Sevdiğimiz Şiirler

Çevrimdışı ferdem

  • Bilge Üye
  • *****
  • 4.415
  • 27.381
  • 4.415
  • 27.381
# 18 May 2011 20:02:49
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Elif Gibi Yalnızım!
 Ne Esrem Var Ne Ötrem.
Ne beni durduran bir cezmim
Ne bana ben katan bir Şeddem
Ne elimi tutan bir harf
Ne anlam katan bir harekem...
Kala kaldım sayfalar ortasında,işte böyle...
Bi okuyan bekledim bir hıfz eden belki.
Gölgesini istedim bir Dostun SEN GİBİ... SEN GİBİ...

elif ince bir dal ancak içinde birliği, başlangıcı, temeli, naifliği, doğruluğu, dik olmayı barındırıyor. teşekkürler hocam (24 saat malum)

Çevrimdışı Tolstoyevski

  • B Grubu
  • 24.726
  • 258.534
  • 3. Sınıf Öğretmeni
  • 24.726
  • 258.534
  • 3. Sınıf Öğretmeni
# 18 May 2011 20:09:38
Ne Faydası Var

Bitmiş gözlerinde aşka sadakat
Kal desen vefasız ne faydası var
Aşkına ağlayan iki gözümü
Sil desen vefasız ne faydası var

Gözyaşlarım kirpiğimde kururken
Hasret beni her yanımdan vururken
Ayrılığın hüznü kalpte dururken
Gül desen vefasız ne faydası var

Kapılıp giderken hayal nehrine
Sürükledin attın çile şehrine
Bilerek içtiğim aşkın zehrine
Bal desen vefasız ne faydası var

Ortasında kaldım yağmurun karın
Yüreğimde acısı var yılların
Dönüşü yok yürüdüğüm yolların
Gel desen vefasız ne faydası var
 
Şevki Dinçal
 
 

Çevrimdışı ayas42

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 156
  • 1.076
  • 2. Sınıf Öğretmeni
  • 156
  • 1.076
  • 2. Sınıf Öğretmeni
# 18 May 2011 20:16:05
Elif

İncecikten bir kar yağar,
Tozar Elif, Elif deyi...
Deli gönül abdal olmuş,
Gezer Elif, Elif deyi...

Elif’in uğru nakışlı,
Yavrı balaban bakışlı,
Yayla çiçeği kokuşlu,
Kokar Elif, Elif deyi...

Elif kaşlarını çatar,
Gamzesi sineme batar.
Ak elleri kalem tutar,
Yazar Elif, Elif deyi...

Evlerinin önü çardak,
Elif'in elinde bardak,
Sanki yeşil başlı ördek
Yüzer Elif, Elif deyi...

Karac'oğlan eğmelerin,
Gönül sevmez değmelerin,
İliklemiş düğmelerin,
Çözer Elif, Elif deyi...
 
 Karacaoğlan
 
Buda benden olsun...

Çevrimdışı banu2011

  • Üyeliği İptal Edildi
  • 1.073
  • 3.654
  • Müdür Yetkili
  • 1.073
  • 3.654
  • Müdür Yetkili
# 18 May 2011 21:19:03
Yürüyelim Seninle İstanbul'da

Kırmızıyı sevdiğini bilseydim
hayallerim kıpkırmızı olurdu

İstanbul hala güneşin ardında
ufuklarında birkaç kara leke
birkaç kan pıhtısı dudaklarında
İstanbul hala sevimli mi sevimli
ve hala bir tomurcuk tadında
yürüyelim seninle İstanbul'da

korkusuz bir rüyadır
bekler bizi Beykoz'da, Üsküdar'da
birkaç kuğu, birkaç mahzun kuştüyü
yenilgisiz bir muamma gibidir
arar buluşmayan ellerimizi
deli rüzgâr yine sarhoş, hovarda

tam orada, Çamlıca yokuşunda
birkaç bulut çekelim gökyüzünden
damarlarımızdan geçirelim ve birden
bırakalım suların üzerine
sen bir defa konuş, sen bir defa gül
kumlu ebrular yapalım seninle
serpmeli ebrular, bülbülyuvası
hercaimenekşe, gonca ve sümbül

yüzün bir ay gibi parlarken gecenin ortasında
yürüyelim seninle İstanbul'da
boğaziçi mağrur türkülerini
gözlerine baka baka söyleyin
martılar üşüyünce
denizin sıcağında bulsunlar kalbimizi

anlayabilir misin
neden çıban gibi büyür bağrımda
büyürde kelebek olur bu sızı
kırmızıyı sevdiğini söyledin
bu yüzden mi günlerdir
İstanbul'da gül kokusu yayılan
tepeler kırmızı, sular kırmızı

İstanbul bilmeli ki, sahillerine
mehtabı taşıyan senin bakışlarındır
İstanbul bilmeli ki, limanlardan gemiler
önce senin yüreğine açılır
uzaklarda bir yerde
toprağı öpmek için eğilen bahçıvanın
parmaklarında hüzün
sana doğru akan nehrin
ağlayan suretidir

bir elimizde umut
bir elimizde sevda
yürüyelim seninle İstanbul'da
musiki kesilsin, tükensin yazı
çaresiz kalınca mızrap ve şiir
ozan bir kenara bıraksın sazı
ressam fırçasına neden mi kızgın
tuvalde çizgiler, renkler kırmızı
kırmızıyı sevdiğini bilince
çekilir mi artık güllerin nazı

Anadolukavağı'nda her akşam
burcu burcu bir rüyadır hayalin
karanlık, hüznünü düşürür dağa
kuşlar kanat çırpar, yıldızlar ağlar
endamın her sabah iner toprağa

hasret, yanlızlığı çoğaltan deniz
ayrılık acıyla süzülür kandan
nefesin fermandır Topkapı Sarayı'nda
dönüşünü bekliyor rıhtımda şehzadeler
öylesine yorgun, mahzun ve candan

İstanbul bir yanımda, sen bir yanımda
uykusundan uyanınca fırtına
dalgalar türkümüze aşina olur
yüzümüze bakınca deniz fenerleri
sahibini arayan gemilerin
çığlığıyla vurulur

tarih heyelandır hainlerin ardında
İstanbul tarihin soylu anası
biz bu yürüyüşü çiğdemlerden almışız
sevdayı kız kulesi'nden
yalıların burukluğu altında
geçiyoruz sokaklardan delice

anlayabilir misin
beyoğlu'nda gezinen
hayal kırıklığının benden türediğini
anlayabilir misin
kırmızı neden böyle
doldurur aynalara inleyen yüreğimi

sana giden yolların kavşağında
bir adam direniyor izini bulmak için
siliyor tanyerine akan alın terini
ufkunda sapsarı umudun rengi
mavi yitik, beyaz kızgın ve siyah
arıyor sessizce kaybolan günlerini

Gülhane'de simit satan çocuklar
nasıl anlasınlar ellerimizin
neden böyle çekingen olduğunu
Ayasofya önünde tramvay bekleyenler
gökyüzüne dokunurken bu acı
kimdir diye sorsunlar içlerinden
birlikte yürüyen iki yabancı

biz gitsek de, İstanbul'da yine de
yıllar yılı gezinmeli bu sızı
benden bir yaralı şiir kalmalı
senden bir tebessüm, bir de kırmızı


Nurullah Genç

Çevrimdışı banu2011

  • Üyeliği İptal Edildi
  • 1.073
  • 3.654
  • Müdür Yetkili
  • 1.073
  • 3.654
  • Müdür Yetkili
# 18 May 2011 21:27:32
Aşk-ı Hayal

Sevmeyi bilemedik çoğu zaman,
Günahkar sevişmeleri aşk sandık.
Konuşmayı yasak etmişçesine sustuk,
Seni seviyorum diyemedik.
Şimdi meçhule ait hayallerde,
Haykırıyoruz sevgimizi.
Ve bir zaman sonra anlıyoruz ki;
Bu aşk değil sadece hayalden ibaretti.

Çevrimdışı banu2011

  • Üyeliği İptal Edildi
  • 1.073
  • 3.654
  • Müdür Yetkili
  • 1.073
  • 3.654
  • Müdür Yetkili
# 18 May 2011 21:32:34
Ya Sev Ya Vazgeç

Ya tam sev ya da vazgeç
Ya tut ellerimi eskisi gibi
Ya da ayrılığı seç
Ya söndür yüreğimin ateşini
Ya da çek silahını vur beni
Arada bırakma sevdamızı
Unut gitsin yaşadıklarımızı
Alışık değilim bağışıklarımı yitirmeye
Gönül közüm, iki gözüm, can özüm
Hele ki seni kaybetmeye
Hissetmek istiyorum içindeki ateşi
Kavrulmak, erimek sıcaklığında
Gece yıldızın, gündüz güneşin
Suyun, ekmeğin, alnındaki terin
Ben olayım aldığın ılık nefesin
Şimdi ne vakit geçmişi ansam
İçimin en kuytu köşesinde
Bir sızı, bir ıstırap en derin yaram
Bil ki her şeyin ötesinde
Senin hasretin oldu müptelam

Çevrimdışı şafakgergin

  • B Grubu
  • 898
  • 677
  • 898
  • 677
# 18 May 2011 21:55:45
   KIRLANGIÇLAR
   
Yaz  aylarında  Kırlangıç  kuşlarının  havada   yaptıkları  dansları  bir  görseniz!
Alamassınız  gözlerinizi  Onlardan,  adeta  takılı  kalır  gözleriniz  gökyüzüne!

Kırlangıç  kuşu  olmak  istersiniz  bir  an  için,  Onlarda  yaşamı,  aşkı  ve  hayatın  aldırış  etmeyen  özgürlüğünü  görürsünüz!

İnsanlara  bakarak   yaşamı, aşkı  ve  özgürlüğü  göremessiniz!

 Ama  kırlangıçlar  öyle  değil!

 Hem  Onlar  havalar  soğumaya  başlamadan  hissederler!
  Sıcak  coğrafyalara  göç  ederler!!

  Gönlümün  memleketlerine  selamımı  götürürler!
 Gökyüzünde  hep  dans  eder  Onlar!
İnanın  saatlerce  izlemeye  değer!

Çevrimdışı AYNALI

  • Bilge Üye
  • *****
  • 3.281
  • 21.084
  • 3. Sınıf Öğretmeni
  • 3.281
  • 21.084
  • 3. Sınıf Öğretmeni
# 18 May 2011 21:59:09
Demek Şimdi Gidiyorsun

Demek şimdi gidiyorsun;
Yazdığımız son şiir, öyle yarım kalacak!.
Demek şimdi gidiyorsun;
Kuşlarımız acıkacak,
Saksılarımız artık sulanmayacak!.
Demek öykümüzü bir ruj lekesi gibi yapıştırıp
Aynanın sahtekar yüzüne,
- Oy benim yaralım -
Demek şimdi gidiyorsun;
Beni böyle toz gibi dağıtıp
Merdivenlerin dibine!.

Her şey tamam, diyorsun, git...
Beni viran bir şehir gibi terket..
Haydi git!
Dışarısı ispiyon.. dışarısı ihanet..
Seni bir gören olmasın,
Dikkat et!..

Dostlukmuş.. ölüme yürümekmiş..
Üstüne titremekmiş.. Vefaymış!..
Aşk dediğin, zavallı bir kapıyı,
Duvara çarpıp çıkıncaya kadarmış...
Bana komaz deyip,
Sancını bir kilo rakıya gömsen de gece yarıları,
- Oy benim yaralım -
Asıl sancı, uyandığında
Bütün odaları boş görünce koyarmış!.

Gitmek istiyorsun, git...
Bir savaşçı asla vedalaşmaz!.
Durma git!
Dışarısı dinamit.. dışarısı enkaz!.
Şunu cebine koy,
Ne olur ne olmaz...

Eylül mağdurlarıydık,
Kimsemiz yoktu...
Yaralarımız aman vermiyordu canımıza..
Kimseye kıymamıştık oysa,
Masumduk...
Rahatsız etmiyordu bizi bu yalancı tarih!
Yırtılan bir pankart gibi,
Şehirlerin ortasına çığ düşürdüyse öfkemiz;
- Oy benim yaralım -
En az bir karıncanın yüreği kadar,
Namuslu ve çalışkandı ellerimiz!.

Artık bitti, diyorsun, git...
Kırılsın kapı-çerçeve, kırılsın bu cam!
Sorma git!
Dışarısı panik, dışarısı izdiham!.
Biliyorum, seni vuracaklar bu akşam...

Ne çok fire verdik üst-üste;
Ne çok arkadaş yitirdik
Bu tozlu yolculukta...
Kimliği tespit edilmemiş,
Ne çok ceset vurdu,
Zeytin güzeli akşamlarımıza!.
Büyük ütopyalar ve büyük dağlar gibi
İçerden çürümüşüz meğerse..
- Oy benim yaralım -
Her gelen ölüm yazmış,
Her giden ayrılık işlemiş,
Bu talihsiz gergefimize...

Kendini arıyorsun, git..
Aptal bir hayat kur,
İçinde beni barındırmayan..
Kalma, git!
Dışarısı barut, dışarısı gardiyan!.
Yine bir tek ben olurum, sana parçalanan...

Demek şimdi gidiyorsun;
Sonunda bizi de çökertiyor
Bu kancık zelzele!.
Demek şimdi gidiyorsun;
Yıkılan bir duvar gibi
Ömrime devrile-devrile...
Demek mecburi istikametlerin,
Ayrılığı gösteren o adaletsiz kavşağında;
- Oy benim yaralım.. maralım! -
Demek şimdi gidiyorsun,
Ve bana bir tek seçenek kalıyor:
Güle-güle!.. güle-güle!..

Beni öldürüyorsun, git..
Kalmasın sende kahrım, kalmasın derdim..
Bakma, git!
Kafamı yumruklayıp
Ardın sıra ağlarsam, namerdim...



Yusuf Hayaloğlu

Çevrimdışı ferdem

  • Bilge Üye
  • *****
  • 4.415
  • 27.381
  • 4.415
  • 27.381
# 18 May 2011 22:55:37
Hasret

Şu dumanlı doruklarda
Boz şahinler uçmaz gayrı
Gözelerden ağı çıkar
Alperenler içmez gayrı

Obam yurdum talan oldu
Destanlarım yalan oldu
Yollar birer yılan oldu
Kervanlarım geçmez gayrı

Hani mavi denizlerim
Üç kıtada nal izlerim
Kör mü oldu bu gözlerim
Çaşıtları seçmez gayrı
 
Dilaver Cebeci
 

Çevrimdışı Tolstoyevski

  • B Grubu
  • 24.726
  • 258.534
  • 3. Sınıf Öğretmeni
  • 24.726
  • 258.534
  • 3. Sınıf Öğretmeni
# 18 May 2011 23:49:52
Güz Düşünceleri
Bu sabah gökyüzü daha bir yorgun,
Daha bir dumanlı,
Daha bir derin!
Şu anda, omzumdan tanıdık bir el,
Tutup silkelese şöyle bir güzel,
Kurtulsam yükünden düşüncelerin!..

Bekir Sıtkı Erdoğan

Çevrimdışı gokseldeniz34

  • Uzman Üye
  • *****
  • 2.877
  • 3.718
  • 2.877
  • 3.718
# 18 May 2011 23:59:20

      DÜŞMEK

      "Uçak şimdi
      Düşüyor"
      Dedi yanımdaki.
      Düşmenin bilmesem
      İnmek olduğunu
      Azerice'de
      Herhalde o saat
      Yüreğime inerdi.


      Ataol BEHRAMOĞLU

_______________

azeri halkı da bu şiir de çok şirin. eurovisionda bayrağımız da kardeşçe dalgalandırıldı, ne güzeldi.... :)

 

Çevrimdışı munzeviçığlık

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.642
  • 22.384
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 4.642
  • 22.384
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 19 May 2011 10:03:58
Çile

Gâiblerden bir ses geldi: Bu adam,
Gezdirsin boşluğu ense kökünde!
Ve uçtu tepemden birdenbire dam;
Gök devrildi, künde üstüne künde...

Pencereye koştum: Kızıl kıyamet!
Dediklerin çıktı, ihtiyar bacı!
Sonsuzluk, elinde bir mavi tülbent,
Ok çekti yukardan, üstüme avcı.

Ateşten zehrini tattım bu okun.
Bir anda kül etti can elmasımı.
Sanki burnum, değdi burnuna (yok) un,
Kustum, öz ağzımdan kafatasımı.

Bir bardak su gibi çalkandı dünya;
Söndü istikamet, yıkıldı boşluk.
Al sana hakikat, al sana rüya!
İşte akıllılık, işte sarhoşluk!

Ensemin örsünde bir demir balyoz,
Kapandım yatağa son çare diye.
Bir kanlı şafakta, bana çil horoz,
Yepyeni bir dünya etti hediye.

Bu nasıl bir dünya hikâyesi zor;
Mekânı bir satıh, zamanı vehim.
Bütün bir kâinat muşamba dekor,
Bütün bir insanlık yalana teslim.

Nesin sen, hakikat olsan da çekil!
Yetiş körlük, yetiş, takma gözde cam!
Otursun yerine bende her şekil;
Vatanım, sevgilim, dostum ve hocam!

…………………………………..
…………………………………..
…………………………………..
…………………………………..

Aylarca gezindim, yıkık ve şaşkın,
Benliğim bir kazan ve aklım kepçe.
Deliler köyünden bir menzil aşkın,
Her fikir içimde bir çift kelepçe.

Niçin küçülüyor eşya uzakta?
Gözsüz görüyorum rüyada, nasıl?
Zamanın raksı ne, bir yuvarlakta?
Sonum varmış, onu öğrensem asıl?

Bir fikir ki, sıcak yarada kezzap,
Bir fikir ki, beyin zarında sülük.
Selâm, selâm sana haşmetli azap;
Yandıkça gelişen tılsımlı kütük.
Yalvardım: Gösterin bilmeceme yol!
Ey yedinci kat gök, esrarını aç!
Annemin duası, düş de perde ol!
Bir asâ kes bana, ihtiyar ağaç!
Uyku, kaatillerin bile çeşmesi;
Yorgan, Allahsıza kadar sığınak.
Teselli pınarı, sabır memesi;
Size şerbet, bana kum dolu çanak.

Bu mu, rüyalarda içtiğim cinnet,
Sırrını ararken patlayan gülle?
Yeşil asmalarda depreniş, şehvet;
Karınca sarayı, kupkuru kelle...

Akrep, nokta nokta ruhumu sokmuş,
Mevsimden mevsime girdim böylece.
Gördüm ki, ateşte, cımbızda yokmuş,
Fikir çilesinden büyük işkence.

…………………………………..
…………………………………..
…………………………………..
…………………………………..

Evet, her şey bende bir gizli düğüm;
Ne ölüm terleri döktüm, nelerden!
Dibi yok göklerden yeter ürktüğüm,
Yetişir çektiğim mesafelerden!

Ufuk bir tilkidir, kaçak ve kurnaz;
Yollar bir yumaktır, uzun, dolaşık.
Her gece rüyamı yazan sihirbaz,
Tutuyor önümde bir mavi ışık.

Büyücü, büyücü ne bana hıncın?
Bu kükürtlü duman, nedir inimde?
Camdan keskin, kıldan ince kılıcın,
Bir zehirli kıymık gibi, beynimde.

Lûgat, bir isim ver bana halimden;
Herkesin bildiği dilden bir isim!
Eski esvaplarım, tutun elimden;
Aynalar, söyleyin bana, ben kimim?

Söyleyin, söyleyin, ben miyim yoksa,
Arzı boynuzunda taşıyan öküz?
Belâ mimarının seçtiği arsa;
Hayattan muhacir, eşyadan öksüz?

Ben ki, toz kanatlı bir kelebeğim,
Minicik gövdeme yüklü Kafdağı,
Bir zerreciğim ki, Arş'a gebeyim,
Dev sancılarımın budur kaynağı!

Ne yalanlarda var, ne hakikatta,
Gözümü yumdukça gördüğüm nakış.
Boşuna gezmişim, yok tabiatta,
İçimdeki kadar iniş ve çıkış.

…………………………………..
…………………………………..
…………………………………..
…………………………………..

Gece bir hendeğe düşercesine,
Birden kucağına düştüm gerçeğin.
Sanki erdim çetin bilmecesine,
Hem geçmiş zamanın, hem geleceğin.

Açıl susam açıl! Açıldı kapı;
Atlas sedirinde mâverâ dede.
Yandı sırça saray, ilâhî yapı,
Binbir âvizeyle uçsuz maddede.

Atomlarda cümbüş, donanma, şenlik;
Ve çevre çevre nur, çevre çevre nur.
İçiçe mimarî, içiçe benlik;
Bildim seni ey Rab, bilinmez meşhur!

Nizam köpürüyor, med vakti deniz;
Nizam köpürüyor, ta çenemde su.
Suda bir gizli yol, pırıltılı iz;
Suda ezel fikri, ebed duygusu.

Kaçır beni âhenk, al beni birlik;
Artık barınamam gölge varlıkta.
Ver cüceye, onun olsun şairlik,
Şimdi gözüm, büyük sanatkârlıkta.

Öteler öteler, gayemin malı;
Mesafe ekinim, zaman madenim.
Gökte saman yolu benim olmalı;
Dipsizlik gölünde, inciler benim.

Diz çök ey zorlu nefs, önümde diz çök!
Heybem hayat dolu, deste ve yumak.
Sen, bütün dalların birleştiği kök;
Biricik meselem, Sonsuza varmak...
 
Necip Fazıl Kısakürek
 
 

Çevrimdışı TugraÖzyıldız

  • Bilge Üye
  • *****
  • 10.275
  • 16.913
  • Birleştirilmiş Sınıf
  • 10.275
  • 16.913
  • Birleştirilmiş Sınıf
# 19 May 2011 13:16:37
Aşkımız Bir Roman

Kalbimde arama eski yerini
Sen gözümden akan sele karıştın
İstesem de artık sevemem seni
Hasret rüzgarına yele karıştın

Seninle aşkımız eski bir roman
Yandı sayfaları külüdür kalan
Sevgilim herşeyim sendin bir zaman
Ne yazık sonunda ele karıştın

Kırılan kalbim var dinmez bir kini
Ömrümce sürecek aşka yemini
Kavuşmak imkansız artık sevgilim
Dönüşü olmayan yola karıştın

Ahmet Selçuk İlkan

Çevrimdışı seço58

  • Bilge Üye
  • *****
  • 3.343
  • 41.703
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 3.343
  • 41.703
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 19 May 2011 13:28:54

İşim gücüm budur benim,
Gökyüzünü boyarım her sabah,
Hepiniz uykudayken.
Uyanır bakarsınız ki mavi.

Deniz yırtılır kimi zaman,
Bilmezsiniz kim diker;
Ben dikerim.

Dalga geçerim kimi zaman da,
O da benim vazifem;
Bir baş düşünürüm başımda,
Bir mide düşünürüm midemde,
Bir ayak düşünürüm ayağımda,
Ne haltedeceğimi bilemem.


Orhan VELİ

Çevrimdışı TugraÖzyıldız

  • Bilge Üye
  • *****
  • 10.275
  • 16.913
  • Birleştirilmiş Sınıf
  • 10.275
  • 16.913
  • Birleştirilmiş Sınıf
# 19 May 2011 13:33:06
Ya Evde Yoksan

Aşkınla ne garip hallere düştüm!
Her şeyim tamam da bir sendin noksan!
Yağmur yaş demeden yollara düştüm,
İçim ürperiyor, ya evde yoksan!..

Elbisem gündelik, pabucum delik,
Haberin olsa da sobayı yaksan.
Yağmur iliğime geçti üstelik!
İçim ürperiyor, ya evde yoksan!..

Sarhoşsan kapını çaldığım anda,
Fahişeler gibi açık saçıksan!
Bir de ufak rakı varsa masanda!
İçim ürperiyor, ya evde yoksan!..

Bakkala gitmeme lüzum kalmasa,
Durumu anlardın takvime baksan!
Allah vere misafirin olmasa,
İçim ürperiyor, ya evde yoksan!..

Kıvırcık marulun vardır inşallah;
Bir salata yapsan, bol limon sıksan.
Senin de iştahın iyi maşallah!
İçim ürperiyor, ya evde yoksan!..

Sabahlara kadar içsek, sevişsek
Ne ben işe gitsem, ne sen ayılsan,
Derin bir uykunun dibine düşsek!
İçim ürperiyor, ya evde yoksan!..

Ne kadar üşüdüm, nasıl acıktım!
İlk önce sıcacık banyoya soksan,
Sanırsın şu anda denizden çıktım,
İçim ürperiyor, ya evde yoksan!..

Yanlış mı aklımda kalmış acaba!
Muhabbet sokağı numara doksan.
Boşa mı gidecek bu kadar çaba!
İçim ürperiyor, ya evde yoksan!..

Ya yolu kaybettim, ya ben kayboldum!
Ne olur bir yerden karşıma çıksan!
Tepeden tırnağa sırsıklam oldum!
İçim ürperiyor, ya evde yoksan


Cemal Safi

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK