Sevdiğimiz Şiirler

Sana dualarla geliyorum yâr
Bir beyaz yaprağın inceliğinde
Toplayıp ne varsa ayda senede
Aşka ait sırrım kalmadan dünde
Bir aydın sabahın huzmeleriyle
Güneşin karları çözdüğü günde
Bir telâş içinde duygu göçünde
Deli tay sevgiyle kuşlarca zinde
Sana dualarla geliyorum yâr

Celalettin Kurt

Yüreğe inanırım, her zaman doğruyu gösterir.
Sonu keder ve umutsuzluk olsa bile.

Henry Miller

içimdeki sulara
içimdeki sazlıklara
içimdeki bataklıklara

seni bırakıyorum

seni bırakıyorum kendine kapanmış
kollarımın anarşik güzelliğiyle

içimdeki yosun yeşili sulara
içimdeki tehlikeli kıyılara
içimdeki siyah ışığa

seni bırakıyorum

seni yatıracağım ellerimde
bir ıhlamur yaprağı gibi
seni yatıracağım göğüslerimde
menekşeler gibi
seni yatıracağım gözlerimde
bir yağmur suyu gibi...

Lale Müldür

Ne zaman gözlerinin içine baksam,
Biliyorum ..
İkimizi de aşar, o kapının ardındaki masal.

Cezmi Ersöz

Birkaç cümle bırakıyorum buraya;
Biraz hüzün,
Biraz ümit,
Biraz da sen dolu.
Gel toparla cümlelerimi,
Bir şiir oluştur kendine, istersen roman yaz.
Yada hiç toparlama,
Sadece "gel"

Sercan Fenerci

“Ağlasada gizliyor gözlerinin yaşını;
Bir kere eğemedim bu kadının başını.
Kaç kere sürükledi gururumu ölüme
Fırtınalar yaratan benim coşkun gönlüme.
Cevapları öyle heyecansız ki onun,
Kaç kere iman ettim, hiçliğine ruhunun.
Kaç kere hissettim ki, yine bu gece gibi
Güzelliğin önünde, dolup, çarpmalı kalbi
Ne mehtabın aksine yelken açan bir sandal
Ne de ayaklarında kırılan ince bir dal
Onun taştan kalbini sevdaya koşturmuyor.
Bir çiçeğin önünde bir dakika durmuyor…”

Nazım HİKMET

.....

Üzülme!

Yüzün yerde geziyorsan, ellerin boynuna sarılı ise, içini ısıtacak haberlerin mürekkebi damlıyor olmalı ömrünün defterine. Kar yağıyorsa güvendiğin dağlara, yarının ovalarında rengârenk çiçeklerin olacak demektir. Hırçın fırtınalar sarsıyorsa sevinçlerinin zirvesini, rüzgârlar dövüyorsa umudunun yamaçlarını, bir yüce dağsın sen demek ki, az bekle, eteğinden serin pınarlar akmaya başlayacak demek ki?

.....

Üzülme!

Üzülüyorsan, bir kutlu teselli kapısının önünde bekletiliyorsun demektir. Gözlerini kaldır vefasız dünyanın eşiğinden. Gönlünün elinden çıkar sebeplerin boş avuntularını. Umudunu kes sahte doymalardan. Yüreğini küstür coşkulardan. Kapı açıldı açılıyor demektir.

......

Üzülme!

Kaldır yüzünü yerden. Omuzlarından sarsıp kendine getirmek istiyor seni Sevgili. ?Rabbin sana küsmedi ki?? Gözlerinin içine içine bak sevdiklerinin. ?Rabbin seni unutup yalnız bırakmadı ki?

yağmur olup saçlarına yağsam,
sonra sen ellerinle damla damla beni silsen
havluyla kurutsan saçlarını
ve beni havlunun ıslak halindeyken
alıp yüzüne sürsen.
seni öpmeye koklamaya doymadan kaldırıp kirli sepetine atsan,
elbiselerine sinmiş terinin içine atsan
birkaç gün dursam,dursam
her geçen gün bir yenisi
sen kokusu
sonra kaldırıp makineye atsan,çamaşırlarınla beni
ve ben atom düzeyinde olsa dahi mutlak bir yolunu bulup sinsem
giyeceklerine.
kurutsan,ısıya yine atom düzeyinde dirensem.
-ki bir atom, 150 bin derecelik bir ısıyla erir dağılır-
alıp giysen beni tenine
saçlarından başlayarak
yağmurlara bulasam seni yine...

(baz)

TUT ELLERİMDEN
 
Sırat’tan incedir sevda köprüsü
Beraber geçelim tut ellerimden.
Niyet ak güvercin, vuslat gökyüzü
Beraber uçalım tut ellerimden
 
Gönüldeki birlik kalkandır dışa
Aldırma ayaza, yele, yağışa
Giden ilkbahara, gelecek kışa
Beraber göçelim tut ellerimden.
 
Birleşmek üzredir şafakla gurûp
Korku beklenilmez kapıda durup
İster zehir olsun, isterse şurup
Beraber içelim tut ellerimden.
 
Çağır hayallerin en ötesini
Yakından duyarsın aşkın sesini
Sonsuz mutluluğun penceresini
Beraber açalım tut ellerimden.
 
Hatırla kaybolan hatıraları
Elmastan ışıklı, altundan sarı
Zaman tortusundan işte onları
Beraber seçelim tut ellerimden.
 
Şüphe “başlangıç”tır, karar “nihayet”
Zamanı zamana etme şikayet
Kaçmak kurtuluştur diyorsan şayet

Kalbe bir bıçak gibi giren hatıraların.
Dilsiz olduklarını anlıyorum.
Kar yağıyor.
Ve ben hatırlıyorum…

Nazim Hikmet

SUSADIM
üç tane elma soydular, üç tane portakal
NAFİLE
Bir bardak suyun yerini tutmadı
ACIKTIM
kuş sütü, kuru üzüm getirdiler
NAFİLE
bir çimdik somunun yerini tutmadı
SENİ DÜŞÜNDÜM KADINIM ŞÜKREDEREK
su gibi aziz olasın her daim
Ekmek gibi mübarek

Bedri  Rahmi Eyüboglu

Sarı değildi yaprak
Yaklaştım sarardı
 Oracıkta
Dünya olsam – mesela diyorum
Durmadan dönüyoruz ya!
İnsanın, insana dönmesi için
Ben içime dönerdim - çocukluğuma
şimdi  menekşe yaprağına sarılıp
ev oluyorum bütün çocuklara ...  ( ellerim )

Ü.Zeynep

Sarı değildi yaprak
Yaklaştım sarardı
 Oracıkta
Dünya olsam – mesela diyorum
Durmadan dönüyoruz ya!
İnsanın, insana dönmesi için
Ben içime dönerdim - çocukluğuma
şimdi  menekşe yaprağına sarılıp
ev oluyorum bütün çocuklara ...  ( ellerim )

Ü.Zeynep

+++++

Ak saçlı başını alıp eline,
Kara hülyalara dal anneciğim..

O titrek kalbini bahtın yeline,
Bir ince tüy gibi sal anneciğim..

Sanma bir gün geçer bu karanlıklar,
Gecenin ardında yine gece var;

Çocuklar hıçkırır, anneler ağlar,
Yaşlı gözlerinle kal anneciğim..

Gözlerinde aksi bir derin hiçin,
Kanadın yayılmış, çırpınmak için;

Bu kış yolculuk var, diyorsa için,
Beni de beraber al anneciğim..

Necip Fazıl KISAKÜREK

Ak saçlı başını alıp eline,
Kara hülyalara dal anneciğim..

O titrek kalbini bahtın yeline,
Bir ince tüy gibi sal anneciğim..

Sanma bir gün geçer bu karanlıklar,
Gecenin ardında yine gece var;

Çocuklar hıçkırır, anneler ağlar,
Yaşlı gözlerinle kal anneciğim..

Gözlerinde aksi bir derin hiçin,
Kanadın yayılmış, çırpınmak için;

Bu kış yolculuk var, diyorsa için,
Beni de beraber al anneciğim..

Necip Fazıl KISAKÜREK

+++++