Hepimiz birer tırtıldık önce…
Kelebek olmak ve uçmak umuduyla gözlerini açan
Ve gökyüzü nedir bilmeyen fakat onun özlemiyle yanan…
Hepimiz birer tırtıldık önce…
Kelebek ne demek bilmeden, kelebek olmayı düşleyen…
Kanat nedir bilmeden, kanatlarını özleyen…
Hepimiz birer tırtıldık başlangıçta,
Koca bir ömrün bir gün olduğunu bilmeyen…
Hepimiz birer tırtıldık önce…
Kimimiz daldan düştük, kimimizi kuş yedi…
Kimimizin ömrü bir dal kadardı…
Kimimiz, çabaladık, süründük dal nedir bilmeden…
Hepimiz tırtıldık başlangıçta kelebeğe dönüşmeyi bekleyen
Bir günü bir ömür zannederdik.
Ömrümüzün bir gün olduğunu hiç birimiz bilemezdik.
Hepimiz birer tırtıldık önce…
Kimimiz, kendi kozamızı yedik…
Kimimiz kozamızda öldük, ‘koza’ bile diyemedik…
Hiç birimiz koza nedir, bilemezdik…
Hepimiz birer tırtıldık önce…
Kimimiz ölüydük daha sonra.
Pek azımız kelebekti bir gün yaşamak için…
Hepimiz tırtıldık ama…
Pek azımız kelebek…
Hepimiz tırtıldık başlangıçta…
Birimiz kelebek….
İlk ölenle, son ölen arasında bir güneş doğumu fark vardı…
Hepimiz tırtıl olarak öldük, sadece birimiz kelebek…
Hepimiz doğan güneşi bir defa gördük,
Birimiz daha mutluydu iki defa ölerek…
Abdullah ÖZDOĞAN
çok güzel bir şiir şarkıyada çevrildi