ÖRTEMEZ GELECEK GÜNLERİ Üretmeyenler yaşamı ve rüzgârı göğünden,
denizi balığından esirgeyenler
kökleri toprakta değildir onların.
Sudan ve havadan uzağa sürdükçe bir kâğıt kadar boş ve beyazdırlar.
Ve bir çanak parçası kadar eklenmesi olanaksız öbür parçalarına
Doğa durur ve ilerlemez çünkü damarlarında.
Nasıl kabuk tutmazsa işleyen yarayı, kilden ve cansız
çakıllardan kentleri nasıl yıkıp geçerse deprem, pul pul
dökülecektir onlar da,
gelecek günlerin üzerinden.
Kemal ÖZER
YÜRÜDÜKÇE ÖĞRENMENİN ŞARKISI Yürüdükçe öğreniyorum ayaklarımızın da konuştuğunu
yürüdükçe sorular sorduğunu, yankılar bıraktığını ardında
öğreniyorum gök ne uçsuz bucaksız,
ne göründüğü kadar mavi
bulut değil rüzgârın taşıdığı bir tek,
vakti gösteren saat değil
yürüdükçe öğreniyorum, kendiliğinden ışımıyor sabah bile
Söylendiği yerde kalmıyor söz, durmadan ilerliyor alevi
- içinde bir yürek varsa bir sözün,
içinde bir alev varsa yüreğin -
bir alan bir başka alanın, bir kent bir başka kentin
yürüdükçe katıyor sınırlarına kendi sabırsız genişliğini
Yürüdükçe öğreniyorum, elimize neyi alırsak alalım
- bir somun parçası, aşınmış bir çift ayakkabı, bir bayrak -
yeni bir dili konuşuyor tutup kaldırdıkça havaya
öğreniyorum bir kıvılcıma yol verdiğini parmaklarımızın
neyi tutarsak tutalım ellerimizin her biri bir şalter
Kemal ÖZER