Sevdiğimiz Şiirler

Çevrimdışı ogrtmn35

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 17.429
  • 177.419
  • 3. Sınıf Öğretmeni
  • 17.429
  • 177.419
  • 3. Sınıf Öğretmeni
# 26 Ara 2009 22:10:05
(Bu günlerde herkes gitmek istiyor)

Bu günlerde herkes gitmek istiyor
Küçük bir sahil kasabasına
Bir başka ülkeye, dağlara, uzaklara…
Hayatından memnun olan yok.
Kiminle konuşsam aynı şey…
Herşeyi, herkesi bırakıp gitme isteği.
Öyle “yanına almak istediği üç şey” falan yok.
Bir kendisi
Bu yeter zaten.
Herşeyi, herkesi götürdün demektir..
Keşke kendini bırakıp gidebilse insan.
Ama olmuyor.
Hani kendimizden razıyız diyelim, öteki de olmuyor.
Yani herşeyi yüzüstü bırakmak göze alınmıyor.
Böyle gidiyoruz işte.
Bir yanımız “kalk gidelim”,
Öbür yanımız “otur” diyor.
“Otur” diyen kazanıyor.
O yan kalabalık zira…
İş, Güç, sorumluluk, çoluk çocuk, aile,
Güvende olma duygusu…
En kötüsü alışkanlık
Alışkanlığın verdiği rahatlık,
Monotonluğun doğurduğu bıkkınlığı yeniyor.
Kalıyoruz…
Kuş olup uçmak isterken, ağaç olup kök salıyoruz.
Evlenmeler…
Bir çocuk daha doğurmalar..
Borçlara girmeler…
İşi büyütmeler…
Bir köpek bile bizi uçmaktan alıkoyabiliyor.
Misal ben…
Kapıdaki Rex’i bırakıp gidemiyorum.
Değil bu şehirden gitmek,
İki sokak öteye taşınamıyorum.
Alıp götürsem gelmez ki…
Bütün sokağım köpeğim olduğunun farkında
Herkes onu, o herkesi seviyor.
Hangi birimizle gitsin?
“Sırtında yumurta küfesi olmak” diye bir deyim vardir;
Evet, sırtımızda yumurta küfesi var hepimizin
Kendi imalatımız küfeler.
Ama eğreti de yaşanmaz ki bu dünyada.
Ölüm var zira.
Ölüme inat tutunmak lazım.
Basit ufak kaçışlar yapabilsek.
Var tabi yapanlar, ama az
Sadece kaymak tabakası
Hepimiz kaçabilsek…
Bütçe, zaman, keyif… Denk olsa.
Gün içinde mesela…
Küçücük gitmeler yapabilsek.
Ne mümkün
Sabah 9, akşam 18
Sonra başka mecburiyetler
Sıkışıp kaldık.
Sırf yeme, içme, barınmanın bedeli
Bu kadar ağır olmamalı.
Hayatta kalabilmek için bir ömür veriyoruz.
Bir ömür karşılığı, bir ömür yani.
Ne saçma…
Bahar mıdır bizi bu hale getiren?
Galiba.
Ben her bahar aşık olmam ama
Her bahar gitmek isterim.
Gittiğim olmadı hiç.
Ama olsun… istemek de güzel.

Can Yücel

Çevrimdışı akkaya33

  • Bilge Üye
  • *****
  • 2.105
  • 12.722
  • 2.105
  • 12.722
# 27 Ara 2009 13:03:50
YÜREK YANGINLARI
Ansızın bir duman yükselir gülüm,
Bu ruhsuz kentin ufuklarında...
Ve... Yangınlarda gönüller...
Kavrulan bedenindir, kış ikindilerinde..
Ve... Bin yalana adanmış taptaze yürekler...
Ağıtlarım sanadır, zamanadır,
Ve... Sendeki banadır, gülüm!..
Bir bir boyun büker fidanlarım,
Dallar tomurcuklanmaz, çiçeklenmez baharlar..
Ve.. Meyve vermez artık ağaçlar..
Bu hasat mevsimidir gülüm!..
Ve... Biçilen yüreklerdir,
Aysız gecelerde,
Hiç ekilmemiş topraklardan...
Ah!.. Yine yangınlarda yüreğim!..
Ah!.. Bu aysız geceler!..
Bu bereketsiz toprak, bu ruhsuz şehir!..
Gülleri hep kokusuz, kokuları gülsüz şehir!..
Ah! O insanları nursuz şehir!..
Biliyorum yangınlarda yüreğin!...
Ağıtlarım zamanadır gülüm, feryatlarım sana..
Ve isyanım; sendeki banadır..
Bilirsin; baş eğmişsem, bu yalnızca Rahman' adır..
Ve... Şikayetlerim, asla O' ndan degil, O' nadır..
Yemin olsun ki, zamana, sana ve sendeki bana,
Ve... ilk başta Yaradan' a..
Yemin olsun ki; vaat edilen elbet olacak gülüm!..
Ve bitecek yangınlar gülüm!..
Bitecek ve ateşler gül bahçesine dönecek...
İşte o gün, ben olamasam da sende,
Bil ki... Şükürlerim Rahman' adır...
Ve bu seslenişim, sana ve sendeki bana ve zamanadır...

Çevrimdışı ilke03

  • Uzman Üye
  • *****
  • 227
  • 531
  • 227
  • 531
# 27 Ara 2009 17:49:26
Dut Bahçelerinde Akşam Üzeri
Dut bahçelerinde akşam üzeri
Gönlümü erguvan duygular sarar.
İçimde, göklerden inen bir peri,
Hayâller giyinmiş bir sultan yaşar..

Gözümden silinir bir zaman mevsim;
Hayâl sevgiliyle başbaşa kendim:

Heyecan dağıtır tebessümleri
Sevgiler boy verir kucaklarında
Gözlerinde yıldız serpintileri
Pembe kahkahalar, dudaklarında..

Akşamı tırpanlar mor ebâbiller
Sanki selden odun kapar gibiler..

Albeni dağıtan dut yaprakları
Huzur kadehidir fıstık yeşili.
Mutluluk mırıldar güllerde arı,
Topraklarda engin huzur ekili..

Yaklaşan akşamdır koyu gölgeler
Çıngırak sesleri ve melemeler...

Daldığım hülyâlar kalınca yarım
Çaresiz kapanır göz kapaklarım:
Böyle hayâl ile geçse yarın da,
Ki, gerçek ömrün çok uzaklarında

Çevrimdışı matrix71

  • Bilge Üye
  • *****
  • 1.628
  • 6.811
  • Müdür Yetkili
  • 1.628
  • 6.811
  • Müdür Yetkili
# 27 Ara 2009 19:52:28
                              BAYRAK
Ey mavi göklerin beyaz ve kızıl süsü
Kız kardeşimin gelinliği, şehidimin son örtüsü.
Işık lşık, dalga dalga bayrağım,
Senin destanını okudum, senin destanını yazacağım.
Sana benim gözümle bakmayanın
Mezarını kazacağım.
Seni selamlamadan uçan kuşun
Yuvasını bozacağım.
Dalgalandığın yerde ne korku ne keder...
Gölgende bana da, bana da yer ver!
Sabah olmasın, günler doğmasın ne çıkar!
Yurda, ay-yıldızının ışığı yeter.
Savaş bizi karlı dağlara götürdüğü gün


Kızıllığında ısındık;
Dağlardan çöllere düşürdüğü gün
Gölgene sığındık.
Ey şimdi süzgün, rüzgarlarda dalgalı;
Barışın güvercini, savaşın kartalı...
Yüksek yerlerde açan çiçeğim;
Senin altında doğdum,
Senin dibinde öleceğim.
Tarihim, şerefim, şiirim, her şeyim;
Yer yüzünde yer beğen:
Nereye dikilmek istersen
Söyle seni oraya dikeyim...!

         
                             Arif Nihat ASYA



süper bir arka plana yazılmış şekilde aşağıdan indirebilirsiniz.....

Çevrimdışı akkaya33

  • Bilge Üye
  • *****
  • 2.105
  • 12.722
  • 2.105
  • 12.722
# 28 Ara 2009 16:02:02
Gözümden Öpme

"gözümden öpme,
ayrılıktır" derdin.

öpmedim
ayrılmadık mı?

uğursuz diye firuze yüzüğünü denize attın;
mavi taş deniz kızında kolye,
sen beni sattın.

yeni ay görünce yüzüne bakardım;
göz bebeklerimde sen vardın.

leyleği havada görmek için seninle
yeryüzünü unuturdum.
hasret kurşunu ile dün
dört karga vurdum...

güvey duvağı görmezmiş düğünden evvel,
şimdi ellerin bile bana el.

evliya bahçesinde nar ağacı;
dalına gönlümden çile bağladı,
eski nemli dualarıma ağladım.

helva dağıttım öksüzlere kandillerde.
sen ordasın ben yaban illerde.

"gözümden öpme, ayrılıktır" derdin.
öpmedim.

Çevrimdışı YaZeL_

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 174
  • 781
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 174
  • 781
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 28 Ara 2009 19:17:03
SUSKUN

Susardın ve kar yağardı

Gözlerinde başlardı gece
Yarım kalmış kitaplarda biterdi.
Alnımızda bilenen kör bir bıçaktı zaman
Kırılmış aynalardı

Susardın, durmadan susardın
Ve kar yağardı

Ocak ağaran saçlarımdı
Şubat hayırsız bir evlattı, kaçaktı
Ve uzaktı yaz bir anaydı
Mart'ın izlerini taşırım bedenimde
Aynı masalın ikizleri gibiydi günler
Nisan saçlarımda ıslanırdı hep

Susardın, durmadan susardın
Ve yağmurlar başlardı

Çok bekletti bizi,
Hiç vaktinde gelmedi mayıs
Haziran Aram'dı ya da öyle biriydi
Temmuz bir düştü belki

Yaraları sarar gibiydi
Ağustos yıldızlarla basardı gecemizi
Bir gül suçüstü yakalanırdı
Eylül bir çocuğun çığlıklarıydı

Susardın, durmadan susardın
Ve rüzgârlar başlardı

Yolunu yitirmiş bir gezgin gibiydi ekim
Sürgünlere uğurlardık kendimizi
Kalan mı bizdik, giden mi
Bilinmezdi
Kasım rüzgârda bir yapraktı
Ve biraz ıtri
Kendi sesiyle irkilirdi
Aralık günlerin son neferi

Soluk bir düş geçse de
Hiçbir mevsim gözlerin kadar
Acımasız kullanmadı neşteri

Susardın ve kar yağardı


A. Hicri İZGÖREN

Çevrimdışı şafakgergin

  • B Grubu
  • 898
  • 677
  • 898
  • 677
# 28 Ara 2009 20:33:06
Hasbihal

Bugün yaşım otuz üç; ben demek otuz üç yıl
Kapılmışım bu serab-ı hayata; hem de nasıl:
Bütün kavafil-i âmâl önümde can berleb,
Durur iken yine ben sîne çâk çâk taleb,
Uzakta şöyle heyülâda görsem ümmidim
Teşahhus etti sanır da hemen seğirtirdim!
Hayale peyrev olup döndüğüm bu feyzada
Değildi bir demim olsun belâdan âzâde
Adım başında felâket; adım başında muhat
Ne bir kenâr-ı selâmet; ne bir tarîk-ı necat
Sağımda ağzını açmış amîk bir uçurum;
Solumda inmede dehşetli bir kasırga hücum!
Gidilse leyle-i âtî kadar karanlık çöl!
Dönülse devre-i mâzî gibi kapanmış yol!
Fakat tereddüde, ârâma var mıdır imkân?
Sürüklenir gider elbette dalgaya kapılan.
Uğraştım onca muhacimle bir zaman heyhat
Sonunda tâb ü tüvânım kesildi bitti sebat
Karardı gözlerim artık ne oldu bilmiyorum
Açıldı pîş-i hayalimde başka bir uçurum
Yuvarlanıp düşecektim o cah-ı muzlime ben
Önümde nur-ı ilâhî gibi göründün sen
Yarıp o zulmeti sâyende işte kurtuldum
Dalâle doğru giderken reşâde doğruldum
Göründü dîde-i hakbîne şimdi âlem-i ruh
Uyandı leyle-i ruhumda bir sabah-ı fütuh
Hayat namına ben gerçi sersericesine
Dolaşmışım bu fezâ-yı hayâli bunca sene
Fakat bugün o geçmiş demlerin nihâyetidir
Hayat varsa benimçün bugün bidâyetidir
Felekte ben de acep gün görür müyüm derken
Sabah-ı sermede kalb eyledin leyâlimi sen
Sen ey nigâhımı bîdâr eden ilâhî nur
Kemâl-i feyzin ile olduğun zaman manzur
Degişti sanki muhitim, açıldı başka cihan
Çekildi ufkumu tazyik eden sehab-ı giran
Baharlar uçuyor şimdi asümânımda
Teraneler ötüyor tâ samîm-i cânımda
Muhabbetin ne kadar mucizata mazharmış
Bugün ben anlıyorum başka bir cihan varmış
Gülzâr-ı hayalime suret veren musavver ruh
Kitab-ı sineme bir bak ne dilfirib vuzuh
İçinde gösteriyor âlem sabahatini
O safhadan oku gel sen de kendi hikmetini
Bu kâinatta görmekteyim bütün seni âh
Biraz da gel edeyim sende kâinâta nigâh
Ümidi, ye'si,maişet bela-yı hâilini
Bu kârzâr cihânın bütün gavailini
Hülasa her ne kadar kayd varsa cümlesini
Hayalden silerek yazdım işte sade seni
Bugün düşünm(üy)orum hiç kendi âtimi
Düşünmek istemiş olsam da nerde kabil mi?
Senin fezaları lebriz eden hayalinle
Sığar mı başka endişe tenknâ-yı dile?
Seninle başladı mâdâm bende feyz-i hayat
Hüda bilir edemem bir de masivâ isbat

Mehmed Âkif
/ 23 Mayıs 321 / 5 Haziran 1905

Çevrimdışı sakin

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.253
  • 902
  • 1.253
  • 902
# 28 Ara 2009 23:59:59
Yoruldum; anlaşılmamaktan,
Sevdiklerimi, sevenlerimi "dost" yapmaya çalışmaktan,
Yüreğime kulak tıkayıp mantıklı olmaya
Çalışmaktan,
Haksız ithamlarla yaralanmaktan.
Yoruldum;
Sevgime hak ettiği değeri bulamamaktan,
Güzel bildigim insanları bir bir hayatımdan çıkarmaktan,
Sevdiğim gibi sevilmeyip,
Sevmeyi isteyip de sevememekten,
İncinmekten, yalnızlıktan, gözyaşlarından...
Yoruldum;
Dostluk limanımda huzur bulmayan okyanusun,
Beni bilmeden yaralamasından.
Camdan bir vazo olan yüreğimin,
Her defasında parmaklarımın arasından kayıp tuzla buz olmasından.
Dipsiz bir sevgi kuyusu bulduğunu zanneden sevgi çiceğimin,
Umutsuzca solmasından,

Y- O - R - U - L - D - U - M ...

Çevrimdışı adamın biri

  • Bilge Üye
  • *****
  • 5.085
  • 23.775
  • 5.085
  • 23.775
# 29 Ara 2009 00:23:22
 
Bu Memleket Hepimizin

Nedir bu kan bu göz yaşı
Bu memleket bizim, bizim
Kim çıkardı bu savaşı
Bu memleket bizim, bizim.

Kürtlük, Lazlık, Çerkezlik ney
Aynı millet hep aynı şey,
Türk oğluyuz Türküz hey hey!
Bu memleket bizim, bizim.

Aleviyle Sünni yarış,
Barış için olsun barış,
Adım adım karış karış
Bu memleket bizim, bizim

Malazgirtle Çanakkale
Bizi gördü hep el ele
Düşün gardaş düşün hele;
Bu memleket bizim, bizim.

Karpuz mu ki dilelim be!
Tarla mı ki bölelim be!
Kıymetini bilellim be!
Bu memleket bizim, bizim.

Ne kırıp ne kırılalım,
Ne de küsüp darılalım,
Ona sıkı sarılalım
Bu memleket bizim, bizim.

Arif senin sütündür o,
Kemiğindir etindir o,
Bölünmez bir bütündür o,
Bu memleket bizim, bizim...
 
Ozan Arif
 
 

Çevrimdışı ALAMET-i FARİKA

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.093
  • 11.858
  • 1.093
  • 11.858
# 29 Ara 2009 00:23:51
h.n.a.


YAKARIŞ-II

Bir gün olur, elbette eski beğler dirilir;
Yine kılıç kuşanır tarihteki paşalar.
Yine şanlar alınıp nice canlar verilir,
Yiğit akınımızdan yine dünya şaşalar.

“Türk tarihi” denen kahramanlık şiirini
Yeniden yazmak için harcayacağın kandır.
Mısraların içinde en güzel ve derini
Batıda “Niğbolu””, doğuda “Çaldıran”dır.

Yine batılıların üçüncü Kosova’da
Topraklara sereriz, bir değil, birkaçını.
Çekilince kılıçlar yeniden Haçova’da
Param parça ederiz Cermenliğin haçını.

Yine ufka açılır şanlı korsanlarımız,
Bir Türk gölü yaparlar Akdeniz’in içini.
Acı acı gülerek bu gün susanlarımız.
Yarın rezil ederler Romalı’nın p...

Genç Fatih’in ordusu yine tekbir alınca
Söndürürüz kafirin Meryem Ana mumunu.
Haritadan sileriz Tuna’ya at salınca
Ulah’ını, Sırp’ını, Bulgar’ını, Rum’unu.

Gövdesini elbette döndürürüz kalbura
Bir geçerse Moskof’un elimize yakası.
Çanakkale önünde yine kopar bir bora
Süngümüzle bozulur İngiliz’in cakası...

Yiğit Harbiyeliler! Öğrenin dersinizi:
Kahraman göz kırpmadan düşmana saldırandır.
Vazifeniz: Kanije, Silistire, Pilevne,
Niğbolu, Kosova, Malazgirt, Çaldıran’dır.

Yarın Yavuz dirilip bize buyruk verince
Kızgın kum çöllerini yeni baştan aşarız.
Kanlarımız sebildir; akıtarak hepsini
Belirsiz mezarlarda anılmadan yaşarız...

Çevrimdışı erdogansancı

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.167
  • 3.525
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 1.167
  • 3.525
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 29 Ara 2009 00:27:41
Zerdali Ağacı
 
Havalar güzel gidiyor
Sen de çiçek açtın erkenden
Küçük zerdali ağacım
Aklın ermeden

Bak kurt gibi kalın yapılı
Görmüş geçirmiş ağaçlara
Küçük zerdali ağacım
Pişman olursun sonra

Şimdi okşar gibi hafif hafif
Bir gün yerden yere çalar rüzgar
Küçük zerdali ağacım
Bakma güzel gitsin havalar

Sallansın dalların çocuklar gibi
Bakma güneş ısıtsın varsın
Küçük zerdali ağacım
Sonra donarsın

Zemheride bahar mı olur
Akşamları seyret anlarsın
Sakın erkenden çiçek açma
Küçük zerdali ağacım

Çevrimdışı adamın biri

  • Bilge Üye
  • *****
  • 5.085
  • 23.775
  • 5.085
  • 23.775
# 29 Ara 2009 00:29:38
Ne İnsanlar Gördüm

Âah ah... Ne insanlar tanidim hey!
Hep hikaye roman çikti.
Kimi dedim agir bir sey,
Tarttim baktim gram çikti.

Kimi beni veli yapti,
Kimi beni deli yapti.
Kimi yigit rolü yapti,
Emdigi süt haram çikti.

Kimi ates duman tütmez,
Gövde saglam, güç müç yetmez.
Gel gelelim iflah etmez.
Mayasinda verem çikti.

Kimi kirli, pasli idi,
Kimi süslü, püslü idi,
Kimi sahte asli idi,
Kimi sahte kerem çikti.

Hele hele en çok yandiklarim
Kabuguna kandiklarim
Ak alinli sandiklarim
Yüzü gözü krem çikti.

Eksik oldu biraz tarif,
Kimi kaba, kimi zarif,
Hepsi böyle degil ARIF;
Kimi çôk muhterem çikti.
  
                     Ozan Arif

Çevrimdışı bergüzar

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.141
  • 10.627
  • Okul Müdürü
  • 1.141
  • 10.627
  • Okul Müdürü
# 29 Ara 2009 00:47:19
Acaba

Uyuyan göllere ay ışığında
Sevginin resmini çizsem kim anlar?
Tomurcuk ayrılıp, gül açtığında
Yağmurun saçını çözsem kim anlar?
***
Bir mekan kaplamış ne varsa nerde
Kendi ötesini saklar her perde
Sonsuzluğun sona erdiği yerde
Huduttan bir kulaç kazsam kim anlar?
***
Aşk, kömür beyazı; kin, süt karası
Eklenir yarama her dost yarası
Et oldum bıçakla kemik arası
Cellatla ahdimi bozsam kim anlar?
***
Doğumda yalan var, ölümde gerçek
Bir şeyler anlatır balık, kuş, çiçek
Kırık gönülleri toplayıp tek tek
Toplayıp göğsüme dizsem kim anlar?
***
Gün geldi zamanı gömdüm kabire
Dağ oldu aklımın verdiği fire
Bağlasam telaşı çelik zincire
Sabrın derisini yüzsem kim anlar?
***
İçte deprem olur dışın düğümü
İhlâssız çözülmez işin düğümü
Aklımdan geçeni, düşündüğümü
Okusam kim dinler, yazsam kim anlar?


 
Abdurrahim Karakoç
 

Çevrimdışı ogrtmn35

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 17.429
  • 177.419
  • 3. Sınıf Öğretmeni
  • 17.429
  • 177.419
  • 3. Sınıf Öğretmeni
# 29 Ara 2009 14:41:19
SENİN ARDINDAN



Ardından
Bak dileklerimi indirdim dallarından
Renkli olanları ayırıp yatırdım dizlerime

Pembeler çok ağladı
Beyazlar çok ağladı
Ve
Sarılar çok ağladı

Saçlarını okşadım
Masallar anlattım

Yüreğimden rüzgarlar geçti
Onları hiç saklamadım
Evler yıkıldı bu rüzgarlarda
Dağlar yıkıldı
Milyonlarca ağaç
Kuşlar yıkıldı
Türküler yıkıldı tüm sözcükleri küstürüp
Onları hiç saklamadım

Bu yüzden
Rüyalarını hiç sormadım
Soramadım

Bir düşüştür sevdalar dedim
Bir bir düşüşünüz bundandır dedim
Anlatamadım

Şimdi hala geleceksin sanırlar
Uslu dururlar
Oysa onları hiç kandırmadım...

Çevrimdışı bureyde

  • Uzman Üye
  • *****
  • 462
  • 1.176
  • 2. Sınıf Öğretmeni
  • 462
  • 1.176
  • 2. Sınıf Öğretmeni
# 31 Ara 2009 10:45:45
harika bir şiir

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK