Türkiye’nin Maarif Dâvası

Çevrimdışı turgutkuzan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
11 Tem 2016 09:25:08
Türkiye’nin maarif dâvası

Allah (c.c.) rahmeti, selamı ve bereketi üzerinize olsun.

"Türkiye’nin maarif dâvası" isimli eser Milli Eğitim Bakanlığının 2016 yaz semineri için öğretmenlere tavsiye ettiği kitaplardan biridir.

Kitap 3 bölümden oluşmaktadır.

BİRİNCİ BÖLÜM
Beklenen gençlik
Millet maarifi
Türk maarifi

İKİNCİ BÖLÜM
Mektep
Muallim
Muallimin mesuliyetleri

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
Maarif dâvamız
İlk öğretim
İlkokullarda ahlâk eğitimi
Orta öğretim
Lise dersleri
Liselerde din dersleri
Okullarımızda din ve ahlâk eğitimi
Üniversite
Üniversite olayları
Milli eğitim ve muhtar üniversite
Din eğitimi
Ahlâk terbiyesi
Okulda ahlâk
Kıymetli gençler

Türk Dil Kurumu "Maarif" kelimesini şu şekilde tanımlamaktadır :
1. Bilgi ve kültür
2. Öğretim ve eğitim sistemi

Kitaptan alıntılara geçmeden önce forumda öğretim sisteminin 4+4+4 olarak değiştirilmesi ile ilgili yapılan tartışmalarla ilgili düşüncelerimi paylaşmak ihtiyacı hissediyorum.

Çevrimdışı turgutkuzan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
# 11 Tem 2016 09:31:24
Allah (c.c.) rahmeti, selamı ve bereketi üzerinize olsun.

Öğretim sistemi 4+4+4 olarak belirlenirken hangi kriterLER kullanıldığı konusunda NET bir bilgim yok.
Bununla birlikte uygulamanın ETKİLERİ konusundaki izlenimlerimi aktararak maarif dâvaMın  dayanaklarını vurgulamak istiyorum.

Bana öğretim sisteminin 4+4+4 olarak değiştirilmesinin ne etkisi / faydası olduğu sorulacak olursa şu cevabı veririm:
  • Okul bahçesindeki faaliyetler ve sınıflara girişlerde DÜZENİ sağlamak için artık hoparlör kullanılmıyor.
  • Okulların dağılma saatlerini kaçta olduğunu bilmiyorum.
Formdaşlarımın bu ifadelerim ile öğretim sisteminin 4+4+4 olması ile bağlantısını kuramayacaklarını tahmin ediyorum.

Oturduğum apartmana 500m-1000m arası mesafelerde iki tane ilköğretim okulu varDI.
Öğretim sisteminin 4+4+4 olmasından önce, hafta içi her gün bu okullardan hoparlörden yapılan yayınları dinlemek zorunda kalıyordum.
Benzer durum okul bahçesinde düzenlenen her faaliyette de tekrarlanıyordu.
Sanırsın ki, öğrenciler bizim apartmanın bahçesinde okul idarecisi okuldan apartman bahçesindeki çocuklara sesini duyurmaya çalışıyor.
(Okullar apartmana göre yüksekte kaldığı için ses iletimi daha güçlü oluyor.)
Öğretim sisteminin 4+4+4 olmasından sonra bu okullarda ne gibi değişiklik oldu bilmiyorum ama artık hoparlör yayını yapılmıyor.

Öğretim sisteminin 4+4+4 olmasından önce,  okulların dağılma saatlerinde öğrenciler kızlı erkekli gruplar halinde yürürler, yürürken birbirlerine el kol şakaları yapar, yüksek sesli sataşmalar olurdu.
Kasıtlı olarak trafiği aksatan davranışlar sergilenir, korna sesleri peşpeşe yankılanırdı.

Öğretim sisteminin 4+4+4 olmasından sonra, öğrenciler erkek veya kız ayrı ayrı gruplar halinde yürümeye başladılar. Erkek grupları ile kız gruplar arasında en az on adımlık mesafe oluyor.
Grup İÇİNDE el kol şakaları yapılsa da dikkat çekecek bir özellik göstermiyor. Yüksek sesli konuşmalar ise kalmadı. Trafik hiç bir şekilde aksamıyor.

Gözlemlediğim bu etkilerin oluşmasının sebebini şu şekilde açıklıyorum.

İlk 4 yıl, ilköğretim okulları ergenlik öncesi, sonraki 4 yıl ergenlik dönemi öğrencileri,   daha sonraki dönem ergenlik sonrası dönem olarak düzenlenmiş.
Yaşadığımız problemler, ergenlik öncesi ve ergenlik dönemi öğrencilerinin birlikte öğrenim görmesinden kaynaklanıyormuş.
(Ergenlik öncesi dönemdeki öğrencilerin, ergenlere ÖZENMESİ, ergen öğrencilerin, ergen öncesi öğrencilere HAVA  ATMA gayretleri vs. )

İki grup birbirinden ayrılınca problem büyük oranda çözüldü.

8 yıllık KESİNTİSİZ eğitim uygulaması Batı kafası ile düşünmenin bir ürünüydü.

Batı kafası ile düşünmek bir zorunluluk değildir. Batının kullandığı ölçü birimlerini kullanmak bir zorunluluk değildir.
Her ülke gibi bizimde kendimize özgü düşünce sistemimiz mevcuttur / olmalıdır. Her ülke gibi bizimde kendimize özgü ölçü birimlerimiz vardır / olmalıdır.


Batı kafası eğitim / öğretim sistemini fen ve sosyal bilimler öğretmek HEDEFİ ile düzenlemiştir. Bunda da GÖRECELİ bir başarı sağlamıştır.
Bizim eğitim / öğretim sistemimizin HEDEFİ GÜZEL AHLAK sahibi insanlar yetiştirmektir / olmalıdır.
Güzel ahlak kriterleri Batının kullandığı ölçü birimleri ile belirlenmemelidir.
Bizim ölçü birimimiz Kur'an ve sünnettir. Ahlak anlayışımız bu ölçü birimi ile belirlenir.
(Güzel ahlak sahibi insan özellikleri için :  [linkler sadece üyelerimize görünmektedir.] )

Batının düşünme sistemlerini, Batının kullandığı ölçü birimlerini kullanmaktan vazgeçelim.
Kendi düşünme sistemlerimize, kendi ölçü birimlerimize ODAKLANALIM.

Maarifimiz (batının değil) bizim olsun.

Çevrimdışı asumanöz

  • Bilge Üye
  • *****
  • 9.159
  • 20.157
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 9.159
  • 20.157
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 11 Tem 2016 10:25:10
Turgut bey yazdıklarınızda hatalar var.
Hoperlor olayı devam ediyor.
Bircok okul ayrısamadı yer sıkıntısı var bu yüzden sabahcı oglecı devam ediliyor.
Yer darlıgından dolayı Bircok okulda labaratuarlar bile sınıf haline geldi.
Sınıf öğretmenleri norm fazlası sıkıntısı yasıyor
Keske bu sıkıntılar sistem gelmeden hesaplansaydı.
Şahsım olarak ve burada pek cok ogrt arkadas iyi insan, ahlaklı ınsan yetiştirmeyi amaçlıyoruz.
İlk hedefimiz vicdanlı Allah korkusu olan kaliteli insan yetiştirmek. Bu konuda hemfikiriz

Çevrimdışı muratugr

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 895
  • 752
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 895
  • 752
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 11 Tem 2016 10:31:53
Öğretmenim bırak sayılarla uğraşmayı, seküler eğitime eleştiride bulunmuşsunuz. Din bu kadar birilerinin elinde iken "biz" dediğiniz kim oluyor? Siz biz sen ben ne ayrımından bahsediyorsun ? Nedir Ahlak? Başımıza bir şey geldiğinde Allah tan demek mi sadece, ya lanetler okumak mı? Birileri kafamıza vura vura cebimizdekini alırken susmak mı, biat etmek mi?

Ahlak;

Dini dua ya kadar indirgeme mi, camilerin taşıp dolması mı? Her yıl hacca gidenlerin artması mı? Herkesin ağzından Allah kelimesi çıkması mı? Okul bahçesinden gelen müziğin kesilmesi mi? Kadınlı erkekli yan yana yürümeme mi? Ahlak dediğiniz şey sakın bize "ha sakın ha düşünme yorumlama karşı çıkma çarpılırsın dinden çıkarsın" demek mi? Yol kesen gençler mi sizin eğitim kıstasınız? Sorunun kaynağına bir kelime etmemişsiniz. Yine "biz" e diyerek insanları insanlığı parçalamışsınız. Aslında siz ve sizin gibi düşünenler sorunun temel kaynağında. Çünkü yorumlamıyor, düşünmüyor, tek kıstasınız cennet ve cehennem. "Ahlak"lı olursak "cennet" le ödüllendirileceğiz "Ahlak"sız olursak cehennemde yanacağız.

İnandığınız dinin ilk emri "oku" iken okumuyoruz sorgulamıyoruz düşünmüyoruz, okuyan sorgulayan ve düşünenlere de yapma dinden çıkarsınız diyorsunuz , cehenneme gidersiniz diyorsunuz. Ahlak iki bacak arasında öyle mi? Ahlak nerde öğretmenim bana gösterir misin?

Çocukların yanyana dolaşmamasında mı, 4+4+4 te mi, okuldan gelen seslerin kesilmesi mi? Sınıftaki gürültünün kesilmesi mi?  Nerede bu Ahlak? Batıda değil bunu anladık. Özümüzde bizde diyeceksin di mi şimdi? Peki özümüzde de nerede? Öleceğimizi bile bile ve cennet ve cehennem gibi kavramlar olmasına rağmen, değiştirilmemiş tek kitaba sahipken neden müslümanlar bu kadar parçalanmış. Allah tek, Din Tek, Kuran tek iken neden müslümanlar bu kadar paramparça. Buna kafa yormak gerekmez mi? Neymiş yolu kapatıyorlarmış.

Ahlak nedir biliyor musun öğretmenim: SEVGİ dir SEVGİ... Kendiniz gibi düşünmeyenleri de SEVMEKTİR. Bu dünya da GERÇEK SEVGİ , GÜCE OLAN SEVGİYİ YENDİĞİNDE DÜNYA BARIŞI TADACAK.

O zaman bu dünyada "emek" önde olacak. Çalışma olmayacak. Zengin fakir olmayacak, terörizm olmayacak, hırs olmayacak, beyinleri örümceklenmiş insanlar olmayacak. Bunlar olmayınca da güç kimsede olmayacak. Anlıyor musun? Gelmişsin insanlara "AHLAK" dersi veriyorsun öğretmenim? Ahlak dersi verirken de bir kelime dahi olsun "sevgi" den bahsetmiyorsun.

Şeytan yaratmışız kendimize göre "BATI"yı ama ne hikmetse okuyun araştırın sanatımı öğrenin diyen Allah'a rağmen, dünyayı anlamlandırma da Allah'ın sanatını öğrenmede hep batıyı kullanıyoruz. Öğretmenim sorun 4+4+4 mü? Ne diyorsunuz siz?



Ölçümüz kuran diyorsun, sünnet diyorsun, peki öğretmenim?

Söyle bakalım öğretmenim, sen yaşamın neresindesin?

Kalkıp insanlığa buradan ders vermeye çalışıyoruz, ekran başından ders vermeye çalışıyoruz. Ne yaptın en son öğretmenim "İnsanlık" için? Cevabı bana verme öğretmenim sakın, vicdanına ver. Vicdanımızla başbaşayız. Kolay değil öyle Allah ın cennetine girmek bize aklı fikir vermişken :))

Çevrimdışı muratugr

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 895
  • 752
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 895
  • 752
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 11 Tem 2016 10:40:15
Allah korkusu? Neden korkayım ki Allah'tan ?

Okuyorsam , düşünüyorsam, seviyorsam, sorguluyorsam, kızıyorsam, düzene karşı çıkıyorsam, yanlış yoldayız diyorsam, paylaşıyorsam, dünyayı daha yaşanabilir bir hale getirmeye çalışıyorsam vs vs bunları amaçlıyorsam, öğretmen olarak da bunları amaçlıyorsam ben neden Allah'tan korkayım ki öğretmenim?

Bunları yapmam için bir korku mu salınması lazım beynime? Korkusu olanlar bir şeyleri yanlış yaptığını bile bile yine aynı şekilde davranmaya devam edenler olmasın sakın?

İnsanlar uyumuyor ama insanlık uyurken korkmamız lazım bakın işte. Allah'ın gazabından o zaman korkmamız lazım işte. Karanlığa mum olmak için çalışmıyorsak evet o zaman Allah'tan korkmamız lazım.

Çevrimdışı toplum-bilim

  • Bilge Üye
  • *****
  • 4.221
  • 53.894
  • 4.221
  • 53.894
# 11 Tem 2016 10:44:39
8 yıllık KESİNTİSİZ eğitim uygulaması Batı kafası ile düşünmenin bir ürünüydü.

Bu sözünüze kesinlikle katılmıyorum... yetişmiş nesile bi bakmanızı ve gözlemlemenizi tavsiye ediyorum...4+4 tamamen bi hata...

Çevrimdışı n66demirel

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 192
  • 171
  • 192
  • 171
# 11 Tem 2016 11:20:44
Aslında okumayan insanlarla eğitim tartışmak kadar kötü durum olamaz. Şimdi hakaret, saldırı gibi bir algılama içerisine girecekler ama girmelerine gerek yok. Kendileri yapıyor aynı işi. Eğitim bir bilimdir kardeşim. Her biliminde bir literatürü var. Kavramı var, kuralı var. Eğitimi haporlör sesine indirgeyen birisiyle eğitimin neresi tartışılır bilemedim.
Şu anda eğitimin en büyük sorunu eğitimin yörüngesinden çıkartılıp evcilik oyununa dönüştürülmesi. Bu nedenle işte literatürün uzağından yakınından geçemeyenler "büyük eğitimci" olarak dayatılıyor. Bu nedenle tecavüzlere ses çıkarılmıyor. Bu nedenle yöneticiler yeter ki bizden olsun eğitim olmasa da olur büyük destek alıyor. Bu nedenle okumuyorlar, korkuyorlar. Bu nedenle eğitimi hiç bir bilimle ilişkilendirmeyip okullarda boya badana gibi amelelik sanıyorlar.
Mahatma Gandhi'nin "Mustafa Kemal, İngilizleri yeninceye kadar Tanrıyı da İngiliz zannederdim..." sözü herhalde, "okumadan önce bir halt sanırdım şark kurnazlığını, laf ebeliğini"

Çevrimdışı turgutkuzan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
# 11 Tem 2016 14:40:41
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Turgut bey yazdıklarınızda hatalar var.
Hoperlor olayı devam ediyor.
Bircok okul ayrısamadı yer sıkıntısı var bu yüzden sabahcı oglecı devam ediliyor.
Yer darlıgından dolayı Bircok okulda labaratuarlar bile sınıf haline geldi.
Sınıf öğretmenleri norm fazlası sıkıntısı yasıyor
Keske bu sıkıntılar sistem gelmeden hesaplansaydı.
Şahsım olarak ve burada pek cok ogrt arkadas iyi insan, ahlaklı ınsan yetiştirmeyi amaçlıyoruz.
İlk hedefimiz vicdanlı Allah korkusu olan kaliteli insan yetiştirmek. Bu konuda hemfikiriz
Allah (c.c.) rahmeti, selamı ve bereketi üzerinize olsun.

Hatasız kul olmaz :)
Mesajımda verdiğim örnekler kişisel GÖZLEMİMDİR. Genelleme yapmamaya özen gösterdim.
Muhtemelen bahsettiğim okullarda da hoparlör olayı devam ediyordur.
Değişen husus, hoparlörün sesinin bana ulaşacak kadar yükseltilmesine İHTİYAÇ kalmamış olmasıdır.
Örneğe odaklanmanız, vermek istediğim mesaja algılamanıza engel olmuş.
Vermek istediğim mesaj :
Ergenlik öncesi dönemdeki öğrencilerin, ergenlere ÖZENMESİ, ergen öğrencilerin, ergen öncesi öğrencilere HAVA  ATMA gayretleri vs.'den kaynaklanan problemler ortadan kalktı.


İnsanların değişikliklerden beklentisi, problemleri bıçakla keser gibi bir anda ortadan kalkması yönündedir.
Bu hiç bir zaman mümkün değildir. Değişikliklerin etkisi zaman içinde görülür.
Ayrıca her değişiklik yeni problemleri de beraberinde getirir.


Bir değişik uygulamaya konulmadan önce hesap kitap yapılır. Bununla birlikte  evdeki hesabın çarşıya uyması mümkün değildir.
Hesap uymayacak diye çarşıya çıkmayacak mıyız? :)

Eğitim öğretimde "Batı kafası" olarak tanımladığım sistemi şu şekilde örneklendirebilirim.

Mevcut  eğitim öğretim sistemimizde öğretmenin ÖNCELİKLİ görevi matematik, Türkçe vs. öğretmektir.
Eğitim öğretim sistemimizin, toplumun öğretmenden beklentisi bu yöndedir.
Beklenti ve görevlendirme bu yönde olduğu için öğretmenin HEDEFİ de doğal olarak matematik, Türkçe vs. öğretmek oluyor.
Öğretmenlerimiz bu görevlerini ve toplumun beklentilerini yerine getirirken "Ahlaklı insan" yetiştirme çalışmalarını da araya sıkıştırmaktadırlar.
Batının eğitim öğretim sistemi de aynen bu şekildedir. "Ahlaklı insan" yetiştirme çalışmaları araya sıkıştırılmaktadır.

Ülkemizde bu durumun tersine çevrilmesi gerektiğine inanıyorum.
Asıl HEDEF "Ahlaklı insan" yetiştirme olmalı, matematik, Türkçe vs. ikinci planda kalmalıdır.

Çevrimdışı gokdeniz1966

  • Uzman Üye
  • *****
  • 5.731
  • 51.787
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 5.731
  • 51.787
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 11 Tem 2016 14:54:59
Tüm eğitim camiasının  4+4+4 ün büyük bir hata olduğunu kabul etmelerine rağmen uygulamak ve başarılı olmasını sağlamak için elimizden geleni yapıyoruz.Çığlıklar sessiz kaldı.Yola devam

Çevrimdışı turgutkuzan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
# 11 Tem 2016 15:05:45
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Öğretmenim bırak sayılarla uğraşmayı, seküler eğitime eleştiride bulunmuşsunuz.
Din bu kadar birilerinin elinde iken "biz" dediğiniz kim oluyor?
Siz biz sen ben ne ayrımından bahsediyorsun ? Nedir Ahlak?
Başımıza bir şey geldiğinde Allah tan demek mi sadece, ya lanetler okumak mı?
Birileri kafamıza vura vura cebimizdekini alırken susmak mı, biat etmek mi?
Allah (c.c.) rahmeti, selamı ve bereketi üzerinize olsun.

Oldukça fazla soru yöneltmişsiniz. Hepsine cevap vermeyebilirim.
Sorularınıza mümkün olduğunca kapsamlı cevap vermeye çalışayım.

"seküler eğitim" lerde eleştirilebilir, bunda bir mahzur göremiyorum.

HUCURAT suresi 13. ayette şu şekilde buyrulmaktadır :
Ey insanlar, gerçekten, biz sizi bir erkek ve bir dişiden yarattık ve birbirinizle tanışmanız için sizi halklar ve kabileler (şeklinde) kıldık.
Şüphesiz, Allah katında sizin en üstün (kerim) olanınız, (ırk ya da soyca değil) takvaca en ileride olanınızdır. Şüphesiz Allah, bilendir, haber alandır.

Ayrı topluluklar halinde var olmak yaratılıştan kaynaklanan bir özelliktir.
Herhangi birilerinin ayrım yapmasına gerek yoktur, ayrım zaten vardır.


Biz için muhtelif tanımlar yapılabilir. Bu konuya uygun düşen tanımım :
- Biz, yaratana kul olduğunun bilincinde olanlardır.

Ahlak, bir toplum içinde kişilerin uymak zorunda oldukları davranış biçimleri ve kuralları olarak tanımlanıyor.
Toplum içinde nasıl davranmamız gerektiği Kur'an ve sünnetle belirlenmiştir.
Bu konudaki örnekler için [linkler sadece üyelerimize görünmektedir.] linkini paylaşmıştım.

Başımıza bir şey geldiğinde, birileri kafamıza vura vura cebimizdekini alırken vs. durumlarında neler yapmamız gerektiği Kur'an ve sünnette mevcuttur.
Bu kadar ayrıntılı cevaplar yazmak konunun amacını aşar.

[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Ahlak nedir biliyor musun öğretmenim: SEVGİ dir SEVGİ... Kendiniz gibi düşünmeyenleri de SEVMEKTİR. Bu dünya da GERÇEK SEVGİ , GÜCE OLAN SEVGİYİ YENDİĞİNDE DÜNYA BARIŞI TADACAK.
İfadelerinizden anladığım kadarıyla sizin gibi düşünmediğim için beni çok seviyorsunuz :)
Her ne kadar ifadeleriniz biraz ÇELİŞKİ içerse de düşüncelerinizde samimi olduğunuza inanıyorum.
Mesajımın başında yer alan dua içerikli selamlama cümlesi size olan sevgimin bir göstergesidir.

Çevrimdışı turgutkuzan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
# 11 Tem 2016 15:08:59
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
8 yıllık KESİNTİSİZ eğitim uygulaması Batı kafası ile düşünmenin bir ürünüydü.

Bu sözünüze kesinlikle katılmıyorum... yetişmiş nesile bi bakmanızı ve gözlemlemenizi tavsiye ediyorum...4+4 tamamen bi hata...
Allah (c.c.) rahmeti, selamı ve bereketi üzerinize olsun.

Baktıklarımızda gördüklerimiz farklı olabiliyor.
4+4+4 sistemi henüz mezun vermedi.
Değerlendirme yapmada biraz acele ettiğiniz kanaatindeyim.

Çevrimdışı gokdeniz1966

  • Uzman Üye
  • *****
  • 5.731
  • 51.787
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 5.731
  • 51.787
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 11 Tem 2016 15:17:02
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Allah (c.c.) rahmeti, selamı ve bereketi üzerinize olsun.

Baktıklarımızda gördüklerimiz farklı olabiliyor.
4+4+4 sistemi henüz mezun vermedi.
Değerlendirme yapmada biraz acele ettiğiniz kanaatindeyim.
Değerli öğretmenim esas mezun verdiğinde ortaya çıkacak sistemin hatası.İnşallah yanılırım.Şan Tekliyor zaten

Çevrimdışı turgutkuzan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
# 11 Tem 2016 15:18:07
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Aslında okumayan insanlarla eğitim tartışmak kadar kötü durum olamaz. Şimdi hakaret, saldırı gibi bir algılama içerisine girecekler ama girmelerine gerek yok. Kendileri yapıyor aynı işi.
Eğitim bir bilimdir kardeşim. Her biliminde bir literatürü var. Kavramı var, kuralı var. Eğitimi haporlör sesine indirgeyen birisiyle eğitimin neresi tartışılır bilemedim.
Şu anda eğitimin en büyük sorunu eğitimin yörüngesinden çıkartılıp evcilik oyununa dönüştürülmesi. Bu nedenle işte literatürün uzağından yakınından geçemeyenler "büyük eğitimci" olarak dayatılıyor.
Bu nedenle tecavüzlere ses çıkarılmıyor. Bu nedenle yöneticiler yeter ki bizden olsun eğitim olmasa da olur büyük destek alıyor. Bu nedenle okumuyorlar, korkuyorlar.
Bu nedenle eğitimi hiç bir bilimle ilişkilendirmeyip okullarda boya badana gibi amelelik sanıyorlar.
Mahatma Gandhi'nin "Mustafa Kemal, İngilizleri yeninceye kadar Tanrıyı da İngiliz zannederdim..." sözü herhalde, "okumadan önce bir halt sanırdım şark kurnazlığını, laf ebeliğini"
Allah (c.c.) rahmeti, selamı ve bereketi üzerinize olsun.

Okuduğumu defalarca kanıtlamış biri olarak ilk cümlenizi üzerime alınmıyorum.

ALEV ALATLI'nın Viva La Muerte! • Yaşasın Ölüm kitabında şu ifadeler mevcuttur :

"Bilimler aksiyomlar (mantıklar) üzerine kurulur, aksiyomlar (mantıklar) üzerine bina edilirler.
Aksiyomların (mantığın) değişmesi halinde o güne kadar 'bilimsel' olduğu iddia edilen edinimler işlevlerini kaybederler.

Ben eğitim / öğretimdeki mantığı değiştirmeyi öneriyorum.
Önerdiğim mantık için de, literatür, kavramlar, kurallar var.
Verdiğim örnek, mesajın algılanmasını zorlaştırmış. Örneği atlayarak mesajı bir kez daha okumanız faydalı olabilir.

Çevrimdışı turgutkuzan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
# 12 Tem 2016 07:42:58
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Değerli öğretmenim esas mezun verdiğinde ortaya çıkacak sistemin hatası.İnşallah yanılırım.Şan Tekliyor zaten
Allah (c.c.) rahmeti, selamı ve bereketi üzerinize olsun.

KİŞİSEL kanaatinizi destekleyecek bir VERİYE sahip misiniz?

Çevrimdışı turgutkuzan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
# 12 Tem 2016 07:45:13
Allah (c.c.) rahmeti, selamı ve bereketi üzerinize olsun.

Nurettin Topçu'nun Türkiye’nin maarif dâvası kitabından alıntılar :

Beklenen gençlik Bölümü :

Gençlik, geleceğin tohumudur. Bu tohumun özüne bakarak yarınımızı keşfetmek müşkil olmayacaktır. Her devrin gençliği, kendi enerjisini harcayabildiği alemde yaşıyor.
Eski Mısır’ın gençliği tabiatla çetin mücadelenin sahnesinde,
Sümer gençliği tapmakta,
Yunan gençliği olimpiyatlarda,
Roma gençliği ise forumda kendi sîmasiyle görülmektedir.

İlk İslâm dünyasının yaşattığı gençlik, insanlığa hayır ve hizmet yarışında iken
Cengiz ve Moğol gençlerinin, kestikleri kafalardan kule yapmak hususunda yarıştıklarını görüyoruz.
Batı, gençliğini geçen asırda romantizm içinde yaşadı.
Hayatın her sahasında, sanatta olduğu kadar siyasette, hukukta, dinde ve ahlâkta kendini gösteren romantizm hareketi, Batı’nın gençliği idi.
O gençliğe ihtiyar küremiz her zaman hayrandır.
Batı’nın Beethoven, Goethe, Lamartine ve Hugo gibi hiç ölmeyecek çocukları, ruh dünyasında ebedî gençlik aşısı yaptılar; yeryüzüne ümit, aşk ve iman ışıklarını serptiler.
Ashab devri, İslâm’ın ilk genç devridir.
Osmanlılar, asırlarca yaşlanarak kocamış olan bu aşk ve iman ağacına yeniden gençlik aşısı yaptılar.

Yavuz Selim sanki Hattâb’ın oğlu Ömer’in tekrarlanan gençliğidir.
Her devrin gençliği başka bir gurur ile yaşamıştır.
...
Bugün artık kutsallaştırdığı uzvî yapının sakat sinirleriyle kıvranan nesli tedavi için, tam hastalığın bulunduğu yerden işe başlamak lâzım geliyor.
Uzviyetten ilme, ilimden felsefeye, felsefeden sanata ve ahlâka ve nihayet dine yükselmemiz lâzımdır.

Böyle adım adım yürüyüş, hasta, hem de şaşkın bir nesli Allah’a götüren yolda yeniden canlandırabilir.
Bu iş bir maarif işidir ve bir neslin kurtuluşunu ancak maarifinin yükselmesinde aramak lâzımdır.
(Uzviyet: Organizma)


 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK