizi araba kaç para
Bir Süleyman’a bakar adam bir arabaya
Çok para der hemserim yani çok para
Süleyman cebinde bir gazoz parasi
Yikilmis bir dag artigi
Bir tufan sonrasi perisanligi
Döner kapiya çikmak için disari
Oglu Cevahir
Kirmizi arabayla getirecek
Babasini beklemektedir
Nasil olsa babasi ordan
O kirmizi arabayla çikacaktir
Nasil olsa
Kara biyikli dag gibi
Isçi Süleyman babasidir
Yani Cevahir’in gözünde o
Dünyanin en güçlü
Dünyanin en zengin
Dünyanin en büyük adamidir
Süleyman

Ama Süleyman
Eli bos çikar dükkandan
Sorar Cevahir hani baba
Hani kirmizi araba
Sorar hesabi bulutlar daga
Nasil desin Süleyman
Nasil desin adam yüregi
Ben onu sana alamadim
Benim ona param yetmedi diye
Baslar aglamaya Cevahir
Baslar bulutlar aglamaya
Yanar yerin yedi arzi
Ve güvercinlerin kalbi baslar kanamaya
Ulan istanbul yanar içine Süleyman’in
Sorar Cevahir
Hani baba hani kirmizi araba
Martilari gösterir Süleyman
Bak ne güzel uçuyor
Cevahir martilar havada
Bos ver kirmizi arabayi
Baksana martilara
Bakmaz martilara Cevahir
Bakar yangin gibi arabaya
Ama bak der Süleyman
Ne güzel uçuyor martilar havada
Cevahir bir çocuktur küçük yüreginde yer çoktur
Takilir gözü martilara
Gözünden sel olup akan kan rengi yaslarini siler
Evet der ne güzel uçuyor martilar havada
Ve unutur gider Cevahir kirmizi arabayi

Unutur gider dalar gözleri martilara
Cevahir unutur unutmasina ya
Kara biyikli dag gibi isçi baba Süleyman
Ömrü boyunca unutmaz o kirmizi arabayi
Her gece dösegine yattiginda
Uyumak için gözlerini kapadiginda
Demir lokma gibi
Bir kirmizi araba takilit durur kursagina
Bütün ömrü boyunca

Iste bu
Kara biyikli Süleyman’in hikayesidir
Ve herkesin bir yerine
Birgün bir Süleyman acisi degmistir



...
İbrahim Sadri

Çevrimdışı harslan05

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 3.416
  • 70.038
  • 3.416
  • 70.038
# 17 Oca 2015 22:15:52
AYDIN MISIN

Kilim gibi dokumada mutsuzluğu
Gidip gelen kara kuşlar havada
Saflar tutulmuş top sesleri gerilerden
Tabanında depremi kara güllelerin
Duymuyor musun

Kaldır başını kan uykulardan
Böyle yürek böyle atardamar
Atmaz olsun
Ses ol ışık ol yumruk ol
Karayeller başına indirmeden çatını
Sel suları bastığın toprağı dönüm dönüm
Alıp götürmeden büyük denizlere
Çabuk ol

Tam çağı işe başlamanın doğan günle
Bul içine tükürdüğün kitapları yeniden
Her satırında buram buram alın teri
Her sayfası günlük güneşlik
Utanma suçun tümü senin değil
Yırt otuzunda aldığın diplomayı
Alfabelik çocuk ol

Yollar kesilmiş alanlar sarılmış
Tel örgüler çevirmiş yöreni
Fırıl fırıl alıcı kuşlar tepende
Benden geçti mi demek istiyorsun
Aç iki kolunu iki yanına
Korkuluk ol

Rıfat ILGAZ

Çevrimdışı BERRAY

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 720
  • 3.010
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 720
  • 3.010
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 17 Oca 2015 22:41:00
ANLATAMIYORUM - ORHAN VELİ KANIK

 Ağlasam sesimi duyar mısınız,
 Mısralarımda;
 Dokunabilir misiniz,
 Göz yaşlarıma, ellerinizle?

 Bilmezdim şarkıların bu kadar güzel,
 Kelimelerinse kifayetsiz olduğunu
 Bu derde düşmeden önce.

 Bir yer var, biliyorum;
 Her şeyi söylemek mümkün;
 Epeyce yaklaşmışım, duyuyorum;
 Anlatamıyorum
 

Çevrimdışı hacile

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 29.169
  • 229.953
  • 29.169
  • 229.953
# 18 Oca 2015 19:58:59

Zulum diyar diyar kol geziyorsa,
Bir yanımız durmadan hep kanıyorsa,
Bir yetim yüreği işaret oysa..

Ordamısın ey dost, ordamısın?

Ölüm var ölüm ölüm var ölüm
kimine hüzün, kimine düğün,
Ölmeden önce ölelim gülüm,
Ölümden öte bir yer var gülüm...

Dünya alev alev kavruluyorsa,
Mazlum çığlıkları duyulmuyorsa,
Bir yetim yüreği işaret oysa..

Ordamısın ey dost, ordamısın?

Ölüm var ölüm ölüm var ölüm
kimine hüzün, kimine düğün,
Ölmeden önce ölelim gülüm,
Ölümden öte bir yer var gülüm...


Ömer Karaoğlu

Çevrimdışı bilaldikici

  • Üyeliği İptal Edildi
  • 2.512
  • 57.274
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 2.512
  • 57.274
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 18 Oca 2015 21:38:30
Her şey yarım kaldı yine ne tuhaf
Aşk yarım nefret yarım hayat yarım
Bir yanım kaçar gibi kovalar bir yanım
Ne kaldı geriye temiz ve saf
Biraz senin yarım biraz benim yarım
Bir tek ben bilirim seni sevdiğimi
Bir de sen bilirsin biraz

Kalabalık kuytularda boğulur çığlıklarım
Kuru bir teselli bulurum ben kendi halime
Vazgeçilmez tutkularda kaybolur yaşadıklarım
Dağılıp giden bir sis halinde

Uzaktan gelir gibi sesin
Sanki hep başka bir alemdesin
Her şeyde biraz seni bulurum
Nerde olsam aklımdasın biraz
Kimse bilmez,kimse duymaz
Bir tek ben bilirim seni sevdiğimi
Bir de sen bilirsin biraz..

Çevrimdışı bilaldikici

  • Üyeliği İptal Edildi
  • 2.512
  • 57.274
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 2.512
  • 57.274
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 18 Oca 2015 22:21:02
ben 'sen' gibiyim ya, sen?
'ben' olur musun?
ben, durulmak istemeyen bir nehir.
sen, üzerimdeki 'virane sal' olur musun?

açsam diyorum...
Yüreğimin tüm kapılarını sana.
sen, içeri süzülen sevdam olur musun?

darbe üstüne bir büyüğü daha!
ama ben uslanmadım.
ben, sen gibi
karanlıkta 'gün'ü yaşadım

bir dilenci misali soruyorum:
'gün'ümdeki karanlığı yırtan
UMUDUM olur musun..

Reyyan Dikici..

Çevrimdışı canegt

  • Bilge Üye
  • *****
  • 2.904
  • 12.100
  • 2.904
  • 12.100
# 18 Oca 2015 22:55:19
Ben Paris’teydim Gare Du L’est’de
Yoksul bir oteldeydim kahrımdan
Seni terketmiştim hırsımdan
Kendimi içkiye vermiştim mektuplarını
Yakıp yırtmıştım bütün mektuplarını
Bana yazdıklarını, yazmadıklarını
On iki elli beş’te içimde isyan çıktı
Paris çıldırmıştı ben çıldırmıştım
Artık öteki ömrümü yaşayacaktım...

[ATTİLÂ İLHAN]

Çevrimdışı Misterno_17

  • Uzman Üye
  • *****
  • 3.498
  • 19.655
  • 3.498
  • 19.655
# 19 Oca 2015 08:08:40
Akarsuya Bırakılan Mektup

Gitme, sonbahar oluyorum, sonrası hiç
Ağaçlar bükmesinler n'olursun boyunlarını
Neden akşam oluyorum tren kalkınca
Kırlangıçlar birdenbire çekip gidince
Mendiller sallanınca neden tıkanıyorum
Öyle çok acımasız ki, öyle birdenbire ki
Az önceki çiçekler nasıl da diken diken
Gitme, sonbahar oluyorum, sonrası hiç.

O sularda çimdik, bitti; köprüleri geçtik, bitti
O elmanın tadı orda, o kuş çoktan öttü, bitti
Artık çocuk değiliz, susarak da bir şeyler diyebiliriz
Günler devlet alacağı, yıllar bir kadehçik buzlu rakı
Oyunlar oyuncaksı, oyuncaklar eski şarkı
Kavaklara oklu yürek çizip duran o çakı
Nerde şimdi, nerde şimdi, nerde o kan sarhoşluğu
Gitme, sonbahar oluyorum, sonrası hiç.

Hasan Hüseyin Korkmazgil

Çevrimdışı birgün birçicek

  • Üyeliği İptal Edildi
  • 310
  • 4.570
  • 310
  • 4.570
# 19 Oca 2015 11:35:22
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Akarsuya Bırakılan Mektup

Gitme, sonbahar oluyorum, sonrası hiç
Ağaçlar bükmesinler n'olursun boyunlarını
Neden akşam oluyorum tren kalkınca
Kırlangıçlar birdenbire çekip gidince
Mendiller sallanınca neden tıkanıyorum
Öyle çok acımasız ki, öyle birdenbire ki
Az önceki çiçekler nasıl da diken diken
Gitme, sonbahar oluyorum, sonrası hiç.

O sularda çimdik, bitti; köprüleri geçtik, bitti
O elmanın tadı orda, o kuş çoktan öttü, bitti
Artık çocuk değiliz, susarak da bir şeyler diyebiliriz
Günler devlet alacağı, yıllar bir kadehçik buzlu rakı
Oyunlar oyuncaksı, oyuncaklar eski şarkı
Kavaklara oklu yürek çizip duran o çakı
Nerde şimdi, nerde şimdi, nerde o kan sarhoşluğu
Gitme, sonbahar oluyorum, sonrası hiç.

Hasan Hüseyin Korkmazgil

...............
Nasıl güzel bi şiirdir... ne çok severim .......

Çevrimdışı nisan öğretmen

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 199
  • 1.426
  • Birleştirilmiş Sınıf
  • 199
  • 1.426
  • Birleştirilmiş Sınıf
# 19 Oca 2015 12:21:53
DİYALEKTİK GAZEL
 
büyük bir şaşaadır ölüm
ebruli nurlarla gelir
öyle bir yanardağdır ki öfkesi
mutantan destur'larla gelir

karşıtıyla yüklüdür herşey
mutlak çözümlerden vazgeç
tartışılmaz mükemmellikler
ne gizli kusurlarla gelir

sen sen ol korkma karanlıktan
dik ışık çekirdeklerini
çünkü en berrak sular bile
en yağlı çamurlarla gelir

nasıl doğmakla başlarsa ölüm
ölmekle başlar öyle hayat
bil ki dünyayı sarsan sıçramalar
birikmiş şuurlarla gelir...

Atilla İlhan

Çevrimdışı harslan05

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 3.416
  • 70.038
  • 3.416
  • 70.038
# 19 Oca 2015 13:50:23
Perçemli Sokak'tan

Gel bulutsuz masalara yaslan
Elimi tut büyüsün
Yüzüme bak çalsın
İçimdeki çalar saat
Dönüş yollarında sarmaş dolaş
Vapurlar geçsin aramızdan

Oktay Rifat

Çevrimdışı hacile

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 29.169
  • 229.953
  • 29.169
  • 229.953
# 19 Oca 2015 21:06:43
Çile

Gâiblerden bir ses geldi: Bu adam,
Gezdirsin boşluğu ense kökünde!
Ve uçtu tepemden birdenbire dam; Gök devrildi, künde üstüne künde...

Pencereye koştum: Kızıl kıyamet!
Dediklerin çıktı, ihtiyar bacı!
Sonsuzluk, elinde bir mavi tülbent,
Ok çekti yukardan, üstüme avcı.

Ateşten zehrini tattım bu okun.
Bir anda kül etti can elmasımı.
Sanki burnum, değdi burnuna (yok) un,
Kustum, öz ağzımdan kafatasımı.

Bir bardak su gibi çalkandı dünya; Söndü istikamet, yıkıldı boşluk.
Al sana hakikat, al sana rüya!
İşte akıllılık, işte sarhoşluk!

Ensemin örsünde bir demir balyoz,
Kapandım yatağa son çare diye.
Bir kanlı şafakta, bana çil horoz,
Yepyeni bir dünya etti hediye.

Bu nasıl bir dünya hikâyesi zor; Mekânı bir satıh, zamanı vehim.
Bütün bir kâinat muşamba dekor,
Bütün bir insanlık yalana teslim.

Nesin sen, hakikat olsan da çekil!
Yetiş körlük, yetiş, takma gözde cam!
Otursun yerine bende her şekil; Vatanım, sevgilim, dostum ve hocam!

Aylarca gezindim, yıkık ve şaşkın,
Benliğim bir kazan ve aklım kepçe.
Deliler köyünden bir menzil aşkın,
Her fikir içimde bir çift kelepçe.

Niçin küçülüyor eşya uzakta?
Gözsüz görüyorum rüyada, nasıl?
Zamanın raksı ne, bir yuvarlakta?
Sonum varmış, onu öğrensem asıl?

Bir fikir ki, sıcak yarada kezzap,
Bir fikir ki, beyin zarında sülük.
Selâm, selâm sana haşmetli azap;
Yandıkça gelişen tılsımlı kütük.
Yalvardım: Gösterin bilmeceme yol!
Ey yedinci kat gök, esrarını aç!
Annemin duası, düş de perde ol!
Bir asâ kes bana, ihtiyar ağaç!
Uyku, kaatillerin bile çeşmesi;
Yorgan, Allahsıza kadar sığınak.
Teselli pınarı, sabır memesi;
Size şerbet, bana kum dolu çanak.

Bu mu, rüyalarda içtiğim cinnet,
Sırrını ararken patlayan gülle?
Yeşil asmalarda depreniş, şehvet;
Karınca sarayı, kupkuru kelle...

Akrep, nokta nokta ruhumu sokmuş,
Mevsimden mevsime girdim böylece.
Gördüm ki, ateşte, cımbızda yokmuş,
Fikir çilesinden büyük işkence.

…………………………………..
…………………………………..
…………………………………..
…………………………………..

Evet, her şey bende bir gizli düğüm;
Ne ölüm terleri döktüm, nelerden!
Dibi yok göklerden yeter ürktüğüm,
Yetişir çektiğim mesafelerden!

Ufuk bir tilkidir, kaçak ve kurnaz;
Yollar bir yumaktır, uzun, dolaşık.
Her gece rüyamı yazan sihirbaz,
Tutuyor önümde bir mavi ışık.

Büyücü, büyücü ne bana hıncın?
Bu kükürtlü duman, nedir inimde?
Camdan keskin, kıldan ince kılıcın,
Bir zehirli kıymık gibi, beynimde.

Lûgat, bir isim ver bana halimden;
Herkesin bildiği dilden bir isim!
Eski esvaplarım, tutun elimden;
Aynalar, söyleyin bana, ben kimim?

Çevrimdışı Asİ Mavİ

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.019
  • 8.342
  • Özel Eğitim Öğrt.
  • 4.019
  • 8.342
  • Özel Eğitim Öğrt.
# 20 Oca 2015 03:28:36
Hiç kimse bir aşkı 
Onarmaya kalkmasın 
Kaybedilmeye değer 
En güzel anında bitirilmişse eğer...

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK