Sınıf Öğretmenlerinin Mağduriyeti

 

Merkezde 30-40 puanla çalışan sözleşmeliden kadroya geçen arkadaşlar köylere gelsin,çok büyük haksızlık....

hem köy hem de merkez okullarda çalışmış birisi olarak  şöyle özetleyeyim hocam
1. köy okulunda öğrenci sayısı az ve öğrenciler terbiyeli ama merkez okulda mevcut 45 ten başlar 55'e kadar vurur. ayrıca öğrencilerin çoğu iyi eğitilmemiş. terbiye sıfır.
2. köy okulları denetim ve veli açısından daha rahattır. ama merkez okullarında her veli kendini müfettiş sanar. can sıkar.
3. köy okulları tüm gündür. merkez okulu ikili öğretim. sabahçıysan sabah ezanında, öğleciysen akşam karanlığında eve dönersin. trafik cabası.

her ikisinin de dezavantajları var ama köy okulundayken psikolojim daha düzgündü kesinlikle..

bu durumda en güzeli merkeze yakın bir köy okulu tabi:=)

hem köy hem de merkez okullarda çalışmış birisi olarak  şöyle özetleyeyim hocam
1. köy okulunda öğrenci sayısı az ve öğrenciler terbiyeli ama merkez okulda mevcut 45 ten başlar 55'e kadar vurur. ayrıca öğrencilerin çoğu iyi eğitilmemiş. terbiye sıfır.
2. köy okulları denetim ve veli açısından daha rahattır. ama merkez okullarında her veli kendini müfettiş sanar. can sıkar.
3. köy okulları tüm gündür. merkez okulu ikili öğretim. sabahçıysan sabah ezanında, öğleciysen akşam karanlığında eve dönersin. trafik cabası.

her ikisinin de dezavantajları var ama köy okulundayken psikolojim daha düzgündü kesinlikle..

bu durumda en güzeli merkeze yakın bir köy okulu tabi:=)

merkeze yakın olduğu sürece benim tercihim de köy okulu..

bizim ilçede tayinlerde en yüksek puanla kapatan yer merkeze 10 km olan köy okulları. merkez de kimse öğrenci veli kahrı çekmek istemiyor anlaşılan:=))

hani hep şikayet edriz ya öğretmenlerin artık toplumda eski itibarının kalmadığını... şöyle dönüpte eskiden öğretmenlerin yaşantısına bakacak olursak daha velilerle içiçe onlarla birlikte yiyip içen onların dertlerine çare olan vs. şimdi ise servisten in servise bin belkide artık daha soğuk geliyoruz insanlara

katılmıyorum size öğretmenim.veliyle içli dışlı olmak gibi bir durumu da kabul edemiyorum.veliyle samimi olursan objektif olamazsın bir kere.hatır gönül girer işin içine.hem hangi meslek grubunda var böyle bişey.ben hiç nüfusta çalışan çalışan bir memurdan ya da bir bankacıdan böyle bir samimiyet beklendiğini görmedim.bizden de beklenemez,beklenmemeli.

mağduruzda mağduruz hem bizler hemde çocuklarımız

sınıf öğretmenleri perişan etmiyeceğiz deyip te
zorla uzak köylere göndereceklerini adım gibi biliyorum

ebs hakkımı helal etmiyorum

kesinlikle sınıf öğretmenliği eziyet sorumluluk fedakarlık gibi pek çok kavramı içinde barındırıyor ve ne yazıkki yaptıklarınızın kıymetini ne idareciniz ne mem nede müfettişler anlıyor anlamak istiyor.

ne yapsanız yetmiyor ne kadar fedakarlık özveri gösterseniz dahası isteniyor.

okulu botayırsının çatısını niye yapmadın, temilikçi tutarsın para toplarsın veli şikayet eder, çocuk okuşla gelmez veli ziyartei yaptınmı, 29 harfi öğretirsin keske x,w,q 'ya falanda değindeydin....

öğrenci 6 ya gecer. kimdi senin öğretmenin diye cocuğu azarlayıp öğretmenler toplantısında bu seneki altıların hiç temeli yok diye bayır aşşağı sallarlar. halbuki sorsan plan yapmayı bilmez, sahiplenme duygusu yoktur ,ben anllattım dinlemedi,kafası almıyo der çıkar. ya bizde öylemi peki. her öğlen birini alsan yanına şimdiye kadar okutmuştun...  her gün yarım saat gec gitsen matematiği kavramıştı... tabi tabii, şimdide 4-5 lerdeki okuma yazma bilmeyenleri boş öğretmelere yapıştıralımda hiç dinlenmesinler okutsunlar telaşı başladı...

yaparsın bi kutlama veli gelmez, yazarsın bi yazı mem deki beğenmez, izin alırsın kaymakam imzalamaz, hastalanırsın hoca gelmedi diye haberin sevk kağıdından önce varır mem e. evlenirsin tayinin çıkmaz, çıksa puanın yakın bi okula yetmez.

ama haklarını yemeyellim öğretmenler gününde ençok biz sınıf öğretmenlerine gaz verirler elleri öpülesi, fedakar, cefakar,gayretli... diyerek. o gaz da diğer 24 kasım a kadar epeyi götürür bizi

uzun lafın kısası seviyoruz işimizi ama aaaah  ah bi izin verseler bi yormasalar bizi başka dertlerle, yapsak doya doya mesleğimizi...

eline ,yüreğine sağlık öğretmenim .

hem köy hem de merkez okullarda çalışmış birisi olarak  şöyle özetleyeyim hocam
1. köy okulunda öğrenci sayısı az ve öğrenciler terbiyeli ama merkez okulda mevcut 45 ten başlar 55'e kadar vurur. ayrıca öğrencilerin çoğu iyi eğitilmemiş. terbiye sıfır.
2. köy okulları denetim ve veli açısından daha rahattır. ama merkez okullarında her veli kendini müfettiş sanar. can sıkar.
3. köy okulları tüm gündür. merkez okulu ikili öğretim. sabahçıysan sabah ezanında, öğleciysen akşam karanlığında eve dönersin. trafik cabası.

her ikisinin de dezavantajları var ama köy okulundayken psikolojim daha düzgündü kesinlikle..

bu durumda en güzeli merkeze yakın bir köy okulu tabi:=)

katılıyorum öğretmenim.

nasıl olur acaba
1-)sayın bakanımız bizim aldığımız maaşla çalışsın. ( nasılsa eğitim çıkar değil gönül işidir)
2-) 1. maddeyi beğenmiyorsa bakanlık görevini bıraksın.
3-) eğer daha bilgi sahibi, günden güne kendini geliştiren bir bakan olursa ( en azından türkiyedeki gerçek eğitim tablosunu öğrenir eğitimin, ortamın, çalışanın durumunu öğrenir sahalara inerse) ücretinde arttırılma o zaman düşünülsü
4-) meclis hayat olsun. vatandaşlar yöneticilerle kaynaşsın. hergün bir nöbetçi bakan olsun.
5-) bir daha ki seçim döneminde görev alacağı uygun bir bakanlık ya da milletvekilliği bulunmazsa ücretsiz izne ayrılsın.
6-) meclis tatil döneminde siyaset bilimi ile ilgili seminer verilsin. yöneticiler kendini geliştirsin.yöneticiliğin bağırmak, kavga etmek olmadığı benimsetilsin.
7-) bakanlara, milletvekillerine 4 yıllık fakülte şartı getirilsin. kpss ile atamaları yapılsın.( 4 yıllık fakülte mezunlarının maaş bilgileri verilerek)
çeşitli illerden seçilen milletvekillerinin aileleri seçildikleri ilde kalsın. ankara'ya gelmesin.gelmek isterlerse hizmet puanı sistemi getirilsin ona göre sıralamaya girerse aileleri yanlarına gelsin. ille de ailem diyorlarsa ücretsiz izne ayrılsınlar ya
da ayrı kalsınlar.
9-) özlük haklarına isyan ederlerse umursanmasınlar. işinize geliyorsa çalışın mesajı verilsin.
10-)başka mesleklere zam verilirken kendileri zam istediğinde bütçe yok denilsin.
11-) alo .... meclis şikayet hattı açılsın. aklına gelen şikayet etsin. inceleme soruşturma açılsın.
12-) saygın bir meslek olan yöneticiliğin böyle muamelelerle itibarı düşürülsün.
13-) fazla fazla bakan ve milletvekili alınsın. ya da su ürünleri ziraatçi vs alakasız bölümlerden seçimsiz hop diye bakan milletvekili atansın. sonra onlar norm fazlası olsun. mecliste o gün gelmeyen bakan ve milletvekili yerine konuşma yapıp oylamalara katılsınlar
14-) her fırsatta yöneticilerin yan gelip yattıkları kendini geliştirmedikleri yöneünde haberler yapılsın. ()
15-) aldıkları maaş açıklanırken gerçekler yansıtılmasın. 10.000 tl ise 150.000 tl densin.

daha başka söze ne hacet 

kollektif01 harikasın çoooooooooooooookk güzel okuya okuya ezberledim

velilerle samimiyet diye birşey bana göre de söz konusu değil.geçen yıl toplantıda baştan söyledim,yaşım sizden küçük ama mesleğime doğal olarakta bana saygı duymanızı istiyorum diye.herşeyin başı saygı.eskiden ailem ilkokul öğretmenime çok saygı duyarlardı ve de severlerdi. öğretmenim ailemle içiçede değildi yemeli içmelide değildik.öğretmen gibi davranırdı sadece,giyinişiyle konuşmasıyla,üslubuyla...
şimdi saygı kalmadı.örnek vereyim. karşı komşumun oğlu sağolsun çok haylaz.öğretmeni bağırmış.anneside soluğu önce müdürün yanında sonrada milli eğitimde almış nasıl bağırır diye.düşünün artık...

il dışında büyük mağduriyet
daha bu başlangıç galiba

bütün atamalarda olduğu gibi ildışı atamalarda da bu yaşandı.artık öğretmene evine çekil otur demenin nazik şekli bu olay.okulda norm kadro fazlası ol,tayin istediğin iliçinde 40. sırada ol,ildışından mağdur ol!nedir bu ya bu düzen dürüstlere değilde;yalaka,korkak,ispiyonculara yaradı bence.el-etek öpenler yine işini yürüttü.kişilik dahibi, eğilmeyen, hakkı ile iş yapanlar da mağdurları oynadı.oh ne ala memleket! gel de kibar ol, gel de sinirden çıldırma......

Gelecek 10 Yıl İçindeki Öğretmen İhtiyacı ve Öne Çıkan Branşlar Belirlendi

BAKANLIK SİTESİNDEN ALINTIDIR.
2012 Lisans Yerleştirme Sınavı (LYS) sonuçlarına göre öğretmenlik mesleğini tercih edecek öğrencilerimizin İKOP projesi kapsamında geliştirilen sistem kullanılarak hazırlanan öğretmen projeksiyonunda en çok ihtiyaç duyulan öğretmenlik alanlarını dikkate almaları gerekmektedir.

 

İlk projeksiyon sonuçlarına göre önümüzdeki yıllarda en çok ihtiyaç duyulan öğretmenlik alanları;

 

1-Rehber Öğretmen, 2-İlköğretim Matematik Öğretmenliği, 3-Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Öğretmenliği, 4-Türkçe Öğretmenliği, 5-Beden Eğitimi Öğretmenliği, 6-Fen ve Teknoloji Öğretmenliği, 7-Sosyal Bilgiler Öğretmenliği, 8-İngilizce Öğretmenliği, 9-Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmenliği, 10-Almanca Öğretmenliği, 11-Görsel Sanatlar/Resim Öğretmenliği, 12-Müzik Öğretmenliği, 13-Teknoloji ve Tasarım Öğretmenliği, 14-Biyoloji Öğretmenliği, 15-Matematik Öğretmenliği, 16-Coğrafya Öğretmenliği, 17-Kimya Öğretmenliği, 18-Fizik Öğretmenliği, 19-Felsefe Öğretmenliği, 20-Tarih Öğretmenliğidir.

BİZE PEK İHTİYAÇ KALMADI ANLAŞILAN

[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]