Arkadaşlar yorumlarınızı tek tek okudum. İnanın benim de sizlerle paylaşmak istediğim değindiğiniz konulardı. Dedim ya katılan arkadaşlarıma saygı duyuyorum. Hele hele tek maaşla hayat mücadelesi verip, evini aşını var etmeye çalışan meslektaşlarımıza saygım sonsuz. Çevremde bu uygulamaya karşı oldukları halde sırf bir kaç kuruşluk bu katkı için sınava giren meslektaşlarımız var. Ama bence utanması ve başı aşağıya düşmesi gerekenler bizleri bu hale getiren zihniyettir. Ne yazık ki sizlerinde değindiği gibi sadece sınavlar yapıldı ve rütbeler verildi, gerisi gelmedi. Bu konu ile ilgili bir iyileştirme yapılmadı. Maddiyat dışında. Çünkü konu ile ilgili hiç bir alt yapı araştırması yapılmamış, ayrıntılar düşünülmemiş.
15. yılımı çalışıyorum ve meslekî hayatım boyunca okulların açıldığı ilk gün daha yeni göreve başlamış gibi aynı heyecanı ve şevki yaşadım. Bir çok meslektaşımın da böyle hissettiğini biliyorum. 40 yaşından sonra teknolojiyi yakalayabilmek için sabahlara kadar çalışmalar yaptım.
Bütün bunları neden anlattığıma gelince: Siz bir öğretmene istediğiniz kadar uzmanlık ya da başöğretmenlik rütbesi verin, kendini yetiştirmiyorsa, okumuyorsa, teknolojiye ayak uydurmuyorsa bu meslek verilen rütbelerle icra edilemez. Zaten kendini yetiştirme ihtiyacı duyan bir öğretmen bunu her koşulda yapacaktır.
Hepinizin duygu ve düşüncelerine saygı duyuyorum arkadaşlar. Umarım yanlış anlaşılmaya meydan verecek bir açıklamam olmamıştır.
yazınız beni anlatıyor.Sınava girdim.Uzmanlık sertifikasını da verdiler.Ancak maaşa yansıması bile komikti.2.dereceye kadar 65 2.dereceden sonra 85 kesintileri söylemiyorum.Bir de gelir vergisinde belli bir dilimi aştığımız için fazla vergi.Yani bu işi para için kabul ettik.Çünkü kimseye uzmanız diye böbürlenecek bir durum yok.olmayacak da.Ama bu bile ceza yerine geçti.Çünkü kaşığıyla verip sapıyla gözümüzü çıkardılar.Niye sınava girip de uzman olduğumu sorarsan sırf çocuğumun sınav kaygısının yersiz olduğunu 20 gün çalışarak sınavın kazanılmadığını,(sadece 20 gün günde 2 saat test çözerek)bunun birikim olduğunu,kendisin de bu birikimi kitap okuyarak,sosyalleşerek,merak ederek elde edeceğini somutlaştırmak içindi.Çünkü sistem sınava girip başarılı olursan seni eleyemiyor.okulda,işyerine başvuruda hayatta hep teste maruz kalan bir topluma dönüştük.İdealist olup karşı çıkmaya çalıştığında çarkın içinde kaybediveriyorlar evlatlarımızı.Bir de şuna yürekten inanıyorum sınavı kazanan kazanamayan tüm meslektaşlarımın öğrencileri için tıpkı bir kandil gibi onları aydınlatmak için kendilerini tükettiklerine.Tüm meslektaşlarımın yaklaşan Öğretmenler Gününü şimdiden kutlarım.Saygılar.