Sevdiğimiz Şiirler

Çevrimdışı okay

  • Uzman Üye
  • *****
  • 356
  • 392
  • 356
  • 392
# 23 Ara 2009 18:29:43
Haziranda Ölmek Zor

...orhan kemal'in güzel anısına...

işten çıktım
sokaktayım
elim yüzüm üstümbaşım gazete


sokakta tank paleti
sokakta düdük sesi
sokakta tomson
sokağa çıkmak yasak


sokaktayım
gece leylâk
ve tomurcuk kokuyor
yaralı bir şahin olmuş yüreğim
uy anam anam
haziranda ölmek zor!


havada tüy
havada kuş
havada kuş soluğu kokusu
hava leylâk
ve tomurcuk kokuyor
ne anlar acılardan/güzel haziran
ne anlar güzel bahar!
kopuk bir kol sokakta
çırpınıp durur


çalışmışım onbeş saat
tükenmişim onbeş saat
acıkmışım yorulmuşum uykusamışım
anama sövmüş patron
ter döktüğüm gazetede
sıkmışım dişlerimi
ıslıkla söylemişim umutlarımı
susarak söylemişim
sıcak bir ev özlemişim
sıcak bir yemek
ve sıcacık bir yatakta
unutturan öpücükler
çıkmışım bir kavgadan
vurmuşum sokaklara


sokakta tank paleti
sokakta düdük sesi
sarı sarı yapraklarla birlikte sanki
dallarda insan iskeletleri


asacaklar aydemir'i
asacaklar gürcan'ı
belki başkalarını
pis bir ota değmiş gibi sızlıyor genzim
dökülüyor etlerim
sarı yapraklar gibi


asmak neyi kurtarır
sarı sarı yaprakları kuru dallara?
yolunmuş yaprakları
kırılmış dallarıyla
ne anlatır bir ağaç
hani rüzgâr
hani kuş
hani nerde rüzgârlı kuş sesleri?

asılmak sorun değil
asılmamak da değil
kimin kimi astığı
kimin kimi neden niçin astığı
budur işte asıl sorun!


sevdim gelin morunu
sevdim şiir morunu
moru sevdim tomurcukta
moru sevdim memede
ve öptüğüm dudakta
ama sevmedim, hayır
iğrendim insanoğlunun
yağlı ipte sallanan morluğundan!

neden böyle acılıyım
neden böyle ağrılı
neden niçin bu sokaklar böyle boş
niçin neden bu evler böyle dolu?
sokaklarla solur evler
sokaklarla atar nabzı
kentlerin
sokaksız kent
kentsiz ülke
kahkahanın yanıbaşı gözyaşı


işten çıktım
elim yüzüm üstümbaşım gazete
karanlıkta akan bir su
gibi vurdum kendimi caddelere
hava leylâk
ve tomurcuk kokusu
havada köryoluna
havada suçsuz günahsız
gitme korkusu
ah desem
eriyecek demirleri bu korkuluğun
oh desem
tutuşacak soluğum

asmak neyi kurtarır
öldürmek neyi
yaşatmaktır önemlisi
güzel yaşatmak
abeceden geçirmek kıracın çekirgesini
ekmeksiz yuvasız hekimsiz bırakmamak


ah yavrum
ah güzelim
canım benim / sevdiceğim
bitanem
kısa sürdü bu yolculuk
n'eylersin ki sonu yok!
gece leylâk
ve tomurcuk kokuyor
uy anam anam
haziranda ölmek zor!

nerdeyim ben
nerdeyim ben
nerdeyim?
kimsiniz siz
kimsiniz siz
kimsiniz?
ne söyler bu radyolar
gazeteler ne yazar
kim ölmüş uzaklarda
göçen kim dünyamızdan?


asmak neyi kurtarır
öldürmek neyi?
yolunmuş yaprakları
ve kırılmış dallarıyla bir ağaç
söyler hangi güzelliği?

kökü burda
yüreğimde
yaprakları uzaklarda bir çınar
ıslık çala çala göçtü bir çınar
göçtü memet diye diye
şafak vakti bir çınar
silkeledi kuşlarını
güneşlerini:
«oğlum sana sesleniyorum işitiyor musun, memet,
memet! »

gece leylâk
ve tomurcuk kokuyor
üstümbaşım elim yüzüm gazete
vurmuşum sokaklara
vurmuşum karanlığa
uy anam anam
haziranda ölmek zor!


bu acılar
bu ağrılar
bu yürek
neyi kimden esirgiyor bu buz gibi sokaklar
bu ağaçlar niçin böyle yapraksız
bu geceler niçin böyle insansız
bu insanlar niçin böyle yarınsız
bu niçinler niçin böyle yanıtsız?

kim bu korku
kim bu umut
ne adına
kim için?


«uyarına gelirse
tepemde bir de çınar»
demişti on yıl önce
demek ki on yıl sonra
demek ki sabah sabah
demek ki «manda gönü»
demek ki «şile bezi»
demek ki «yeşil biber»
bir de memet'in yüzü
bir de güzel istanbul
bir de «saman sarısı»
bir de özlem kırmızısı
demek ki göçtü usta
kaldı yürek sızısı
geride kalanlara


nerdeyim ben
nerdeyim?
kimsiniz siz
kimsiniz?


yıllar var ki ter içinde
taşıdım ben bu yükü
bıraktım acının alkışlarına
3 haziran '63'ü

bir kırmızı gül dalı
şimdi uzakta
bir kırmızı gül dalı
iğilmiş üzerine
yatıyor oralarda
bir eski gömütlükte
yatıyor usta
bir kırmızı gül dalı
iğilmiş üzerine
okşar yanan alnını
bir kırmızı gül dalı
nâzım ustanın


gece leylâk
ve tomurcuk kokuyor
bir basın işçisiyim
elim yüzüm üstümbaşım gazete
geçsem de gölgesinden tankların tomsonların
şuramda bir çalıkuşu ötüyor
uy anam anam
haziranda ölmek zor!
 
Hasan Hüseyin Korkmazgil
 

Çevrimdışı burcum7

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 5.555
  • 42.724
  • 5.555
  • 42.724
# 23 Ara 2009 22:31:25
Bir Bayrak Rüzgâr Bekliyor 




Şehitler tepesi boş değil,
Biri var, bekliyor..
Ve bir göğüs nefes almak için
Rüzgâr bekliyor.


Türbesi yakışmış bir kutlu tepeye,
Yattığı toprak belli,
Tuttuğu bayrak belli,
Kim demiş Meçhul Asker diye?


Destanını yapmış, kasideye kanmış...
Bir el ahretten uzanmış,
Edeple gelip birer birer
Öpsün diye faniler.


Öpelim temizse dudaklarımız...
Fakat basmasın toprağına
Temiz değilse ayaklarımız.


Rüzgarını kesmesin gövdeler...
Sesinden yüksek çıkmasın
Nutuklar, kasideler!


Geri gitsin alkışlar, geri...
Geri gitsin ellerin
Yapma çiçekleri!


Ona oğullardan, analardan
Dilekler yeter...
Yazın sarı, kışın beyaz
Çiçekler yeter.


Söyledi söyliyenler demin...
Gelin süngülü yiğit, alkışlasınlar,
Şimdi sen söyle, söz senin!


Şehitler tepesi boş değil,
Toprağını kahramanlar bekliyor...
Ve bir bayrak dalgalanmak için
Rüzgâr bekliyor.


Destanı öksüz, sükûtu derin
Meçhul Askerin...
Türbesi yakışmış bu kutlu tepeye;


Yattığı toprak belli,
Tuttuğu bayrak belli...
Kim demiş Meçhul Asker diye....




Arif Nihat Asya

Çevrimdışı akkaya33

  • Bilge Üye
  • *****
  • 2.105
  • 12.722
  • 2.105
  • 12.722
# 24 Ara 2009 15:22:37
 
 
 
 

 


Alfabem 23'e İndi

tüm anılarım kaf dağı'nın ardında kaldı
duygularım bir gece kuşunun gözbebeğinde
yel üfürdü,
sel götürdü.
kor aldı
ne'm varsa bu mor dünyada sevmekten öte.
balçık çöktü göz pınarlarıma
içimin en derininde sarı yapraklar
günler düne, dünler güne
hepsi yarına
onlar da beni bırakacaklar..
hatıralar arka odaya yığılmış
hatıralar benden uzak
bana yakın
içimi kavurur her sabah bir kez
karşı minarede titreyen ses
tüm anılarım kaf dağı'nın ardında
kanım bile benim değil artık
duygularım bir baykuşun kanadına sindi,
alfabem 23'e indi...
 
 

Çevrimdışı zeynomer

  • Uzman Üye
  • *****
  • 3.619
  • 3.472
  • 3.619
  • 3.472
# 24 Ara 2009 16:46:49
en sevdiğim şiir henüz yazılmadı

Çevrimdışı gülay83

  • Çalışkan Üye
  • ***
  • 61
  • 39
  • 61
  • 39
# 24 Ara 2009 17:26:54
EĞER

Eğer, bütün etrafındakiler panik içine düştüğü
ve bunun sebebini senden bildikleri zaman
sen başını dik tutabilir ve sağduyunu kaybetmezsen;

Eğer sana kimse güvenmezken sen kendine güvenir
ve onların güvenmemesini de haklı görebilirsen;

Eğer beklemesini bilir ve beklemekten de yorulmazsan
veya hakkında yalan söylenir de sen yalanla iş görmezsen,
ya da senden nefret edilir de kendini nefrete kaptırmazsan,
bütün bunlarla beraber ne çok iyi ne de çok akıllı görünmezsen;

Eğer hayal edebilir de hayallerine esir olmazsan,

Eğer düşünebilip de düşüncelerini amaç edinebilirsen,

Eğer zafer ve yenilgi ile karşılaşır
ve bu iki hokkabaza aynı şekilde davranabilirsen;

Eğer ağzından çıkan bir gerçeğin bazı alçaklar tarafından
ahmaklara tuzak kurmak için eğilip bükülmesine katlanabilirsen,
ya da ömrünü verdiğin şeylerin bir gün başına yıkıldığını görür
ve eğilip yıpranmış aletlerle onları yeniden yapabilirsen;

Eğer bütün kazancını bir yığın yapabilir
ve yazı-tura oyununda hepsini tehlikeye atabilirsen;
ve kaybedip yeniden başlayabilir
ve kaybın hakkında bir kerecik olsun bir şey söylemezsen;

Eğer kalp, sinir ve kasların eskidikten çok sonra bile
işine yaramaya zorlayabilirsen
ve kendinde 'dayan' diyen bir iradeden
başka bir güç kalmadığı zaman dayanabilirsen;

Eğer kalabalıklarda konuşup onurunu koruyabilirsen,
ya da krallarla gezip karakterini kaybetmezsen;

Eğer ne düşmanların ne de sevgili dostların seni incitmezse;

Eğer aşırıya kaçmadan tüm insanları sevebilirsen;

Eğer bir daha dönmeyecek olan dakikayı,
altmış saniyede koşarak doldurabilirsen;

Yeryüzü ve üstündekiler senindir

Ve dahası

sen bir İNSAN olursun oğlum...



Rudyard Kipling

Çevrimdışı adamın biri

  • Bilge Üye
  • *****
  • 5.085
  • 23.775
  • 5.085
  • 23.775
# 24 Ara 2009 18:15:52
AYNA

Müslümanlar neden böyle perisan?
Sebebini sorup ariyor muyuz?
Bence bu isin sebebi müslüman.
Acaba farkina variyor muyuz?

Müslümanlik çünkü adimiz bizim.
Adimiz gibi mi tadimiz bizim?
Eksik mi dedimiz, kodumuz bizim?
Fitnesiz, fesatsiz duruyor muyuz?

Islamin sarti bes, Imanin alti,
Diyerek isleriz her türlü halti.
Aklimiza gelmez topragin alti.
Emaneti saglam koruyor muyuz?

Esiri olmusuz malin, servetin,
Zinanin, sehvetin, koyu giybetin,
Vatanin, milletin, dinin devletin,
En ufak işine yariyor muyuz?

Bu devirde kimin kötü hali var?
Simdi itin bile özel yali var.
Hepimizin iyi kötü mali var.
Fitreyi, zekati veriyor muyuz?

Birbirine düsman zengin ile fakir,
Birinde hamd eksik, birinde sükür,
Hepinizde ayri degisik fikir,
Birlikte üç adim yürüyor muyuz?

Elin gözünde ki çöpleri tek, tek,
Görüp gösteririz kaçirmayiz pek
Kendi gözümüzde mertek var mertek.
Biz bizdeki suçu görüyor muyuz?

Neyi ögreniyor, neyi duyuyor
Karni evde, beyni nerde doyuyor
Oglumuz, kizimiz, nasil büyüyor,
Üstüne kol kanat geriyor muyuz?

Kitabimiz Kur'an ilim kokuyor,
Kaç müslüman günde açip okuyor?
Okuyan da iste öyle okuyor.
Mânasina kafa yoruyor muyuz?

Mademki her nefis Hakk'tan hediye,
Dünya için hakki unutmak niye,
Bugün Allah için ne yaptim diye,
Aksam kendimize soruyor muyuz?

ARIF olan ham laf ezmez gardasim,
Bir destanla bu dert bitmez gardasim,
Müslümanim demek yetmez gardasim,
Müslümanca hayat sürüyor muyuz?

                                          Ozan Arif

Çevrimdışı buzlanma

  • Aktif Üye
  • **
  • 47
  • 27
  • 47
  • 27
# 24 Ara 2009 18:23:27
 
 

AKIL GÖZÜ

Seni bulmaktan önce aramak isterim.
Seni sevmekten önce anlamak isterim.
Seni bir yaşam boyu bitirmek değil de,
Sana hep, hep yeniden başlamak isterim.
 
Özdemir Asaf
 
 
 

Çevrimdışı ilke03

  • Uzman Üye
  • *****
  • 227
  • 531
  • 227
  • 531
# 24 Ara 2009 18:57:24
Hani
"Zamanı yok" demişlerdi bize "sevmenin..."
Ondandır, her daim
Güler yüzümüz,
Ölürken bile...
"Yıkılmaz"ı yok sevdaların,
Düşlerden uzak yaşamasını bilene.

Kaç kez kovaladıysam baharı,
Takvimler kışı erken yazdı...
Ölümsüz aşkı ararken,
Bir ömür "yok"a yazdı.
Varsın olsun...
Üç günlüğüne de olsa,
Seni bana yazdı ya...

Çevrimdışı ALAMET-i FARİKA

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.093
  • 11.858
  • 1.093
  • 11.858
# 24 Ara 2009 21:36:24
h.n.a.


ESKİ BİR SONBAHAR

Sonbahardı... Seninle geçiyorduk o yoldan;
Topraklardan, havadan bir hüzün taşıyordu.
Bize yaklaşıyordu.
Gönlümüzde yepyeni bir duygu yaşıyordu.
Rüzgarların değildi bu musiki, bu hüzün;
Hatırladın değil mi? Kuşlar ağlaşıyordu...
Havada bir serinlik...
Tatlı bir hayal gibi...
Toprak nasıl meçhuldü tıpkı istikbal gibi?
O gün tabiat başka bir türlü yaşıyordu.
Kalbin acı, gözlerin yaşla dolmuştu senin;
Yapraklar gibi yere dökülüyordu senin;
O nağme mesafeyi, zaman aşıyordu.
O bir beste değildi:Kuşlar ağlaşıyordu.
En hazin şey muhakkak öksüz kalan ocaktır.
Bu ocak hüzünlerle dolup boşalacaktır.
Eski bir sonbaharı, küçük kuşları anmak
Belki veda etmektir sana birkaç satırla...
Yine bir sonbaharda ordan yalnız geçersen
Beraber geçtiğimiz serin günü hatırla!..

Çevrimdışı sakin

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.253
  • 902
  • 1.253
  • 902
# 24 Ara 2009 23:31:09
SEN HİÇ SEVDİN Mİ?


Sen hiç terk edilmişliğin acısını tattın mı ?
Hor gördün mü yüzüne gülen dostlarını ?
Sevda ateşinde yandın mı kavrulurcasına ?
Uykusuz kalıp sabahlara kadar
Ağlattımı seni dinlediğin şarkılar ?
Sen hiç doğduğuna pişman oldun mu ?
Ya mutluluk aradığında buldun mu ?
Yağmurlu akşamlarda sırıl sıklam dolaşıp
Başı boş kaldın mı bu şehirde ?
Yüreğin hasretle doldumu ?
Kaldın mı sevgilinden uzak yıllar yılı
Sigaralarda teselli aradığın oldumu ?
Kaldırımda bulduğun solmuş çiçeğe
Seni bu hale kim koydu diye sordun mu ?
Sen hiç şiir defterine mum ışığında
Ayrılığın ne kadar zor olduğunu yazdın mı ?
Bekledin mi sevgilini geceler boyu uykusuz ?
Her telefon çaldığında odur diye heyecanla
Boğazına birşey takıldı mı ?
Sen hiç dert çektin mi dermanı olmayan ?
Sonsuza dek kavuşacağın günü ve anı bekleyip
El açıp yalvardın mı Allah'a
Sen hiç sevdin mi delicesine
Sen hiç sevdin mi ölürcesine !...



ZÖHRE

Çevrimdışı ben02

  • Uzman Üye
  • *****
  • 585
  • 526
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 585
  • 526
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 25 Ara 2009 07:53:17
         DİLİ YOK KADERİN
Gitmek mi zor,kalmak mı zor?
Alıştım mı sensizliğe,unutuum mu sor.
Her lafın sonu yine senin haberin.
Yada sorma,anlatamaz.
Dili yok kaderin.

Şimdi kim can katacak canıma,sarılıp kim yatacak?
Bitmiyor kavgam kadrele.
Aramı kim yapacak?
Sen de gittin bu diyardan.
Beni kim sevecek?
Şimdi kim bilecek sonumu,yolumu çizecek?


aaahhhhhhhhhhhhhh...
Kimden yana Tanrım hayat?
Kader mi ceza mı bana anlat.
Ya da beni al baştan yarat.
Ne söylet,ne de ağlat

ERKAN KIZILASLAN

Çevrimdışı ilke03

  • Uzman Üye
  • *****
  • 227
  • 531
  • 227
  • 531
# 25 Ara 2009 17:47:45
Leylim Ley

Döndüm daldan kopan kuru yaprağa
Seher yeli dağıt beni, kır beni
Götür tozlarımı burdan uzağa
Yarin çıplak ayağına sür beni

Ayın şavkı vurur sazım üstüne
Söz söyleyen yoktur sözüm üstüne
Gel ey hilal kaşlım dizim üstüne
Ay bir yandan sen bir yandan sar beni

Yedi yıldır uğramadım yurduma
Dert ortağı aramadım derdime
Geleceksen bir gün düşüp ardıma
Kula değil, yüreğine sor beni

Çevrimdışı Didemm24

  • Çalışkan Üye
  • ***
  • 45
  • 67
  • 45
  • 67
# 25 Ara 2009 22:13:01
BEN BİR ÖĞRETMENİM

Devamlı değişen müfredat ile,

kafası karışan bir bedenim ben.

çırpınıp bir şeyler vereyim diye,

eriyen, tükenen ve bitenim ben.
 
 


tatili herkesçe dile dolanan,

geçim derdi ile aklı bulanan,

susuz, yolsuz dağ köyüne yollanan,

itiraz etmeden de gidenim ben.

 

8-5 memurun gözüne batan,

kimisine göre yan gelip yatan,

ayın 15inde maaşı yatan

ekdersi 10 gün geç ödenenim ben.
 
 


ilim düşmanıyla muhatap olup,

gençliği bir dağın başında kalıp,

her eylül ayında umutla dolup,

sonra yavaş yavaş tükenenim ben.
 


kırtasiyesini kömüre veren,

temmuzda zam alıp dilime giren,

aralık bitince murada eren,

ocaktan ocağa sevinenim ben.
 
 


bir harf vermek için filim çevirip,

öğretince çocuk gibi sevinip,

8 ay uğraşıp dönüp devinip,

10 dakkaya teftiş edilenim ben.

 

kimsesizim, ağamda yok dayımda,

bir seçimde varım bir de sayımda,

senede bir defa kasım ayında,

yalandan kıymeti bilinenim ben,

 
 

bir garip memurum öğretmenim ben.


bir yerde okumuştum çok hoşuma gitti kim yazmış bilmiyorum, ama paylaşmak istedim :)

Çevrimdışı akkaya33

  • Bilge Üye
  • *****
  • 2.105
  • 12.722
  • 2.105
  • 12.722
# 26 Ara 2009 18:18:55
Ekvator Tesbihim
ekvator tesbihim...
sonbahar bakışlarında yeşerir, yeşeriverir aşk
nisan defnesinde dal gibi
geçmişin karanlıklarında ürperir, ürperiverir kin
gözbebeklerimde hal gibi

gönlüme kilit vurdum paslı altından der, deyiverir gözlerin
dudakların çal gibi.
çocukluğumun kış odasında, yorgun şiltede boynum
tedirgin rüyalarımda bugünler masal gibi.

ya o gözler? ah o gözler...
arısı sen, peteği ben
acı buruk bal gibi

ayrılalım bitsin artık
haykıran sen, sızlanan ben
vermem derken, deli gönlüm al diyor.
en acı gerçekleriyle hayat
paslı çivilerde gözbebeklerimiz
karanlıklarla siyahlar pembe bir hayal gibi.

ufuklardan gelen ses
kuduran bulutlar
yerçekimi gök kanunu
ceviz kabuğunda okyanus
bağımsız bir sal gibi.

telve yalardım çocukken
beyaz fincan ak hayal
gönlümün ta derini
simsiyah bir fal gibi

ekşi kokan matador
riya dolu ispanyol kızı
gönülleri tekmeleyen topuklar
ümitlerim, sol omzumdan akmış kıpkırmızı şal gibi.
göğe açık avuçlarım, ekvator tesbihimde dualar
dudakların git dese, bakışların "kal" gibi.

Çevrimdışı aythena

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 54
  • 161
  • 54
  • 161
# 26 Ara 2009 20:26:54
MENDİLİMDE KAN SESLERİ

Her yere yetişilir 
Hiçbir şeye geç kalınmaz ama 
Çocuğum beni bağışla 
Ahmet Abi sen de bağışla 
Boynu bükük duruyorsam eğer 
İçimden öyle geldiği için değil 
Ama hiç değil 
Ah güzel Ahmet abim benim 
İnsan yaşadığı yere benzer 
O yerin suyuna, o yerin toprağına benzer 
Suyunda yüzen balığa 
Toprağını iten çiçeğe 
Dağlarının, tepelerinin dumanlı eğimine 
Konyanın beyaz 
Antebin kırmızı düzlüğüne benzer 
Göğüne benzer ki gözyaşları mavidir 
Denize benzer ki dalgalıdır bakışları 
Evlerine, sokaklarına, köşebaşlarına 
Öylesine benzer ki 
Ve avlularına 
(Bir kuyu halkasıyla sıkıştırılmıştır kalbi) 
Ve sözlerine   
(Yani bir cep aynası alım-satımına belki) 
Ve bir gün birinin adres sormasına benzer 
Sorarken sorarken üzünçlü bir görüntüsüne 
Camcının cam kesmesine, dülgerin rende tutmasına 
Öyle bir cıgara yakımına, birinin gazoz açmasına 
Minibüslerine, gecekondularına 
Hasretine, yalanına benzer
Anısı işsizliktir
Acısı bilincidir
Bıçağı gözyaşlarıdır kurumakta olan
Gülemiyorsun ya, gülmek
Bir halk gülüyorsa gülmektir
Ne kadar benziyoruz Türkiye'ye Ahmet Abi.
Bir güzel kadeh tutuşun vardı eskiden
Dirseğin iskemleye dayalı
-- Bir vakitler gökyüzüne dayalı, derdim ben --
Cıgara paketinde yazılar resimler
Resimler: cezaevleri
Resimler: özlem
Resimler: eskidenberi
Ve bir kaşın yukarı kalkık
Sevmen acele
Dostluğun çabuk
Bakıyorum da simdi
O kadeh bir küfür gibi duruyor elinde.
Ve zaman dediğimiz nedir ki Ahmet Abi
Biz eskiden seninle
İstasyonları dolaşırdık bir bir
O zamanlar Malatya kokardı istasyonlar
Nazilli kokardı
Ve yağmurdan ıslandıkça Edirne postası
Kıl gibi ince İstanbul yağmurunun altında
Esmer bir kadın sevmiş gibi olurdun sen
Kadının ütülü patiskalardan bir teni
Upuzun boynu
Kirpikleri
Ve sana Ahmet Abi
uzaktan uzaktan domates peynir keserdi sanki
Sofranı kurardı
Elini bir suya koyar gibi kalbinden akana koyardı
Cezaevlerine düşsen cıgaranı getirirdi
Çocuklar doğururdu
Ve o çocukların dünyayı düzeltecek ellerini işlerdi bir dantel gibi
O çocuklar büyüyecek
O çocuklar büyüyecek
O çocuklar...
Bilmezlikten gelme Ahmet Abi
Umudu dürt
Umutsuzluğu yatıştır
Diyeceğim şu ki
Yok olan bir şeylere benzerdi o zaman trenler
Oysa o kadar kullanışlı ki şimdi
Hayalsiz yaşıyoruz nerdeyse
Çocuklar, kadınlar, erkekler
Trenler tıklım tıklım
Trenler cepheye giden trenler gibi
İşçiler
Almanya yolcusu işçiler
Kadınlar
Kimi yolcu, kimi gurbet bekçisi
Ellerinde bavullar, fileler
Kolonyalar, su şişeleri, paketler
Onlar ki, hepsi
Bir tutsak ağaç gibi yanlış yerlere büyüyenler
Ah güzel Ahmet Abim benim
Gördün mü bak
Dağılmış pazar yerlerine benziyor şimdi istasyonlar
Ve dağılmış pazar yerlerine memleket
Gelmiyor içimden hüzünlenmek bile
Gelse de
Öyle sürekli değil
Bir caz müziği gibi gelip geçiyor hüzün
O kadar çabuk
O kadar kısa
İşte o kadar.

Ahmet Abi, güzelim, bir mendil niye kanar
Diş değil, tırnak değil, bir mendil niye kanar
Mendilimde kan sesleri.
                 
 

 

                    Edip CANSEVER

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK