Sevdiğimiz Şiirler

önümden çekilirsen istanbul görünecek
nerede olduğumu bileceğim


gözlerini söndürme muhtacım
ben senin aydınlığına muhtacım
yepyeni bir ilkbahar harcayıp
bir yaz boğup bir sonbahar harcayıp
rüzgâr gülünü arayacağım
oran'da pernanbouc'ta tombuktu'da
vinçler yine akşamları indirecekler
yine karanlığa bulaşacağım
gözlerin rüzgârda savrulacak


ikimiz iki sap buğday olsak
sen benim olsan ben senin olsam
bir gece vakti aklına gelsem
uykunu tutsam bırakmasam
seni kucaklasam kucaklasam
birbirimizin kalbini dinlesek
dünyanın kalbini dinlesek
büyük ateşler yaksalar
iki güvercin uçursalar
nerede olduğumuzu bilsek..

Atilla İlhan

Oydu bir bakışta tanıdım onu
Kuşlar bakımından uçarı
Çocuk tutumuyla beklenmedik
Uzatmış ay aydınlık karanlığıma
Nerden uzatmışsa tenha boynunu

Dünyanın en güzel kadını oydu
Saçlarını tarasa baştan başa rumeli
Otursa ama hiç oturmaz ki
Kan kadını rüzgardı atların
Hep andım ne yaşanır olduğunu

En çok neresi mi ağzıydı elbet
Bütün duyarlıklara ayarlı
Öpüşlerin türlüsünden elhamra
Sınırsız denizinde çarşafların
Bir gider bir gelirdi işlek ağzı

Ah şimdi benim gözlerim
Bir ağlamaktı tutturmuş gidiyor
Bir kadın gömleği üstümde
Günün maviliği ondan
Gecenin horozu ondan.

CEMAL SÜREYA

kim anlatacak ona
bir savaş uçağına harcanan paranın
kaç ekmek satın aldığını
ya da
tanklar neden süt taşımaz açlığa

onun savaşı
bir tas sıcak çorba uğruna

ürkek gözleri soruyor
kimin savaşı bu
kim biliyor sonunu

yakışır mı ölüme çocuk

            ../ oya karaege

             Dünya dönüyor eve

Her zamanki şeyler, geçim derdi vs.

Ömrümüz usulca çekiliyor göndere.


Yürüdükçe yoruyoruz seni yol

İnsanlık öldükçe nüfus artıyor.


Ah diyorum, ne yapayım ben?

Gökyüzü kalıyor bizden geriye

Çalışmak,çabalamak,yine de..


Yer arıyorum, üzülmek için

Eskiler pişermiş kısık ateşte

Ayağa düştü şimdi büyümek bile


Sıkılmak gibiyim sonuna doğru

Ne çok istiyorum akşam olmayı

Yanağa yaklaşan öpücük gibi

Uykunun dallarına konmayı.

Yaz gelir, dedim
Geçer üşümesi kalbimizin.
Bu, dünyalık acele
Batar bir gün bedenine insanın.
Bir külü üflemekten bembeyaz
– Ağzımızda bir kesik su –
Uzanırız simsiyah yataklara..

Anlatabilmek için bunu sana
Kaç güz yaşattım, kaç gözyaşı kurusu:

Bir tek pişmanlığın gülü solmaz.

Şükrü Erbaş

         h.n.a.

DAYAN KALBİM


Seni dağladılar, değil mi kalbim,
Her yanın, içi su dolu kabarcık.
Bulunmaz bu halden anlar bir ilim;
Akıl yırtık çuval, sökük dağarcık.

Sensin gökten gelen oklara hedef;
Oyası ateşle işlenen gergef.
Çekme üç beş günlük dünyaya esef!

N.F.K

PENCERE
pencereyi kapama
gök dolabilir içeri
sen neyi görebilirsin
ıslak bir bulutun ağışını mı

pencereyi kapama
kuş dolabilir içeri
sen neyi taşıyabilirsin
kırık bir dalın yükünü mü

Pencereyi aç
soluğun çıksın dışarı
sen büyütmedin mi ciğerinde onu
Kokusu hayatı yıkasın diye

Pencereyi aç
sesin sarsın dünyayı
duyulur elbet ta ötelerden
Yürek kendini tanır
ARKADAŞ ZEKAİ ÖZGER               

Sen buğulu bir camın arkasında izlediğim hayatın yarısısın.
Sen sağanakla gelen sabahlarda çok eski bir şarkının adısın

Yılmaz Odabaşı

[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]

Ben bazen eksilirim biraz,
Aslında hepimiz eksilirmişiz biraz.
Bunu sonradan öğrendim..
Ben aslında her şeyi sonradan öğrendim.
Herkes herkesi sonradan öğrenirmiş,
Bunu da sonradan öğrendim..

Turgut Uyar

Bir yaz geçti
Tozu dumana katarak
Kavun karpuz yüklü
Bir yaz geçti.
Bir yaz geçti yanı başımızdan
Dişimizden tırnağımızdan
Alı al moru mor
Nefes nefese bir yaz geçti
--Bedri Rahmi Eyüboğlu--

.......
Razı olma hiçbir sessizliğe
Biliyorsun seni seviyorum
Sana pencereden bakmasını öğreteceğim..

Cemal Süreyya

Gerçek Aşk

Aşkların en güzeli uğrunda ölmeyi göze almaktır
Seviyorum demek değil hayatını ona adamaktır
Yaşamın boyunca onun aşkıyla alev alev yanmaktır
Başkalarını bırak onu kendi gözünden bile kıskanmaktır
Sevdiğinden başkasının saçının bir teline olsun dokunmasına engel olmandır
Her zaman doğru olanı değilde kalbinin haykırışını duymaktır
Ona ve aşkına ihanet etmektense kara toprağı sarmayı arzulamaktır
İşte gerçek aşk bütün bunları seve seve katlanmandır

Plaza Türküsü

Servislerini kaçırmazlar çantasız çıkmazlar işe ekmek getirmeyi sevmezler
Hello’larla hi’larla güne başlarlar ellerinde caramel macchiato’larla
Ayakta kahvaltı yaparlar sağlık fışkırırlar yerken mutlaka konuşurlar
Babalarından bahsederler ilişkileri güvenli e-bankacılığına dayanan
Birinin anası tarlada ekmek peşinde diğeri kuaföre gider haftada bir dibi gelir
Bekârlığı telkin ederler yalnız yaşamayı evin hep müsait olmasını
Günaydın patron çok şıksınız bugün derler acayip çalışır gözükürler
Ofise en erken gelen en çok çalışan olur hep ben der, ben ben ben yaptım
Geç de çıkar bunlar işten nasılsa bakıcı vardır, gidilecek filmler, Çin lokantaları
Adalar çok banaldir ama fayton güzeldir atlarımızın öldürüldüğünü bilmezler

Dijital kampanyaları imzalarlar her şeyden haberleri vardır okumuşlardır
Migrenleri vardır boyun fıtığından korkarlar sporu ihmal etmezler
Ne dertleri ne yıllık izinleri biter, en az iki yabancı diziyi ezbere bilirler
Asansörde kalınca gülerler toplu taşıma sevmezler turnikeden havalı geçerler
Deri defterlerinde toplantı notları ve mortgage ödeme tablosu vardır
Sık sık match ederler, set ederler, attend ederler, push ederler, chillout dinlerler
Festivaller onlardan sorulur çadır kurarlar kan vermeye gelince bayılırlar
Grip aşısı olurlar hapşırana god bless you derler ve sonra yine gülerler
Kişisel gelişirler salsa tango onlardan sorulur sokak esprileri de yaparlar
Sokak çocuğundan korkarlar, gözleri security arar ve sonra hemen taksiiiii

Merhaba derler bazen nasılsın iyi misin arada işleri düşer kartvizitleri süperdir
Takım elbise giyenleri yöneticidir sıfırları çok fazladır maaş hesaplarında
Madencilere pek üzülürler yerin üstündeki madende her gün öldüklerini görmezler
Şehit cenazelerine kahrolurlar bugün de çalışılır mı abi yuh yani derler
Kadın erkek birbirine abi der cevaplarında aynen vardır aynen aynen aynen
Acayip muhaliftirler ev ve mobilya dergileri okuyup orta doğuyu çözerler
Masalarını paylaşmayı sevmezler ama askeri ve sınırları gereksiz bulurlar
Antiemperyalisttirler kahrolsundur Amerika ama iphone 4, 5, 6, 7 falan iyidir
Düğünlere gitmezler kapıdan selam yeter zaten altın bütçeyi sarsmıştır
Müdür demezler general manager’dır o motor değil elektrik hiç değil

Toplantıları bitmez yoğundurlar yeni araba ve ev almaya vakitleri yoktur
Hobileri alışveriştir fobileri kalori hastalıktan korkarlar elma çayı içerler
Pazartesi diyete başlarlar cuma Allah’ı anmazlar happy’dir friday’ler
Yedek ayakkabıları vardır gömlekleri yedek anlayışları yedek duyguları
Kırk yaşına gelince otel açmayı düşünürler egede butik şöyle denize yakın
Fırça yerken monitöre bakarlar ve okey derler, i’know, so sorry, pliiizzz
Gökdelen camlarını bir onlar bir de sinekler sever gecekondularla alay ederler
Sitede otururlar sık sık gardırop almaya ve İsveç köftesi yemeye giderler
Kürkleri ve köpekleri vardır hayvan hakları konusunda çok hassastırlar

Yağız Gönüler, fakir, 29 yaşında
39 ve 37 katlı 2 adet kuleyle
62.350 metrekarelik alışveriş merkezinden oluşan
Verdiğinden daha fazlasını geri alan
İnsanların üstü başı, çantası ve ekmeği aranarak girdiği bir yerden
154 metre yukarıdan aşağıya bakarak
Okuduğum bu türkünün makamı yok
Ne Türk müziği ne de Türk tarihi kabul ediyor mesai saatlerimi
Bölünebilir ve son derece esnek ofislerde en fazla alkış tutulabilir her şeye
Bu da cahiliye döneminden kalma bir adettir öyle değil mi Donald amca
Sana söylüyorum sen iyi bilirsin ne ektiğini, ne diktiğini, ne biçtiğini
Oysa dünya ahiretin tarlasıdır, Türkiye de bizim
Son ocağımız Türkiye’dir ve gidecek yerimiz yoktur bizim
Ne bu deveyi güdeceğiz ne bu diyardan gideceğiz dersek
Bize güler misin Donald amca
Buradaki görevlilerin de güler mi
Siz hep güler misiniz böyle küstah, iğrenç ve sevimsiz
Donald amca
Seni küçükken de sevmezdim
Babanı da hiç sevmezdim
Ailecek sizi sevmiyoruz ve ülkece nefret ediyoruz
Ama içimizde sizden nefret etmeyenler de var
Onlardan da nefret ediyoruz

Kılıçlarımızı ve atlarımızı geri alacağımız günleri bekliyoruz
İşte o zaman
Ne olacak biliyor musun Donald amca
Anandan emdiğin süt burnundan gelecek
Sahi sen anandan süt emdin mi
Helal miydi
Marshall yardımıyla bize getirdiğiniz sütler kadar
Lezzetsiz ve zehirli miydi
Bilmiyorum
Ben hiçbir şey bilmiyorum
Ben diyerek yanılmak istemiyorum
Biz
Er ya da geç
Er olarak ya da geçkin olarak
Ananızı, gelmişinizi, geçmişinizi
Birkaç kere
Birkaç kere daha
Hem de plazada
Evet

Yağız Gönüler