Sevdiğimiz Şiirler

Çevrimdışı asyayeni

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 335
  • 1.416
  • Türkçe Öğretmeni
  • 335
  • 1.416
  • Türkçe Öğretmeni
# 28 Oca 2015 18:12:28
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Merdiven en sevdiğim şiirlerden biri paylasiminiz için teşekkürler sayin hocam


 

Ağır ağır çıkacaksın bu merdivenlerden
Eteklerinde güneş rengi bir yığın yaprak
Ve bir zaman bakacaksın semaya ağlayarak

Sular sarardı yüzün perde perde solmakta
Kızıl havaları seyret ki akşam olmakta

Eğilmiş arza kanar muttasıl kanar güller
Durur alev gibi dallarda kanlı bülbüller
Sular mı yandı neden tunca benziyor mermer

Bu bir lisân-ı hafidir ki ruha dolmakta
Kızıl havaları seyret ki akşam olmakta
 
 

Ahmet Haşim
 
 

Çevrimdışı Misterno_17

  • Uzman Üye
  • *****
  • 3.498
  • 19.655
  • 3.498
  • 19.655
# 29 Oca 2015 14:14:24
Gelmiş Bulundum

Ben mişim---neymiş?---su sesiymiş
Oymuş---cam kırıkları gibi gövdemi yakan---
Yanağında sardunya kokusuyla yazdan
Kimmiş o gelen ya giden kimmiş
Bir yabancı mı, yoksa bir ermiş
Değilmiş, bir çağrı bile yokmuş uzaktan.

Güneş mi batarmış bir özel isim bitirir gibi
Yanmış bir ağacın yaprakları mıymış kımıldayan
Ne kalmış bir önceden ya da bir sonradan
Kim koparmış dalından bu yabani incirleri
Ya kimmiş kıyıya çeken hayalet gemileri
Ne yazılmış nereye bu garip kargaşadan.

Yıldızlar, büyülü ülke, adımı unutturan
Bir kaya, bir ot, bir akarsu
Hangi yaz şarkıcılarının ürpertili korosu
Ki bütün ölüleri sığa çıkaran
Ve kenti bir ölüm derinliğine salan
Yani bir gül solarken bir gülün açma korkusu.

Şiirler yazdım, kitaplar okudum
Elime bir bardak aldım, onu yeniden oydum
Derinlerde kaldım böyle bir zaman
Kim bulmuş ki yerini, kim ne anlamış sanki mutluluktan
Ey yağmur sonraları, loş bahçeler, akşam sefaları
Söylesin benimle biraz bir kere gelmiş bulundum.


Edip CANSEVER

Çevrimdışı esra *27

  • Aktif Üye
  • **
  • 8
  • 51
  • 8
  • 51
# 29 Oca 2015 15:15:08
       Hakim Bey
yine Tehir Etme 3ay Öteye,
bu Dava Dedemden Kaldı Hakim Bey,
30 Yılda Baba Düştü Ardına,
siz Sağ Olun O Da Öldü Hakim Bey.


yaşım 72 Usandım Gel, Git
beni Buldu Burda Yediğim Zılgıt
oğlumun Bir Oğlu Oldu Hakim Beey
                 
            Abdulrahim Karakoç

Çevrimdışı SENA 12345

  • Aktif Üye
  • **
  • 12
  • 75
  • İlköğretim Öğrencisi
  • 12
  • 75
  • İlköğretim Öğrencisi
# 29 Oca 2015 15:30:59
Bırak Deli Haydar-bırak Be Gardaş,
kafayı Bozmaya Değmezbu Dünya,
ister Hızlı Dönsün İsterse Yavaş ,
sen Seni Üzmeye Değmez Bu Dünya.

fani Diyen Varsın Desin Sanane,
gönül Veren Gitsin Versin Sana Ne,
haydut Vursun Hırsız Yesin Sana Ne,
gücenip Kızmaya Değmez Bu Dünya.

nerde Kan Akıtıp Kavga Verenler,
nerde Şimdi Sefasını Sürenler,
ne Götürdü Kucağına Girenler,
bir Yırtık Çizmeye Değmez Bu Dünya.
                                                                      Abdulrahim Karakoç.

Çevrimdışı ESRA1163

  • Üye
  • *
  • 3
  • 22
  • 3
  • 22
# 29 Oca 2015 16:24:05
            toktor  bey
avrat ağır hasta
benim garnım aç
keyif için gelmedik bura toktor bey
bu fukara harcından
yaz da bir ilaç
olsun derdimize bir çare toktor bey

       abdurrahim karakoç   
     

devamı var...

Çevrimdışı okulöncesi266

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 180
  • 1.329
  • 180
  • 1.329
# 29 Oca 2015 16:33:38

Bugünlerde herkes gitmek istiyor.
Küçük bir sahil kasabasına,
Bir başka ülkeye, dağlara, uzaklara..

Hayatından memnun olan yok.
Kiminle konuşsam aynı şey..
Her şeyi, herkesi bırakıp gitme isteği.

Öyle "yanına almak istediği üç şey" falan yok.
Bir kendisi.
Bu yeter zaten.
Her şeyi, herkesi götürdün demektir.
Keşke kendini bırakıp gidebilse insan.
Ama olmuyor.

Hadi kendimize razıyız diyelim, öteki de olmuyor.
Yani her şeyi yüzüstü bırakmak göze alınmıyor.

Böyle gidiyoruz işte.
Bir yanımız "kalk gidelim",
öbür yanımız "otur" diyor.

"Otur" diyen kazanıyor.
O yan kalabalık zira...
İş, güç, sorumluluk, çoluk çocuk, aile,
Güvende olma duygusu...
En kötüsü alışkanlık.
Alışkanlığın verdiği rahatlık,
Monotonluğun doğurduğu bıkkınlığı yeniyor.
Kalıyoruz...
Kuş olup uçmak isterken, ağaç olup kök salıyoruz.

Evlenmeler...
Bir çocuk daha doğurmalar...
Borçlara girmeler...
İşi büyütmeler...

"Sırtında yumurta küfesi olmak" diye bir deyim vardır; Evet, sırtımızda yumurta küfesi var hepimizin,
Kendi imalatımız küfeler.

Ama eğreti de yaşanmaz ki bu dünyada.
Ölüm var zira.
Ölüme inat tutunmak lazım,
İnadına kök salmak lazım.

Bari ufak kaçışlar yapabilsek.
Var tabii yapanlar, ama az.
Sadece kaymak tabakası.
Hepimiz kaçabilsek...
Bütçe, zaman, keyif... Denk olsa.
Gün içinde mesela...
Küçücük gitmeler yapabilsek.

Ne mümkün.
Sabah 9, akşam 18
Sonra başka mecburiyetler
Sıkışıp kaldık.
Sırf yeme, içme, barınmanın bedeli
Bu kadar ağır olmamalı.

Hayatta kalabilmek için bir ömür veriyoruz.
Bir ömür karşılığı, bir ömür yani.
Ne saçma...

Gittiğim olmadı hiç,
Ama olsun... İstemek de güzel.

Çevrimdışı bilaldikici

  • Üyeliği İptal Edildi
  • 2.512
  • 57.274
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 2.512
  • 57.274
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 29 Oca 2015 17:11:04
Aşk Ayrılıktır Birazda

Aşkı ararım birçok şeyi alan benden
Birçok şeyi veren umutsuzken
Sürükler beni kentten kente

Bir yol sapağında bulurum
Düş müdür çocukların gülüşü müdür
Ele avuca sığmaz bir kuş mudur
Aşktır sekişim düşe kalka taştan taşa
Koşarken ardından sokak sokak
Sararan yapraklar ki savrulur
Hüzünlendirmez beni asla
Aşktır çünkü anlam veren onlara da

Neyi ararım yalan gözlerin için
Tutulur da çiseleyen bir yağmura
Bir yanlışlık var bu yağmurda, bu aşkta
Dağılan çiçeklerden anlarım
Aşk göze almaktır yalnızlığı biraz da

Birçok şeye yetişilir şu dünyada
Aşktır yetişilmeyen, ayrılıklarla başlar
Ben ayrılığı sevincim sanmıştım
Aşkmış, sevgisiz kalınca anladım
Kırgınlık da birikir yanlışlarda
Yolların tozanına bakınca anladım..

Ahmet Ada..

Çevrimdışı hacile

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 29.167
  • 229.933
  • 29.167
  • 229.933
# 29 Oca 2015 20:47:10
Sözün bittiği yer vardır
Şiirin bittiği yer
Her şeyin ve herkesin sustuğu
Başların öne düştüğü bir yer
Bazen
Şiir de söz israfıdır
Bir çift ayakkabıdır
'Her Şey'

Çevrimdışı harslan05

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 3.416
  • 70.035
  • 3.416
  • 70.035
# 29 Oca 2015 20:50:49
DEĞİŞMEYEN

Dünyam benim;
Küçücük dünyam,
İşim,
Aşım,
Uğraşım.
Kusurum, yanlışım, yanılmışlığım,
Kızgınlığım, kıskançlığım, alınganlığım,
Birdenbire evrenliğim;
Birbaşıma kalmışlığım bir anda.
Belalara koşmuşluğum;
Sinmişliğim inimde.
Dünyam benim;
Küçücük dünyam benim,
Sevincim, üzüntüm, gerçeğim benim.
Dünyam benim;
Kocaman dünyam benim.
Gündüzlere, gecelere sığmayanlığım,
Caddelere, alanlara sığmayanlığım,
Kocaman dünyam benim.
Kulübede bir ölüm,
Dağbaşında bir ışık,
Kafeste bir kanarya,
Saksıda bir tohumcuk,
Bilinende acım benim.
Bilinmezde kurtuluşum.
Yana yana kül oluşum,
Külde çiçek açışım,
Özlemim, susuzluğum, kaçışım benim.
Kocaman dünyam benim.

Hasan Hüseyin Korkmazgil

Çevrimdışı SENA 12345

  • Aktif Üye
  • **
  • 12
  • 75
  • İlköğretim Öğrencisi
  • 12
  • 75
  • İlköğretim Öğrencisi
# 29 Oca 2015 21:39:38
                             hakim bey
 yine tehir etme 3ay öteye ,
 bu dava dedemden kaldı hakim bey,
 30 yılda babam düştü ardına siz sağlun o da öldü hakim bey,
 40 yıl önce yani babam ölünce kadılıklar hakimliğe dönünce,
 mirasçılar tarla takım bölünce irezillik beni buldu hakim bey,
yaşım 72 usandim gel-git bini buldu burada yediğim zılgıt,
 eğer diyeceksen banane öl git oğlumun bir oğlu oldu hakim bey...
                             abdulrahim karakoç

Çevrimdışı sena *12345

  • B Grubu
  • 3
  • 21
  • 3
  • 21
# 29 Oca 2015 22:37:49
doktor bey
 avrat ağır hasta benim karnım aç ,
keyif için gelmedikbura doktor bey,
 bu fukkara harcından yazda bir ilaç,
 olsun derdimize bir çare doktor bey.

Çevrimdışı ALAMET-i FARİKA

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.093
  • 11.861
  • 1.093
  • 11.861
# 29 Oca 2015 22:47:01


         h.n.a.


SESLENİŞ

Yalnızım, ne kadar aranıp dursam
Baş ucumda seni bulamıyorum.
Güneşten vazgeçip susuz olsam da
Seninle olmadan olamıyorum.

Şu yollar bilmem ki dağ mı, ova mı?
Gitsem bulur muyum kendi yuva mı?
Kuş! Yolun nereye? Bizim eve mi?
Sen götür, ben haber salamıyorum.

Her gece orda bir yaslanan mı var?
Sessizce kirpiği ıslanan mı var?
Uzaktan bana bir seslenen mi var?
Ne diyor? Sesini alamıyorum.

Acaba yaşlı mı kara gözlerin?
İçimde bir derin yara gözlerin…
Daldı mı uzak bir yere gözlerin?
Görmüyor, bilmiyor, bilemiyorum.

Günleri sayarım, geceler iner;
Beklerim geceyi, yıldızlar söner;
Gizli bir yaram var, durmayıp kanar;
Neresi? Bulup da silemiyorum.

Ulaşsa da sana yolların ucu
Varmağa yetmiyor Atsız’ın gücü.
İçimde dururken bu kadar acı
Hala yaşıyorum, ölemiyorum.

Çevrimdışı Misterno_17

  • Uzman Üye
  • *****
  • 3.498
  • 19.655
  • 3.498
  • 19.655
# 30 Oca 2015 09:39:22
HAYAT VE BEN

 Otuzbeşime bastım geçen hafta...

İlk yarı bitti : Hayat:1 - Ben:0...!!!...

Ama belliydi böyle olacağı

Nicedir başlamıştı belirtiler:

Yolda çocuklar "Amca şu topu atıversene" diye seslendiklerinde kuşkulanmıştım ilkin...

Sonra saçlarımdaki beyaz teller tescilledi yarı yolun ufukta göründüğünü,

Baktım; lise fotoğraflarım sararmış, sınıf arkadaşlarım yaşlanmış.

Eş dost sohbetlerinde sağlık ve çocuk konuşulur olmuş, seyahat ve aşk yerine...

Gök gibi gürlemeye alışkın müzik setimin ses düğmesini kısar olmuşum, içimdeki uçurtmanın ipini çekercesine...

Bizim zamanımızda diye başlayan nutuklar atmaya başlamışım mezuniyet törenlerinde,

-Hayret daha dün değil miydi benimkisi?-

Yıllar yılı dudak büktüğüm "ölümden sonra hayat" masallarına kulak kabartmaya başlamışım gizliden gizliye...

İple çektiğim Haziranlara sırt çevirmişim.

Yaşamın orta sahasına girmişim, irkilmişim...

Ruhumun ikizleri yine çekiştiriyorlar kollarımdan; Biri, "daha ne gördün ki" diyor yüzünde papatyalarla, asıl şimdi başlıyor hayat!... Bundan sonrası rahat!" Lakin "Buydu görüp göreceğin" diye efkarlanıyor öteki... ikinci yarı geçer hızla, yaşlanırsın zamanla...

Yaşı genç olanlar 35'e uzak durduklarını sanarak "Sahi oldu mu o kadar? Hiç göstermiyorsun" tesellisindeler.

35'le çoktan tanış olanlarsa "Hayata hoşgeldin" pankartlarıyla karşılamadalar...

İlk yarı sadece bir ısınmaymış meğer: asıl ikinci yarıda anlaşılırmış tadı, hayatın... kavganın... aşkın...

Bense şaşkın... devre arası bilançolarındayım.

Son dönemde kimbilir kaç kez eski anıları yaralı ele geçirdim, belleğimin derinliklerinde?...

Kimbilir kaç kez kendime yakalandım, kendimden kaçarken?...

Ve sustum vicdan sorgularında...

Aksi sedamla bile dertleşmedim. Meğer ne yaman serüvenmiş hayat? Bazen yediveren gülleri gibi bereketli...

Sanki hayat değil, Körfez Krizi mübarek: Bir koyup, beş alıyorsun...

Yaşıyor, seviyor ve seviliyorsun... Bazense kıtlıktan kırılıyor ortalık, şaşıp kalıyorsun...

Oysa -herkes bilmezden gelse de- skoru belli oyunun:

30'larda dedeni ve nineni kaybediyorsun, 40'larda anneni ve babanı... Ve 70'lerde kendini...

Şimdi devre arası, yolun yarısı...

Bugüne dek ancak tanıştık hayatla... Ben ona kendimi tanıttım, O bana kendini...

Göğsüme madalya gibi dizdim hatalarımı...

Zaferlerim onlar benim, olgunluğumun yapıtaşları...

Ve derin bir yara gibi sakladım başarılarımı...

Asansör çıkarken yukarı, dönüp bakmadım bile aşağı...

Dönmesin diye başım...

Ben istikballe arkadaşım...

Ne var ki herşey yarım...

Hayat da yarım, sevdalar da...

Daha diyeti ödenmedi sevinçlerin...

İhanetlerin hesabı sorulmadı...

Nazım'ın dedidği gibi "Kopardım portakalı dalından ama, kabuğu soyulmadı, sevdalara doyulmadı..." "Doydum diyen görmedim ki ben zaten..." Lakin gel de zamana anlat bunu...

Sahi nedir bu telaş, bu kin? Sanki ölüye can yetiştireceksin...

Baktım ikinci yarı kapıda... ve hayatın ceza sahası yakın...

Doldurdum bir kara kutuya 35 yılın hesabını.

Acılar, sancılar bir çekmecede sevdalar diğerinde...

Bir yerde hüzünler ve korkular, bir üstte sevinçler ve zaferler...

Kat kat, dizi dizi dizdim kullanılmıştakvimlerimi,

Sabırla kapattım kutuyu, sevgiyle mühürledim ağzını...

İlk yarı bilançom o benim: Yangında ilk kurtarılacak... Kazada ilk açılacak...

Yarımlar tam olduğunda kara kutuyu açıp bakanlar teşhis koyacaklar halime...

"Çok mutlu olmuş, fazla yüksekten uçmuş zavallı" diyecekler

Ya da,

"Sebepsiz alçalmış... Bile bile vurmuş kendini dağlara!..." Fakat kara kutu ancak bir kısmını söyleyecek hikayenin...

Kalanı benimle gelecek...

Dağların yamaçlarına savuracağım en mahrem hatalarımı...

Reyhanlar saklayacak sırlarımı...

Skoru birtek Ege'nin suları bilecek...

Denize kavuşabilirse eğer içimdeki nehir...

  HAYAT : 0   -   BEN: 1

 Can DÜNDAR

Çevrimdışı bilaldikici

  • Üyeliği İptal Edildi
  • 2.512
  • 57.274
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 2.512
  • 57.274
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 30 Oca 2015 21:46:30
Allah aşkına kalbim,
Sakla sevgini
Ve gizle şikâyet ettiğin şeyi
Seni görenlerden
Ve ganimet bil onu.

Sırları ifşa eden
Benzer ahmağa
Susmak ve gizlemek
Daha yaraşır aşığa

Allah aşkına kalbim,
Sana geldiğinde
Bir soruşturucu
Gelirse sana sorarak sıkıntını
Gizle!

Ey kalp eğer derlerse:
“Nerede sevdiğin?”
De ki: “Belki esir almıştır,
Benden başkasını”
Ve sonra mutlu görün.

Allah aşkına kalbim,
Gizle hüznünü
Seni üzen nedir ki
Dermanından başka
Bunu bil.

Ruhlardaki sevgi
Kadehteki şarap gibidir
Ne su görünür onda
Ne nefesler gizlenir.

Allah aşkına kalbim,
Hapset dertlerini,
Denizler coşsa da
Yahut yıkılsa da felekler
Sen esenlikte ol!

Halil Cibran..

Çevrimdışı GÜLCE90

  • Uzman Üye
  • *****
  • 2.488
  • 16.361
  • 2. Sınıf Öğretmeni
  • 2.488
  • 16.361
  • 2. Sınıf Öğretmeni
# 31 Oca 2015 12:16:27
KEHRİBAR SARISI HASRET

Ben uzaklarda bile böyle
Kehribar sarısı hasreti sevdim
Büyüttüm içimde kar yangınlarını
Serdim aşka dair; içli, nefesli
Varsa ne kadar görklü kelimeler
Cem oldum onlarla her vakit
Hasrette şiirin hazzına erdim...

Günler devrilirken hasretimin üstüne
Hasretim volkan olup patlarken
Çatlarken günün vakti inceden
Hem de yüreğimin orta yerinde
Derûnumda açsa bile en onulmaz
En kapanmaz bıçak sırtı yaralar
Ben uzaklarda bile böyle
Kehribar sarısı hasreti de sevdim

Ey vuslatı gül şehrinin burcunda
İnce uzun yollarında bekleyen
Göz rengini Marmara'nın firûze
Okyanus mavisinden alan
Sevdin mi hüzün dolu hasreti sende
Varsa içinde dehşetengiz bir sevgi
Sevilmez deme, hasrette sevilir
Çekinme bana, çekinme söyle...

CELALETTİN KURT

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK