Sevdiğimiz Şiirler

Çevrimdışı TugraÖzyıldız

  • Bilge Üye
  • *****
  • 10.264
  • 16.906
  • Birleştirilmiş Sınıf
  • 10.264
  • 16.906
  • Birleştirilmiş Sınıf
# 07 Oca 2011 18:23:37
Dokun Ki Yansın Yüreğin 

Ey sevdiğim bir çiçeğe
Dokunki yansın yüreğin
Aşka yanmış bir yüreğe
Sokul ki yansın yüreğin

Usul usul ince ince
Yapraklara kar duşünce
Aç kolların bütün gece
Sarıl ki yansın yüreğin

Mor dağları aşa aşa
Ay doğunca baştan başa
Yanakta bir damla yaşa
Dokun ki yansın yüreğin

İster sümbül boyun eğsin
İster dallar yere değsin
Seviyorsan nerden bilsin
Sokul ki yansın yüreğin

Sabah seher yellerince
Coşan bahar sellerince
Sazın sarı tellerince
Dokun ki yansın yüreğin

Can düşerken al toprağa
Hayat gelir bin yaprağa
Aşka susuz bir dudağa
Dokun ki yansın yüreğin

Aşk denilen bir ummana
Düşer isen yana yana
Nuri Can gibi bir cana
Sokul ki yansın yüreğin

(alıntı)

Çevrimdışı hercaihoca

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.394
  • 6.336
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 1.394
  • 6.336
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 07 Oca 2011 19:54:09
Geçer

Hep aynı hikaye gönlüm düşünce aşka
Her ayrılık aynı yalnız kişiler başka
Hep aynı yalnızlık aynı tanıdık telaş
Hep aynı her şey aynı sanki birbirine eş

Geçer geçer daha öncekiler gibi
Bu da geçer neler neler geçmedi ki
Yine düşer deli divane gönlüm aşka
Aşka
Aşka vurgunum ben

Hep aynı heyecan aynı çocuksu hayat
Ben böyle biraz deli sen de biraz öyle kal
Nasıl olsa
Geçer geçer daha öncekiler gibi
Bu da geçer neler neler geçmedi ki
Yine düşer deli divane gönlüm aşka
Aşka
 
Sezen Aksu
 

Çevrimdışı adamın biri

  • Bilge Üye
  • *****
  • 5.086
  • 23.784
  • 5.086
  • 23.784
# 07 Oca 2011 20:06:23
Eski Bir Sonbahar

Sonbahardı... Seninle geçiyorduk o yoldan;
Topraklardan, havadan bir hüzün taşıyordu
Bize yaklaşıyordu

Gönlümüzde yepyeni bir duygu yaşıyordu.
Rüzgarların değildi bu musiki, bu hüzün;
Hatırladın değil mi? Kuşlar ağlaşıyordu...
Havada bir serinlik... Tatlı bir hayal gibi...
Torak nasıl meçhuldü tıpkı istikbal gibi?
O gün tabiat başka bir türlü yaşıyordu.
Kalbin acı, gözlerin yaşla dolmuştu senin;
Yapraklar gibi yere dökülüyordu enin;
O nağme mesafeyi, zamanı aşıyordu.
O bir beste değildi: Kuşlar ağlaşıyordu.
En hazin şey muhakkak öksüz kalan ocaktır.
Bu ocak hüzünlerle dolup boşalacaktır.

Eski bir sonbaharı, küçük kuşları anmak
Belki veda etmektir sana birkaç satırla...
Yine bir sonbaharda ordan yalnız geçersen
Beraber geçtiğimiz serin günü hatırla!..
 
Hüseyin Nihal Atsız

Çevrimdışı tatar

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.243
  • 1.890
  • 3. Sınıf Öğretmeni
  • 1.243
  • 1.890
  • 3. Sınıf Öğretmeni
# 08 Oca 2011 00:23:22
Asla sevmediğim birine seni seviyorum demedim,
Ya da asla birini severken karşılı...ğını beklemedim.
Dostluğuma değer biçmedim,sevgime ise hiçbir zaman sınır çizmedim.
Sevdiysem sonuna kadar gittim, bitirdiysem öldürse de hasreti geriye dönmedim.
Bazen çok kırıldım, bazen belki de kırdım.
Ama hata insana mahsustur dedim.
Affettim, af diledim.
Kimileri birden fazla kırdılar kalbimi ama ben onları yinede affettim.
Onlar belki beni saflıkla yargıladılar.
Belki de içten içe sinsice güldüler.
Ama asıl unuttukları şuydu;
Ben aldanmadım..!
Aldanan her zaman kendileri oldular ama bunu anlayamadılar.
Bir insan kaybının ne olduğu bilemedikleri için,
Kaybetmek onlar için bir alışkanlık haline geldiği için.
Oysa ben hiç insan kaybetmedim.
Sadece zamanı geldiğinde vazgeçmeyi bildim o kadar..

CAN YÜCEL

Çevrimdışı yenibirefsane

  • Üyeliği İptal Edildi
  • 48
  • 30
  • 48
  • 30
# 08 Oca 2011 00:33:58
Siyahsın

Karanlığın köhne ve
yorucu yalnızlığı sarmış seni..
Debelenip durursun
siyahın girdabında.
Ses olur, ışık girer içine..
başını ellerinin arasına alır
dökersin eteğindeki
gözyaşlarını..
Bilmem,
bana sorma,
karanlıksın, görünmüyorsun..
Kapattın mı gözyaşı kepengini?
kulağın ellerinle mi örtük?
Duymaz mısın çocukların attığı taşların,
taraçada çınlayan sesini?
Yoksa sende mi keseceksin onların
bahçene kaçan topunu...
Bu kadar mı soğuksun aydınlıktan,
bu kadar mı donuk yüreğin?
Bu kadar mı pastel senin tabloların?
Etrafındaki duvarları örerken
hangi merdiveni kullandın ki
Fethi zor kaleleri inşa ettin?
Senin bu karanlığının adı ne?
Harcına gönül koymuştum oysa,
Yıkılmayacak kalenin içinde
ben de olacaktım..
Nöbetçiler bekleyecekti
aşkımızı...
Hiç kimse ve hiç birşey
giremeyecekti sınırlarımıza.
Şimdi görüyorum ki
Tekmeyi yemiş,
kale sahasında düşürülmüş,
buna rağmen ben atılmışım kuleden..
Piranalar kokumu almışlar,
gelmekteler..
Yavaş yavaş yaklaşıyorlar,
öğle kahvaltısına.
Bak ufacık bir lokma aldı benden
keskin dişli haydut.
Sıcağına bilinmiyor demek ki
acımıyor hiç bir yanım,
acıtmıyor kopmalar..
Şimdi ciğerlerim su dolu,
her yanım paramparça..
ivdik ivdik geziniyor,
sevinç kişnemeleri atıyor
deniz atları.
Oysa aşkın en derin halini görürdüm
Deniz atı sevişmelerinde..
Biri öldü mü, diğeri de yaşamazdı.
Peki neden bu sahtekarlık?
Neden bu iki yüzlülük?
Kaç kuruşa sattılar sana aşklarını?
Kaç kuruşa değiştiler? Söyle! ...

Harcına gönül koyduğum kalenin
altında kaldım şimdi.
Yangından yanıklarla kurtulmuşum,
her bir yanım sızı,
her bir yanım gönül yanığı..
sargı bezleri kan ağlamakta..
Bakma öyle yüksekten!
celladın cesede baktığı gibi..
Ben değilim baktığında göremediğin.
Sensin asıl baktığımda göremediğim.
Sensin gönül pınarından zehir akan.
sensin siyah gözleri zifir kokan..
Son sözümü sormuştun ya,
'Sen hiç yıldız gördün mü'
dedin ya ipimi çekerken?
Evet gördüm yıldızları.
Ama karanlık çöktüğünde gördüm.
Yıldızlara sormuşlar;
'Neden parlaksın? '
'Ben parlak değilim' demiş.
'Gece karanlık'...
Geceye sormuşlar;
'Neden karanlıksın? '
'Kara sevda çekerim ondandır' demiş.
İşte farkımız,
ben kara sevda çekerim,
Sen; KARANLIKSIN...

...Sevgili Ozan Çağlar'a ait bir şiir...

Çevrimdışı bergüzar

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.141
  • 10.627
  • Okul Müdürü
  • 1.141
  • 10.627
  • Okul Müdürü
# 08 Oca 2011 16:02:58
Şiir Dünyam

Doğruları yalanlarla anlattığım,
Göğüs kafesimin içinde bir yerde,
Bir şiir dünyam var benim.

Dünyadan çıkar orda yaşarım,
Onda ısınır, onda doyarım, onda tadarım sevgiyi,
Acıları, kederi onda unutur,
Unuturum kendimi, çektiklerimi,

Bir şiir dünyam var benim,
Göğüs kafesimin içinde bir yerde,
Penceresi insanlara açılır doğrudan,
Duvarları toz pembe,
Loş değil ışıkları aydınlık alabildiğine.

Kendimi alıp kaçırdığım,
İçine hapsettiğim gardiyansız bir zindan.
Hiç çıkmasam diye dua ettiğim;
Bir şiir dünyam var benim,
Göğüs kafesimin içinde bir yerde.

Özdemir Asaf

Çevrimdışı wanted1

  • Üyeliği İptal Edildi
  • 3.442
  • 3.859
  • 3.442
  • 3.859
# 08 Oca 2011 17:14:50
DELİ GÖNÜL


Şu fâni dünyada umudunu yüz

İnanmazsan var kitaba yüzbeyüz

Evin mezaristan malın bir top bez

Daha duymadınsa duy deli gönül

 

Gördüm iki kişi mezar eşiyor

Gam kasavet gelmiş boydan aşıyor

Çok yaşayan yüze kadar yaşıyor

Gel de bu rüyayı yor deli gönül

 

Günde bir yol duman çöker serime

Elim ermez gidem kisb ü kârıma

Kendi bildiğine doğrudur deme

Var iki kâmile sor deli gönül 

Mevlâm kanat germiş uçamıyorsun

Bu nefsin elinden kaçamıyorsun

Ruhsatî dünyadan geçemiyorsun

Topraklar başına vay deli gönül


AŞIK RUHSATİ

Çevrimdışı gokseldeniz34

  • Uzman Üye
  • *****
  • 2.877
  • 3.718
  • 2.877
  • 3.718
# 08 Oca 2011 18:10:21

KARŞILIĞINI BULAMAMIŞ SORULAR İÇİN


serin rüzgârlar taşır
bir dostumun yüzünü yakan mevsim
incelmiş bir hayatın kederiyle
sessizce durur anıların yamacında
renginden su alan resim

odalara sığmazdık odalar dar
içinde gizli bir ses ölürken
dönenip durdu heves
dağlar dağlar

saatleri biz sustururduk
korkusuyla kendi sesimizin
yokederdik kardeşliğini
gündüzle gecenin

karardı baktıkça gözler
balkon derinliğindeki dağlara
heves yollara düştü
tedirginlik korkulara

yüzün gecikmiş bir mektupta
anlaşılır dürüst ve ıslak
yitirilmiş bir anıyla çıkageldi
güneyin ılık sokaklarından

-her ses bir renge yakışır
su kendi bildiğince akar
hiçbir şeye benzemez içimizdeki uçurum
ne kadar acemi harcı olsa da
ölümle karşılanmalı bazı sorular.

                                   
    Haydar ERGÜLEN

Çevrimdışı canegt

  • Bilge Üye
  • *****
  • 2.904
  • 12.097
  • 2.904
  • 12.097
# 08 Oca 2011 19:06:33
Desem ki

Desem ki vakitlerden bir Nisan akşamıdır,
Rüzgârların en ferahlatıcısı senden esiyor,
Sende seyrediyorum denizlerin en mavisini,
Ormanların en kuytusunu sende gezmekteyim,
Senden kopardım çiçeklerin en solmazını,
Toprakların en bereketlisini sende sürdüm,
Sende tattım yemişlerin cümlesini.
Desem ki sen benim için,
Hava kadar lazım,
Ekmek kadar mübarek,
Su gibi aziz bir şeysin;
Nimettensin, nimettensin!
Desem ki…
İnan bana sevgilim inan,
Evimde şenliksin, bahçemde bahar;
Ve soframda en eski şarap.
Ben sende yaşıyorum,
Sen bende hüküm sürmektesin.
Bırak ben söyleyeyim güzelliğini,
Rüzgârlarla, nehirlerle, kuşlarla beraber.
Günlerden sonra bir gün,
Şayet sesimi farkedemezsen,
Rüzgârların, nehirlerin, kuşların sesinden,
Bil ki ölmüşüm.
Fakat yine üzülme, müsterih ol;
Kabirde böceklere ezberletirim güzelliğini,
Ve neden sonra
Tekrar duyduğun gün sesimi gökkubbede,
Hatırla ki mahşer günüdür
Ortalığa düşmüşüm seni arıyorum.


Cahit Sıtkı Tarancı

Çevrimdışı canegt

  • Bilge Üye
  • *****
  • 2.904
  • 12.097
  • 2.904
  • 12.097
# 08 Oca 2011 19:29:33
Senden önce bir Rum papazdım
Sakallarıyla bir eski korudan
Meryem dağlarını ünledim miydi
Keçiler şaşırırdı yolunu

Allah için ben insan değildim
Ellerin olmasa okşamasaydın beni
Kim diye bakardın bu kara bulut
Cehennemin ucundan gölgesi

Kendi elinle kazdığın kuyuya
Aşk ufacık bir taş atmaktır
Gürültüsü büyüyünce sessizliğin
Marifet yosunlar gibi susmaktır

Fıkara bir midyeden başlayan deniz
Nasıl da büyüdü mavi oldu
Oturmuş yere hanım hanımcık
Ölümün ayaklarını yıkıyor

Güneş batarken getirdiğin çay
Marmaradan daha yavaş soğurdu
Göz göze geldikçe düşünürdüm de
Hep akşamla boyasınlar sandalları

Biz uslu sevgilerin türbesiydik
Her gece uyanan mezar taşlarıyla
Öyle çoğalırdı ki tavşanlarımız
Yaşayan kalmayacaktı nerdeyse


CAN YÜCEL / TAVŞAN KANI

Çevrimdışı akkaya33

  • Bilge Üye
  • *****
  • 2.105
  • 12.722
  • 2.105
  • 12.722
# 08 Oca 2011 19:31:40
KIRILGAN
 Kırılgan bir çocuğum ben
Yüreğim cam kırığı
Bütün duygulardan önce
Öğrendim ayrılığı
Saldırgan diyorlar bana
Oysa kırılganım ben
Gözyaşlarım mücevher
Saklıyorum herkesten
Ürküyorlar gözümdeki ateşten
Ürküyorlar dilimdeki zehirden
Ürküyorlar o dur durak bilmeyen
gözükara cesaretimden
Diyorlar: Bir yanı sarp bir uçurum,
Bir yanı çılgın dağ doruğu.
Oysa böyle yapmasam ben
Nasıl korurum içimdeki çocuğu?
Bir yanım çılgın nar ağacı
Bir yanım buz sarayı.
               MURATHAN MUNGAN

Çevrimdışı canegt

  • Bilge Üye
  • *****
  • 2.904
  • 12.097
  • 2.904
  • 12.097
# 08 Oca 2011 19:36:11
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
KIRILGAN


 Kırılgan bir çocuğum ben
Yüreğim cam kırığı
....
Diyorlar: Bir yanı sarp bir uçurum,
Bir yanı çılgın dağ doruğu.

Oysa böyle yapmasam ben
Nasıl korurum içimdeki çocuğu?

Bir yanım çılgın nar ağacı
Bir yanım buz sarayı.

               MURATHAN MUNGAN

Çook severim çok.

Çevrimdışı YaZeL_

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 174
  • 781
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 174
  • 781
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 08 Oca 2011 19:53:28
SENİNLE OLMANIN EN GÜZEL YANI

Seninle olmanın en güzel yanı ne biliyor musun?
 Elin elime değmeden avuçlarımı terleten sıcaklığını taa içimde hissetmek.

 Seninle olmanın en kötü yanı ne biliyor musun?
 ''Seni seviyorum'' sözcüğü dilimin ucunu ısırırken her konuşmamızda boş yere saatlerce havadan sudan söz etmek.

 Seninle olmanın en heyecanlı yanı ne biliyor musun?
 Aynı şeyleri seninle aynı anda düşünmek birlikte ağlamak gülmek. Ve buradayken bile seni çılgınca özlemek...

 Seninle olmanın en acı yanı ne biliyor musun?
 Seni hiç tanımadığım bir sürü insanlarla paylaşmak. Senin yanında olan, seninle konuşan herkesi çocukça kıskanmak.

 Seninle olmanın en mutlu yanı ne biliyor musun?
 Tanıdık birileriyle karşılaşma tedirginliği ile yollarda yürümek yan yana... Elimdeki şemsiyeye inat yağmurda ıslanmak birlikte. Elimde kır çiçeğiyle seni beklemek... Aynı mekanlarda aynı yiyecekleri yemek.

 Seninle olmanın en romantik yanı ne biliyor musun?
 Sensiz gecelerde sana söyleyemediklerimi yıldızlara aya anlatmak... Okuduğum kitabın sayfalarında dinlediğim şarkıların türkülerin şiirlerin her mısrasında seni bulmak.

 Seninle olmanın en zor yanı ne biliyor musun?
 Seni kaybetme korkusuyla hayatta ilk kez tattığım o tarifsiz duygularımı umut denizinin ortasında küreksiz bir sandala hapsetmek. Sevgili yerine yıllarca dost kalmayı başarmak. Yalın ayak yürümek bıçağın en keskin yerinde. Kanadıkça tuz yerine gözyaşlarımı basmak yüreğime.

 Seninle olmanın tek yan etkisi ne biliyor musun?
 Nereden bileceksin?
 Sen benimle hiç olmadın ki. Olsaydın avuçlarım terlemezdi... Isırmazdım dilimin ucunu... Özlemezdim seni yanımdayken.Kıskanmazdım.

 Korkmazdım yollarda yürümekten. Islanmazdım yağmurlarda... Yıldızlara aya dert yanmaz, böyle her şarkıda serhoş olmazdım.

 Korkmazdım seni kaybetmekten ayaklarım kan revan atlardım sandaldan denize... Ve her kulaçta haykırırdım seni..

 Ama sen hiç benimle olmadın ki...
YA AKLIN BAŞKA YERLERDEYDİ YA YÜREĞİN...

 Can YÜCEL

Çevrimdışı gmzhmt

  • Uzman Üye
  • *****
  • 687
  • 2.087
  • Türkçe Öğretmeni
  • 687
  • 2.087
  • Türkçe Öğretmeni
# 08 Oca 2011 20:20:07
Fark Etmeli

Bir damlacık sudan nasıl yaratıldığını fark etmeli...
Anne karnına sığarak dünyaya neden sığmadığını ve en sonunda bir metre karelik yere nasıl sığmak zorunda kalacağını fark etmeli...
Şu çok geniş görünen dünyanın ; ahirete nispetle anne karnı gibi olduğunu fark etmeli...
Henüz bebekken dünya benim dercesine avuçlarının sımsıkı kapalı olduğunu ;
Ölürken de aynı avuçların, her şeyi bırakıp gidiyorum işte..! dercesine apaçık kaldığını ;
Ve kefenin cebinin bulunmadığını fark etmeli...
Baskın yeteneğini fark etmeli sonra ;
Azrailin her an sürpriz yapabileceğini, nasıl yaşarsa öyle öleceğini fark etmeli insan...
Hayvanların yolda, kaldırımda, çöplükte ama kendisinin güzel hazırlanmış mükellef bir sofrada yemek yediğini fark etmeli...
Yaratılmışların en güzeli olduğunu fark etmeli ve ona göre yaşamalı...
Gülün hemen dibindeki dikeni, dikenin hemen yanı başındaki gülü fark etmeli...
Evinde kedi, köpek beslediği halde çocuk sahibi olmaktan korkmanın mantıksızlığını fark etmeli...
Eşine seni çok seviyorum demenin ; mutluluk yolundaki müthiş gücünü fark etmeli...
Dolabında asılı yirmi beş gömleğinin sadece üçünü giydiğini, ama arka sokaktaki komşusunun o beğenilmeyen gömleklere muhtaç olduğunu fark etmeli...
Zenginliğin ve bereketin sofradayken önünde biriken ekmek kırıntılarını yemekte gizlendiğini fark etmeli...
Annesinden doğarken tertemiz teslim aldığı gırtlağını ve aşırı beslenme yüzünden sarkan göbeğini fark etmeli...
Fark etmeliyiz çok geç olmadan ;
Ömür dediğin üç gündür; dün geldi, geçti; yarın meçhuldür...O halde ömür dediğin ; bir gündür, o da bugündür.

Çevrimdışı AYŞEGÜL59

  • Uzman Üye
  • *****
  • 475
  • 2.580
  • 475
  • 2.580
# 08 Oca 2011 21:15:59
MUSTAFA KEMAL..

dağ başını efkâr almış
gümüş dere durmaz ağlar
gözyaşından kana kesmiş gözlerim
ben ağlarım çayır ağlar çimen ağlar
ağlar ağlar cihan ağlar
mızıkalar iniler ırlam ırlam dövülür
altmış üç ilimiz altmış üç yetim
yıllar gelir geçer kuşlar gelir geçer
her geçen seni bizden parça parça götürür
mustafa'm mustafa kemal'im

diz dövdüm şavkı aktı sakarya'nın suyuna
sakarya'nın suları nâmın söyleşir
hemşehrim sakarya öksüz sakarya
ankara'dan uçan kuşlar
kemal'im der günler günü çağrışır
kahrolur bulutlara karışır
gök bulut yaşmak bulut
uca dağlar dev boyunlu morca dağlar
divan durmuş bekleşir
mustafa'm mustafa kemal'im

nasıl böyle varıp geldin hoşgeldin
çıngı kaymış yalazlanmış gözlerin
sol yüzünde güneş südü sıcaklık
ellerinden öperim mustafa kemal
senin dalın yaprağın biz senin fidanların
biz bunları yapmadık
sen elbette bilirsin bilirsin mustafa kemal
elsiz ayaksız bir yeşil yılan
yaptıklarını yıkıyorlar mustafa kemal
hani bir vakitler kubilay'i kestiler
çün buyurdun kesenleri astılar
sen uyudun asılanlar dirildi
mustafa'm mustafa kemal'im

ATTİLA İLHAN

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK