Sevdiğimiz Şiirler

Çevrimdışı akkaya33

  • Bilge Üye
  • *****
  • 2.105
  • 12.722
  • 2.105
  • 12.722
# 16 Ara 2010 17:43:39
TEK HECE
 Var mı beni içinizde tanıyan?
Yaşanmadan çözülmeyen sır benim.
Kalmasa da şöhretimi duymayan,
Kimliğimi tarif etmek zor benim...

Bülbül benim lisanımla ötüştü.
Bir gül için can evinden tutuştu.
Yüreğine Toroslar'dan çığ düştü.
Yangınımı söndürmedi kar benim...

Niceler sultandı, kraldı, şahtı.
Benimle değişti talihi bahtı,
Yerle bir eylerim tac ile tahtı,
Akıl almaz hünerlerim var benim...

Kamil iken cahil ettim alimi,
Vahşi iken yahşi ettim zalimi,
Yavuz iken zebun ettim Selim'i,
Her oyunu bozan gizli zor benim...

Yeryüzünde ben ürettim veremi.
Lokman Hekim bulamadı çaremi.
Aslı için kül eyledim Kerem'i.
İbrahim'in atıldığı kor benim...

Sebep bazı Leyla, bazı Şirin'di.
Hatrım için yüce dağlar delindi.
Bilek gücüm Ferhat ile bilindi.
Kuvvet benim, kudret benim, fer benim...

İlahimle Mevlana'yı döndürdüm.
Yunus'umla öfkeleri dindirdim.
Günahımla çok ocaklar söndürdüm.
Mevla'danım, hayır benim, şer benim...

Kimsesizim hısmım da yok, hasmım da
Görünmezim cismim de yok, resmim de
Dil üzmezim, tek hece var ismimde
Barınağım gönül denen yer benim

Benim için yaratıldı Muhammed
Benim için yağdırıldı o rahmet
Evliyanın sözündeki muhabbet
Embiyanın yüzündeki nur benim

 CEMAL SAFİ

Çevrimdışı canegt

  • Bilge Üye
  • *****
  • 2.904
  • 12.097
  • 2.904
  • 12.097
# 16 Ara 2010 17:56:28
GİTMELERİN MEVSİMİ

Bugünlerde herkes gitmek istiyor.
Küçük bir sahil kasab...asına,
Bir başka ülkeye, dağlara, uzaklara…

Hayatından memnun olan yok.
Kiminle konuşsam aynı şey…
Herşeyi, herkesi bırakıp gitme isteği.

Öyle “yanına almak istediği üç şey” falan yok.
Bir kendisi.
Bu yeter zaten.
Herşeyi, herkesi götürdün demektir.
Keşke kendini bırakıp gidebilse insan.
Ama olmuyor.

Hadi kendimize razıyız diyelim, öteki de olmuyor.
Yani herşeyi yüzüstü bırakmak göze alınmıyor.

Böyle gidiyoruz işte.
Bir yanımız “kalk gidelim”,
öbür yanımız “otur” diyor.

“Otur” diyen kazanıyor.
O yan kalabalık zira…
İş, güç, sorumluluk, çoluk çocuk, aile,
Güvende olma duygusu…
En kötüsü alışkanlık.
Alışkanlığın verdiği rahatlık,
Monotonluğun doğurduğu bıkkınlığı yeniyor.
Kalıyoruz…
Kuş olup uçmak isterken, ağaç olup kök salıyoruz.

Evlenmeler…
Bir çocuk daha doğurmalar…
Borçlara girmeler…
İşi büyütmeler…
Bir köpek bile bizi uçmaktan alıkoyabiliyor.

Misal ben…
Kapıdaki Rex’i bırakıp gidemiyorum.
Değil bu şehirden gitmek,
İki sokak öteye taşınamıyorum.
Alıp götürsem gelmez ki…
Bütün sokağın köpeği olduğunun farkında,
Herkes onu, o herkesi seviyor.
Hangi birimizle gitsin?

“Sırtında yumurta küfesi olmak” diye bir deyim vardır;
Evet, sırtımızda yumurta küfesi var hepimizin,
Kendi imalatımız küfeler.

Ama eğreti de yaşanmaz ki bu dünyada.
Ölüm var zira.
Ölüme inat tutunmak lazım,
İnadına kök salmak lazım.

Bari ufak kaçışlar yapabilsek.
Var tabii yapanlar, ama az.
Sadece kaymak tabakası.
Hepimiz kaçabilsek…
Bütçe, zaman, keyif… Denk olsa.
Gün içinde mesela…
Küçücük gitmeler yapabilsek.

Ne mümkün.
Sabah 9, akşam 18
Sonra başka mecburiyetler
Sıkışıp kaldık.
Sırf yeme, içme, barınmanın bedeli
Bu kadar ağır olmamalı.

Hayatta kalabilmek için bir ömür veriyoruz.
Bir ömür karşılığı, bir ömür yani.
Ne saçma…
Bahar mıdır bizi bu hale getiren?
Galiba.

Ben her bahar aşık olmam ama
Her bahar gitmek isterim.
Gittiğim olmadı hiç,
Ama olsun…
İstemek de güzel.

CAN YÜCEL

Çevrimdışı AKSA

  • Üyeliği İptal Edildi
  • 1.564
  • 2.847
  • 1.564
  • 2.847
# 16 Ara 2010 18:10:36
                 SENDE KALMIŞ

Bilmiyorum nerdeyim, ne haldeyim, ben kimim
Ayrılırken kimliğim, adresim sende kalmış.
Tebessümü yüzüme çok görüyor matemim
...Güldüğümü gösteren tek resim sende kalmış.

Akların kaybolduğu, rengin ahenk bulduğu
Toprağın kadehine ab-ı hayat dolduğu
Bir gül için, bülbülün saçlarını yolduğu
Aşkın harman olduğu o mevsim, sende kalmış.

Nerede o çocuksu, o şımarık hallerim,
Saçlarına hasreti tanımayan hallerim,
Rengarenk rüyalarım, toz pembe hayallerim
Tekmil neşem, sevincim, hevesim, sende kalmış.

Ayıplama, kınama, kahveye gidiyorsam,
Avunabilmek için bir tavla atıyorsam,
Garson çay uzatırken ben aklımda diyorsam,
Sende kalmış demektir, ladesim sende kalmış.

Dostlar da muhabbeti kestiler, lüzum da yok.
Zaten senden ziyade sohbetim, sözüm de yok.
Sen dönmeden kimseye bakacak yüzüm de yok.
Aynalarda kendimi göresim sende kalmış.

Sende kalmış umudum, saadet çağım sende,
Sende kalmış huzurum, tüten ocağım sende,
Sende hayat kaynağım, duygu membağım sende,
Can diyorum sana,can kafesim sende kalmış.

Allah' ım düşmanımı düşürmesin bu zaafa,
Sanki her noksanımı mecburum itirafa,
Hangi şarkıya girsem, notalar do re mi fa
Sol diyorum sana sol, la sesim sende kalmış.

Gel Tanrıya borcunu teslim etsin bu yürek,
Tez gel ki enkazımı kapatsın kazma kürek,
Kelime-i şahadet getirmem için gerek,
Son diyorum sana, son nefesim sende kalmış.

                                          Cemal Safi

Çevrimdışı AKSA

  • Üyeliği İptal Edildi
  • 1.564
  • 2.847
  • 1.564
  • 2.847
# 16 Ara 2010 18:12:31
                      Kardelen...

Bu bendeki bir dert ki, anlatamam kimseye...
...Kulak verip de beni dinler misin kardelen?
Sardı tüm benliğimi, mecalim yok gülmeye
Sen de benle ağlayıp, inler misin kardelen?
Mis gibi sıla kokan eş-dost mektuplarında,
Taze güller yeşerir eski anılarında
Hatıralarla dolu gurbet akşamlarında
Hasret denen türküyü söyler misin kardelen?
Bütün duygularını bir deftere yazmanın,
Dertlerini duymayan duvara anlatmanın,
İçinde ne var ise, hep içine atmanın,
Ne demek olduğunu, bilir misin kardelen?
Dostu oldum kaç defa sabahsız gecelerin.
Defterimde yeri yok anlamsız hecelerin.
Çözemedim bir türlü; bu zor bilmecelerin
Cevabını sen bana, çözer misin kardelen?

                                         Hayrullah PAŞALIOĞLU

Çevrimdışı TugraÖzyıldız

  • Bilge Üye
  • *****
  • 10.264
  • 16.906
  • Birleştirilmiş Sınıf
  • 10.264
  • 16.906
  • Birleştirilmiş Sınıf
# 16 Ara 2010 18:18:51
DERİNDESİN RÜYA KADAR DERİNDE

seni bir kilimin nakışlarında
devlerin şimşekli bakışlarında
kanı sevgi olan hatıraların
göklere uzayan yokuşlarında
bulamaz ayağı prangalılar

yayını terkederken kırılan bir ok gibi
doğarken ölen bir çocuk gibi
çekingen çeşmelerin suyunda eriyen güz
yorgun patikalarda sevda arayan öksüz
bulamaz izlerini tilkiler kurt ininde
yağmur hala murada ermedi teninde

mağrur bir kıvılcım görünce seni
başın alıp gitmiş karanlıklara
mehtabı beklemiş seneler boyu
yüreğinde duymuş hep o korkuyu
ardına bakınca gamlı bir akşam
duymuş tenhalarında çalan şarkıyı

ceviz sandık bomboş ; kapılar kırık
senden artakalan mor bir hıçkırık

okunmamış esrarlı bir öykünün
memnu satırları gibidir yüzün
vuslatın eflatun gecelerinde
uykusunu kaçırmışsın gündüzün
oysa ne yerdesin , ne gökyüzünde
derindesin rüya kadar derinde
 
NURULLAH GENÇ

Çevrimdışı umran45

  • Uzman Üye
  • *****
  • 520
  • 1.833
  • 520
  • 1.833
# 16 Ara 2010 18:38:46
  EĞER

O kadar da önemli değildir bırakıp gitmeler,
arkalarında doldurulması
mümkün olmayan boşluklar bırakılmasaydı eğer.

Dayanılması o kadar da zor değildir, büyük ayrılıklar bile,
en güzel yerde başlatılsaydı eğer.

Utanılacak bir şey değildir ağlamak,
yürekten süzülüp geliyorsa gözyaşı eğer

Yüz kızartıcı bir suç değildir hırsızlık,
çalınan birinin kalbiyse eğer.

Korkulacak bir yanı yoktur aşkların,
insan bütün derilerden soyunabilseydi eğer.

O kadar da yürek burkmazdı alışılmış bir ses,
hiçbir zaman duyulmasaydı eğer.

Daha çabuk unuturdu belki su sızdırmayan sarılmalar,
kara sevdayla sarıp sarmalanmasalardı eğer.

Belirsizliğe yelken açardı iri ela gözler zamanla,
öylesine delice bakmasalardı eğer.

Çabuk unutulurdu ıslak bir öpücüğün yakıcı tadı belki de
kalp, göğüs kafesine o kadar yüklenmeseydi eğer.

Yerini başka şeyler alabilirdi uzun gece sohbetlerinin,
son sigara yudum yudum paylaşılmasaydı eğer.

Düşlere bile kar yağmazdı hiçbir zaman,
meydan savaşlarında korkular, aşkı ağır yaralamasaydı eğer.

Su gibi akıp geçerdi hiç geçmeyecekmiş gibi duran zaman,
beklemeye değecek olan gelecekse sonunda eğer.

Rengi bile solardı düşlerdeki saçların zamanla,
tanımsız kokuları yastıklara yapışıp kalmasaydı eğer.

O büyük, o görkemli son, ölüm bile anlamını yitirirdi,
yaşanılası her şey yaşanmış olsaydı eğer.

O kadar da çekilmez olmazdı yalnızlıklar,
son umut ışığı da sönmemiş olsaydı eğer.

Bu kadar da ısıtmazdı belki de bahar güneşleri,
her kaybedişin ardından hayat yeniden başlamasaydı eğer.

Kahvaltıdan da önce sigaraya sarılmak şart olmazdı belki de,
dev bir özlem dalgası meydan okumasaydı eğer.

Anılarda kalırdı belki de zamanla ince bel,
namussuz çay bile ince belli bardaktan verilmeseydi eğer.

Uykusuzluklar yıkıp geçmezdi, kısacık kestirmelerin ardından,
dokunulası ipek ten bir o kadar uzakta olmasaydı eğer.

Issız bir yuva bile cennete dönüşebilirdi belki de,
sıcak bir gülüşle ısıtılsaydı eğer.

Yoksul düşmezdi yıllanmış şarap tadındaki şiirler böylesine,
kulağına okunacak biri olsaydı eğer.

İnanmak mümkün olmazdı her aşkın bağrında bir ayrılık gizlendiğine belki de,
kartvizitinde ‘onca ayrılığın birinci dereceden failidir’ denmeseydi eğer.

Gerçekten boynunu bükmezdi papatyalar,
ihanetinden onlar da payını almasaydı eğer.

Issızlığa teslim olmazdı sahiller,
Kendi belirsiz sahillerinde amaçsız gezintilerle avunmaya kalkmamış olsaydın eğer.

Sen gittikten sonra yalnız kalacağım.
Yalnız kalmaktan korkmuyorum da,
ya canım ellerini tutmak isterse…

Evet Sevgili,
Kim özlerdi avuç içlerinin ter kokusunu,
kim uzanmak isterdi ince parmaklarına,
mazilerinde görkemli bir yaşanmışlığa tanıklık etmiş olmasalardı eğer!

 Can YÜCEL

Çevrimdışı hercaihoca

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.394
  • 6.336
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 1.394
  • 6.336
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 16 Ara 2010 18:41:34
Çocuk 
 
Bir yerlerde bir çocuk doğdu
Sancısını içimde duyuyorum
Kimbilir kimin çocuğusun
Gözlerinde güneşi görüyorum

Bir yerlerde bir çocuk doğdu
Sancısını içimde duyuyorum
Kimbilir kimin çocuğusun
Gözlerinde güneşi görüyorum

Gözlerinde hayat pırıl pırıl
Ellerinde ümitlerimiz var
Dünyanın tüm pisliklerine
Sıkılmış o minik yumruklar

Dünyanın tüm pisliklerine
Sıkılmış o minicik yumruklar

Güzel bebek buram buram
İnsan, sevgi kokuyorsun
Bir küçük dünya gibi varlığın
Sırtında dünyayı taşıyorsun

Güzel bebek buram buram
İnsan, sevgi kokuyorsun
Bir küçük dünya gibi varlığın
Sırtında dünyayı taşıyorsun

Kim olursa olsun anan, baban
Sorumluyum onlar kadar senden
Adını hiç bilmesem bile
Benim öz be öz çocuğumsun sen

Adını hiç bilmesem bile
Benim öz be öz çocuğumsun sen

Güzel bebek buram buram
İnsan, sevgi kokuyorsun
Bir küçük dünya gibi varlığın
Sırtında dünyayı taşıyorsun

Güzel bebek buram buram
İnsan, sevgi kokuyorsun
Bir küçük dünya gibi varlığın
Sırtında dünyayı taşıyorsun

Güzel bebek buram buram
İnsan, sevgi kokuyorsun
Bir küçük dünya gibi varlığın
Sırtında dünyayı taşıyorsun

Güzel bebek buram buram
İnsan, sevgi kokuyorsun
Bir küçük dünya
 
Sezen Aksu 

Çevrimdışı AYŞEGÜL59

  • Uzman Üye
  • *****
  • 475
  • 2.580
  • 475
  • 2.580
# 16 Ara 2010 18:53:45
Umut

işler atom reaktörleri işler
yapma aylar doğar güneş doğarken
ve güneş doğarken çöp kamyonları
ölüleri toplar kaldırımlardan
işsiz ölüleri aç ölüleri

işler atom reaktörleri işler
yapma aylar geçer güneş doğarken
ve güneş doğarken köylü aile
erkek kadın eşek ve karasaban
saban koşulu eşekle kadın
toprağı sürerler toprak bir avuç

işler atom reaktörleri işler
yapma aylar geçer güneş doğarken
ve güneş doğarken ölür bir çocuk
ölür bir japon çocuğu hiroşima'da
on iki yaşında ve numaralı
ve ne boğmacadan ne menenjitten
ölür bin dokuzyüz elli sekiz de
ölür bir japon çocuğu hiroşima'da
dokuzyüz kırkbeş te doğduğu için

işler atom reaktörleri işler
yapma aylar geçer güneş doğarken
ve güneş doğarken tombul bir adam
yatağından çıkar dalgın giyinir
'bugün kimi kime gammazlamalı,
amirin gözüne nasıl girmeli'

işler atom reaktörleri işler
yapma aylar geçer güneş doğarken
ve güneş doğarken zenci şoförü
ağaca asarlar yol kıyısında
gazyağına bulayarak yakarlar
sonra kimi kahve içmeye gider
kimi saç tıraşı olur berberde
kimi dükkanını açar erkenden
kimi genç kızını öper alnından

işler atom reaktörleri işler
yapma aylar geçer güneş doğarken
ve güneş doğarken mahpus kadını
kolları masaya bağlı sırtüstü
çıplak memeleri al kan içinde
sorguya çekilir bir bodrumda
sorguya çekenler cigara içer
biri yirmisinde altmışlık biri
gömlekleri terli kollar sıvalı
ve kum torbaları elektrodlar

işler atom reaktörleri işler
yapma aylar geçer güneş doğarken
ve güneşdoğarken gülyaprağına
uçak alanından sessiz pilotlar
'H' bombası yükler tepkililere
ve güneş doğarken güneş doğarken
otomatik silahlarla biçilir üniversitelilerle işçiler
akasya ağaçları bulvarın
pencereler balkondaki saksılar
ve güneş doğarken devlet adamı
konağına döner bir ziyafetten
ve güneş doğarken kuşlar ötüşür
ve güneş doğarken güneş doğarken
genç bir ana bebesini emzirir

işler atom reaktörleri işler
yapma aylar geçer güneş doğarken
ve güneş doğarken ben bir geceyi
bir uzun geceyi gene uykusuz
ağrılar içinde geçirmişimdir
düşünmüşümdür hasretliği ölümü
seni memleketi düşünmüşümdür
seni memleketi dünyamızı.

işler atom reaktörleri işler
yapma aylar geçer güneş doğarken
ve güneş doğarken hiç umut yokmu
umut umut umut... umut insanda.

Nazım HİKMET RAN

Çevrimdışı smncn2009

  • B Grubu
  • 1.001
  • 3.698
  • Birleştirilmiş Sınıf
  • 1.001
  • 3.698
  • Birleştirilmiş Sınıf
# 16 Ara 2010 19:22:41
Her Şey Sende Gizli   
     
Yerin seni çektiği kadar ağırsın,
Kanatların çırpındığı kadar hafif..
Kalbinin attığı kadar canlısın,
Gözlerinin uzağı gördüğü kadar genç...
Sevdiklerin kadar iyisin,
Nefret ettiklerin kadar kötü..
Ne renk olursa olsun kaşın gözün,
Karşındakinin gördüğüdür rengin..
Yaşadıklarını kâr sayma:
Yaşadığın kadar yakınsın sonuna; ne kadar yaşarsan yaşa,
Sevdiğin kadardır ömrün..
Gülebildiğin kadar mutlusun.
Üzülme bil ki ağladığın kadar güleceksin
Sakın bitti sanma her şeyi,
Sevdiğin kadar sevileceksin.
Güneşin doğuşundadır doğanın sana verdiği değer
Ve karşındakine değer verdiğin kadar insansın.
Bir gün yalan söyleyeceksen eğer;
Bırak karşındaki sana güvendiği kadar inansın.
Ay ışığındadır sevgiliye duyulan hasret,
Ve sevgiline hasret kaldığın kadar ona yakınsın.
Unutma yagmurun yağdığı kadar ıslaksın,
Güneşin seni ısıttığı kadar sıcak.
Kendini yalnız hissetiğin kadar yalnızsın
Ve güçlü hissettiğin kadar güçlü.
Kendini güzel hissettiğin kadar güzelsin..
İşte budur hayat!
İşte budur yaşamak,
Bunu hatırladığın kadar yaşarsın
Bunu unuttuğunda aldığın her nefes kadar üşürsün
Ve karşındakini unuttuğun kadar çabuk unutulursun
Çiçek sulandığı kadar güzeldir,
Kuşlar ötebildiği kadar sevimli,
Bebek ağladığı kadar bebektir.
Ve herşeyi öğrendiğin kadar bilirsin,
bunu da öğren,

SEVDİĞİN KADAR SEVİLİRSİN...
 
Can Yücel

Çevrimdışı gülsümgülmez

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 145
  • 96
  • 145
  • 96
# 16 Ara 2010 19:34:43

 HERŞEY SENDE GİZLİ


Yerin seni çektiği kadar ağırsın
Kanatların çırpındığı kadar hafif..
Kalbinin attığı kadar canlısın
Gözlerinin uzağı gördüğü kadar genç...
Sevdiklerin kadar iyisin
Nefret ettiklerin kadar kötü..
Ne renk olursa olsun kaşın gözün
Karşındakinin gördüğüdür rengin..
Yaşadıklarını kar sayma:
Yaşadığın kadar yakınsın sonuna;

Ne kadar yaşarsan yaşa,
Sevdiğin kadardır ömrün..
Gülebildiğin kadar mutlusun
Üzülme bil ki ağladığın kadar güleceksin
Sakın bitti sanma her şeyi,

Sevdiğin kadar sevileceksin.
Güneşin doğuşundadır doğanın sana verdiği değer
Ve karşındakine değer verdiğin kadar insansın
Bir gün yalan söyleyeceksen eğer
Bırak karşındaki sana güvendiği kadar inansın.
Ay ışığındadır sevgiliye duyulan hasret
Ve sevgiline hasret kaldığın kadar ona yakınsın
Unutma yagmurun yağdığı kadar ıslaksın
Güneşin seni ısıttığı kadar sıcak.
Kendini yalnız hissetiğin kadar yalnızsın
Ve güçlü hissettiğin kadar güçlü.
Kendini güzel hissettiğin kadar güzelsin..

İşte budur hayat!
İşte budur yaşamak bunu hatırladığın kadar yaşarsın
Bunu unuttuğunda aldığın her nefes kadar üşürsün
Ve karşındakini unuttuğun kadar çabuk unutulursun
Çiçek sulandığı kadar güzeldir
Kuşlar ötebildiği kadar sevimli
Bebek ağladığı kadar bebektir
Ve herşeyi öğrendiğin kadar bilirsin bunu da öğren,
Sevdiğin kadar sevilirsin...


 
 
 

Çevrimdışı gülsümgülmez

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 145
  • 96
  • 145
  • 96
# 16 Ara 2010 19:37:53

 ÖZLEDİM SENİ..


özledim seni...
ayrılık yüreğimi uyuşturuyor karıncalandırıyor nicedir.
beynimi uyuşturuyor özlemin...
çok sık birlikte olmasak bile
benimle olduğunu bilmenin
bunca zamandır içimi ısıttığını
yeni yeni anlıyorum
Yokluğun,
Hatırladıkça yüreğime saplanan bir sizi olmaktan çıkıp
mütemadiyen bir boşluğa
Sabahları seni okşayarak başlamaları
aksamları her isi bir kenara koyup
seninle baş başa konuşmaları özlüyorum;
oynaşmalarımızı,
yürüyüşlerimizi,
sevimli haşarılığını,
çocuksu küskünlüğünü...
Nasılda serttin başkalarına karşı
beni savunurken;
ve ne kadar yumuşak
bir çift kısık gözle kendini
ellerimin okşayışına bırakırken
Gitmeni asla istemediğim halde
buna mecbur olduğunu görmek
ve sana bunları söylemeden
'git artık' demek
'beni ne kadar çabuk unutursan, o kadar çabuk
kavuşacaksın mutluluğa'
demek sana nede zor
seni görmemek ve belki yıllar sonra
karsılaştığımızda
bana bir yabancı gibi bakmanı istemek senden...
yeni bir sevdayı yasakladığım kalbime söz geçirmek....


 
 
 

Çevrimdışı canegt

  • Bilge Üye
  • *****
  • 2.904
  • 12.097
  • 2.904
  • 12.097
# 16 Ara 2010 20:50:51
Sen..
Pardon "Siz" demeliydim..
Siz kaç yüzlüydünüz?
Ben yanlışlıkla hanginizi sevdim?

Özdemir Asaf

Çevrimdışı carkin

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 257
  • 4.038
  • Öğretmen Adayı
  • 257
  • 4.038
  • Öğretmen Adayı
# 16 Ara 2010 21:28:17
BENİ KAC HARFLE SEVDİN
Hadi söylesene beni kac harfle sevdin..?
Hani anlat desem i...çindeki sevgiyi 2 kelimeden sonra kac dakika sürer..?
söylesene beni kac harfle sevdin..

Oyunuma geldin sevgili , kandırdım seni az önce...
Bana olan sevgin kaç harf diye sordum , sende anlatmaya basladın..
Cümlelerle , kelimeleri süsleyerek anlatmak yeterli oldu senın için..
Demek ' SENI COK SEVIYORUM ' da özetim..
Oysa bana yasadıgımızı sandıgım büyük askı tarif edememen lazımdı..
Agzından hiçbir kelime çıkmamalıydı...
Düğümlenmeliydi ses tellerin , ellerin titremeliydi...
Her anlatmaya kalktıgında sacmalayıp örneklerle izah etmeye calısmalıydın...
Basaramamalıydın...
Anlamını bilecek bir ask bize yakısmazdı oysa...
Bak sokaklara hep onlarla dolu..
Bana olan sevgini özetlememeliydin sevgili..!
Özetlenecek bir ask sadece kitaplara konur..
Yazabilecek kadar bir askı , ben bir damla gözyasıyla anlatırdım sana..

Bana sorumu sorma sevgili..! Peki sen anlat deme..
Beni sadece 16 harfle seven birisine ben ne anlatayım...
Can Yücel..

Çevrimdışı rabia3360

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.431
  • 2.687
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 1.431
  • 2.687
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 16 Ara 2010 22:39:43

   İÇİM SIKILIYOR
İçim sıkılıyor bugün hem de çok
hafızam silinmiş gibi adeta
bir şeyler var isteyip de hatırlayamadığım
geceleri rüyalarıma girer diye bekliyorum olmuyor

bir başka gökyüzü var sanki hatırlamak istediğim
altında güzel sıcak farklı insanların yaşadığı
şimdi soluduğum gökyüzü ve gördüğüm yüzler
bana yabancı gibi

içim sıkılıyor bugün hem de çok
şiirler senfoniler de avutmuyor artık
kuşlara imreniyorum özgürce kanat çırparak
istedikleri gökyüzüne ulaşan

Çevrimdışı samurai

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 203
  • 785
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 203
  • 785
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 16 Ara 2010 23:25:51
Seviyorum Seni

Seviyorum seni
ekmeği tuza banıp yer gibi
Geceleyin ateşler içinde uyanarak
ağzımı dayayıp musluğa su içer gibi
Ağır posta paketini
neyin nesi belirsiz
telaşlı, sevinçli, kuşkulu açar gibi
Seviyorum seni
denizi ilk defa uçakla geçer gibi
İstanbul'da yumuşacık kararırken ortalık
içimde kımıldayan birşeyler gibi
Seviyorum seni
Yaşıyoruz çok şükür der gibi.

Nazım Hikmet Ran

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK