Sevdiğimiz Şiirler

Çevrimdışı Gül Rengi

  • Uzman Üye
  • *****
  • 2.947
  • 47.568
  • 2.947
  • 47.568
# 15 May 2019 10:37:57
toprağı ve suyu seyredişini öveceğim
son cemrelerin dansa kaldırdığı
ablaların için uzaktan sevinişini
bir portakal trenini alkışlar bir çocuk
bunu hatırlar şimdi görenler seni
bunu hatırlar görenler şimdi seni
bende hatırlarım ama usul usul
tok atlar otlakta gibi,
akşama daha çok var gibi
sonra unuturum bunu, başka şeyleri unuturum
anılar gömülüdür zaten ben bir daha gömerim
çocuk olmuşum, hasta olmuşum, deniz olmuşum
yalnız bir sincabım belki
gömdüğü cevizlerine küsen
biz ayrılalım: sen kuzeye git
atımı seninle paylaşırım eğer istersen
meyve al yanına biraz su ve kibrit
bir şarkı için beklettiğimiz kanı,
yıkadığımız sesi ama unutma."

Ahmet Murat'

Çevrimdışı hacile

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 28.804
  • 227.397
  • 28.804
  • 227.397
# 16 May 2019 16:35:56
sözün az olmuş,dilin yavan
çoğalmış hallerin başından savan
ne dostluğun kalmış,ne sevdan
halinden anlamayan halime şaşar kalırım.
..

Çevrimdışı ferdem

  • Bilge Üye
  • *****
  • 4.415
  • 27.381
  • 4.415
  • 27.381
# 18 May 2019 00:01:11
Ölen kedisi için yazılmış mersiye.
Kediye Mersiye.
TelegramFacebook MessengerPrintPaylaş

Mersiye-i Gürbe

Şâir: Meâlî

Çıktın elden ne edelim ansızın eyvâh pisi

Yandın ölüm oduna derd ile nâgâh pisi

Hasretâ şîr-i ecel buldu sana râh pisi

Ne edelim ah pisi neyleyelim vâh pisi

 

Serçe tutar gibi tutar idi tavukla kazı

Kendi akran gibi şîr ile ederdi bâzı

Nice kâfir sıçan öldürmüş idi ol gâzi

Ne edelim ah pisi neyleyelim vâh pisi

 

Hûb-âvâz ile ol şâm u seher mavlar idi

Sanarı hiç mecâl itmez avlar idi

Ana öykünmez şîr abes gavlar idi

Ne edelim âh pisi neyleyelim vâh pisi

 

Her seher kalkar elini yüzünü yur idi ol

Katı pâk idi ve her vech ile ma’mûr idi ol

Kimse bilmezdi ama anun kadrini bir nûr idi ol

Ne edelim âh pisi, neyleyeyim vâh pisi

 

Rûhı şâd ola ki incitmez idi kimesneyi

Ne gönindeki biti ne kulağındaki keneyi

Paça ile bası hoş idi severdi teneyi

Ne edelim âh pisi, neyleyeyim vâh pisi

 

Şimden girü sıçan duta bütün dünyâyı

Kemire heybeyi çuvalı, dele torbayı

İnlete yoksulu ve yoksul ide bayı

Ne edelim âh pisi, neyleyeyim vâh pisi

 

Sever idim ben anı cân ile mahbûb gibi

Her gece koyar idim koynuma bir hûb gibi

Pâk ederdi ev için kuyruğu cârûb gibi

Ne edelim âh pisi, neyleyelim vâh pisi

 

Kâmil idi hem edebli idi hem uslu idi

Akil idi iyi soy idi kişi aslı idi

Recep ayı idi vefât etdiği güz faslı idi

Ne edelim âh pisi, neyleyelim vâh pisi

 

Ey Meâlî anun öldüğüne kim ağlamaya

Acıyıp hasret ile cânını kim dağlamaya

Cûş edip kanlı yaşı sel oluban çağlamaya

Ne edelim âh pisi, neyleyelim vâh pisi

Çevrimdışı munzeviçığlık

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.642
  • 22.384
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 4.642
  • 22.384
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 18 May 2019 01:00:45
S E N

Sen : Çamlı dağlarda ağaran şafak...
Sen : Duru gönüllerin nilüferisin
Sen : Engin ovada sararan başak...
Sen : Umut kaynağı, alınterisin
Sen : Gökte yıldızsın, uykularda düş...
Sen : Yeşil ekinsin sen beyaz gümüş..
Sen : Mavi denizsin sise bürünmüş...
Sen : Sevda sırrının düğümlerisin
Sen : Her güzelliğin canlı sergisi
Sen : Kalb yarasının emin sargısı...
Sen : Benim dileğim, Hakk'ın vergisi..
Sen : Gönlümde saplı aşk hançerisin
Sen : Koyu gölgesin yaz sıcağında
Sen : Olgun meyvesin dal kucağında
Sen : Korsun, alevsin aşk ocağında
Sen : Gadir Allah'ın şaheserisin
Sen : Bensin gel gör ki ben sen değilim
Sen : Benim düşünce ruhum ve dilim
Sen : Benim gözlerim, ayağım, elim...
Emin ol, sen bana benden berisin

                  ABDURRAHİM KARAKOÇ

Çevrimdışı munzeviçığlık

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.642
  • 22.384
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 4.642
  • 22.384
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 18 May 2019 01:01:56
aşk-ı beka

Gönül eteğimin suskun dervişi!
Müebbede mahkûm duamsın!
İstersen mürekkebinle dokunma cismime!
Aklımın bağlı ellerini çözen
==Ayın
=====Şın
=======Kaf
ِ عٍِ ِ ش ِ ق

Sağ elini uzat Hakkın bağına
Sineme düşen acım yapraksızlığın yaprağı
Dervişin ayak izlerine düşen gölge benim
Tespih tanelerine kardeş adın var
==Ayın
=====Şın
=======Kaf
ِ عٍِ ِ ش ِ ق

K/af dağının ardında geçmişin sitemi
Niyaza açılan ellerime ses/sizlik şahit
Seccadene bıraktığım bir demet gül
Gök/ Yüzü(ne) haykırsın bendeki adını
==Ayın
=====Şın
=======Kaf
ِ عٍِ ِ ش ِ ق

Yokluğa açılan kapının ardında
Varlık fidanı duygu yaprağına hasret
Şavkın vuruyor her gece göz pınarıma
Sende kalan umudum
==Ayın
=====Şın
=======Kaf
ِ عٍِ ِ ش ِ ق

Be’nin anlamını güçlendiren nokta(yı)m
Şehadet parmağımla mühürledim bakışını
Oymalı sandığımda sevgi çeyizim
Hücrelerime kaydolan rengin kokusu
==Ayın
=====Şın
=======K/af…
ِ عٍِ ِ ش ِ ق

Ten mumu erisin
Abı hayat varlığının resmi
Boz bulanık kekre suyu temizleyen
==Ayın
=====Şın
=======Kaf…
ِ عٍِ ِ ش ِ ق

Çevrimdışı munzeviçığlık

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.642
  • 22.384
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 4.642
  • 22.384
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 18 May 2019 01:02:54
Gözlerin Çağırıyor Beni

eflatun sular süzülüyor aynalardan
damlacıklarında hicranlı yüzün
ben kapıları aldatıyorum gün be gün
sen pencereleri
ben denizlere bakarak martılara yalanlar söylüyorum
sen gemilere
sonra liman bilmez korsanlara terk edip
ıssız adalara sürüyorsun dizelerimi
gitmek istiyorum çakıp da kaybolan şimşekler gibi
gel gör ki, önümde hatıralar mahzeni
parmak uçlarımda paslı çiviler
bütün zindanları yıkarak birer birer
gözlerin çağırıyor beni

gözlerin en soylu atların koştuğu bir bahar gezegeni
çeşmelerin bakınca gülümsediği
ırgatların göklere yöneldiği
latince bilenlerin nergis akşamlarında
göllere meydan okuyup
kıyısında şarkılar dinlediği
tutkular değirmeni

inciterek aşk kitaplığındaki bütün harfleri
kirpiklerinde efsane şairlerin mağrur kalemleri
gözlerin çağırıyor beni
kaşlarının cilveli bir ahu gibi
ömrümüze düştüğü günden beri
köleleri ağlattın ey sevda semenderi

adı konulmamış yıldızlardan koparak
vadilerde biriken yalnızlığım
kalbimi avuçlarına almış
tutuyor sana doğru

çölde bir kuyuya mı bırakayım ellerimi
geceye otağ mı kurayım buzullar ortasında
ne yapayım bilmiyorum ey acılar bedesteni
biraz ateş ve hüzün
biraz köpük ve leylak
gözlerin çağırıyor beni

gittim son ışığından bakışlarının
kırdım kanatlarını bin bir gece masallarında
zümrüdüanka kuşlarının
şimdi nasıl da yürüyorum dağlara karşı farkında mısın
umursamıyorum boğazımda düğümlenen yolları
bulutları susturuyorsun söylemesinler diye
turnaların toprağa dökülen eşsiz definelerini
damıt kalbini kuşkulu yokuşlardan
kurtul karanlığından fotoğrafların
her köşede ısırgan edalı kan evleri
her menzilde leylayı küçümseyen kaktüsler
ne seni görüyorum hayatın boşluğunda
ne de son anlarında resmini büyütüyor
yokluğunla savaşan intihar temrinleri

gizlenme ardına fesleğenlerin
bahaneden bıkmıştır bezirganlar, mevsimler
yüzeyde ve sancılı haykırışlar uğruna
derinden ve telaşsız bir uyanıştır şiir
bu yüzden zehre batmış urganlar gül kokulu
bu yüzden gözlerine ayarlıdır saatler

o öpüp okşadığın yaprak akkorsa şimdi
kim bilir hangi zaman gönlüme uğramıştır
kollarına aldığın mutluluk servileri
bana dokunduğunda sessizce ağlamıştır
simyası bozulduysa dilimin, kelimeler
bir volkandan geriye kalan ırmaklar gibi
bilinmez ki nereden akmıştır yüreğime

geçerek en azılı köprülerden, duraksız
varmak için sevdanın tükendiği ülkeye
duygularına ölüm yüklüyorum ömrümün
yaklaştığım her sahil tutuyor ellerimi
mor bir yangın, hercai dalgalar, kum taneleri
çakallar iniyor dağlardan apansız
ardımsıra gölgeler, gökkuşağı
rengarenk uçurtmalar gibi kaplıyor göklerimi
gözlerin çağırıyor beni

oysa ben hiç görmedim dünyada gözlerini
takılmadım engellerine nilüfer bakışlarının
bir ses beklediysem yankılansın diye evrenimde
kalbinden benim adıma
sevdalı bir vuruşun özlemiydi süsleyen
sokaklarımı, şehirlerimi
gözlerin çağırsa da beni
çağırmadan kalbin çatlayan gözlerimi
görmeden ellerinde hangi toprakların yayılıp
hangi tohumların yeşerdiğini
tutunmayacağım zamana dilenci gibi
hala uzaklardan işaret parmağıyla
gözlerin çağırsa da beni
gidiyorum; adımlarım yaz kurdu, güz kefeni
 
                                   Nurullah Genç

Çevrimdışı munzeviçığlık

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.642
  • 22.384
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 4.642
  • 22.384
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 18 May 2019 01:26:29
Nazlan
Sitem et
Kırıl bana
Beni geç vakit
Tek başıma suya yolla
... Bahçede yüzünü öteye çevir
Güle hayret ediyormuş gibi yap
Gülümseyerek konuş da başkalarıyla
Somurt, avluda sadece ikimiz kalınca
Kızıp en evecen adımlarınla üst kata çık
En sevdiğim çiçeğin saksısı kaysın elinden
Derinleşsin ben içerledikçe ruhumdaki sakarlık.

Yamru bastım iş değildi hâke çakılmak bayırdan
Dağ sıradağdı hangi haşin belden yol veresi
Gece hep süzüldü yukardan lâkayt Kehkeşân
Altımda hep beni yutmaya çağladı nehir
Yetişir hecelemen sök beni bir kere
En zoruma gideni yap hengâme getir
Çel beni tökezlet tuttur çitlere
Ahla istida edecek ahvâl değil
Kim bana kıymazsan bilebilir
Dünya dedikleri samut küp
Acılar tınladıkça bende
Hep seni seslendirir.


İsmet Özel

Çevrimdışı hacile

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 28.804
  • 227.397
  • 28.804
  • 227.397
# 21 May 2019 22:05:06
Ben bu gurbet ile düştüm düşeli,
Her gün biraz daha süzülmekteyim.
Her gece, içinde mermer döşeli,
Bir soğuk yatakta büzülmekteyim.
Böylece bir lâhza kaldığım zaman,
Geceyi koynuma aldığım zaman,
Gözlerim kapanıp daldığım zaman,
Yeniden yollara düzülmekteyim.
Son günüm yaklaştı görünesiye,
Kalmadı bir adım yol ileriye;
Yüzünü görmeden ölürsem diye,
Üzülmekteyim ben, üzülmekteyim
 
Necip Fazıl Kısakürek

Çevrimdışı adamın biri

  • Bilge Üye
  • *****
  • 5.085
  • 23.780
  • 5.085
  • 23.780
# 22 May 2019 18:54:40
BANA BIRAKIN..

Size gelsin alkış size çok yaşa
Huzuru sükûnu bana bırakın
Varisim kefilim düşmen telaşa
Noksana yekûnu bana bırakın

İmam bilip ardı sıra uyduğum
Dudağımı uçuklattı duyduğum
İçlerine soğan ekmek koyduğum
Bohçayı çıkını bana bırakın

Kaypaklık yapmadım kızağı bilmem
Gardaşa bacıya tuzağı bilmem
Öteyi unuttum uzağı bilmem
Beriyi yakını bana bırakın

El çırpıp da haraminin kuşuna
Özcan’ımı avutamam boşuna
Kaşık çalmam muhannetin aşına
Alnımın akını bana bırakın

Yusuf Özcan

Çevrimdışı hacile

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 28.804
  • 227.397
  • 28.804
  • 227.397
# 23 May 2019 19:25:46
yağmura,nisana ve yaşıma aldanıp
uçurumları kıyı sanarak
ve dağlar erişilmeyince acı verir
sözünü unutarak
kaf dağına gitmek istedim

ırmak inadıyla yürüdüm uzaklara
bir derviş olup yürüdüm uzaklara

yanıldı denektaşım geriye döndüm
Kutsal Sözler Panayırı'na sığınıp
ipeksi bir sessizliğe büründüm:

bir hayat,mahçup ve duru
Allah'ım,gülleri
ve sessiz harfleri koru.

İbrahim Tenekeci

Çevrimdışı toplum-bilim

  • Bilge Üye
  • *****
  • 4.220
  • 53.878
  • 4.220
  • 53.878
# 23 May 2019 23:20:37
Biliyorum Sana Giden...
Biliyorum sana giden yollar kapalı
Üstelik sen de hiçbir zaman sevmedin beni

Ne kadar yakından ve arada uçurum;
İnsanlar, evler, aramızda duvarlar gibi

Uyandım uyandım, hep seni düşündüm
Yalnız seni, yalnız senin gözlerini

Sen Bayan Nihayet, sen ölümüm kalımım
Ben artık adam olmam bu derde düşeli

Şimdilerde bir köpek gibi koşuyorum ordan oraya
Yoksa gururlu bir kişiyim aslında, inan ki

Anımsamıyorum yarı dolu bir bardaktan su içtiğimi
Ve içim götürmez kenarından kesilmiş ekmeği

Kaç kez sana uzaktan baktım 5.45 vapurunda;
Hangi şarkıyı duysam, bizimçin söylenmiş sanki

Tek yanlı aşk kişiyi nasıl aptallaştırıyor
Nasıl unutmuşum senin bir başkasını sevdiğini

Çocukça ve seni üzen girişimlerim oldu;
Bağışla bir daha tekrarlanmaz hiçbiri

Rastlaşmamak için elimden geleni yaparım
Bu böyle pek de kolay değil gerçi...

Alışırım seni yalnız düşlerde okşamaya;
Bunun verdiği mutluluk da az değil ki

Çıkar giderim bu kentten daha olmazsa,
Sensizliğin bir adı olur, bir anlamı olur belki

İnan belli etmem, seni hiç rahatsız etmem,
Son isteğimi de söyleyebilirim şimdi:

Bir geceyarısı yazıyorum bu mektubu
Yalvarırım onu okuma çarşamba günleri.
 Cemal Süreya

Çevrimdışı ecem13

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 76
  • 1.496
  • 76
  • 1.496
# 28 May 2019 13:53:44
Mevsimlerden sonbahardayım...
Resimde sararmış yapraklar,kurumuş dallar,yılgın bir rüzgar
Ve ne yapacağını bilmeyen bir çocuk var.
Aslında sana söylemek istediğim çok şey vardı:
Mesela keşke bu kadar çok sevdirmeseydin kendini
Neyin bedelini ödediğimi bilmiyorum
Her şeye rağmen sana da kızmıyorum,kızamıyorum
Acım durulduğunda bir şarkı söylerim belki
Belki o zaman anlarsın.
Bunca hüzün bizde iyi durmadı
Ve bu ayrılık bu aşka hiç yakışmadı.

Çevrimdışı kurthan

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 10.698
  • 73.130
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 10.698
  • 73.130
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 29 May 2019 23:43:34
Bırak şimdi karanlığı
Gecede kaldı siyah.
Ayan gün kadar güzelsin sen.
İnsansın uyan.!
Yaşamak için değil mi bu hayat..
Kalk.!İnsan olmanın gereğini yap
Bugün özellikle bugün..
Acılarını değil,içindeki çocuğu
Şımart...!

Birhan Eroğlu

Çevrimdışı hacile

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 28.804
  • 227.397
  • 28.804
  • 227.397
# 30 May 2019 19:58:59
Bir ışık sun ya Rab bize!
Gönlümüze nurlar dolsun.
Yollarımız çıksın düze,
Her arayan Seni bulsun. 
Gökler yere rahmet döksün;
Ufuklarda şafak söksün;
Zulmetler yıkılıp çöksün;
Her yanda Nâmın duyulsun...
Gözler bunu gözlerimiz,
Yorgun ve bitkin hepimiz,
Evvel-âhir emelimiz,
Her gün bir şehrâyin olsun... 
Can kat cana ışığından!
Kuvvet gönder otağından!
Sun bir ziyâ nur çağından!
Çarkın yeniden kurulsun.

Çevrimdışı munzeviçığlık

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.642
  • 22.384
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 4.642
  • 22.384
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 30 May 2019 23:05:43
Ecdada Borcumuz

İmandan, gümandan, esen külekten
Bu millet bir nice yere bölündü.
Biri öbürünü iğnelemekten
Sanki çevrilerek akrebe döndü.

Bu ona şer atar, o buna bühtan
Allah kendi yetsin feryadımıza
Bıkıp kendimizi damgalamaktan
Şimdi de geçmişiz ecdadımıza.

İyiyi dışarda arıyoruz biz
Farkını bilmeden boşla dolunun
Savaş meydanından çekilmeğimiz
Adına yazılmış koç Köroğlu’nun:
“Yiğitlik on imiş, dokuzu kaçmak”
Bizim kimliğimiz bu imiş ancak?

Kendini küçültmek nerdendir bizde?
Nedir kendimize bu şer, bu bühtan?
Bizim aşağılık düşüncemizde
“Öküz olmaz imiş ev danasından.”

“O altın götürüp ülkeden” diye
Bühtan da yamadık Resulzade’ye.
Ama bir ayarı olur yalanın
Gel dünü bu güne satma sen bu gün
Kendi baştan başa altın olanın
Neyine gerekmiş altın, bir düşün.

Sen Allah, taş atma sen billur suya,
Gün gelir, vicdanın kınayar seni.
Amandır, koymayın karşı karşıya
Gelin Neriman’la Resulzade’yi

“Babek soy köküyle bizden değilmiş
Hatai İslam’ı ikiye bölmüş
Fetalı Allahsız, Vagif baz idi
Falansa azıcık kumarbaz idi
Geceli gündüzlü Hadi dem idi
O ayyaş, bu fersiz, o bigam idi
Biri garazkârdı, biri hasisti
Bu ondan iyiydi, o bundan pisti
Nâtavan böyleydi Hacer şöyleydi
Büyükler önünde o, bir köleydi

Rahmet demiyoruz ama bir kere
Milleti yücelten rahmetlilere
Bir soran yok mudur peki, sen nesin?
Söyle, bu millete ne getirmişsin?
Sen bühtan attığın bu büyüklerin
Yüzde biri kadar ne iş görmüşsün?
“Divan şairleri” yaramaz bize

Yoktur uyarlığı zamanımıza
Fikret’in oğlu da vazgeçti dinden
Gitti öz yurdundan, öz vatanından,
Hamit eserleri batı taklidi
Akif de, Fazıl da bir dindar idi”
“Doğudan Batıya ferman gönderen

Atalar ne kadar cephe yardılar
Batının önünde Fatihlerimiz
Bu gün yeni nesli utandırdılar.”
Kendini küçülten ey Türk, bir düşün

İncele tarihi bir de derinden.
Niçin utanmıyor batılı bu gün
Atasının haçlı seferlerinden?
Yadların önünde kekelemekle
Dedeni, nineni lekelemekle

Niye geçmişini sen danıyorsun?
Ulu şöhretini kıskanıyorsun,
Sözün doğruysa da deme arkadaş
Birine Turancı, birine yoldaş
Öyle bile olsa söyleme kardaş
Birine gasbıkâr, birine ayyaş

O vakitten sular akmış durulmuş
Çok şeyler değişmiş, bu ki sır değil.
Farklı düşünceler her zaman olmuş
Yarın da olacak, zaman bir değil,
Zirveden dereyi görmen ile sen
Övünme, bu değil uzak görenlik
Dereden zirveyi gör, deyim ahsen!
İşte, buna derler erlik, erenlik,
Bugünün gözüyle sen düne baksan
Geçmişe yargıda yanılacaksan,

Evvel özümüzü görek, anlayak
Bize akıl verip o ulu tanrı
Hiç görebildik mi biz on yıl gabak
Bu gün gördüğümüz bu oyunları?
Çok şey ummadık mı biz atalardan?
Bu günkü dertlere biz yâdız meğer
Bizden öncekine kulp tokmak asan,
O kulptan kendimiz azadız meğer?
Neriman kim idi? : vaktinin oğlu!
O vakit düşünemezdi o bizim gibi
Sor öz vicdanından sanki bu yurdu

O senden, ya benden az mı severdi?
Gelin ataları ata sayak biz
Ulu mezarlara taş atmayak biz
Zaman hükmeyledi, dünya değişti
Bizden arkadaki ileri geçti
Dünya göz göresi şer atar bize
Biz de şer atarız öz dedemize
Ulu Atalara yol gösteririz

Nerde ayrılsak da burda biz biriz.
Hakkı ayaklarız biz hak adına
Dil uzun, el kısa, fikir derbeder
Ya Rab! Bu dünyada öz ecdadına
Çirkef atan var mı bu millet kadar?

                      Bahtiyar Vahapzade


 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK