Sevdiğimiz Şiirler

Çevrimdışı umran45

  • Uzman Üye
  • *****
  • 520
  • 1.833
  • 520
  • 1.833
# 07 Ara 2010 15:14:35
 ELDE VAR HÜZÜN

söyleşir
evvelce biz bu tenhalarda
ziyade gülüşürdük
pır pır yaldızlanırdı kanatları kahkaha kuşlarının
ne meseller söylenirdi mercan koz nargileler
zamanlar değişti
ayrılık girdi araya
hicrana düştük bugün
ah nerde gençliğimiz
sahilde savruluşları başıboş dalgaların
yeri göğü çınlatan tumturaklı gazeller
elde var hüzün
o şehrayin fakat çıkar mı akıldan
çarkıfeleklerin renk renk geceye dağılması
sırılsıklam aşık incesaz
kadehlerin mehtaba kaldırılması
adeta düğün
hayat zamanda iz bırakmaz
bir boşluğa düşersin bir boşluktan
birikip yeniden sıçramak için
elde var hüzün

 Attila İLHAN


Çevrimdışı akkaya33

  • Bilge Üye
  • *****
  • 2.105
  • 12.722
  • 2.105
  • 12.722
# 07 Ara 2010 17:44:40
PUL PUL
Sağ gözü ağladı önce, durduğu yerde,
Ne acıdığından, ne de kederinden;
Zati ilk düşen damlada
Ne insanlar, ne kendisi vardı...

Koştular çırılçıplak,
Mağara duvarlarına çizilmiş ceylan gözleri,
Koştular, koştular sahile;
İlk düşen damlada deniz vardı...

Şaşırdılar, utandılar da birbirlerinden
Daldılar, daldılar derine
Nefesleri, nefesleri kesilinceye dek;
Işıklı bitkiler içinde
Işıklı balıklar gördüler,
Şaşırdılar, şaşırdılarda ...
Zati ilk düşen damlada güneş vardı...

CAN YÜCEL

Çevrimdışı seço58

  • Bilge Üye
  • *****
  • 3.343
  • 41.702
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 3.343
  • 41.702
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 07 Ara 2010 18:49:54
ÖDÜNÇ HANÇER ÖLDÜRMEZ BENİ


ödünç hançer öldürmez beni

bir küfür gibi kara
kayış dilini ver
binlerce kez açıklasam da
dilini çözemediğim ihanet
gel bir daha bende dene kendini
ne sen öldürebiliyorsun beni bu cenkte
ne ben yenebiliyorum seni
yazıldığın mevsime çok su ver kendi izinden
giden yolları suçlarından arındır
arkanda kaldı seni ilerde bekleyenler
unutkan şiirler, kopmuş alıntılar
hiçbir zaman kullanamadığın hatıralarla
kendine yazdığın yaşam öyküsü!
ah, bu kadar aşk herkesi yanıltır
gelme üstüme
boşalmış yeminlerin bileği
ben sandığın sözcüklere vuran aksimdir
ödünç hançer öldürmez beni
ya başka bir silah seç kendine
ya bırak başkasının ellerine
ölüm aşkın işidir
kork benden sevgilim
ahretin olurum senin
bu kadar çok seven öldürmesini de bilir
ben seni
çok yanılmış kalplerin sağlamlığıyla sevdim
gücümdü güçsüzlüğüm
ey, izini sürdüğüm ruhumdaki kara gölge,
büyüttüğüm oğullarımı bir bir elimden alan hayat
yanıltma beni, beni bana yakıştır
son darbeden önce ilk sözü söyleyemeyen!
kolay değil ödenmiş hayatın katili olmak
kör eder hançerini içimin gücü
ölümü göze alan yaşamasını da bilir
 
MURATHAN MUNGAN

Çevrimdışı AYŞEGÜL59

  • Uzman Üye
  • *****
  • 475
  • 2.580
  • 475
  • 2.580
# 07 Ara 2010 19:46:50
İnsan olan vatanını satar mı?
Suyun içip ekmeğin yediniz,
Dünyada vatandan aziz şey var mı?
Beyler bu vatana nasıl kıydınız?

Onu didik didik didiklediler,
saçlarından tutup sürüklediler,
götürüp kâfire: "Buyur..." dediler.
Beyler bu vatana nasıl kıydınız?

Eli kolu zincirlere vuruluş,
vatan çırıl çıplak yere serilmiş.
Oturmuş göğsüne Teksaslı çavuş.
Beyler bu vatana nasıl kıydınız?

Gün gelir çark düzüne çevrilir,
günü gelir hesabınız görülür.
Günü gelir sualiniz sorulur :
Beyler bu vatana nasıl kıydınız?


Nazım HİKMET



Çevrimdışı AYNALI

  • Bilge Üye
  • *****
  • 3.281
  • 21.083
  • 3. Sınıf Öğretmeni
  • 3.281
  • 21.083
  • 3. Sınıf Öğretmeni
# 07 Ara 2010 20:34:21
Gülüşünü de Al Git

Şimdi sen gideceksin ya
Köşedeki hayalini de al git
Bakmasın öyle yüzüme
Kal diyemedim diye sana
Her halimi, tavrımı
İzlemesin şikayetçi bakışıyla

Hani sen gideceksin ya
Kokunu da al git
Kalbim her sızladığında
Üzerine ekmesin tuzunu
Kapansın hislerim sana
Ve senden gelen her şeye

Şimdi gideceksin ya sen
Saçlarını da al git
Uzanınca ben yatağa
Sakın serilmesin kollarıma
Öyle rüzgarda dalgalansın istemem
Mahrum kalsın gözlerim
Rüzgarın asaletinden

Hani gideceksin ya sen
Elimde kalmasın sakın elin
Olur ya gönül bu
Kalbimle sıkacağım tutar
Gönlüm, narin sıcaklığını
Hissetsin istemem

Şimdi sen gideceksin ya
Gülüşünü de al git
Ne kadar bozulsa da moralim
Ne kadar kanasa da yüreğim
Derdinden yatağa da düşsem
İçimi serinletsin istemem
Sen yine de gülüşünü de al git.


Kadir İmdat

Çevrimdışı galipkudalak

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.129
  • 10.546
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 1.129
  • 10.546
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 07 Ara 2010 21:12:49
Seni düşünüyorum, güneşin ışıkları denizden aksedince,ayın pırıltıları kaynaklara vurunca.
Seni düşünüyorum, uzak bir yol üstünde tozlar havalanırken,
Karanlık bir gecede, dar bir tahta köprüde bir yolcu ürperirken.
Seni düşünüyorum, boğuk uğultularla orda yükselirken dalgalar.
Kulak kesilmek için koruluktayım, sık sık her şeyin sustuğu anlar.
Uzakta olsan bile ben senin yanındayım, sende yakınımdasın.
Güneş batıyor, biraz sonra, beni ışıtacak yıldızlar ne olurdu burda
Yanımda olsaydın

Çevrimdışı carkin

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 257
  • 4.038
  • Öğretmen Adayı
  • 257
  • 4.038
  • Öğretmen Adayı
# 07 Ara 2010 21:57:48
Sen
uyurken dudağında gülümseyen bordo gül,
benim kalbimi harmanlayan isyan olsun...
Şimdi dingin gövdende uğultuyla büyüyen sessizlik,
birgün benim elimde, patlamaya sabırsız mavzer olsun....
...Başını omzuma yasla,
Göğsümde taşıyayım seni..
Gövdem gövdene can olsun...

Çevrimdışı samurai

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 203
  • 785
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 203
  • 785
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 07 Ara 2010 22:12:24
Sevgi Duvarı

sen miydin o yalnızlığım mıydı yoksa
kör karanlıkta açardık paslı gözlerimizi
dilimizde akşamdan kalma bir küfür
salonlar piyasalar sanat sevicileri
derdim günüm insan içine çıkarmaktı seni
yakanda bir amonyak çiçeği
yalnızlığım benim sidikli kontesim
ne kadar rezil olursak o kadar iyi

kumkapı meyhanelerine dadandık
önümüzde altınbaş altın zincir fasulye pilakisi
aramızda görevliler ekipler hızır paşalar
sabahları açıklarda bulurlardı leşimi
öyle sıcaktı ki çöpçülerin elleri
çöpçülerin elleriyle okşardın beni
yalnızlığım benim süpürge saçlım
ne kadar kötü kokarsak o kadar iyi

baktım gökte bir kırmızı bir uçak
bol çelik bol yıldız bol insan
bir gece sevgi duvarını aştık
düştüğüm yer öyle açık seçik ki
başucumda bir sen varsın bir de evren
saymıyorum ölüp ölüp dirilttiklerimi
yalnızlığım benim çoğul türkülerim
ne kadar yalansız yaşarsak o kadar iyi

Can Yücel

Çevrimdışı carkin

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 257
  • 4.038
  • Öğretmen Adayı
  • 257
  • 4.038
  • Öğretmen Adayı
# 07 Ara 2010 22:36:42
İşim Acele

Gökte zamansızlık hangi noktada?
Elindeyse yıldız yıldız hecele!
Hükü...m yazılıyken kara tahtada
İnsan yine çare arar ecele!

Gençlik... Gelip geçti... bir günlük süstü;
Nefsim doymamaktan dünyaya küstü.
Eser darmadağın, emek yüzüstü;
Toplayın eşyamı, işim acele!
(1972) Necip Fazıl Kısakürek

Çevrimdışı canegt

  • Bilge Üye
  • *****
  • 2.904
  • 12.097
  • 2.904
  • 12.097
# 07 Ara 2010 23:03:08



BİR SES


Onurun çırpındığı bütün göğüslerde

Azgın lokomotifler gibi her nefes

Bir ses dolaşıyor yürekten yüreğe

Bir ses

Yalayarak geçiyor demir kapıları

Tel örgülerde parmaklıklarda dolaşıyor

Kimse görmüyor belki duymuyor da

Bir ses dolaşıyor her yerde her an

Bir ses

Bir ses ki yaşamın tümüne özdeş

Sağırların kulaklarına fırtınadır

Körlerin gözlerinde güneş!

 

Adnan Yücel

Çevrimdışı canegt

  • Bilge Üye
  • *****
  • 2.904
  • 12.097
  • 2.904
  • 12.097
# 07 Ara 2010 23:10:05
 

"BELLUM OMNİUM CONTRA OMNES" 
     
   "İnsan insanın   
   Kurdudur" diyor 
   Bir düşünür 
   Ve ekliyor: 
   "Bellum omnium cantra omnes" 
   Yani 
   Yatkındır savaşa 
   Birbiriyle herkes... 

     
   Şu sonuç çıkar 
   Bu saptamadan: 
   Doğası gereği   
   Savaşçıdır insan... 
     

   Doğruluk payı   
   Var mı bu görüşte? 
   Yanlışlık var mı? 
   Varsa nerde?... 
   İnsan insanın 
   Kurduydu belki 
   Gerçek kurttan   
   Yokken farkı... 
   Onu kurttan 
   Ayıran özellik 
   Akıl olmalı 
   Ve üretkenlik 
   Ürününü   
   Emeğinin 
   Alırsan, sevinçle 
   Dolar yüreğin 
   Ve hele ortak bir 
   Yaratıysa bu 
   Daha da büyür 
   Mutluluğu 
   Oturursun 
   Aynı sofraya 
   Emektaş olmanın   
   Mutluluğuyla 
   Şimdi sormak   
   Gerekir yeniden 
   İnsan insanın kurdu mu gerçekten? 
   İnsan insanın   
   Kurduydu belki 
   Gerçekten kurttan   
   Yokken farkı 
   Ama gelişen 
   Bir şey var onda 
   Sevgiye, iyiye 
   Doğruluğa 
   Yaratırken 
   Emeğiyle 
   Yaratır çünkü 
   Kendini de... 
   Soruyu yeniden   
   Ve şöyle sormalı: 
   Sevgiye, iyiye 
   Barışa kim karşı? 
   Emeğinin 
   Hakkını alan 
   Ne çıkar umar 
   Savaştan? 
   Dünyayı ortakça 
   Kardeşçe üreten 
   Ne yarar umar 
   Kötülükten? 
   Şimdi değiştirip 
   Bu kavramları 
   Yeniden ve şöyle   
   Söylemek olası: 
   Emekçi insan var, barıştan yana 
   Dünyayı kardeşçe yaratan, üreten.. 
   Ve kurtlar - savaşta çıkarları... 
   Vurarak, kırarak, ezerek sömüren... 
 

Ataol BEHRAMOĞLU

Çevrimdışı canegt

  • Bilge Üye
  • *****
  • 2.904
  • 12.097
  • 2.904
  • 12.097
# 07 Ara 2010 23:21:33
YÜREK ÇAĞRISI

Acılı yağmurlarla düşmüşüm yere
Tatlı su göllerine akamıyorum
Yüzüm yüreğim deprem dalgası
Bu gül kıyımlarına bakamıyorum
Her sevi bir türküdür bağrımda
Her öfke bir ağıt
Ağıtlar kuşatmış dört yanımı
Kendi türkülerimi haykıramıyorum

Şarkılarla bezeniyor ufuklar
Yüreğim patlıyor dağbaşlarında
Yüreğim
Sancımı duyar mısın yaralarında
Kuş seslerinde yas nağmeleri
Şarkılar sabır ve çile makamında

Mendilimde öfke çıkınımda bilinç
Uykusuz kalır mısın kitaplarıma
Dudaklarımda hüzün
Avuçlarımda sevinç
Kulak verir misin çığlıklarıma
Dağları aşarak gelmişim sana
Demir kapıları kırarak
Işık olur musun karanlıklarıma

İsterim ki senden
Yaylalarda otlak olasın
Ovalarda ırmak olasın
Yayılasın göğsümün kırlarına
Sarasın beni sarasın

Dalların sevdası düşmüş toprağa
Olgun meyvelere hasret gençliğimiz
Zamanın billur çağlayanı
Gürül gürül akarken avuçlarımızda
Bir damla yağmur adına
Yakarmış dağbaşlarında yüreğimiz
Gökyüzünde sanılmış bütün yaşam
Gökyüzüne çivilenmiş ellerimiz

Ateşler yine parlıyor dağlarda
Dolular yine kırıyor çiçekleri
Gecenin karnına inerken şafağın tekmeleri
Bulutları delen ışıklar
Ezik ve kinli
Aydınlık iri
Sanki kocaları işkencede kadın gözleri

Nasıl kapanır bu kanayan yara
Nasıl anlatılır ki sana bu hal
Terimde tuz gözyaşımda bal
Bağdaş kurar mısın soframa
Gözlerimde umut yüreğimde aşk
Ölümleri boşlayıp düşer misin sevdama

İsterim ki senden
İnancıma aşık olasın
Zindanıma ışık olasın
Yürüyesin gönlümün yollarına
Sorasın beni sorasın

İnce kabukları zorlanıyor zamanın
Gelecek damlıyor yorgun havuzlara
Damlalarla yılların gelin yüzü
Suların üstünde koskoca bir çağ
Umutlar sığmaz oluyor alanlara

Baharda gazel dökme bahçelerime
Ben yaşamayı bilmez miyim
Çocuklarım okul yollarında
Okullarım sabah kollarında
Sanki güzellikleri görmez miyim
Papatya beyazlığında ölüm sarısı
Karanfil kıvrımlarında kan
Bu çiçekler uğruna ölmez miyim
De gülüm ben seni sevmez miyim

Bahar değil acı yükleniyor dallarıma
Yapraklarımda ayrılık
Meyvelerimde gurbet
Vuslat olup gelir misin kollarıma
Ellerimde kış saçlarımda kar
Cemre olup düşer misin toprağıma

İsterim ki senden
Yılgınlıkta inanç olasın
Zulme karşı direnç olasın
Gömülesin aşkımın sularına
Göresin beni göresin

Göresin ki destan edesin
Söyleyesin dillerden dillere
Bir türkünün dizelerinde
Bir kavalın nağmelerinde
Alıp başını gidesin
Bağrı yanık yeller üstünde
Güneşin rengiyle düşesin ufuklarıma
Kırasın karanlıklarımı kırasın


Adnan YÜCEL

Çevrimdışı kut35ege

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 63
  • 188
  • 63
  • 188
# 07 Ara 2010 23:43:30
ben mi? evet...
bir gün çıkıp gideceğim kapıları, evleri, dergileri, hüzünler bırakarak...
bir çiçek merhaba diyecek...
hoşgeldin diyecek dağ...
orman gülümseyecek...
anımsayışların, bekleyişlerin, ümitlerin ya da ümitsizliklerin
hırsların, yarışların, tasaların kalktığı yerde
tam anlatının, salt anlatının kaldığı yerde başlayacak şiir...
hiç kimseye seslenmeyen, kendi kendine yeten sadece...
kendi mantığı; kendi güzelliği içinde tutarlı...
ama halkın yaşantısı girecektir oraya, çünkü yaşayan büyük
bir şeydir halk...
deniz ve ufuk girecek, karınca yuvaları, gökyüzü, kozalaklar
ve kopuk ve artık hasetsiz bir aşk...
yani sevişmek denizle, koşulsuz, önyargısız, hesapsız...
yani uzanmak ve düşünmek binlerce yıl..
doğan, ölen ve yaşayan şeyleri...
doğumu, ölümü ve yaşamayı
yani dingin ve büyük olan herşeyi anlatmak...
ben mi?evet. çıkıp gideceğim bir gün...
tasasız, gözyaşsız, geride birşey bırakmadan ve birşey beklemeden
ilerde...
sadece yağmur sularından pırıl pırıl bir yürek
artık kendi kendinin anlamı ve nedeni olan bir yürekle...

Ataol Behramoğlu

Çevrimdışı hercaihoca

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.394
  • 6.336
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 1.394
  • 6.336
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 08 Ara 2010 09:39:35
 
Ayışığı 
 
Buralarda artık
Parlamıyor ayışığı
Güneşimize kar yağdı
Gidenlerden haber yok
Yasaksız aşklar yabancı
Aşina tuzak savaşlar
Üzerimize örtülünce
Lacivert akşamlar

Sen seç artık
Sen seç artık ooy oy
Ne şarkı ne ayışığı ooy oy
Ne ölüm kalım
Ne gençlik çağım
Darmadağın, darmadağın
Darmadağın, darmadağın
Bir atımlık umudum kaldı

Sen seç artık
Sen seç artık ooy oy
Ne şarkı ne ayışığı ooy oy 
Ne ölüm kalım
Ne gençlik çağım
Darmadağın, darmadağın
Darmadağın, darmadağın
Bir atımlık umudum kaldı
 
Sezen Aksu 
 

Çevrimdışı van65

  • Uzman Üye
  • *****
  • 243
  • 979
  • 243
  • 979
# 08 Ara 2010 18:50:51
Nasıl kıskanmam seni ey liman?
Bir köşende şarap içerken tek başıma
...Kadın adı taşıyan gemilerin
Biri çıkıp biri giriyor koynuna...

Orta yaşlı bir kelebeğiyim İstanbul'un
Her ayrılık bir hüzün bırakır yüzümde
İki fotoğrafımı bulmaca kitabında
Yan yana getirip soruyorum okura:
Aradaki sekiz farkı bulun...

Beş yıldızlı otel yapmışlar
Sırtımda annemin hırkasıyla
Babamın kucağında uyuyakaldığım
Yazlık sinemanın yerine
Oysa biz
Yağmur yağabilir diye
Film seyretmeye gitmezdik
Gökyüzünde beş yıldızın
Olduğu akşamlar...

Ah! Şu benim şair yalnızlığım...
Bir yangın merdiveni gibidir
Umut apartmanının arkasında
Pas tutarken yüreğim,
Ayakta duruyorum yıkılmadan
Çocukların kayacağı bir tırabzanım olmasa da...

Güvertesindeki kadının eteklerini
Rüzgarın uçuşturduğu beyaz gemi de
Az sonra gidecek...

Ve sen söyle Sunay Akın
Sakalın da olmasa
Yüzünden başka neyin var ki özleyecek...

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK