Sevdiğimiz Şiirler

Çevrimdışı seço58

  • Bilge Üye
  • *****
  • 3.343
  • 41.703
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 3.343
  • 41.703
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 08 May 2011 18:31:55
Sömürgen cami güvercinleri sizin olsun
O doyumsuz lapacı güvercinler
Kurşun buğusu güvercinleri severim ben
Kanat uçları çelik yeşili

Kuş dediğin piyerlotisiz yaşamalı
Adaksız avlusuz şadırvansız
Buluttan süzmeli suyunu
Kuşçular çarşısında tüy dökmemeli

Benim güvercinim tunç gagalı
Kimlerin bakışı kardeşçedir
Kimlerin bakışı düşmanca
Kendisi hangi kavganın güvercinidir bilir

Tüneyip acımanın saçaklarına
Miskin sevilerle bitlenmez
Kanadından çok pençesine güvenir

Barış taklaları süzülmeler
Gagalarda zeytin dalı
Perendeler maviliklerde
Tüm gösteriler resimlerde kalmalı

Güvercin dediğin uyanık olmalı
Tüyler duman duman öfkeden
Yanıp tutuşmalı gözbebekleri
Sevgiden tıpır tıpır bir yürek
Özgürlüğünce dövüşken


RIFAT ILGAZ/GÜVERCINIM UYUR MU?

Çevrimdışı munzeviçığlık

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.642
  • 22.384
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 4.642
  • 22.384
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 08 May 2011 19:38:30
Yalnızsın

Bir akşam ışıkların daglara güldüğünü
Bir akşam bulutların seyre döküldüğünü
Görürsün, hasretiyle sabah ezgilerinin
Bir akşam gözlerin ufka dalar pek derin
Kuşlar öter, uçuşur, yeşil dallara konar
Umutlar yaprak yaprak alevlenirde yanar
Son mutluluk sesleri dökülür dudaklardan
İnsanlar gölge gibi çekilir sokaklardan
Rüzgar okşamaktayken annen gibi tenini
Gecenin kolları sessizce yakalar seni
Anlarsın gözlerinin dolup boşaldığını
Anlarsın yanlızlıgını ve yanlız kaldıgını

Nurullah Genç

Çevrimdışı munzeviçığlık

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.642
  • 22.384
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 4.642
  • 22.384
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 08 May 2011 20:07:54
Anneye Özel

Anne gökte bir ışık, anne parlak bir yıldız
Anne yoklukta bir düş, ayda bir yaldız
Anne tutunulan bir dal, dertlerin garip çizgisi
Anne gözümdeki yaşların bir virane dizgisi

Anne güllerin bezemesi, gülden deste
Anne sözümde tutuklu, tarifsiz beste
Anne yanar yürek, can bitkin kafeste
Anne hasret bağırda, anne içimde aheste

Anne ızdırabın adresi mahzun yüzün
Anne baharda mazlum, hazanda güzün
Anne çilemde dolmuş ağlar gözün
Anne bahtımda yazılı merhamet sözün

Anne ayağı altında cennet dizilmiş
Anne yavruya hasret ekilmiş
Anne gül gözlerin gene üzülmüş
Anne hasretine dağlar çözülmüş

Anne gene üzdüler mı seni boynun bükük
Anne dur gökler ağlayacak halin çökük
Anne ümidimde bahtım yırtık sökük
Anne halinde öyle bir naz ki nazlar dökük

Anne kıymeti bilinmeyen ey kutsal güzel
Anne ey kalbin attığı sevgide özel
Anne saçlarımı okşayan şefkatten bir el
Anne versem ömrümü sana olur mu bedel

Anne zahmetim karnında başladı sana
Anne çocukken neler yaptım anlatsana
Anne nasıl veririm hakkını beni anlasana
Anne susuzum özlemine kalbim nasıl kana

Anne kaç kere aç kaldın biz yiyelim diye
Anne kaç gününü sana zindan ettik
Anne uykunu aldık mı gözlerinden
Anne kaç gece sardın bizi sabahın ışığına

Anne biliyorum saysan bitmez zahmetin şefkatin
Anne gücüm yetmez satsam dünyayı olmaz bedelin
Anne değişmem seni dünyayı verseler elime
Anne hakkın ödenmez tek kelime

Anne vursam prangaları gökkuşağına
Anne dağlar devirsem kucağına
Anne güller diksem ocağına
Anne altınlar dizsem bucağına

Anne yetmez sana yetmez
Anne sen rahmetsin
Anne sen özlemsin
Anne sen en güzelsin
Anne gözümde pınar
Anne içimde damar
Anne acılar yamar

Anne sen var ya bitmeyen dizgi
Anne çatlattın ahengi
Anne sildin güzeli rengi
Anne taçsız sultanım
Anne derdim dermanım
Anne cennet fermanım

Anne lalezar, anne güldeste
Anne en güzel şiir, en güzel beste
Anne kalbimde uhde
Anne dudaklarımda buse
Anne kulak ver bu sese
Anne bak yanan nefese
Anne kuşun çırpınıyor, sığmaz kafese

Anne, anne, gül yüzlüm anne
Anne, anne, canım anne
Kıyamadığım rahmetim anne
Sevgisi bambaşka, benim şefkat denizim anne
 
Mustafa Çalışkan Manisa
 
 

Çevrimdışı Tolstoyevski

  • B Grubu
  • 24.726
  • 258.534
  • 3. Sınıf Öğretmeni
  • 24.726
  • 258.534
  • 3. Sınıf Öğretmeni
# 08 May 2011 20:16:29
GÜN KARARMASIN GELDİĞİNDE

Güz yakmadan gülün pembesini
avuçlarımda ol, sokul yanıma
gülüşünle ısınsın bedenim
ve dudaklarımda acılaşan ıslık
adınla çiçeklensin

Serçeler göçe dayanmaz bilirsin
ne özleyen bir bakış kalır
ne de sımsıcaklığın
sular donar yürek üşür
sende kalır seni yakan

Uçurumlar açılır yollarında
buharlaşır çiy damlaları
Terli bir kısrak gibi gel kapıma
savrulsun saçların
yastığım kekik koksun

Uzağı yakın et
pembeleşsin çarşafın
ölüm kapımın tokmağında
ayrılığı iyi bilirim
ferhat olmayayım dağlarda

Ey gülün pembesiyle
bir gülümseyişi paylaşan
kar yağıyor yatağıma
avuçlarım kutuplara döndü
gün kararmasın geldiğinde

AHMET TELLİ

Çevrimdışı bilaldikici

  • Üyeliği İptal Edildi
  • 2.512
  • 57.273
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 2.512
  • 57.273
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 08 May 2011 21:22:22
İçme, ilk yudumda zehirler seni
Bahtın kadehime döktüğü şarap.
Her akşam koynunda uyutur beni,
Her sabah alnımdan öper ızdırap.

Sana ufuklar “ Gel ” diye bağırır,
Ellerinde çiçek haykırarak
Seni gür sesiyle hayat çağırır,
Beni de çiğneyip geçtiğin toprak…

Ahmet Hamdi Tanpınar

Çevrimdışı zalim09

  • Bilge Üye
  • *****
  • 7.885
  • 16.332
  • Öğretmen Adayı
  • 7.885
  • 16.332
  • Öğretmen Adayı
# 08 May 2011 22:10:27
"Ayrılıklar uyandırmalı kör yüreğimi.
Cehennem yangınlarından,
ölmeden çıktıysa bedenim;
artık benim olmalıyım,
benim.
Yeter yüreğimi bir çift gözün
ateşine rehin verdiğim.
Ateş artıgı değildir karşılığımız.

Pusatını dağ sisinden alan,
firarını mermisine emanet eden,bir namludur bu.
Eşkıya sevda ki;
zulasında asılı durur kefenlediği ölümü.
Ellerinin çeliğine su verilmiştir ta
Adem`den beri.
Bilir ve intihar cüretiyle yoklar yüreğinin tetiğini.
Güneşin kızılca kıyametine çatar
kuruyan umut dallarını.
Yanacaksa,
cehennemden beter yanmalı!
Kim anlar ki eşkıyanın sağlamlığını;
Özleminin çiseyle yıkanmış şafak değerini kim?
Hani ellerine kuşlar İnerdi,
kardan üşüyen kuşlar...
Bahçen kuş sevinçleriyle inlerdi ay
Şahrud.
Eşkıya yüreğime çığ düştü,
Üşüyorum ha...
Aç ellerini. "


Geldim mutsuzluğumla
Yürek susuzluğumla
Koynuna al demiyom
eşikte koyma beni
Koynunda yatır demem
Yeter bağışla beni
Aç ellerin gireyim
Sana ömrüm vereyim
Kuruyan dudaklarına
Nefesimi süreyim

 Kuruyan dudaklarıma
Nefesini süreyim
Dağlara küs olur mu
Bahara yas olur mu
İki can bir bedenken
Ayrı yatmak olur mu
İki yürek bir canken
Ayrı düşmek olur mu
Biliyorum suçluyum
Kentin kirli suyuyum
Sevmesini bilmiyorsam
Geçmişin sonucuyum
Aç kapıyı gireyim
Sana ömrüm vereyim
Kuruyan dudaklarına
Nefesimi süreyim
Kuruyan dudaklarıma
Nefesini süreyim


                                                  Şahrud-Seyduna

Çevrimdışı hercaihoca

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.396
  • 6.345
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 1.396
  • 6.345
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 08 May 2011 23:13:10
İNTİZAR

Gözlerin dokunuyor kalbime ey cefakar
Öyle uzun bir hicran sundunki hayatıma
Zehrini yudumluyor ruhum melankolini
Lambalar sırılsıklam gönlümde sönmesin yar
Ellerin ab-ı hayat, gülüşün yar, sesin yar
Rüzgar mıdır, yağmur mu dumanlı bakışların
İrkiliyor durmadan bedenim, hülya mıdır
Neş'eme ızdırabın çektiği perdesin yar
Umudumun maviye büründüğü yerde mi
Mahulyam, ey şebnem edalım, nerdesin yar

Unutma ceylanların çölleri sevdiğini
Toprak neva sırrını ezberliyor göklerin
Renkler uğursuzluğu fısıldayıp duruyor
Ülfetim nevbaharı bekliyor, bilesin yar
Zarif bir düğüm gibi duruşun yar, sesin yar
Gülleri incinmesin masum dudaklarının
Aldırma, leylakların solduğuna içimde
Ruşenimsin ey canım, beyaz bir lalesin yar
Işığısın şehrayin kalıntısı ömrümün
Sensizim, avareyim; durmayıp gelesin yar

Esrarengiz şarkılar dinliyorum geceden
Neden ıslak bilmem ki, çehresi yıldızların
Mestediyor ruhumu endamın, ey cefakar
Eridim; ırmağa döküldüm; şulesin yar
Neden resimler gibi hercaidir sesin, yar
Ey deniz yürüyüşlüm, ey hüznümün kaynağı
Küskün ırmaklar bile benden daha mutludur
Şafakta billur olup, gönlüme giresin yar
Eski umutlarımın son bulduğu yerde mi
Sihirli akşamların ülkesinde misin yar

İlkin şakayıkları okşayan parmakların
Nedense, kanatlanıp uçtu yalnızlığıma
Anladım aynaların seni kıskandığını
Şeydayım, efkarlıyım; duyup da gülesin yar
Efsunlu duygularla sarsılıyor benliğim
Hasretim ey cefakar, süreyya gözlerinde
Ebedi nalan oldu gözyaşım; silesin yar
Pusatsız suvariler gibiyim yollarında
İntizarın alnıma vurduğu halesin, yar

Çeşmeler kurumaya yüz tutmuşsa içimde
İklimler lanetini kusuyorsa ötenin
Mahşere aralanan kapıdır şimdi zaman
Dil-rübasın, mümayiş sultanı, didesin yar
Ellerin ıtır dalı; duruşun yar sesin yar
Çakıyor yüreğimde şimşekleri ferdanın
Işık ol, perdesinden kurtar beni sevdanın
Nerdesin? ..Rüyada mı? ..Sanki mazidesin yar
Lalezarı solgundur melal yolculuğunun
Ilıksın, uykudasın, safsın, güzidesin yar

Yasaklara nigehban olma, ey mah-ı zemin
Orkideler seninle büyüsün bahçemizde
Rahmeti özümleyen bir bende-i numune
Olalım yeryüzünde, ey can, hep tazesin yar
Gurbetin lisanıdır gülüşün yar, sesin yar
Üflerken erdemi maveradan hicabın
Zümrüdüanka neden alev alev yanıyor
Ey enis-i mücella, sen ki, yelpazesin yar
Limanısın ruşenimin bela okyanusunun
Semadan damla damla inen firuzesin yar

Esirinim; ey nur-u nigahı, m, yakma beni
Sonsuzlığa seninle varalım, ey cefakar
İliğime işledin; no'lur, bırakma beni
Nazlısın; nazarındır ufuklarımı saran
Ayrılık acısıdır damarlarımda kıvranan
Yorgunum, yaralıyım; no'lur, bırakma beni
Şahikasın; şavkınla tutuştu hücrelerim
Esirinim; ey nur-i nigahım, yakma beni 

NURULLAH GENÇ

Çevrimdışı nevin07

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.313
  • 3.610
  • 2. Sınıf Öğretmeni
  • 1.313
  • 3.610
  • 2. Sınıf Öğretmeni
# 09 May 2011 00:04:41
BİR GÜN ANLARSIN
Uykuların kaçar geceleri, bir türlü sabah olmayı bilmez.
Dikilir gözlerin tavanda bir noktaya,
Deli eden bir uğultudur başlar kulaklarında
N e çarşaf halden anlar, ne yastık.
Girmez pencerelerden beklediğin o aydınlık.
Onun unutamadığın hayali,
Sigaradan derin bir nefes çekmişcesine dolar içine.
Kapanır yatağına çaresizliğine ağlarsın.
Sevmek ne imiş birgün anlarsın.

Birgün anlarsın aslında herşeyin boş olduğunu.
Şerefin, faziletin, iyiliğin, güzelliğin.
Gün gelir de sesini bir kerecik duyabilmek için,
Vurursun başını soğuk taş duvarlara.
Büyür gitgide incinmişliğin kırılmışlığın.
Duyarsın,
Ta derinden acısını, çaresiz kalmışlığın.
Sevmek ne imiş birgün anlarsın.

Bir gün anlarsın ne işe yaradığının ellerinin.
Niçin yaratıldığını.
Bu iğrenç dünyaya neden geldiğini.
Uzun uzun seyredersin aynalarda güzelliğini.
Boşuna geçip giden günlerine yanarsın.
Dolar gözlerin, için burkulur.
Sevmek ne imiş birgün anlarsın.

Bir gün anlarsın tadını sevilen dudakların.
Sevilen gözlerin erişilmezliğini.
O hiç beklenmeyen saat geldi mi?
Düşer saçların önüne, ama bembeyaz.
Uzanır, gükyüzüne ellerin.
Ama çaresiz,
Ama yorgun,
Ama bitkin.
Bir zaman geçmiş günlerin hayaline dalarsın.
Sonra dizilir birbiri ardına gerçekler, acı.
Sevmek ne imiş birgün anlarsın.

Birgün anlarsın hayal kurmayı;
Beklemeyi, ümit etmeyi.
Bir kirli gömlek gibi çıkarıp atasın gelir
Bütün vücudunu saran o korkunç geceyi.
Lanet edersin yaşadığına...
Maziden ne kalmışsa yırtar atarsın.
O zaman bir çiçek büyür kabrimde, kendiliğinden.
Seni sevdiğimi işte o gün anlarsın.


Çevrimdışı hercaihoca

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.396
  • 6.345
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 1.396
  • 6.345
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 09 May 2011 00:29:01
nevin07 öğretmenim,
Fatih Kısaparmak bir şarkısında bu paylaştığınız şiirin son bölümünü arada okumuştu.Ve de bana göre çok güzel olmuştu.




Kelimeler...

Yarıda kalmış aşklarının hesapları içinde
Denizlere açıldı içimizden biri
Niçin gittiğini söylemeden.
Doyulmamış arzularla doluydu yelkenleri.
Yıpranmış kelimelerin verdiği güvenden.
Bulacak sanıyordu yenilikleri.
Her an bir yeni su vardı,
Her yeni suda bir yeni an.
Deniz, dalgalarıyla gösteriyordu dışından
Yaşananla düşünülenler arasındaki farkı.
Bitmiyordu köpüklerle renkler
Bir başka damlada, bir başka ışıkta başlamadan.
Gözlerinin önünde bir oyun, ardında bir oyun.
Dışında ne varsa yeni, ne varsa gerçek.
Yeni manzaralarla gelen yeni duygular
Hani, eski kelimelerle olmasa
İnsanın ömrünce devam edecek.
Gözlerinin önünde bir oyun, ardında bir oyun.
Anladı,ölmekle yaşamanın birleştiği noktada
Yeni rüzgarlarla esen yeni korkulara
Yeniliklerini bağışlamayan kelimelerin
Nasıl düşman sığınaklar halinde direndiğini.
Anladı, bütün olmuşlarla olanların
Ve bütün olacakların
O kelimelerin içinde
Kendisine varmadan eskidiğini.

Özdemir Asaf

Çevrimdışı munzeviçığlık

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.642
  • 22.384
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 4.642
  • 22.384
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 09 May 2011 00:46:59
Yaşamak Güzeldir Anne

Anne ben senin oğlunum
Kanayan bir yurdum var
Anne ben senin oğlunum
Sönmeyen bir umudum var

Ellerimi tutma ne olur
Beni ağlatma ne olur
Anne ben senin oğlunum
Bu kavgaya inancım var

Yasamak güzeldir anne
Yasamak senin için
Yasamak güzeldir anne
Yasamak yarınlar için

Ölmek yaşamaktır yine
Halkının yüreğinde
Ölmekte güzeldir anne
Ölmek özgürlük için

Anne seni seviyorum
Sana ihtiyacım var
Anne seni seviyorum
Ciğer delen bir acım var
 
Yusuf Hayaloğlu
 
 

Çevrimdışı Tolstoyevski

  • B Grubu
  • 24.726
  • 258.534
  • 3. Sınıf Öğretmeni
  • 24.726
  • 258.534
  • 3. Sınıf Öğretmeni
# 09 May 2011 11:45:53
İRŞAD

Sevgilim güvenme güzelliğine
Senin de saçların tarumar olur
Aldanma talihin pembe rengine
Hayatın uzun bir intizar olur.

Sevgilim her insan doğarken ağlar
Çiçeklerle açar, sularla çağlar
Rehgüzâr olur bahçeler, bağlar
Nihayet isimsiz bir mezar olur.

Sevgilim baksana bir yanda gülen
Bir yanda gözümün yaşını silen
Kimi benim gibi erir derdinden
Kimi senin gibi bahtiyar olur!

Sevgilim senin de geçer zamanın
Ne şöhretin kalır, ne hüsn-ü ânın
Böyledir kanunu kahpe dünyanın
Dört mevsim içinde bir bahar olur!

 Kemalettin Kamu

Çevrimdışı banu2011

  • Üyeliği İptal Edildi
  • 1.073
  • 3.654
  • Müdür Yetkili
  • 1.073
  • 3.654
  • Müdür Yetkili
# 09 May 2011 12:45:27
A Tribute To Masal Kahramanı

Bir gaz vanasının duvardaki gölgesini izleyip,
odada uçuşan kuşları sayıyorum.

Sarhoş olmuş kalbimin sevincini bastırıp,
kahvemi yudumlarken seni düşünüyorum

Sen kim misin?
Artık biliyorum
Sadece sen diyorum sana...
Senin adın yok...
Sadece ben biliyorum...
Biliyorum yanımdasın, bu dünya üzerinde.
Uyuyorsun belki...
Belki sen de yıldızları izleyip, hayal kuruyorsundur,
kahveni yudumlarken

Gözlerinden uyku akarak yarını düşünüyorsundur...
Ya da bir martı kanadının altında boğazı geçerken
kız kulesine aşık oluyorsundur benim gibi...
Belki virgo'da bir yıldızsındır ışığı kırmızıya kayan...

Sen varsın:
Sadece benim
Masallarımın,
Periler ülkesinin
hayal kahramanısın...

Masallar bittiğinde gökten üç elma düşer
Payıma bir elma düşmesi dileğiyle, bu masalın sonunda,
Masal kahramanıma iyi uykular..

Bulut beyazı,
sihirli fasulyenin gölgesi,
vapur dumanı,
külkedisinin külleri,
dalgaların köpükleri,
Rapunzelin saçları,
martıların kanatları,
bir papatyanın son yaprağı
seni sevdiğimin şahididir.

Beni sevdiğini söylediğin günün yankısını duyar gibiyim.
Yüzün aklımdan hiç gitmiyor...
Büyülü sözleri söyleyip çirkin ördek yavrusunu öpüşün...
Bir tek sen inandın bir öpücükle her şeyin düzeleceğine...
Beni de inandırdın sonra...
...
Sonsuzluğun bir kenarında ben,
sonsuzluğun öbür kenarında masal,
sonsuzluğun ortası Sen...

Masallar bittiğinde gökten üç elma düşer
Payına bir elma düşmesi dileğiyle, bu masalın sonunda
Masal kahramanıma iyi uykular...

Kocaman yüreğimle ben
uğruna çabalayıp,
bir hayatın ortasında seni seviyorum:
bir masal kahramanı...
İnanılmazı gerçek yapan...
Beni mutlu eden sen...

Elimde,
Seni arayıp bulabileceğim camdan bir ayakkabı yok,
ya da seni diriltecek bir öpücük şansı.
Değerini biliyorum o yüzden sahip olduklarımın...

Ben,
sadece bir kartopunun cehenneme yuvarlanıp;
öteki uçtan sağ çıkmasının şaşkınlığını yaşıyorum o kadar!!

ve yenilmeye hiç niyetim yok yeldeğirmenlerine...
Rüzgarları bile dizginlerim...
Uçurtmamı almasınlar diye...
Yanımda sen olduğun sürece...

Saat 12'yi vurduğunda bile büyünün bozulmayacağını biliyorum...
hayatım boyunca seninle olmayı diliyorum masal perisinden sadece...

Masallar bittiğinde gökten üç elma düşer
Gökten bir elma düştü bu sefer
Elmayı ve çok mutlu bir hayatı seninle paylaşmak umuduyla
Masal kahramanıma iyi uykular...


Okan Okutkan

Çevrimdışı hercaihoca

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.396
  • 6.345
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 1.396
  • 6.345
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 09 May 2011 14:03:22
Solgun Bir Gül Dokununca

Coklarindan dusuyor da bunca
Gormuyor gelip gecenler
Egilip aliyorum
Solgun bir gul oluyor dokununca.

Ya buyuk sehirlerin birinde
Geziniyor kalabalik duraklarda
Ya yurdun uzak bir yerinde
Kahve, otel kosesinde
Nereye gitse bu aksam vakti
Ellerini ceplerine sokuyor
Sigaralar, kagitlar
Arasindan kayiyor usulca
Egilip aliyorum, kimse olmuyor
Solgun bir gul oluyor dokununca.

Ya da yalniz bir kizin
Sildigi dudak boyasinda
Esiginde yine yorgun gecenin
Basini yastiklara koyunca.

Kimi de gun ortasi yanima sokuluyor
En cok guz aylari ve yagmur yaginca
Alcalir ya bir bulut, o huzun bulutunda.
Uzanip aliyorum, kimse olmuyor
Solgun bir gul oluyor dokununca.

Ellerde, dudaklarda, issiz yazilarda
Aksamlara gerili aglarla takiliyor
Yarali hayvanlar gibi soluyor
Bunaliyor, kacip gitmek istiyor
Yollar, ya da anilar boyunca.

Alip alip geliyorum, uyumuyor butun gece
Kimildiyor karanlikta ne zaman dokunsam
Solgun bir gul oluyor dokununca.

Behçet Necatigil

Çevrimdışı gokseldeniz34

  • Uzman Üye
  • *****
  • 2.877
  • 3.718
  • 2.877
  • 3.718
# 09 May 2011 15:29:19
ÇOCUKLARA DÜŞEN


Herkesin her yaşta
Dizinde ağlanacak bir annesi olmalı
Oradan bilinmedik uzaklara doludizgin
Çocuklardan da çocuk tahta atlarla
Aşılmaz dağları geçip ulaşmalı

Kapalı kapıların arkasında
Bekleşir ölü gözlü adamlar
Çocukluğu çarmıha germek için
Bunu bilen her çocuk annesinin dizinde
Tek o adamlara inat olsun diye
Bitmeyen sevinçleri uyumalı


    Afşar TİMUÇİN

Çevrimdışı gazili0606

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 6.558
  • 15.400
  • 6.558
  • 15.400
# 09 May 2011 16:17:59
Seni İçimden Terk Ediyorum
 
binmediğim hiçbir otobüs
beklemediğim hiçbir durak kalmadı bu şehirde
gittikçe azalıyor hayat
neyi erken yaşadıysam
hep ona geç kalıyorum

sana göçüyorum her sonbahar
yolların çıkmıyor aşkıma
unuttuğun yağmurların adı saklımda
seni içimden terk ediyorum

susmaktan yoruldum
kuşlar ve şarkılar bu şehri terk edeli beri
efkar demliyorum gözlerimde
yaşlarımı yanağıma varmadan öldürüyorum
tam sancağımdan yaralıyorum kendimi
alnını yüreğime dayadığın güne bakıp
seni içimden terk ediyorum

ne unutacak kadar nefret ettin
ne hatırlayacak kadar sevdin
yıkık bir duvar kadar bile pişman değilsin
biliyorum
beni hep bulmamak için aradın
yanılgımdın
yandığımdın
yangındın

sensizliğe yenilmek
sana yenilmekten zor olsa da
ardımda bir sürü belkiler bırakarak
seni içimden terk ediyorum

şimdi
içimizde öldürülecek bir anı bile bulamayan
iki yarım kaldık
tamamlayamadık bizi
elimden tutmadın yalnızlığımın
saçlarımı da uzaklarına gömdün
içimin mavisi senin okyanusundandı
al geri veriyorum
kilitleri hep yanlış kapılara vurdun
devrilmiş vagonlara dönerken gözlerim
sana bensizliği terk ediyorum

yarime uzanmayan bütün dallarım kırılsın demiştin
aşk içinde doğmuşsa nereye kaçabilirdi

ne tuhaf değil mi
içimi acıtanda sendin
acımı dindirecek olanda
ya öldür beni dedim
ya da git benden
içi bulanık bir sevdanın ucunda seni kaybettim

aldırmadın aldırmalarıma
bir gecede yakıp yarini
şafaklara sattın ihanetini
külüme basanlar bile utandı yaptığından

işte soluk bir ömrün
son nefesi
benden
içimden
terk ediyorum
 
Kahraman Tazeoğlu

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK