TV4 “GELECEK EĞİTİMLE GELECEK” CANLI YAYIN PROGRAMI
12 EYLÜL 2007 ÇARŞAMBA RAPORUDUR
KONU:ÖĞRENME SÜRECİ
Doç. Dr. Ayşen GÜRCAN
Aile Ve Sosyal Araştırmalar Genel Müdürü
Öğrenme, insana verilmiş en büyük nimetlerden biridir. İnsanın, yeni şeyleri yapması. Yani yapamadığı şeyleri yapması demektir.
Öğrenme, kalıcı izli yaşantı değişimidir. Öğrenme belli aralıklarla tekrarlanmalıdır.
Öğrenme Sürecinin Evreleri
1- Kısa-algı
2- Orta-tanımlama
3- Uzun-anlamlandırma
Herkes bilgiyi aynı oranda almaz, bilginin kalıcılığı bireye göre değişiklik gösterir.
Algıyı Etkileyen Faktörler
1- Gereksinimler
2- İlgiler
3- Bilgilerimiz
Beyin, üstlendiği sorumluluklar üzerine çalışır. Bilginin işe yarayıp yaramayacağına göre çalışır. Öğrenme için bedenin hazırlanması gerekir.
Beyinsel eylemlerde her karar verişimizde potansiyellerimizden yararlanırız.
Algı süreci Yargı süreci
Veri-bilgi toplama Eyleme dökerken vereceğimiz karar.
İnsanların algılamasında iki kanal vardır:
1- Duyu kanalları: Görme, işitme, …………..
2- Sezgilerimiz: Veri alımında sezgilerimizi kullanırız.
İnsanlar bu kanalları farklı geliştirirler.
Yargıda:
1- Rasyonelizm (Mantık formülleştirme)
2- Duygu ve hisler
Dörtlü yapı kişilere göre değişir. Algılıyoruz-yargılıyoruz. Algılayanlar, veri isteyen, öğrenmeyi erteleyen. Yargılayanlar için düzenli bir yaşam vardır. Örneğin: Algılayan bir insan Antalya’ya tatile giderken, İzmir’e dönebilir.
Öğrenmede 4 boyut ve buna bağlı olarak 16 tip vardır:
Arkadaş canlısı, pratik, sistemli insan tipi,bulan araştıran tip,karizmasıyla insanları etkileyen tip v.b.
Bize göre öğrenci nasıl olmalıdır?
Öğrencinin öğrenmesi kişiliğinden etkilenir. Sınıf-çevre-aile-öğretmen—öğrenci
Dört boyutta iki uyum ilişkiyi iyi hale getiriyor. Öğrenmenin iyi bir şekilde olması için öğrencinin kendini iyi bilmesi önemlidir.Örneğin: Aynaya bakıp yüzünün güzel yönlerini görürken, yüzündeki lekeleride görmek.Öğrencinin eksik yönlerini görmesi,gelişmeye açık olması öğrenmeyi kolaylaştırır.
Değişim her zaman mümkündür. Hiçbir tercih her zaman mükemmel tercih değildir.
Sınıfta sorunları çözerken nasıl davranacağımızı çok iyi bilmeliyiz.Çocuğu öğreten kişi ile çocuğun tercihleri iyi incelenmelidir.
Bazı öğrenciler yazarak bazıları da dinleyerek öğrenirler.Bu algı ve yargı sürecinde karar odağından kaynaklanır.Öğrencinin kişiliği erken yaşta tesbit edilmelidir.
Aynı tiplere aynı metotlar aynı etkiyi yapmaz.Öğrenme kişilikle doğrudan bağlantılıdır.Öğretmen her bir öğrencinin farklı olduğunu kabullenmelidir. Öğretmen sorunun kaynağını bulurken nokta yakalamalıdır. Kişilik ile meslek seçme arasında bağlantı vardır. Öğretmen, duygularıyla algılayan, hisleriyle yargılayandır. Öğretmen, kendi kişiliğini de iyi bilmelidir. Bazı öğretmenler, her şeyi önceden hazırlarlar. Bazı öğretmenler ise sürekli yenilikler ve yaratıcı çalışmalar yapar. Bunlar kişilikten ve tercihten kaynaklanır. Her öğretmenin her derse ait metotları vardır.
Performans ödevleri, öğrencinin kişilik tercihine göre yapılmalıdır. Farklı öğrenciler farklı çalışmalar yapar. Kişiler, tercihlerinin ne olduğuna ilişkin denemelerde yapabilirler. Öğrenciler üzerinde formlar uygulanarak tercihler belirlenmelidir. Farklılıklar, sınıf ortamına zenginlik getirir. Grup ödevleri de farklılıklar düşünülerek verilmelidir. Eğitim, yük getiren bir süreç değildir. Önemli olan kişilerin kendi yapılarına uygun akışta ilerlemesini sağlamasıdır. Karşılaşılan sorunlara problem çözme becerisi geliştirmek önemlidir. Öğretmenin kişilik tercihi ile öğrencinin tercihi uyumlu olmalıdır. Eğer çatışma var ise çocuk sürekli beklentilerini yeniler. Sorunun kaynağını bilmek önemlidir. Baskı, tıkanıklık yaratır. Esnek bırakılırsa kendi akışını bulur. Örnek:
Dağınık bir çocuğa düzenli olmanın faydaları anlatılır. Her hafta, odasında değişiklikler yapılarak bu durum düzeltilebilir. Burada algısallık yargısallığa dönüşmüştür.
Ders çalışma programını, öğrenciler kendileri yapmalıdırlar.
Öğrencinin akademik başarısı düşük ancak ilgisi başka alanlara kaymış ise karar gücü başkasının elinde olabilir.
Beynin algısal mı, yargısal mı olduğunu nasıl çözeriz?
Yargı çocukları, sabitliği sever, monotondurlar, kural koyarlar. Algısallar, maceraperesttirler, yaratıcıdırlar, dağınık bir yapıları vardır ve enerjileri yüksektir.
Anne babanın konumu, kardeş sayısı, ayrı odası olup olmaması, fizikler koşullar ile başarı arasında doğru bir korelasyon yoktur. Aynı şartlara sahip öğrenciler, farklı öğrenme durumu sergilerler. Konunun farklı derslerle ilişkilendirilmesi öğrenmeyi kolaylaştırır, kalıcılığı sağlar. Aile öğrenme sürecinde çok önemlidir. Öğrencilerin, kişilik yapılarını belirleyebilmek için anket formları uygulanabilir. Formlar temin edilememiş ise algı ve yargı boyutundaki davranışları gözlemlenebilir. Sınıfta sorun yaşanılan öğrenciler, gözden geçirilmelidir. Aile eğitimi ile ilgili çalışmalar yapılmalıdır. Aile çocuğu okuldan daha çok etkiler. Değer ve ahlak öğretimi aile üzerindedir. Ailedeki sıkıntılar çocuğu etkiler. Aile eğitimi ile ilgili anne-baba okulları gibi çalışmalar yapılmalıdır.