Sevdiğimiz Şiirler

Çevrimdışı seço58

  • Bilge Üye
  • *****
  • 3.343
  • 41.703
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 3.343
  • 41.703
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 26 Mar 2011 18:49:04
Bugün yağmur bir kadın saçıdır
Yeryüzüne dökülen
Upuzun ince ince
Karanlık kokulu
Sen ki aşkta aldatıldın
Yüreğin taş parçası
Dinle yağmuru dinle
Teselli bul türküsünden
Herşey olur
Herşey büyür
Herşey geçer
Hayat Kalır !..

A.Lunkwist

Çevrimdışı ferdem

  • Bilge Üye
  • *****
  • 4.415
  • 27.381
  • 4.415
  • 27.381
# 26 Mar 2011 20:29:41
Zulmü Alkışlayamam

Zulmü alkışlayamam, zalimi asla sevemem;
Gelenin keyfi için geçmişe kalkıp sövemem.
Biri ecdadıma saldırdımı,hatta boğarım!...
-Boğamazsın ki!
-Hiçolmazsa yanımdan kovarım.
Üçbuçuk soysuzun ardından zağarlık yapamam;
Hele hak namına haksızlığa ölsem tapamam.
Doğduğumdan beridir, aşığım istiklale;
Bana hiç tasmalık etmiş değil altın lale!
Yumuşak başlı isem, kim dedi uysal koyunum
Kesilir belki, fakat çekmeye gelmez boyunum!
Kanayan bir yara gördümmü yanar ta ciğerim,
Onu dindirmek için kamçı yerim, çifte yerim!
Adam aldırmada geç git, diyemem aldırırım.
Çiğnerim, çiğnenirim, hakkı tutar kaldırırım!
Zalimin hasmıyım amma severim mazlumu...
İrticanın şu sizin lehçede ma'nası bu mu?
 
Mehmet Akif Ersoy
 

Çevrimdışı AYNALI

  • Bilge Üye
  • *****
  • 3.281
  • 21.084
  • 3. Sınıf Öğretmeni
  • 3.281
  • 21.084
  • 3. Sınıf Öğretmeni
# 26 Mar 2011 20:40:39
SEVGİ DUVARI

sen miydin o yalnızlığım mıydı yoksa
kör karanlıkta açardık paslı gözlerimizi
dilimizde akşamdan kalma bir küfür
salonlar piyasalar sanat sevicileri
derdim günüm insan içine çıkarmaktı seni
yakanda bir amonyak çiçeği
yalnızlığım benim sidikli kontesim
ne kadar rezil olursak o kadar iyi
kumkapı meyhanelerine dadandık
önümüzde altınbaş altın zincir fasulye pilakisi
aramızda görevliler ekipler hızır paşalar
sabahları açıklarda bulurlardı leşimi
öyle sıcaktı ki çöpçülerin elleri
çöpçülerin elleriyle okşardın beni
yalnızlığım benim süpürge saçlım
ne kadar kötü kokarsak o kadar iyi
baktım gökte bir kırmızı bir uçak
bol çelik bol yıldız bol insan
bir gece sevgi duvarını aştık
düştüğüm yer öyle açık seçik ki
başucumda bir sen varsın bir de evren
saymıyorum ölüp ölüp dirilttiklerimi
yalnızlığım benim çoğul türkülerim
ne kadar yalansız yaşarsak o kadar iyi

 CAN YÜCEL

Çevrimdışı bilaldikici

  • Üyeliği İptal Edildi
  • 2.512
  • 57.273
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 2.512
  • 57.273
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 26 Mar 2011 21:11:25
Rüveyda

fezayı bağlayarak yorgun kanatlarına
bir güvercin uçurup kıtalar arasından
çağırdın beni
geçerek birer birer sürgün kanyonlarını
derbeder koşup geldim ışıldayan tahtına
yarım koyup bir bardak kurşun rengi çayımı
yıkarak yalnızlığa kurduğum sarayımı
yetim çığlıklarımı duyurmak üzre sana
koşup geldim; iliştir beni memnu bahtına

adını söylemek istemiyorum
her hecesi amansız bir kor dudaklarımda
her harfine yıllardır şimşeklerle yarıştım
zindanlara karıştım, ölümlerle tanıştım
adını söylemek istemiyorum
rüveyda dediğim zaman
anla ki, senin için yürüyor kelimeler
çığlığımın atardamarlarından

hangi yıldızdır bilmem, gözlerin
kayar da üzerime rüveyda
önce tuhaf bir deprem yayılır bedenime
sonra açılır önümde ıstırab vadileri
silik renkleriyle adımlarıma
çözülmeye yüz tutan bir mazi mühürlenir
hayalin bittiği menfeze doğru
alaca bir at koşar içimde
zamansız, mekansız nefese doğru

uslanmaz bir yürek taşıdığıma dair
yaygın bir kanaat dolaşır aynalarda
oysa rüveyda
baştanbaşa ben
kevser akan, gül kokan bir kalbin filiziyim.

kitaplara sürdüğüm kapkara lekelerden
bir anlatsam nasıl utandığımı
bir doğrulsam eğildiğim yerlerden
ağarır tanyeri nilüferlerin
alaca bir at koşar içimde
ezer toynakları ile anılarımı

sular köpürmemeliydi rüveyda
kırılmamalıydı ıslak dalları hasret selvilerinin
ben zehire alışkınım, şerbete değil
rüyalar hefret eder avare duruşumdan
kabuslar çeker ancak derdimi yeryüzünde
sen gün boyu simsiyah bir ufukla beraber
ben her gece bir Mehdi türküsüyle çilekeş
yargılamak için zeval kayıtlarını
inkılab bekliyorum

hangi umut çiçeğidir bilmem, ellerin
uzanır da gönlüme rüveyda
derinden bir ok saplanır bağrıma
beynimi çağıran bir sese doğru
alaca bir at koşar içimde
zamansız, mekansız nefese doğru

varlığın cinayettir memleketimde işlenen
akıtır kanını en asil pehlivanların
yokluğun sükunettir kuşatır evrenimi
varlığın ve yokluğun ölümüdür baharın

artık eskisi gibi bakamıyorsun
göklerinde bir belkıs otururdu rüveyda
binlerce gökkuşağı olurdu kirpiklerin
güneş bir anne gibi dururdu başucunda
artık dokunamıyor kakülün bulutlara
karalara bürünmüş saçlarında dolunay
ben bu kadar zulme layık mıyım rüveyda

hangi ressamı vurur bilmem, endamın
sarar da benliğimi
ben beni tanımam kaldırımlarda
kafesleri yutan kafese doğru
alaca bir at koşar içimde
zamansız, mekansız nefese doğru

kırmızı bir kurdela bağlayarak alnına
duydun mu orkideye dua eden birini
bu ısmarlama yüzler yok mu rüveyda
bu yapmacık bebekler
gözyaşı akıtırken gülenler yok mu
beni kahrediyor geceler boyu

hangi çağın gelişidir bilmem, gülüşün
soluk bir dünyanın mezarlarına
gömerek gurbetimi
kapadı karanlığa Yesrip, kapılarını
meydan okuyuşun çağın ordularına
bilmem hangi mevsimin başlangıcıdır
doruklardan öte hevese doğru
alaca bir at koşar içimde
zamansız, mekansız nefese doğru

yasını tutuyorum kararttığım düşlerin
yıpranmış divaneler gibiyim sokaklarda
amansız bir ütopya üfleyen pencereler
lif lif yoluyor dram seyyahı bedenimi
önümde, haksızlığın hesaba çekildiği
hiç kimsenin kimseyi tanımadığı mahşer
arkamda, kare kare ömrümü belirleyen
hatırladıkça yanıp tutuştuğum resimler

söyle, nasıl aşarım pişmanlık dağlarını
yeniden bir nil olup taşar mıyım çöllere
kim giydirir başıma tacını nihayetin
kim takar bileğime hürriyet künyesini
karada balık gibi nasıl yaşarım, söyle

rüveyda, seziyorum; tahammülün kalmadı
ama dur, boşaltayım bütün çığlıklarımı
asırlardır köhne barınaklarda
küflenen, çürüyen çığlıklarımı

at vuruldu; içim paramparça rüveyda
gölgelerin ardına sakladım kusurumu
sen orda kayıtsızca gülümsüyor gibisin
ben burda damla damla eriyip akıyorum
yine de, çiğnetemem kimseye gururumu
istenmediğim yeri sessizce terkederim
hatıra kalsın diye bırakır da ruhumu
mahzun bir derviş gibi boyun büker, giderim
 

Nurullah Genç

her mısrası ayrı güzel..kızım olursa bir gün ismi çoktan hazır RÜVEYDA

Çevrimdışı hercaihoca

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.396
  • 6.345
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 1.396
  • 6.345
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 26 Mar 2011 21:20:10
Tut ellerimden

Sırat'tan incedir sevda köprüsü
Beraber geçelim tut ellerimden
Niyet ak güvercin vuslat gökyüzü
Beraber uçalım tut ellerimden

Gönüldeki birlik kalkandır dışa
Aldırma ayaza yele yağışa
Giden ilkbahara gelecek kışa
Beraber göçelim tut ellerimden

Birleşmek üzredir şafakla gurup
Korku beklenilmez kapıda durup
İster zehir olsun isterse şurup
Beraber içelim tut ellerimden

Çağır hayallerin en ötesini
Yakından duyarsın aşkın sesini
Sonsuz mutluluğun penceresini
Beraber açalım tut ellerimden

Hatırla kaybolan hatıraları
Elmastan ışıklı altundan sarı
Zaman tortusundan işte onları
Beraber seçelim tut ellerimden

Şüphe başlangıçtır karar nihayet
Zamanı zamana etme şikayet
Kaçmak kurtuluştur diyorsan şayet
Beraber kaçalım tut ellerimden   

Abdurrahim Karakoç

Çevrimdışı ferdem

  • Bilge Üye
  • *****
  • 4.415
  • 27.381
  • 4.415
  • 27.381
# 26 Mar 2011 21:36:41
 
Göz Nurum

Güneşi verseler
Sevdamı yerseler
Yine de vazgeçmem
Dünyadan sürseler

Ben sensiz niderim
Sensizlik kederim
Ya sana can olur
Ya benden giderim

Bir ömür ararım
Değişmez kararım
Sen varsan ben varım
Göznurum

Ömrümün varı
Gönlümün narı
Gözümün nuru benim
Sen olmasan viran olur
Her anım her günüm

Uğur Işılak

Çevrimdışı AYŞEGÜL59

  • Uzman Üye
  • *****
  • 475
  • 2.580
  • 475
  • 2.580
# 26 Mar 2011 21:56:29
İstanbul'u Dinliyorum

İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı
Önce hafiften bir rüzgar esiyor;
Yavaş yavaş sallanıyor
Yapraklar, ağaçlarda;
Uzaklarda, çok uzaklarda,
Sucuların hiç durmayan çıngırakları
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı.

İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı;
Kuşlar geçiyor, derken;
Yükseklerden, sürü sürü, çığlık çığlık.
Ağlar çekiliyor dalyanlarda;
Bir kadının suya değiyor ayakları;
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı.

İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı;
Serin serin Kapalıçarşı
Cıvıl cıvıl Mahmutpaşa
Güvercin dolu avlular
Çekiç sesleri geliyor doklardan
Güzelim bahar rüzgarında ter kokuları;
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı.

İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı;
Başımda eski alemlerin sarhoşluğu
Loş kayıkhanelerıyle bir yalı;
Dinmiş lodosların uğultusu içinde
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı.

İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı;
Bir yosma geciyor kaldırımdan;
Küfürler, şarkılar, türküler, laf atmalar.
Bir şey düşüyor elinden yere;
Bir gül olmalı;
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı.

İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı;
Bir kuş çırpınıyor eteklerinde;
Alnın sıcak mı, değil mi, biliyorum;
Dudakların ıslak mı, değil mi, biliyorum;
Beyaz bir ay doğuyor fıstıkların arkasından
Kalbinin vuruşundan anlıyorum;
İstanbul'u dinliyorum.

Orhan Veli Kanık

Çevrimdışı mihri zeynep

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 203
  • 2.346
  • 203
  • 2.346
# 26 Mar 2011 23:33:12
Kimliğimi Soruyor Birileri

Uzun zamandır aynadan kendime bakarken,
aşık olduğum insanın yüzünü görür gibi oluyorum.
Dün, tanımadığım bir kalabalığın arasından geçerken,
o kısacık anda kulak misafiri olduğum sohbetlerin içinde,
o hiç tanımadığım birilerinden tesadüfen sevdiğimin adını duyduğumda,
hızlıca kafamı çevirip onlara baktım.
Gözlerim o ismin sahibini aradı uzun uzun.
Parkta oynayan çocukları izlerken, o çocuklardan birinin adının,
sevdiğim kişinin adı olduğunu öğreniverdim.
Artık o çocuğa daha başka bakmaya,
onu yüreğimde diğerlerinden ayrı bir yere koymaya başladım.
Hiç tarzınız olmayan bir müzik türüyle isim yapmış bir sanatçı,
sevdiceğinizin adaşıysa, sırf bu benzerlik için bile o sanatçının kim olduğuna bakarsınız.
Bazen onun ismini taşıyan bir tekne geçer denizden.
Tekrar tekrar okursunuz o ismi… gözden kaybolana kadar.
Bazen o ismi taşıyan bir apartmanın önünden geçersiniz ve uzun uzun incelersiniz…
bir gülümseme yayılır yüzünüze.
İzlediğiniz bir filmde sevgilinize çok benzeyen birini gördüğünüzde,
kötü rolde olsa da sempati duyarsınız.
Onu beklediğiniz kafede, yan masada sevdiğinize benzeyen biri varsa,
ister istemez iki dakikada bir o tarafa kayar bakışlarınız.

İşte tam da bunları yaşıyorum bugünlerde. Ben artık “o” olmuşum.
Kendimi nerede unuttuğumu bilmiyorum ya da nerede dondurduğumu.
Hayatımı, başka birinin (onun) hayatıymış gibi yaşıyorum.
Kendimde hatırlanmaya değecek bir şey bulamadığımdan değil,
aradığımı onda bulduğumdan bu kayboluş…
ben, ben görünmüyorum bugünlerde…
ben, ben olmamaya başlayalı beri unutmuşum beni.
Ve hiç özlemiyorum.

Öyle bir hale geldim ki bir tek onun ismi yazmıyor kimliğimde.
Onun hayatını mı oynuyorum acaba bilmeden.
Ve bu bilmeden oynadığım hayatın başrolündeyken,
bir gün dekora, sonra da seyirciye mi dönüşeceğim?
Beklentilerimle yaşadıklarım çarpıştığında galip gelen hep onun hayatını yaşamak oluyor.
Kendi içimde ölürsem yaşamak olur biliyorum ama
ben yine de onun içinde yaşamayı tercih ederek ölümü seçiyorum.
Ve hiç pişman değilim.
Evet sevdiceğim!
Kendimi kendimsiz bırakarak sana ispat etmeye çalışıyorum ve kimliğimi sorduklarında,
çıkarıp resmini gösteriyorum.

Kahraman TAZEOĞLU

Çevrimdışı Eğitimci35

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 5.562
  • 91.089
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 5.562
  • 91.089
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 27 Mar 2011 00:27:13
kendisine uzak olan kimse
hayatta herşeye uzaktır
ait olduğu idolojiye
ve ait olmadığı harekete zarar verir bu insan.
ölümü bir şahmat olarak algılayan bütün tarzlara
beslediğim öfkeyi dipnot düşerek
hayır arkadaşım
senin fikrine zerre saygı göstermiyorum...
çünkü
yüzleşemeyen
kendisinin düşmanıdır
ve bizim ortak düşmanımızdır.
ki düşmanlık
sallanmaya değmez anlamındadır
ama bu pasif davranış
aramızdan katiller
geri kafalılar
führerler
çıkmayacak anlamaında değil

Murathan Mungan

Çevrimdışı ferdem

  • Bilge Üye
  • *****
  • 4.415
  • 27.381
  • 4.415
  • 27.381
# 27 Mar 2011 09:54:09
Konuşan Dili Ol Susan Canların

Bir söyle pir söyle Hakk'ın aşkına
Konuşan dili ol susan canların
Mazlumu sömüren dönsün şaşkına
Konuşan dili ol susan canların
Hakkı var üstünde garibanların

Saltanata gözün gönlün tok olsun
Nazarında makam mevki yok olsun
Yüreğin yay gibi sözün ok olsun
Konuşan dili ol susan canların
Hakkı var üstünde garibanların

Mazluma yoldaş ol yüreğini ver
Bir cana can olmak her şeye değer
Vebalin büyüktür susarsan eğer
Konuşan dili ol susan canların
Hakkı var üstünde garibanların! ..


Adalet hükmetsin divan kurulsun
Hak yerini bulsun meydan durulsun
Haksız babansa da hesap sorulsun
Konuşan dili ol susan canların
Hakkı var üstünde garibanların! ..

Şu dünyada bir tek doğru kalsa da
Doğruyu demekten alem yılsa da
Bunun sonu ipe gitmek olsa da
Konuşan dili ol susan canların
Duası üstünde garibanların! ..
 
Uğur Işılak
 

Çevrimdışı adatepe1

  • Üyeliği İptal Edildi
  • 1.185
  • 1.818
  • 2. Sınıf Öğretmeni
  • 1.185
  • 1.818
  • 2. Sınıf Öğretmeni
# 27 Mar 2011 10:20:48
HÜZÜNLÜ PAZAR
     
Hüzünlü pazar, beyaz meleklerin ilahiler söylediği
Aşkın güzelce yıkandığı, sımsıkı kefenlendiği

Yaz geçmiş, gelip çatmış bağbozumu vakti
Genç kızların mutluluğu bir mevsim daha ertelediği

Hüzünlü pazar, geçmiş pazarların anısıyla kavuniçi
Çocukların hep kursaklarında kalan sevinci

 ATAOL BEHRAMOĞLU


Çevrimdışı Tolstoyevski

  • B Grubu
  • 24.726
  • 258.534
  • 3. Sınıf Öğretmeni
  • 24.726
  • 258.534
  • 3. Sınıf Öğretmeni
# 27 Mar 2011 10:57:36
DESEM Kİ

Desem ki vakitlerden bir Nisan akşamıdır,
Rüzgârların en ferahlatıcısı senden esiyor,
Sende seyrediyorum denizlerin en mavisini,
Ormanların en kuytusunu sende gezmekteyim,
Senden kopardım çiçeklerin en solmazını,
Toprakların en bereketlisini sende sürdüm,
Sende tattım yemişlerin cümlesini.
Desem ki sen benim için,
Hava kadar lazım,
Ekmek kadar mübarek,
Su gibi aziz bir şeysin;
Nimettensin, nimettensin!
Desem ki...
İnan bana sevgilim inan,
Evimde şenliksin, bahçemde bahar;
Ve soframda en eski şarap.
Ben sende yaşıyorum,
Sen bende hüküm sürmektesin.
Bırak ben söyleyeyim güzelliğini,
Rüzgârlarla, nehirlerle, kuşlarla beraber.
Günlerden sonra bir gün,
Şayet sesimi farkedemezsen,
Rüzgârların, nehirlerin, kuşların sesinden,
Bil ki ölmüşüm.
Fakat yine üzülme, müsterih ol;
Kabirde böceklere ezberletirim güzelliğini,
Ve neden sonra
Tekrar duyduğun gün sesimi gökkubbede,
Hatırla ki mahşer günüdür
Ortalığa düşmüşüm seni arıyorum.

CAHİT SITKI TARANCI

Çevrimdışı best_one

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 120
  • 269
  • 120
  • 269
# 27 Mar 2011 12:24:16
Dün canım olan
Yarın, düşmanım olmaz benim
Yaşananların hatırı hep saklı kalır,
Hatırları hep sorulur selâmları hep alınır…
Sildiklerim vardır bir de,
Onlar yanlışlarım ve pişmanlıklarımdır
Adları anılmaz, hatırları sorulmaz,
Sadece beddualarımdır
Vicdanla birlikte
Şeref ararım ben sevdiklerimde.
Her zaman doğru değildir elbet seçimlerim
Zaman gelir şerefsizleri de severim
Her yerde gözüm kulağım vardır benim
"Eksik söylemek yalan söylemek değildir” mantığındaki “Çok Dürüstler”?
Beni değil, kendilerini kandırırlar yalnızca
Bilmezden gelişlerim, aptala yatışlarım
Kaybetme korkumdan değil,
Karşımdakilerin yalan söyleme potansiyellerine olan merakımdandır…
İnkâr olmaz benim hayatımda
Yaşananı, “yaşanmamış” saymam
Sayanları da saymam
Kelimelere sığmaz,
Sayfalar sürer beni anlatmak,
Ama ne kadar anlatılırsa anlatılsın
Yaşayan bilir beni, yaşamayan anlamaz
Ağırdır sevmelerim her yürek taşıyamaz,
Büyüktür umutlarım her omuz kaldıramaz.
 
Nazım Hikmet RAN

Çevrimdışı liff

  • Bilge Üye
  • *****
  • 4.251
  • 13.081
  • 3. Sınıf Öğretmeni
  • 4.251
  • 13.081
  • 3. Sınıf Öğretmeni
# 27 Mar 2011 12:49:17
BULUŞMAK ÜZERE

Diyelim yağmura tutuldun bir gün
Bardaktan boşanırcasına yağıyor mübarek
Öbür yanda güneş kendi keyfinde
Ne de olsa yaz yağmuru
Pırıl pırıl düşüyor damlalar
Eteklerin uça uça bir koşudur kopardın
Dar attın kendini karşı evin sundurmasına
İşte o evin kapısında bulacaksın beni
Diyelim için çekti bir sabah vakti
Erkenceden denize gireyim dedin
Kulaç attıkça sen
Patiska çarşaflar gibi yırtılıyor su ortadan
Ege denizi bu efendi deniz
Seslenmiyor
Derken bi de dibe dalayım diyorsun
İçine doğdu belki de
İşte çil çil koşuşan balıklar
Lapinalar gümüşler var ya
Eylim eylim salınan yosunlar
Onların arasında bulacaksın beni
Diyelim sapına kadar şair bir herif çıkmış ortaya
Çakmak çakmak gözleri
Meydan ya Taksim ya Beyazıt meydanı
Herkes orda sen de ordasın
Herif bizden söz ediyor bu ülkenin çocuklarından
Yürüyelim arkadaşlar diyor yürüyelim
Özgürlüğe mutluluğa doğru
Her işin başında sevgi diyor
Gözlerin yağmurdan sonra yaprakların yeşili
Bi de başını çeviriyorsun ki
Yanında ben varım

 CAN YÜCEL

Çevrimdışı AKSA

  • Üyeliği İptal Edildi
  • 1.564
  • 2.847
  • 1.564
  • 2.847
# 27 Mar 2011 13:10:16
             BİR ANLAMI VAR BU HAYATIN

Mademki yaşamak zorundasın,
Sende zorluk çıkaracaksın hayata
Mesela bir gün uçacaksın mutluluktan,
Bir gün kahrolacaksın acı çekmekten
Öfkeni silah yaparak korkusuzca yürüyeceksin
Halden anlamayanların üzerine
Severek Kerem misali öldüğün gibi
Kavga ederek ölmesini de bileceksin
Ve öğreneceksin atalarından,
Kahramanca savaşmasını ve insanca yaşatmasını
Yine de gülmesini dünyanın her yıkılmasından sonra,
En çok da sevmesini bileceksin
Yelkenin yönünü açık denizlere ayarlamayı,
Koşmayı her ümidin peşinden bileceksin
Dostunun sıcaklığını duyacaksın
Bir bardak çay tadında
Keyif alacaksın,
Güneşin üzerinde gezinmesinden
Yine de unutmayacaksın;
Her günün umuda battığını,
Her güneşin ümitle doğduğunu


 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK