Sevdiğimiz Şiirler

Çevrimdışı cancancan111

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.599
  • 19.335
  • 2. Sınıf Öğretmeni
  • 1.599
  • 19.335
  • 2. Sınıf Öğretmeni
# 24 Mar 2011 16:26:35
GİTTİ AH GİTTİ...

 

gitti ah..,

gecelere hüzünleri serperek

yaralı bir kuş gibi kanarcasına gitti..,

yalvaran gözlerime, elemi pay ederek,

bir kabahatmiş gibi, kaçarcasına gitti...

 

gitti ah..

şarkılara bel bağlamak faydasız.

üstüme kapıları kaparcasına gitti...

gecenin geldiğini haber vermeden; hırsız...

yaşanmış bir ömrü çalarcasına gitti

 

gitti ah... bir nehirdi,

yazamadığım şiirdi.

yüzüme son bir defa

bakarcasına gitti...

 

gitti ah...

gözyaşları yanaklarımda kaldı.

hayatın perdesini çekercesine gitti...

belki doyulmamış toz pembe bir masaldı.

göğsümden yüreğini sökercesine gitti...

 

gitti ah...

karşılaşmak ömür boyu imkansız.

beni hazanda koyup bahar dalına gitti...

bilmiyorum ne yapsam, ne söylesem anlamsız.

ayrılmıştı dünyamız; kendi yoluna gitti...

 

gitti ah... bir mevsimdi,

çizemediğim resimdi.

kalbime bir çiviyi,

çakarcasına gitti...

Çevrimdışı akkaya33

  • Bilge Üye
  • *****
  • 2.105
  • 12.722
  • 2.105
  • 12.722
# 24 Mar 2011 16:28:37
YUMDUM GÖZLERİMİ

Yumdum gözlerimi

Karanlıkta sen varsın

Karanlıkta sırtüstü yatıyorsun

Karanlıkta bir altın üçgendir alnın ve bileklerin

 

Yumulu göz kapaklarımın içindesin sevdiceğim

Yumulu göz kapaklarımın içinde şarkılar

Şimdi orda herşey seninle başlıyor

Şimdi orda hiçbir şey yok senden önceme ait

Ve sana ait olmayan
                                 
                                    Nazım Hikmet

Çevrimdışı ALAMET-i FARİKA

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.093
  • 11.858
  • 1.093
  • 11.858
# 24 Mar 2011 17:08:33

h.n.a.


TÜRK GENÇLİĞİNE


Adalar Denizinden Altayların daha ötesine kadar bütün Türk gençliğine….


Yer bulmasın gönlünde ne ihtiras, ne haset.
Sen bütün varlığına yurdumuzun malısın.
Sen bir insan değilsin; ne kemiksin, ne de et;
Tunçtan bir heykel gibi ebedi kalmalısın.

Iztırap çek, inleme… Ses çıkarmadan aşın.
Bir damlacık aksa da, bir acizdir göz yaşın;
Yarı yolda ölse de en yürekten yoldaşın
Tek başına dileğe doğru at salmalısın.

Ezilmekten çekinme… Gerilmekten sakın!
İradenle olmalı bütün uzaklar yakın,
Dolu dizgin yaparken ülküne doğru akın,
Ateşe atılmalı, denize dalmalısın.

Ölümlerden sakınma, meyus olmaktan utan!
Bir kere düşün nedir seni dünyada tutan?
Mefkuresinden başka her varlığı unutan
Kahramanlar gibi sen, ebedi kalmalısın…

Sen ne elde ve dilde gezen billur bir sağrak,
Ne de sıska bir göğüse takılan bir çiçeksin;
Senin de bu dünyada nasibin var: Savaşmak!..
Kayalarla güreşip dağlarda öleceksin.

Yoldaşlık ederekten gökte güneşle, ayla,
Aşarsın tepe, ırmak; yürürsün ova, yayla…
Hayata ne biçimde geldinse bir borayla,
Daha sert bir kasırga içinde biteceksin.

Kızıl Elma uğrunda kılıç çekince kından,
Bahtiyarlık denen şey artık geçmez yakından;
Mesut olup gülmeyi sök, çıkar hatırından.
Belki öldükten sonra bir parça güleceksin.

Yüz paralık kursunla gider “Hayat” dediğin;
“Tanrı Yolu” uzaktır; erken kalk, sıkı giyin.
Yazık, bütün ömrünce o kadar özlediğin,
Güzel Kızıl Elma’na varmadan öleceksin.

Belki bir gün çöllerde kaybedersin eşini,
Belki bir gün ağlarsın kaçtı diye karına.
Işıksız kulübende boranın esişini,
Dinleyerek çıkarsın bir ümitsiz yarına.

Gün olur ki mertliğin uğrar kahpe bir hınca;
Namert bir el arkandan seni vurur kadınca;
Bir gün sabrın tükenir… Silahını kapınca,
Haykırarak çıkarsın yurdunun dağlarına…

Hayatin kamçısıyla sızar derinden kanlar,
Senin büyük derdinden başkaları ne anlar?
Vicdanını Paris’e, Moskova’ya satanlar,
Küfür diye bakarlar senin dualarına.

Hey arkadaş! Bu yolda ben de coşkun bir selim,
Beraberiz seninle, işte elinde elim.
Seninle bu hayatin gel beraber gülelim,
Ölümüne, gamına, tipisine, karına…

Atandan kalmış olan kılıcı iyi bile,
Onu bütün gücünle vuracaksın çağında.
Savaş….. Bunun tadını ey Türk sen bulamazsın,
Ne sevgili yanında, ne baba ocağında.

Savaşmaktan kaçınır, kim varsa alnı kara;
Kan dökmeyi bilenler hükmeder topraklara…
Kazanmanın sırrını bilmiyorsan git, ara,
“Çanakkale” ufkunda, “Sakarya” toprağında.

Siyasette muhabbet… Hepsi yalan palavra…
Doğru sözü “Kül Tegin” kitabesinde ara…
Lenin’den bahsederse karşında bir maskara,
Bir tebessüm belirsin sadece dudağında.

Yatağında ölmeyi hatırından sök, çıkar!
Döşeğin kara toprak, yorganındır belki kar…
Sen gurbette kalırsan, ben ölürsem ne çıkar?
Ruhlarımız buluşur elbet Tanrıdağı’nda…

Mukadderat isterse seni yoldan çevirsin,
Sen hele bu yollarda yıpranarak aşın da,
Varsın bütün ömrünce bir an nasip olmasın,
Yorgunluğunu gidermek serin bir su başında.

Bir gülüşten ne çıkar, ne çıkar ağlamaktan?
Kullar kancıklık eder, bela bulursun Hak’tan.
Gün olur ki bir yudum su ararsın bataktan,
Gün olur ki bir tutam tuz bulunmaz aşında.

Bir çığ gibi yürürsün bir lahza durmaksızın,
Bir ilahi kaynaktan geliyor çünkü hızın.
Duygular ölmüştür… Tapınılan bir kızın,
Bir füsun bulamazsın gözlerinde, kaşında.

Iztırabı kanına katta göz kırpmadan iç!
Varsın gülsün ardından, ne çıkar, bir iki p…
Bu varlık dünyasında yalnız senin hiç mi hiç
Bir şeyin olmayacak… Hatta mezar taşın da…

Çevrimdışı AYŞEGÜL59

  • Uzman Üye
  • *****
  • 475
  • 2.580
  • 475
  • 2.580
# 24 Mar 2011 17:52:27
Aldırma Gönül Aldırma

Başın öne eğilmesin
Aldırma gönül aldırma
Ağladığın duyulmasın
Aldırma gönül aldırma

Dışarda deli dalgalar
Gelir duvarları yalar
Seni bu sesler oyalar
Aldırma gönül aldırma

Görmek istersen denizi
Yukarıya çevir yüzü
Deniz gibidir gökyüzü
Aldırma gönül aldırma

Kurşun ata ata biter
Yollar gide gide biter
Mahpus yata yata biter
Aldırma gönül aldırma

Dertlerin kalkınca şaha
Bir sitem yolla Allah’a
Görecek günler var daha
Aldırma gönül aldırma

Sabahattin Ali

Çevrimdışı seço58

  • Bilge Üye
  • *****
  • 3.343
  • 41.702
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 3.343
  • 41.702
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 24 Mar 2011 17:56:23
Akşam geri verince bana gözlerimi
Şehir de kayboldu, denizin durgunluğu da
Bir anka kuşu yeniden karıyorken küllerini
Bir kaya oyuğu kendini alıştırıyorken boşluğa
Dedim, deniz de bendim, düşleyen de denizi
Ve sabah olur olmaz üstünde derinliğimin
Bir gülümseme gibi bulacağım kendimi...

Edip Cansever

Çevrimdışı TugraÖzyıldız

  • Bilge Üye
  • *****
  • 10.264
  • 16.906
  • Birleştirilmiş Sınıf
  • 10.264
  • 16.906
  • Birleştirilmiş Sınıf
# 24 Mar 2011 18:16:06
SEN VE BEN...

sen ve ben
imlası unutulmuş
savruk cümleler gibiydik
kara darbelerle boyanmış
yalnızlığın resmi gibi
suskun, ürkektik..

sen ve ben
uzak bakışların biriktiği kıyı sahilleri
teselliye hasret gurbet treni
yalnızlığa hapsolmuş lirik bir şiir
köprüleri yıkılmış gibi,
her nefeste mesafeleri uzamış
bir şiirin iki kahramanıydık..

sen ve ben
dibi gözükmez bir şiirdik
anlaşılamayan,
anlaşıldıkça körleşen
körleşirken bedenleşen
iki ayrı elmas
iki ayrı inciydik..

sen ve ben
akreple yelkovan misali
Leyla ile Mecnun timsali
kavuşması ömür, ayrılığı ölüm olan
iki roman kahramanıydık
ben sana geç kalırdım
sense hep bana erken gelirdin..

sen ve ben
yan yana yazılamayan, aralarında virgül engeller
soru işaretleri arasında boğulan
ünlemsiz kalmış, anlamları yitirilmiş
üç bilemedin beş satırlık
ah idik, koğuşturulamayan..

sen ve ben
iki ayrı bahardık
birbirimize hasret, birbirimize susardık
ikimiz de birer ülkeydik
sen mutluluklar ütopyası
bense tundra iklimi
soğuk yüzüyle kuraklığı
caddeleri yenilgi, sokakları hezeyan..

sen ve ben
uzanmaya yeltenirken uzaklaşan
nefes alışverişleri zorlaşan
birimiz güneştik öbürümüz buzul dağları..
sen ve ben
iki ayrı yolcuyduk
hasret otellerinde konaklar
yeni yeni aşklar biriktirir
yeni yeni aşklardan dönerdik
her nefes alışverişimizde..

sen ve ben
kutuplaşmış milletler gibi
birbirinin tıpkı
birbirinden farklı
araya savaşlar girdi, kasırgalar
medeniyet çatışmaları yaşanırdı
gözlerimizin birbirine her değişinde..
uzak ırak ülkelerin insanları gibiydik
elleri, gözleri, bedenleri aynı
susuşu gülüşü gitmeleri farklı..

sen ve ben
bir kartpostalda
biri gönderen, diğeri alıcı..
yüklenemedi aramızdaki boşluğu
ne posta kuryesi, ne zarflar,
ne de sabırla dizilen yaşanmışlıklar olgusu
tutmayan dilekler
ve fallar hep ayrılığa çıkar..

sen ve ben
şimdi iki bedeni özürlü gibi
sustuk, konuşmayı beceremedik
gülemedik gülmelere inat
yürüyüşlerimiz ise koltuk değnekli
protezleşmiş duygularımız
bakışmalarımız görmez gibi şimdi aramızdaki mihengi..

sen ve ben
şimdi iki ayrı tutsak gibi
görüşlerimiz açık,
konuşmalara kapalı
birimiz müebbet cezalı
öbürümüz idam sanığı..

sen ve ben
üzerine yazılacak, konuşulacak çok şeyi olanız
özenle yazılmış ‘sen ve ben’ de buna değeriz
romanlarda bulunmuş,
şiirlerin isimlerine kondurulmuşuz
ömürlerdir yazılmış, anlatılmış, bitirilememişiz..

şimdi
sen gidensin
ağır aksak savrulan gitmeler diyarına
şimdi sen gidensin
yarınları sırtlanıp götüren
şimdi sen
sessiz bir yelkenliyle
ufuksuzluğa açılansın
bana düşense
şerefle ardından el sallamak
hoşça kal sevdiğim
hoşça kal…

(alıntı)

Çevrimdışı Tolstoyevski

  • B Grubu
  • 24.726
  • 258.526
  • 3. Sınıf Öğretmeni
  • 24.726
  • 258.526
  • 3. Sınıf Öğretmeni
# 24 Mar 2011 18:55:15
Melek

Annesi dün Zeynebe
"Melek yavrum!" diyordu,
İşitince bu sözü
Kız merak etti, sordu:

-Melek yavrum ne demek?
Doğrusu anlamadım.
Melek kanatlı olur;
Hani benim kanadım?

Cevap verdi annesi:
- Üç yavrum daha vardı,
Onlar kanatlanarak
Elimden uçmuşlardı.

Hepsi yalnız bıraktı,
Bu talihsiz kadını,
Bari sen uçma diye
Kopardım kanadını!

faruk nafiz çamlıbel

Çevrimdışı TugraÖzyıldız

  • Bilge Üye
  • *****
  • 10.264
  • 16.906
  • Birleştirilmiş Sınıf
  • 10.264
  • 16.906
  • Birleştirilmiş Sınıf
# 24 Mar 2011 19:17:35
Suskun sevdam kalabalıktan sıyrılıp,
Yalnızlığımla baş başa kalabilseydim
Düşünmeyi unutup, acılardan sıyırabilseydim
Kapkara içi dolu bir bulut olmayı bırakıp
İçimdekileri tüm fırtınasıyla akıtabilseydim.

Söyleyebilseydim, suskunluğumu
Bırakıp dökebilseydim doyasıya yaşlarımı.
Keşke bu kadar zor olmasaydı haykırmak.
Saplanmasaydı kalbime yokluğun.

Keşke gitmek yerine kalmayı becerebilseydin hayatımda.
Belki bu kadar perişan olmazdım.
Boğulmazdım sensizlik girdabında.
Tüm acılara birde yokluğun eklenmezdi.
Daraltıcı havasıyla bunaltan şu şehirde
Birde sensizlik yarası kanamasaydı yüreğimde.
Belki bir nebze daha nefes alabilirdim.

Keşke bu kadar zor olmasaydı beni sevmen.
Öylece aldırışsız bakmazdın belki.
Belki mutluluktan boğulurduk bu şehirde.
Oysa öyle zor ki sevgin

Bir kez olsun dönüp bakmıyorken yüzüme.
Bir kez olsun dikkate almazken.
Nasıl sevecektin ki beni.
Nerden bileceksin seni sevdiğimi.

Keşke bu kadar cesaretsiz kalmasaydım karşında. Söyleyebilseydim sevgimi.
Anlatabilseydim hissettiklerimi.
Avazım çıktığı kadar bağırabilseydim.
Doyasıya sarılsaydım boynuna bir kerecik.
Bağrıma yokluğun yerine varlığını basabilseydim.
Anlatmak bu kadar zor olmasaydı keşke.
Belki bu kadar dolmazdı içim.
Hayat bunca çatlak vermezdi belki yaşamıma.
Hicrandan solan şu canım yıkılmazdı bu kadar.
Belki de vazgeçmezdim yaşamaktan.
Oysa öyle zor ki sevgimi anlatmak sana
Kifayetsizce seviyorum seni diyememenin esirliğini. Aldırışsızlığının yüreğime vurduğu hüzün mührünü cesaretsizliğin çaresizliğini
Bilemedim bunca gayretin hüsranlı sonunu.
Bilemedim sevmek cesaretinin suskun korkaklığını.
Bilemedim aşkın girdabına düşüp boğulacağımı.
Yinede keşke elini uzatsan demekten
Umut edip hayaller kurmaktan.
Birde seni sevmekten kurtulamadım.

Bir türlü vazgeçemedim senden.
Keşke bu kadar imkânsız olmasaydın benim için.
Böyle yerlere düşüp ağlamaz, kahrolmazdım.
Yaşamın kamçısını birde yokluğun desteklemezdi.
Keşke unutabilseydim sana dair her şeyi.
Bunca acıya katlanmak yerine.
Anlatıp kurtulmayı başarabilseydim
Keşke beni sevebilseydin…
Keşke… Sen geçerken kalbimin fırtınasından
Keşke seni sokmasaydın o fırtınaya
Durdurabilseydim gözlerini
Gözlerime bakmadan
K€ŞK€……

(alıntı)

Çevrimdışı gazili0606

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 6.533
  • 15.375
  • 6.533
  • 15.375
# 24 Mar 2011 19:51:31
BEKLENEN
Ne hasta bekler sabahı
Ne taze ölüyü mezar
Ne de şeytan bir günahı
Seni beklediğim kadar.

Geçti istemem gelmeni
Yokluğunda buldum seni
Bırak vehminde gölgeni
Gelme artık neye yarar.

Necip Fazıl Kısakürek

Çevrimdışı ferdem

  • Bilge Üye
  • *****
  • 4.415
  • 27.381
  • 4.415
  • 27.381
# 24 Mar 2011 20:30:44
Hasret Türküsü

Bekleme, ağlama, beni çağırma
Tükendi dermanım gelemiyorum
Bu dağlar harami, yollar ejderha
Yitirdim yönleri bulamıyorum

Ezel meclisinde divan kurmuşlar
Çamurumu çile ile karmışlar
Yazıp çizip ak alnıma vurmuşlar
Hasret fermanımı silemiyorum

Gündüzler, ağ atıp tuttular beni
Geceler, zindana attılar beni
Çağdaş şehirlerde sattılar beni
Zincirlerden azat olamıyorum
 
Dilaver Cebeci
 

Çevrimdışı ogrtmn35

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 17.431
  • 177.430
  • 3. Sınıf Öğretmeni
  • 17.431
  • 177.430
  • 3. Sınıf Öğretmeni
# 24 Mar 2011 20:45:42
RÜZGAR / Cahit KÜLEBİ
Şimdi bir rüzgâr geçti buradan
Koştum ama yetişemedim,
Nerelerde gezmiş tozmuş
Öğrenemedim.

Besbelli denizden çıkıp
Kıyılar boyunca gitmiştir,
Tuz kokusu, katran kokusu, ter kokusu
Yüreğini allak bullak etmiştir.

Sonra başlamış tırmanmaya dağlara doğru
Bulutları koyun gibi gütmüştür,
Okşayıp otları yaylalarda
Büyütmüştür.

Köylere de uğradıysa eğer
Islak, karanlık odalarda beşik sallanmıştır,
Güneş altında çalışanlara
İmdat eylemiştir.

Sonra başlayıp alçalmaya ovalara doğru,
Haşhaş tarlalarında eflatun, pembe, beyaz,
Kıraçlarda mavi dikenler..
Toz toprak gözlerine gitmiştir.

Şehirlere uğramış ki yanımdan geçti,
Haşhaş çiçeğine benzer kızlar görmüştür,
Bir gülüş, bir tel saç, allık pudra
Alıp gitmiştir.

Şimdi bir rüzgâr geçti buradan
Koştum ama yetişemedim,
Soraydım söylerdi herhalde.
Soramadım.

Cahit KÜLEBİ

Çevrimdışı seço58

  • Bilge Üye
  • *****
  • 3.343
  • 41.702
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 3.343
  • 41.702
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 24 Mar 2011 21:13:57
Farklı
olmanın cezası sabittir!

Oysa ne güzeldir hayattan bihaber öyle yaşayıp
gitmek.
Farkında değilsindir hiçbirşeyin ne güzel!
Yatarsın,
uyursun hiçbirşey düşünmeden sana nedir senden gerisi?
Yapabilseydim
gözlerimi kapatmak isterdim gördüklerime,
Kulaklarımı tıkamak
duyduklarıma
Öyle yaşayıp giderdim bende
Duymadan, görmeden,
bilmeden!
~
İyiliklerim
bile güçsüzlüğümdendi...
Güçsüzlüğümdendi, Beni daha çok kırmasınlar diye
kendimi adamalarım,
Olmadık insanlara ...

Cezmi Ersöz

Çevrimdışı ogrtmn35

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 17.431
  • 177.430
  • 3. Sınıf Öğretmeni
  • 17.431
  • 177.430
  • 3. Sınıf Öğretmeni
# 24 Mar 2011 22:21:24
Seni Bana Düşündüren...
Gece midir insanı hüzünlendiren,
Yoksa insan mıdır hüzünlenmek için geceyi bekleyen ?
Gece midir seni bana düşündüren,
Yoksa ben miyim, seni düşünmek için geceyi bekleyen ?

Çevrimdışı liff

  • Bilge Üye
  • *****
  • 4.251
  • 13.081
  • 3. Sınıf Öğretmeni
  • 4.251
  • 13.081
  • 3. Sınıf Öğretmeni
# 24 Mar 2011 22:29:05
AYRILIK SEVDAYA DAHİL

Ay ışığına batmış
karabiber ağaçları
gümüş tozu
gecenin ırmağında yüzüyor zambaklar
yaseminler unutulmuş
tedirgin gülümser
çünkü ayrılmanın da vahşi bir tadı var
çünkü ayrılık da sevdâya dahil
çünkü ayrılanlar hâlâ sevgili
hiç bir anı tek başına yaşayamazlar
her an ötekisiyle birlikte
her şey onunla ilgili

telaşlı karanlıkta yumuşak yarasalar
gittikçe genişleyen
yakılmış ot kokusu
yıldızlar inanılmayacak bir irilikte
yansımalar tutmuş bütün sâhili
çünkü ayrılmanın da vahşi bir tadı var
öyle vahşi bir tad ki dayanılır gibi değil
çünkü ayrılık da sevdâya dahil
çünkü ayrılanlar hâlâ sevgili..

Attila İlhan

Çevrimdışı yucel37

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 293
  • 1.182
  • 3. Sınıf Öğretmeni
  • 293
  • 1.182
  • 3. Sınıf Öğretmeni
# 24 Mar 2011 22:55:32
ELİMDEN TUTUN,BENİ DE OKUTUN

Elimden tutun,
Size çok uzağım,
Kendime uzak
Sesimi duyuramam,
Kolum kınadım kırık,
Gözlerim yağmur.
Toprak damlı bir ev,
Ben, dokuz çocuktan biri,
Dokuz yaşında Gülizar.
****
Güneşle uyanırım her sabah,
Düşerim, yol olmayan yollara.
Karnımı doyuramam.
*******
Bizim buralar cıs cıbıl
Tek tük bi iki ağaç var o kadar
Bir telli söğüt bilirim,
Bir iki kavak.
Onlara anlatırım her şeyi,
Sizin bilmediğiniz kadar.
******
Bu arada haberiniz olsun boş durmadım,
Koyunları saymayı öğrendim.
Yayık yaymayı, pamuk toplamayı,
Kayalıklara çöp adamlar yapmayı,
Mevsimler yabancı değil artık.
Günler, aylar…
Doğum günümü üvey annem öğretti
Bu günmüş.
Annem, mezarı yol kenarında.
Annem, ben doğduğumda ölmüş.
**************
Benim hikâyem boyumdan uzun
Bulsam bir gölge, yaylada yalnız olsam
Bir hüzün kaplar içime,
Kıpkırmızı olur yanaklarım.
Yaşıtlarım okula gidermiş memlekette,
Anneleri örermiş saçlarını,
Odalarının duvarları renk renkmiş.
Bir de bilgisayar mı ne varmış.
Benimse, tezek kokar ellerim, ayaklarım.
Ben, size en uzak köylerin birinde
Toprak damlı bir ev,
Gözleri kocaman, Gülizar.
********
Yaşım tamı tamına dokuz,
Şimdi tırmansam şu tepeye,
Bütün gücümle haykırsam,
İyi insanlar nerdesiniz, nerdesiniz iyi insanlar, diye
Neden beni unuttunuz, niye?
Ben bu dağlarda kaybolmuşum
Ölüm kalım gibi bir şey,
Size uzak, kendime uzak.
Dağların çocuğu olmuşum.
***************
Bir tutsanız elimden,
Bir anlasanız halimden,
Bir bakmışsınız sizin kızınız olmuşum.
Sizin için neler geçmez ki gönlümden,
Çiçek toplarım, dualar dökülür dilimden.
*************
Ben, size en uzak köylerin birinde,
Gül gibi geçinip gidemeyen Gülizar.
Siz, orada öyle büyüyen çocuklar
Benimkisi öyle değil.
Tükenirim her geçen gün azar azar.
***************
Bazen yıldızlı gecelerde görürüm sizi
Gelirsiniz pencere olmayan pencerelerden,
Elleriniz ellerimdedir,
Gözleriniz gözlerimde.
Bi dilek dile Gülizar dersiniz, bir dilek dile
Elimden tutun beni de okutun.
Birden her şey birbirine karışır,
Siz birbirine, pencere olmayan pencerelerden gidersiniz.
*******
Çok şey mi istedim, çok mu sitem ediyorum
Dokuz yaşında dokuz çocuktan bir çocuk
Aha bu gözlerimle gördüm, kulaklarımla duydum
Geçen gün babam konuşurken,
13 yaşına bir gelsin hele…
Anladım, başlık parası.
*****
Adım gibi biliyorum,
Vallahi atarım kendimi uçurumdan,
Ne haliniz varsa görün,
Yaşamak dediğiniz bu mu?
Bekle beni anne geliyorum.
********
Benim adım Gülizar.
Uzatın o güzel ellerinizi,
İyilik meleğim olun,
Belki de beklediğiniz benim, beklettiğiniz
Elimden tutun,
Bana sözünüz var
Ne olur, ne olur
Beni de okutun.
Size çok uzağım,
Kendime çok uzak,
Hiçbir şey bile değilim.
Hiç oyuncağım olmadı,
Kalemim, defterim.
Bir sırt çantası alsanız
Lastik ayakkabılarımla idare ederim.
Önlüğüm olmasa da olur,
Okula entari ile giderim.

Bahaettin KABAHASANOĞLU

Şiiri dinlemek isterseniz:

[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK