Sevdiğimiz Şiirler

Çevrimdışı polyanna_

  • Aktif Üye
  • **
  • 83
  • 796
  • 83
  • 796
# 21 Tem 2015 11:26:00
AYDINLIK NEYİN OLUYOR
Aydınlık neyin oluyor senin
Gökyüzü akraban filan mı
Beni bulur bulmaz gözlerin
Şimşek çakıyorum yalan mı
Yüzünde yalazını gezdirdiğin
Saçlarından tutuşmuş orman mı
Akla ziyan bir şey elektriğin
Ayışığı mavisi dudaklarından mı
O ışık zenginliği mi giyindiğin
Uzay tozları mı yıldızlardan mı
Elime dokunduğu an elin
Güneşler açıyorum sahi ondan mı
Aydınlık neyin oluyor senin
Attila İlhan

Çevrimdışı polyanna_

  • Aktif Üye
  • **
  • 83
  • 796
  • 83
  • 796
# 21 Tem 2015 11:28:13
SEN BENİM HİÇBİR ŞEYİMSİN
Sen benim hiçbir şeyimsin
Yazdıklarımdan çok daha az
Hiç kimse misin bilmem ki nesin
Lüzumundan fazla beyaz
Sen benim hiçbir şeyimsin
Varlığın yokluğun anlaşılmaz
Galiba eski liman üzerindesin
Nasıl karanlığıma bir yıldız olmak
Dudaklarınla cama çizdiğin
En fazla sonbahar otellerinde
Üniversiteli bir kız uykusu bulmak
Yalnızlığı öldüresiye çirkin
Sabaha karşı ölduresiye korkak
Kulağı çabucak telefon zillerinde
Sen benim hiçbir şeyimsin
Hiçbir sevişmek yaşamışlığım
Henüz boş bir roman sahifesinde
Hiç kimse misin bilmem ki nesin
Ne çok çığlıkların silemediği
Zaten yok bir tren penceresinde
Sen benim hiçbir şeyimsin
Yabancı bir şarkı gibi yarım
Yağmurlu bir ağaç gibi ıslak
Hiç kimse misin bilmem ki nesin
Uykumun arasında çağırdığım
Çocukluk sesinle ağlayarak
Sen benim hiçbir şeyimsin
Attila İlha

Çevrimdışı canegt

  • Bilge Üye
  • *****
  • 2.904
  • 12.100
  • 2.904
  • 12.100
# 21 Tem 2015 20:41:15
HAYKIR ACINI EY HALK
 
 
Haykır acını ey halk, baş eğme haykır
Bir yol kavşağındasın ve ancak
Yaraların, haykırışlarla onarılır
Bir yol kavşağındasın ve senin
Değişmek için çırpınıyor kaderin
Kuşan alnında biriken o kara teri
Sırtında şakırdayan kırbacı kopar
Soluk al, ışıldat o mazlum yüreğini
Bak; korlaştı acıların, kozalandı
Ey halk, parçala şu nankör suskunluğunu
Baş kaldır artık
Sevginin ve öfkenin uğultusunu
Bağrına vura vura taşırken sana
Karşılık gözetmiyor o gencecik insanlar
Ne barbarın tehdidi, ne dişleri kıran elektrik
Dalga dalga yayılan o rüzgarı durdurabilir
Bu direniş senin için ey halk
Bu çığlık senin kollarınla
Yıkılsın şu köhne dünya
Ve coşkuyla yeniden kurulsun diye çınlatıyor hayatı
Bir yol kavşağındasın fakat
Mutlaka değişecek kaderin
Bunu bekliyor şu ıslak çukurlarda yürüyen şu yoksul çocuk
Bunu bekliyor gözevleri kurutulmuş analar
Bunu bekliyor zincirin oyduğu bilek
Bunu bekliyor açlık, kuraklık, ılık ılık akan kan
Bunun için en gençlerimizi ölümle tanıştırdık
Kuşan kendini artık
Biraz da gövdeni yüreğinle kırbaçla
Ey halk, haykır acını; bu kara dumanı dağıt
 
Nihat BEHRAM
 
AYAKLANMA ÇAĞRISI
 
 
Sihriydi tutkuların. Şiir bitti!
Solunarak süzülen tılsımı kalmadı gönlün.
 
 
Şiir bitti! Kurudu esin çağlayanı umudun
Dindi suların tendeki çılgın uğultusu
Öpüşlerden düşlerin filizleri yolundu
Kimse ağlamıyor özlerken.
 
 
Şiir bitti! Uçukladı dudakları sevginin
Bakışlar yapayalnız, yalnızlık çırılçıplak
Gülüşler kuşsuz, kıvılcımsız
Can bitkin, dil tutsak.
 
 
Şiir bitti! Bulandı yüreğin özgür sesi
Teslimiyet başıboş
Yiğitlik evcil
Onur sessizce köreldi gözevlerinde
Dişlerin arasında bilendi küfür: paslı, keskin
Oyuncu arsız, seyirci bezgin
Ne dövüş soylu ne seviş
Çığlığı duyulmuyor sevincin.
 
 
Şiir bitti! Söndü içtenliğin güven ateşi
Sevgilin zehrin kılabilir gizemli anıları
Dostun katilin olabilir
Nefret hırçın, şefkat uyuşuk, merak sinsi
Acının sırdaşı ayrılıklar uluorta kudurgan.
 
 
Şiir bitti! Tozlandı hançeresi sezginin
Susan da ikiyüzlü konuşan da
İhanetin sinmediği giz unutuldu
Yalan doruklarda çığırtkan.
 
 
Şiir bitti! Bozuldu ışıktan büyüsü duyguların
Korkunun da ucuzları türedi coşkunun da
Erdem sığlaşıp özüne yabancılaştı
Dal kuru, dalga uysal
Herkes her şeyin sahtesine alışkın.
 
 
Şiir bitti! Soldu içli sesin beslediği tomurcuk
Alaycı çalgıcılar dökülüyor şarkılardan
Hüzün sürgün, aşk yılışık.
 
 
Şiir bitti! Dindi rüzgârı tükenmez gücün
Ağıtlar yetim, türküler öksüz
Zalim yaradana pervasız, mazlum ölümüne çaresiz.
 
 
Şiir bitti! Soğudu tezcanlı yüreğin yanardağı
Ne dövüşün külhanı kaldı ne sevişmenin
Suskunluk kanıksandı, kabalık azgın
Ne Dadal'a sadık halk ne Karacaoğlan'a
Sokakta sabrın tiryakisi ruhsuz bir kalabalık.
 
Tek umut ki -yaşam bitti demeye varmıyor dilim-
O da çocukların sesleri.
 
İsyan edin isyan edin isyan edin!
 
Nihat BEHRAM

Çevrimiçi hacile

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 28.975
  • 228.577
  • 28.975
  • 228.577
# 22 Tem 2015 09:42:05
Artık sussun
Bu yeryüzünün çığlığı
Sussun ve pas tutsun
Acı çığlıklar
Ne analar ağlasın
Ne Mülteci göçler olsun
Anayurdundan
Ocaklar tütsün
Ocaklar sönmesin
Çocuklar gülsün
Çocuklar ölmesin
Ve
Sussun artık
Ateş'e körükle giden
Şu her gün konuşanlar.

Çevrimdışı polyanna_

  • Aktif Üye
  • **
  • 83
  • 796
  • 83
  • 796
# 22 Tem 2015 11:07:37
Acı çekmek özgürlükse
Özgürdük ikimiz de
O, yuvasız çalıkuşu
Bense kafeste kanarya
O, dolaşmış daldan dala
Savurmuş yüreğini
Ben bölmüşüm yüreğimi
Başkaldıran dizelere
Kavuşmak özgürlükse
özgürdük ikimiz de
elleri çığlık çığlık
yanyana iki dünya
ikimiz iki dağdan
iki hırçın su gibi
akıp gelmiştik
buluşmuştuk bir kavşakta
unutmuştuk ayrılığı
yok saymıştık özlemeyi
şarkımıza dalmıştık
mutluluk mavi çocuk
oynardı bahçemizde
aramakmış oysa sevmek
özlemekmiş oysa sevmek
bulup bulup yitirmekmiş
düşsel bir oyuncağı
yalanmış hepsi yalan
sevmek diye bir şey vardı
sevmek diye bir şey yokmuş
Acı çektim günlerce
Acı çektim susarak
Şu kısacık konutlukta
Deprem kargaşasında
Yaşadım bir kaç bin yıl
Acılara tutunarak
Acı çekmek özgürlükse
Özgürüz ikimizde
acılardan artakalan
işte o bakışlarmış
kuğu diye gözlerimde
gün batımı bulutlarmış
yalanmış hepsi yalan
savrulup gitmek varmış
ayrı yörüngelerde...
 
Hasan Hüseyin Korkmazgil

Çevrimiçi hacile

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 28.975
  • 228.577
  • 28.975
  • 228.577
# 22 Tem 2015 11:10:31
AŞK
Andolsun bütün örtülere, andolsun bütün örtünenlere ki,
Kar altInda terleyerek uyanmaktır aşk.
Yanmış iki cesedin kına gibi külleri arasından
Fışkın sürerce dirilip yeniden yanmaktır aşk.
Cümle ağaç kapıları, cümle demir kapıları aşıp,
Bir gönül kapısına dayanmaktır aşk.
Sevgilinin otağını gökkusağına boyayıp gece-gündüz,
Hüznün safran sarısıyla boyanmaktır aşk.
Yaratmaktır ya da sevgilinin toprağından yaratılmak,
Her nefes alıp verişte yanmaktır aşk.
İsmaili bir gönülle teslim olmaktır bıçağa,
Birini kandırmak değil, bilerek kanmaktır aşk.
Diline arılar konar, koynunda karıncalar gezer,
Sevgilinin ölçeğiyle her zaman sınanmaktır aşk.
İsrafil'in Sur'unu ruhunda duymaktır aşk,
Suyu suyla yumak gibi aşka inanmaktır aşk.
Bahaettin Karakoç

Çevrimdışı harslan05

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 3.411
  • 69.898
  • 3.411
  • 69.898
# 22 Tem 2015 13:10:10
Ne çıkar ateşböceği sansalar bizi?

düşünüyorum da,
sanırım en büyük korkumuz olduğumuz gibi görünmek.
yumuşacık kalbimizin fark edilmesi,
naif yönlerimizin keşfedilmesi,
cesaretsizliğimizin anlaşılması,
korkularımızın paylaşılması
sanki zarar göreceğimizin en büyük işareti.
kabuklarımızın altında
kendimizi saklamakta ne kadar da ustayız.
ve ne kadar güçlü korunuyoruz, kalkanlarımızın ardında.
hissedilmeden, el değmeden, sevgimizi göstermeden.
istiridyeler, deniz minareleri, midyeler.
kirpiler ve kaplumbağalar gibi.
sahi koruyor mu bizi bu çatlamamış sert kabuk?
kimse incitemiyor mu duygularımızı, inançlarımızı, benliğimizi?
yoksa zarar mi veriyor bu ürkeklik, bu kabuk bize.?
hissettiklerimizi gölgeliyor, yansıtmıyor mu gerçek kimliğimizi?
duygularımızı bastırıyor, el ele tutuşmamızı engelliyor mu?
eğer bir yıldız gibi ışıl ışılsam ve bir yıldız kadar parlak.
ne çıkar ateşböceği sansalar beni?
belki en hoyrat yürek bile ateşböceğinin
o uçucu, masum, sevimli çocuksuluğuna el kaldırmaya kıyamaz?
güçlü kapıların arkasına kilitlemesem kendimi, korkaklığımı, sevgi isteğimi
en insani yönlerimi kayıtsızca sunabilsem
bu sert kabuğun ağırlığından kurtulup
bir kus gibi uçacağım özgürce.
anlaşılacağım ve bir ayna gibi yansıyacağım
karşımdakine.
o da çözülecek belki.
samimi ve güvenliksiz, silahsız biriyle göz göze gelince.
oysa bir görebilsek bunu.
kalmadı böyle insanlar demesek.
güven duygusuna bu kadar muhtaç olmasak.
kırılmaktan korkmasak.
incinsek, yaralansak.
ne olur bir darbe daha alsak.
yeniden açsak kendimizi, atabilsek o kabuğu.
denesek.
risk alsak.
yanılsak.
fark etmez.
tekrar, tekrar bıkmadan denesek.
ve kucaklaşsak yeniden.
tıpkı eskisi gibi.
ne olduğunu anlayamadığımız o on beş yıldan öncesi gibi.
o zaman fark edeceğiz.
ne kadar özlediğimizi birbirimizi.
neler biriktirdiğimizi,
kaybolan değerlerimizi ne kadar özlediğimizi.
beraber geldik beraber gidiyoruz oysa.
vakit az, paylaşmak, sarılmak için.
yasadığımız coğrafya zor, şartları ağır.
yüreği daha fazla küstürmemek lazım.
sırtımızda ağır küfeler, her gün katlanan.
ve koşullar bir türlü düzelmeyen.
sevgiye çok ihtiyacımız var.
ufukta kara bir kış görünüyor.
ancak birbirimize sokulursak atlatırız o günleri.
kırın o sert, o ağır kabuklarınızı.
kurtulun bu yükten.
korumuyor o kabuklar, aksine zarar veriyor bize.
yalnızlığa mahkum ediyor bizleri.
hem hepimiz bir yıldızız.
ne çıkar ateşböceği sansalar bizi?

Rabindranath Tagore.

Çevrimdışı munzeviçığlık

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.642
  • 22.384
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 4.642
  • 22.384
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 22 Tem 2015 16:49:04
- Yeni Aşka Gazel-
 
Gözlerdi tutuşan dilsiz bir kederle
Gözlerdi, gereksiz kılan sözcükleri

Gözlerdi, tutkulu, sevecen, kaygılı
Gözlerdi, arkadaş, anne, sevgili


Gözlerdi, çocuk masumluğunda
Ve bir yürek gibi atan

Gözlerdi, bakarken dünyaya
Onu anlamla aydınlatan

Gözlerdi, bakışlarıyla kucaklayan
Gözlerdi, umutsuzca özlediğim

Gözlerdi, şimdi artık olmayan
Gözlerdi, sonsuzca yitirdiğim

Gözlerdi, çocukluğumun gözleri
Şimdi hani dünyalarda kim bilir

Saç örüklerinde bir kızın
Belki cam bilyaların peşindedir

Ve ilk gençliğimin gözleri
Arayışında ilk şiirlerin

İlk sevdaların ardında
Ve bulutsu düşlerin

Gözlerdi, nasıl da inanmak isteyen
Yaşamın ölümsüz olduğuna

Gözlerdi, usulca sönüp giden
Bir ışık gibi karanlıkta

Gözlerdi, tutuşan dilsiz bir kederle
Gözlerdi, arkadaş, anne, sevgili

Gözlerdi tutkulu, sevecen, kaygılı
Gözlerdi, sevdiklerimin gözleri

Ataol Behramoğlu

Çevrimdışı REİKİ26

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 282
  • 4.077
  • 282
  • 4.077
# 22 Tem 2015 19:02:36
                      YAKARCASINA  GEL........!

Yüreğim Devam Ediyor Seni Hissetmeye...
Yalnızlığı Çiziyor Yıldızlarla Gökyüzüne...
Issız Bir Gecede Yine Ben Senle...
Yüreğim Yine Kederde...
Seni Düşünüyorum Sadece...
Bir Adım Atıyorum, Yüreğim En Çıkmazların İçinde...
Bir Adım Daha Atıyorum, Yüreğim Sırılsıklam Yerlerde...
Bitmiyor Yol...
Bitiremyorum...
Sesim Islak...
Tenim Islak...
Yüreğim Islak...
Yağmurdan Değil, Özleminden, Hasretinden, Sevginden...
Deliliğimden Değil Kendimi Yollara Atmam, Sadece Seni Deli Gibi Sevdiğimden...
Gecenin Sana Hasret Zamanları Şimdi...
Gözlerin Düşmüş Yüreğimin Sana Hasret Denizlerine...
Sen Kokan Senden Olan Düşünceler Benliğimde...
Gel Bu Gece!
Tüm Benliğinle Beni Yakarcasına Gel!
Gecenin Yalnızlığı Sarmasın Beni, Beni Sararcasına Gel!
Seni Düşünüyorum Şu An...
Yüreğimin Sana Hasret Kumsallarında Bir Tek Sen ve Ben...
Ateşin Düşüyor Geceme...
Nefesin Değiyor Nefesime...
Ve Ben Sende Kayboluyorum...
Gecenin Sana Hasret Zamanları Şimdi...
Efkarının Kor Olduğu Zamanlar...
Hayalin Yanımdayken Yokluğunda Kayboluyorum...
Seni Düşünüyorum Ben...
Ruhumda Senden Fırtınalar Kopuyor...
Yüreğim Alevsiz Yangınlarda Şimdi...
Gel Bu Gece!
Beni Sararcasına, Yakarcasına Gel...

Arzular Sarmışken Bedeni...
Delice Ararken Benliğim Benliğini...
Ateşten Kor Misali, Seni İstiyorum!
Gözlerimde Gözlerini Bulmuşken...
Dudakların Dudaklarımı Yakmışken...
Yüreğimde Kışım Senle Bahara Dönmüşken Seni İstiyorum!
Bu Şehrin Sokakları Yalnızlığıma Dostken...
O Şehrin Sokakları Sen Kokuyorken...
Tenimi Teninin Ateşi Sarmışken Seni İstiyorum!
Senden Aşk'ı İlmek İlmek Dokurken...
Rüzgarın Titreten Nağmelerinde Seni Dinlerken...
Gecenin Kollarında Delice Savrulurken Ben Seni, Seni İstiyorum!

Sana Akıyorum Bu Gece...
Çünkü Bir İnsanı Tutkuyla, Beklentisiz, Delice Sevmenin Ne Anlama Geldiğini Biliyorum...
Birini Böyle Seveceksem Bu Sadece Sen Olmalısın Diyorum...
Seni Nefes Nefese Gecelere...
Sevdaya Uyanan Sabahlara...
Aşk Dolu Bitimsiz Günlere Davet Ediyorum...
Gel Benimle...
Aşk'ın da Tutkunun da En Koyusunu Yaşayalım...
Bir Kalbi Keşfetmenin Hazzına Yeniden Varalım...
Bir Tende Erimek Neymiş Hatırlayalım...
Aşk'ın Rehber Olduğu Bir Yolculuğa Çıkalım...!

Karanlıklar İçinde Bile Bıraksan Aydınlığım Sensin...
Sen, Ellerini Tutamadığım...
Kokunu Duyamadığım...
Gözlerine Bakamadığımsın...
Yine de Sen Hayallerimdeki Tek KADINSIN...
Bilmesen de, Sevmesen de Hayatımın En Güzel Köşesinde, Yüreğimdesin...

Çevrimdışı Misterno_17

  • Uzman Üye
  • *****
  • 3.498
  • 19.655
  • 3.498
  • 19.655
# 22 Tem 2015 20:31:45
ÇOK SEVMİŞTİ

Herhangi bir geminin limandan ayrılmasına bile ağlar oldum
Sonra akşamların gelişi gündüzlerin vedası üzdü beni
Sayende yaşadığıma bile efkarlanıyorum
Artık gerisini sen düşün
Sebepsiz hüzünlerdir benim kirpiklerim
İster istemez öpüp kaçarlar beni
Hiçbir şey olamamış gibi
Nasıl bir selama mutlu oluyorsam
Sensizliğimde bir yağmur damlası bazen kahrediyor beni
Çok genç öleceğim belki
Belkide yaşayanlar kendi nefeslerine bile inanamayacaklar öldüğümde
Elbette her veda gibi hüzünle uğurlanacağım
Kimileri üzülecek kimilerinden fazla
Az yaşadı diyecekler arkamdan az yaşadı
Ama çok sevmişti...
 
Ceyhun Yılmaz

Çevrimdışı ALAMET-i FARİKA

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.093
  • 11.860
  • 1.093
  • 11.860
# 22 Tem 2015 22:41:27


         h.n.a.


TÜRKİSTAN İHTİLALCİLERİNİN TÜRKÜSÜ

Ey, Türkistan, şanlı ülke, güzel anayurt!
Bir gün gelir kaldırırız yine bayrağı;
İçimizden elbet çıkar yeni bir Bozkurt,
Yabancıdan geri alır kutlu toprağı…

Küçük kuşlar bize her gün şöylece çiler:
Ey ölümle el sıkışan ihtilalciler!
Size der ki gökten inen kutsi elçiler!
Siz buldunuz ebediyet denen kaynağı…

Biz, mezarsız ölüp giden genç atsızlarız;
Yaramızı suyla yıkar, otla sararız;
Kimsemiz yok, fakat gönüllerde biz varız,
Bize şefkat sunmaz hiçbir kadın dudağı…

Bak Timur’un, Gültekin’in ruhu ne diyor:
Şanlı günler şimdi efsane diyor,
İt canlı rus vatanını soyuyor, yiyor,
Ey, büyük Türk haydi artık kaldır sancağı!

Mazideki zaferlerden kalmadı bir iz;
Döktüğünüz kanlar oldu bir deniz…
Birgün elbet yeni baştan birleştiririz:
Türkmen, Kırgız, Uygur, Başkurt, Özbek, Kazağı.

Çevrimdışı polyanna_

  • Aktif Üye
  • **
  • 83
  • 796
  • 83
  • 796
# 22 Tem 2015 23:09:16
Gül renginde gün doğarken
Boğazdan gemiler usulca geçerken
Gel çıkalım bu şehirden
Ağaçlar,gökyüzü ve toprak uyurken

Dolaşalım kumsallarda
Çılgın kalabalık artık uzaklarda
Yorulursan yaslan bana
Sarılıp uyuyalım gün batımında

Belki üstümüzden bir kuş geçer
Kanadından bir tüy düşer
İner döne döne gökyüzünden
Hiç bir yüz güzel değil senin yüzünden
Haydi kalk gidelim bu şehirden
Gün doğarken ya da güneş batarken
Belki kuşlar geçer üstümüzden
Kanatlanır senin ellerinden...
Ellerinden...

Çevrimdışı ferdem

  • Bilge Üye
  • *****
  • 4.415
  • 27.381
  • 4.415
  • 27.381
# 22 Tem 2015 23:34:21
Güneş yükselmeden kuşluk yerine
Bir adam camiden döndü evine
Oturdu sessizce yer minderine
Kızı "Bayram" dedi, yalın ayaklı
Adam "Bayram" dedi, tam ağlamaklı..
Eli öpüldükçe içi burkuldu
Konuşmak istedi, dili tutuldu
Güç belâ ağzından bir "off! " kurtuldu
Oğlu "Bayram" dedi, sırtı yamalı
Adam "he ya" dedi, gözü kapalı..
Düşündü kış yakın, evde odun yok
Tenekede yağ yok, çuvalda un yok
Yok yoka karışmış; tuz yok, sabun yok
Avrat "Bayram" dedi, eğdi başını
Adam "evet" dedi, sıktı dişini..
Çalışsa ne iş var, ne cepte para
Dağ oldu içinde büyüyen yara
Dikti gözlerini karşı duvara
Takvim "Bayram" dedi, silindi yazı
Adam "öyle" dedi, bağrında sızı..
Döndürse yönünü herhangi dosta
Yaralı, gariban, dul, yetim, hasta
Yıllar, aylar, günler erirken yasta
Yer-gök "Bayram" dedi, ağzını açtı
Adam "Bayram" dedi, evinden kaçtı..

.
|Abdurrahim Karakoç|

Çevrimiçi hacile

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 28.975
  • 228.577
  • 28.975
  • 228.577
# 22 Tem 2015 23:40:15
Sefan ile cefan ile
Yaşarken döndün küle.
Ah edip şu bülbüle,
Ayandır göründüğün,
Vuslat uğruna döne döne,
Yeter artık süründüğün...

Çevrimdışı yaar23

  • Bilge Üye
  • *****
  • 3.393
  • 37.805
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 3.393
  • 37.805
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 23 Tem 2015 00:24:40
Seneler geçer gider ömürü biçer gider,
Ölümün şerbetini her gelen içer gider.
İlkbahar güze gider gece gündüze gider,
Batması korkulan çöp sakınan göze gider.
Ömür zevkine gider nefret de kine gider,
Gönül güzeli sever güzel çirkine gider.
                      Atakan Korkmaz

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK