Veliler Günlüğü

Çevrimdışı aslı_80

  • Bilge Üye
  • *****
  • 2.080
  • 12.050
  • Öğrenci Velisi
  • 2.080
  • 12.050
  • Öğrenci Velisi
# 22 Oca 2016 22:26:19
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Biz de karnemizi aldık. Öğretmenimiz karnemizi çok güzel süslemiş. Çok kıskandım ve neden ben böyle şeyler yapmıyorum diye kendime kızdım. Ama sanırım bu iş (yanlış anlaşılmasın lütfen) bayan arkadaşlar tarafından daha iyi yapılıyor.

Nöbeti devralıyoruz, gecikmeyin ama öğretmenim.   :'(

İyi tatiller, iyi dinlenmeler. :)

Çevrimdışı seyfi ünaldı

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 5.186
  • 32.930
  • 3. Sınıf Öğretmeni
  • 5.186
  • 32.930
  • 3. Sınıf Öğretmeni
# 22 Oca 2016 22:57:44
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Biz de karnemizi aldık. Öğretmenimiz karnemizi çok güzel süslemiş. Çok kıskandım ve neden ben böyle şeyler yapmıyorum diye kendime kızdım. Ama sanırım bu iş (yanlış anlaşılmasın lütfen) bayan arkadaşlar tarafından daha iyi yapılıyor.

Sormayın sebocan hocam. Genelleme yapmak istemem ama hiç tanımadığınız bir okulu dolaşsanız hangi şubenin öğretmeninin bayan olduğunu kapıdan bakınca anlarsınız.
Bu yıl okulumuzdaki 1.sınıflarda beş şube var ve dördü bayan öğretmen. Sınıfları görünce "Biz 1.sınıf okuturken ne yapmamışız?" diye düşünüyor insan. Biz okumaya geçene kurdele takmıştık bu yıl madalya yaptırdılar. Bu iş çeyrek altına kadar gider. ;D
Olayı bağlayalım, bayanlar baş tacıdır. Hepsinin de eline ve emeğine sağlık. ;)

Çevrimdışı inanoguz

  • B Grubu
  • 408
  • 3.708
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 408
  • 3.708
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 19 Şub 2016 09:35:01
Kıymetli veliler,

Özellikle ilkokul çağında öğrenciniz varsa öğrencinizin yanında yaptıklarınız ve konuştuklarınız öğrenciniz tarafından bize anlatılıyor.

Biz sormadığımız halde, konuyu kapatmaya üstelediğimiz halde anlatılıyor.

Sevdiğiniz dizileri, aile içinde yaşananları çocuklar olanca masumlukluklarıyla anlatmaktan çekinmiyor.

Anneye yardım etmeyen babaları, saatlerce dizi izleyen anneleri biliyoruz.

Ve dün şunu da duyduk Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersinde; 'öğretmenim dedem diyo ki gece asmaya su yürürse abdest almadan namaz olmazmış, asmayla namaz ne alaka hindi?'

Dedene sor diyemedik, bu yedinci sınıfın konusu, şimdi konumuza devam edelim...

Çevrimdışı İrem-Özge

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 78
  • 231
  • 78
  • 231
# 19 Şub 2016 09:44:16
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Biz de karnemizi aldık. Öğretmenimiz karnemizi çok güzel süslemiş. Çok kıskandım ve neden ben böyle şeyler yapmıyorum diye kendime kızdım. Ama sanırım bu iş (yanlış anlaşılmasın lütfen) bayan arkadaşlar tarafından daha iyi yapılıyor.

Bizim öğretmenimiz de erkek. Süs püs sevmiyor :)
Ama çocuklar bekliyor. Bende veli olarak öğretmenimizden izin alarak kızımın sınıfına karne dosyası hazırlıyorum. Çocuklar mutlu öğretmenimiz mutlu veliler mutlu.

Çevrimdışı inanoguz

  • B Grubu
  • 408
  • 3.708
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 408
  • 3.708
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 18 Nis 2016 16:42:40
İtibar Dergi, Ocak sayısı, S.75

Çevrimdışı aslı_80

  • Bilge Üye
  • *****
  • 2.080
  • 12.050
  • Öğrenci Velisi
  • 2.080
  • 12.050
  • Öğrenci Velisi
# 02 May 2016 21:14:37
Merhabalar

Hepimiz çocuklarımızın iyiliğini istiyoruz. Bunun olması için çalışırken de bazen hatalar yapıyoruz istemeden. ''Eğitimpedia'' bu konularda gerçekten faydalı bilgiler sunuyor. Bugünkü yazıda; veliler ve ebeveynler olarak iyi niyetle yaptıklarımızla çocuklarımıza ne kadar zararlı olabileceğimizi paylaşmışlar.


Çocuklarımızı Güçsüzleştiriyor Muyuz?

Öğretmenler yeni neslin her şeye çok kısa süreler odaklanabildiğinden, içselden çok dışsal motivasyona ihtiyaç duyduklarından şikayet ediyor.

Üniversiteye yeni başlayan bir kız öğrenci, ilk sınavından düşük bir not alınca sınıfta ciddi bir sinir krizi geçirdi. Hıçkırıklar içinde annesine telefon açıp derhal profesörle konuşmasını istedi. Elbette profesör görüşmeyi reddetti. Başka bir anne çocuğunun iş görüşmesine onunla birlikte katıldı, sonra da işe niye alınmadığını merak etti.

Büyük bir işveren, bir iş görüşmesine gelen adayın kendilerine işe 18 ay içinde başlayabileceğini söylediğini belirtti. Karşısındaki işverenin bulunduğu yere gelmesi için 20 senedir çalıştığı aklının ucuna bile gelmemişti belki de.

Tüm bunlar kulağa çılgınca geliyor değil mi?

“Çok üzücü ama bu hikayelerin hepsi doğru” diyor Growing Leaders ( Liderler Yetişiyor) organizasyonunun kurucu başkanı Tim Elmore. “1990′lardan sonra doğan çocuklar , “anlık haz” çağında büyüdüler. iPhone’lar, iPad’ler, anlık mesajlaşmalar ve bilgiye hemen ulaşım, sürekli parmaklarının ucunda bulunuyor” diyor Elmore. “Okuldaki notlarını kendi çabalarıyla değil, anne babalarının “pazarlıkları” sonucunda elde ediyorlar. Küçücük şeyler başardıklarında övgüye boğuluyorlar. Yüzlerce Facebook ve Twitter arkadaşları var, ama gerçek hayatta pek fazla arkadaşları bulunmuyor.”

Bu gidişatı durdurmak amacıyla Growing Leaders organizasyonu, ulusal ve uluslararası 5000 devlet okulu, üniversite, belediye organizasyonu, spor takımı ve kurumla çalışarak gençlerin liderlere dönüşmelerine yardım ediyor. “Üç kez evlenip sayısız iş girişiminde başarısızlığa uğramadan önce kendilerinde eksik olan şeyleri onlara vermek istiyoruz.”

Peki ama anne babalar neden çocuklarına özgüveni öğreten ebeveynlikten, ne pahasına olursa olsun çocuklarını korumak isteyen helikopter ebeveynliğe geçiş yaptılar?

Belki de her şey anne babaların çocuklarının yaşamlarının her alanındaki güvenlik konusunda obsesif bir hale gelmeleriyle başladı. Dışarıda oyun oynamalarına izin vermek yerine çocuklarının tüm boş vakitlerini organize ettikleri aktivitelerle doldurmaya başladılar. Çocuklarının ödevlerini yaptılar, okulda hem öğretmenleriyle hem de arkadaşlarıyla yaşadıkları sorunları çözdüler ve ufacık şeyler için çocuklarına ödüller dağıttılar.

“Bu iyi niyetli ‘sen özelsin’ mesajları, bize pek de olumlu olarak geri dönmedi” diyor Elmore. “Onları geleceğe hazırlamak yerine onları korumaya adadık kendimizi. Düşmelerine, başarısızlığa uğramalarına ve korkmalarına izin vermedik. Problem şu ki, eğer çocuklar küçük yaşlarda, mesela parklardaki parmaklıklara tırmanmak ve düşmek gibi risklere bile girmezlerse, 29 yaşında atacakları her yeni adımda korku duyarlar.”

Psikologlar ve psikiyatristler giderek daha fazla genç insanın orta yaş bunalımı yaşadığını ve çok daha fazla klinik depresyon vakaları gördüklerini söylüyor. Bunun sebebi nedir? Genç insanlar, psikologlara ve psikiyatristlere henüz milyonlar kazanamadıklarını ya da mükemmel eşlerini bulamadıklarını anlatıyor.

Öğretmenler, koçlar ve yöneticiler, yeni neslin her şeye çok kısa süreler odaklanabildiğinden, içselden çok dışsal motivasyona ihtiyaç duyduklarından şikayet ediyor. Growing Leaders organizasyonunun amacı bu trendi tersine çevirmek ve gençlerin daha yaratıcı ve kendi kendini motive edebilen insanlar olmalarına yardım ederek kendilerine güvenmelerini ve dışsal motivasyona ihtiyaç duymamalarını sağlamak.

Aile psikoloğu John Rosemond da aynı fikirde. Rosemond, ödülün genellikle geri teperek beklenenden tam tersi bir etki yarattığını gösteren araştırmalar olduğunu vurguluyor. Öfkeli bir çocuk kısa süreliğine öfkeli olmadığı için ödüllendirildiğinde, ödüllerin gelmeye devam etmesi için kötü davranışını tekrar etmeye meyilli oluyor.

Nerede hata yaptık?

• Çocuklarımıza büyük hayaller kurmalarını söyledik ve şimdi her küçük eylem onlara önemsiz görünüyor. Oysa çocuklar sürekli dünyayı yerinden oynatamaz. Her ne kadar ilerleme gibi görünmese de küçük, ilk adımlar atmayı da öğrenmeliler. “Anlık şöhret” getirmeyen hiçbir şey onlar için yeterince iyi değil. “Onlara, harika şeyler yapmanın küçük hedefleri başarmakla başladığını anlatmamızın zamanı geldi” diyor Elmore.

• Çocuklarımıza özel olduklarını söyledik, üstelik ortada hiçbir sebep yokken. Mükemmel karakter özellikleri ya da beceriler göstermeseler de söyledik ve şimdi herkesten özel ilgi bekliyorlar. Problem şu ki, çocuklar özel olmak için özel bir şey yapmalarına gerek olmadığını sanıyorlar.

• Çocuklarımıza her türlü konforu sunduk, ancak onları hazzı erteleyemez bir duruma getirdik. Üstelik bizler de hiçbir şey için iki dakika bile sabredemez hale geldik. Ya da mesela iş yerinde işler istediğimiz gibi gitmediğinde çok çabuk sinirlenir olduk. “Artık istediğimiz şeyleri beklemenin, başkalarının isteklerine saygı göstermenin ve ‘ben’den daha büyük şeyler için bireysel arzulardan vazgeçmenin önemini öğrenme zamanı” diyor Elmore.

• Çocuklarımızın mutluluğunu en merkezi hedefimiz haline getirdik ve şimdi onlar için mutlu olmak oldukça zor. Çünkü mutluluk, anlamlı bir hayat yaşamanın bir sonucu. “Çocuklarımıza, gerçek hedefimizin, yeteneklerini, tutkularını ve yaşam amaçlarını keşfetmelerine yardımcı olmak olduğunu ve böylece onların da başkalarına yardım edebileceğini söylemeliyiz. Mutluluğun bunun bir sonucu olarak geleceğini anlatmalıyız”

Rahatsız edici çözümler:

“Çocuklarımızın 12 yaşında başarısızlığa uğramalarına izin vermeliyiz. Bu, başarısızlıklarını 42 yaşında yaşamalarından daha iyidir” diyor Elmore. Onlara, ‘istediğin her şeyi yapabilirsin’ anlayışının her zaman doğru olmadığı gerçeğini incelikli bir şekilde anlatmalıyız.”

Çocuklar hayallerini yeteneklerinin üzerine kurmayı ister. Sesi güzel olan her kız çocuğu bir gün ünlü bir şarkıcı olmayacak, küçükler takımında oynayan her sporcu büyüyünce büyükler liginde oynamayacak.

• Başlarına dert açmalarına ve sonuçlarına katlanmalarına izin vermeliyiz. Düşük not alabilirler, sorun değil. Bir dahaki sefere yüksek not almak için daha çok çalışmalılar.

• Özerklik ile sorumluluğu dengelemeliyiz. Örneğin oğlunuz arabanızı ödünç alırsa, benzin deponuzu doldurmak zorunda olsun.

• Öğretmeniyle işbirliği yapın, ama çocuğunuzun ödevlerini yapmayın. Eğer bir sınavda kötü not alırsa, sonuçlarına katlanmasına izin verin.

“Aslında işin sırrı, sertliği ve yumuşaklığı iyi dengelemekte” diyor Elmore. “Dışarıdan yumuşak görünüp içeriden sert olmalıyız. Çocuklarımızın büyüdüklerinde başarılı olmaları için henüz gençken başarısız olmalarına izin vermeliyiz.”

[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]

Çevrimdışı aslı_80

  • Bilge Üye
  • *****
  • 2.080
  • 12.050
  • Öğrenci Velisi
  • 2.080
  • 12.050
  • Öğrenci Velisi
# 31 May 2016 23:47:03
Bir ergen bir de ergen adayı iki çocuk annesi olarak sevdim bu yazıyı. Güzel tavsiyeler var.

Bir Anne Anlatıyor: Harika Ergenler Yetiştirmenin 7 Sırrı

Küçük çocukları olan anneler bana sık sık, harika ergenler yetiştirmenin sırlarını sorarlar.

İlk önce, herhangi bir fikrim yok derim. Çocuklarım bana rağmen böyleler. (Genç anneler, bu cevabı fazla yararlı bulmazlar.)

Aslında, size her şeyden önce şunu söyleyebilirim; ergenlerin anne-babalarından nefret eden ve kapıları çarpan öfkeli, somurtkan yaratıklar olduğu inanışını bir kenara bırakın. Bazıları böyledir ama çoğunluğu böyle davranmaz. Çocuklarımın arkadaşları da çocuklarım kadar mutlu ve keyifliler, bu yüzden sadece bizde böyle olmadığını biliyorum.

Ergenler inanılmazdır. Eğlencelidirler, akıllıdırlar, kolay mutlu olurlar ve işin ucunda yiyecek varsa her şeye hazırdırlar. Yürekleri sevgi doludur, sevilmek ve değer görmek için çırpınırlar. Gariptirler, dağınıktırlar ve müthiş bir mizah anlayışları vardır.

Öyleyse, buyurun benim ergen yetiştirme “kurallarım”. Uygulayıp işe yaradığını gördüğümüz sırlar da diyebiliriz.

1. Onları yürekten sevin


Onlarla ilgili her şeyi sevin, sinir bozucu olanları bile. Yaptıkları ve yapmak istedikleri şeyler için onları sevin. Onları ne kadar sevdiğinizi sözcüklerinizle ve davranışlarınızla belli edin. Her gün. Onların buruşuk gömleklerini ve vücut spreylerine bulanmış hallerini sevin. Kötü el yazılarını ve sivilceli yanaklarını sevin. Karmakarışık kafalarını ve uzun giden kollarını, bacaklarını sevin. Önemsiz gibi görünen bu ayrıntılar aslında büyülü bir süreci oluşturur. Bunları izlemek, bir elmasın oluşumunu izlemek gibidir. Bütün o kusurlar gün geçtikçe ortadan kaybolur ve sonunda ortaya sorumluluk sahibi, ciddi bir yetişkin çıkar. Ergen çocuğunuz harika bir eş ve baba ya da harika bir eş ve anne olur. Böylesine muhteşem bir gelişime tanıklık etmek ayrıcalıktır.

Ergen çocuklarınızı ayrıcalıklarınız olarak görün, taşımak zorunda olduğunuz yükler olarak değil. Onlar hayal edebileceğinizden çok daha çabuk kavrar ve sezerler. Onlara karşı hissettiklerinizi saklayamazsınız. Bu yüzden onları sadece sevin.

2. Dinleyin ve dikkatinizi verin.

Okuldan eve geldiklerinde, o gün yaptıklarını size anlatırlarken onlarla geçireceğiniz kısacık ve çok değerli bir zamanınız var. Onları gördüğünüze sevinin. Cep telefonunuzu bir kenara bırakın. Bu zaman dilimini akşam yemeğini hazırlayarak ya da telefon görüşmeleri yaparak harcamayın. Onların gözlerinin içine bakın ve anlattıklarını dinleyin. Anlattıkları zaferler, sizin zaferleriniz olsun. Empatik olun. Ortaokul ve liseyi idare etmek gerçekten zordur. Yine de, kendileri istemediği sürece onlara tavsiyeler vermeyin, nutuk çekmeyin. Sadece dinleyin. Böylece kendilerini önemli ve değerli hissederler. Hepimizin kendimizi böyle hissetmeye ihtiyacı vardır.

3. “Hayır” dediğinizden daha fazla “Evet” deyin.

Dünya onlara hep hayır diyecek. Hayatları boyunca, “yeterince iyi değilsin” ve “bunu yapamazsın” dalgalarıyla boğuşacakları fırtınalı bir denizde yüzecekler. Hiçbir şey yapamasam bile, elimden geldiği sürece, onların hayatında tam tersini söyleyen ses olmak istiyorum. Sınırlı olmadıklarını ve yeterince sıkı çalışırlarsa her şeyi yapabilecekleri inancını vermek istiyorum onlara. Hayatlarındaki “Evet” ve “Yapabilirsin” ifadesi olmak istiyorum. Her gün evimden kendilerini yenilmez hissederek çıkmalarını istiyorum.

 

4. Sık sık hayır deyin.

Çocuğunuzun mutsuz olacağı ya da zarar göreceği deneyimler ve durumlar karşısında hayır demeniz gerekir. Daha on altı yaşındayken, akranlarının önünde alkol kullanma konusunda tercih yapmaya zorlanabileceği partilere katılmasına izin vermeyin. Sabahın üçüne kadar sokakta kalmasınlar. Bir ebeveyn gibi davranın. Hem fiziksel hem de ruhsal açıdan güvende olmalarını sağlayacak kurallar koyun. Bunu söylemeye gerek bile olmadığını düşünebilirsiniz ama şaşırtıcı sayıda ebeveynin böyle kurallar koymadığını biliyoruz.

5. Onları besleyin. Hem de çok.


Sadece kendi çocuklarınız için değil, çocuklarınızın arkadaşları için de yiyecekleriniz hazır olsun. Bu çocukların bedenleri inanılmaz bir hızla büyüyüp gelişiyor ve bu yüzden de enerjiye ihtiyaç duyuyorlar. Çoğu bunu işlenmiş şekerli ve hidrojenize ya da bunlara benzer şeylerle karşılamayı tercih ediyor. Çocuğunuzun arkadaşları, evinizin lezzetli atıştırmalıklarla dolu olduğunu bilirse, sizin evde vakit geçirmek için ona yalvaracaklardır. Böylece hem çocuğunuzun arkadaşlarını tanımış olursunuz hem de çocuğunuz gözünüzün önünde olur.

 

6. Ufak şeyleri dert etmeyin.

Evde bir ergen varsa salonun ortasına bırakılıvermiş bir sırt çantası görmeniz çok doğaldır. Ya da kirli çamaşırlar yatak odasının dört bir yanına dağılmış olabilir. Ağzınızı açıp onlara bağırmak yerine önce kendinizi onların yerine koyun. Öncelikle, o gün kendilerini nasıl hissettiklerini anlamaya çalışın. Belki o gün kendilerini yenilgiye uğramış hissediyorlardır, bir an olsun rahatlamaya ve size bundan söz etmeye ihtiyaçları vardır. Dağınıklığı bir tarafa bırakıp, kocaman, terli çocuğunuza sımsıkı sarılın. Onun dünyası hakkında konuşun. Neler yaptığını, neler yapmak istediğini, hayallerini öğrenin. Ancak ondan sonra etrafı toplamasını isteyin ondan.

Peki böyle söyledim diye, oğullarımın odalarını tamamen görmezden geldiğimi mi sanıyorsunuz? Hayır, öyle yapmıyorum. Ama onlarla tartışacağım uygun zamanı kolluyorum. Haftada ya da on günde bir, odalarını toplamaları gerektiğini söylüyorum. İtiraz etmeden topluyorlar çünkü bu şekilde onlara dırdır etmiş olmuyorum. Toplamalarını istiyorsam, toplanması gerektiğini biliyorlar.

7 . Sonra geri çekilin ve sihrin işe yaramasını izleyin.

Eğer bırakırsanız bu muhteşem yaratıklar size yüreklerini açarlar ve sizi hayal dahi edemeyeceğiniz kadar büyük bir coşkuyla severler. Ergenler, etraflarına mutluluk saçan parlak, becerikli ve güçlü ruhlardır. Komik ve zekidirler. Düşünceli ve duyarlıdırlar. Bizim onlara bayılmamızı isterler. Onlara bayılmamıza ihtiyaç duyarlar. Çok derinden severler ve başkalarının duygularını güçlü bir şekilde hissederler.

Kaynak: [linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]

Çevrimdışı ugurlucky

  • Üyeliği İptal Edildi
  • 12.957
  • 33.477
  • Müdür Yardımcısı
  • 12.957
  • 33.477
  • Müdür Yardımcısı
# 01 Haz 2016 00:05:45
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Kıymetli veliler,

Özellikle ilkokul çağında öğrenciniz varsa öğrencinizin yanında yaptıklarınız ve konuştuklarınız öğrenciniz tarafından bize anlatılıyor.

Biz sormadığımız halde, konuyu kapatmaya üstelediğimiz halde anlatılıyor.

Sevdiğiniz dizileri, aile içinde yaşananları çocuklar olanca masumlukluklarıyla anlatmaktan çekinmiyor.

Anneye yardım etmeyen babaları, saatlerce dizi izleyen anneleri biliyoruz.

Ve dün şunu da duyduk Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersinde; 'öğretmenim dedem diyo ki gece asmaya su yürürse abdest almadan namaz olmazmış, asmayla namaz ne alaka hindi?'

Dedene sor diyemedik, bu yedinci sınıfın konusu, şimdi konumuza devam edelim...
göreve başladığım ilk yıllarda ben de ailevi konuları bol bol dinlemek zorunda kaldım :)

Çevrimdışı aslı_80

  • Bilge Üye
  • *****
  • 2.080
  • 12.050
  • Öğrenci Velisi
  • 2.080
  • 12.050
  • Öğrenci Velisi
# 17 Haz 2016 11:29:31
Fiili olarak çoktan girdiğimiz yaz tatiline bugün resmen de girdik.

Karnelerimiz henüz gelmedi ama notları biliyoruz e-okuldan. Karne görüşlerini okumak için sabırsızlıkla bekliyorum.

Sağlıklı, huzurlu, gönlümüzce geçirebileceğimiz bir tatil dileğiyle selamlar, sevgiler.

İyi tatilleeeer :)

Çevrimdışı ugurlucky

  • Üyeliği İptal Edildi
  • 12.957
  • 33.477
  • Müdür Yardımcısı
  • 12.957
  • 33.477
  • Müdür Yardımcısı
# 18 Haz 2016 02:27:58
Bir veli olarak oğlumu görev yaptığım okuldan mezun ettim.tüm öğrencilere bir üst öğrenimlerinde başarılar dilerim

Çevrimdışı tekmen

  • Moderatör
  • *****
  • 21.697
  • 46.639
  • 3. Sınıf Öğretmeni
  • 21.697
  • 46.639
  • 3. Sınıf Öğretmeni
# 18 Haz 2016 02:48:36
Sabah bir veli geldi; çocuğunun karnesini istiyor. Biraz bekleyin daha md gelmedi dedim.
Ne dese beğenirsiniz: "Ocakta süt var, taşmasın!"

Çevrimdışı öffpüff

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.467
  • 1.770
  • 1.467
  • 1.770
# 18 Haz 2016 03:17:32
karneyi erken versene hocam mukabeleye yetişcem :D

Çevrimdışı celil65

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.581
  • 4.631
  • 3. Sınıf Öğretmeni
  • 1.581
  • 4.631
  • 3. Sınıf Öğretmeni
# 19 Haz 2016 04:16:31
Karneleri dağıttık. Bayrak töreni yaptık. Bir velim elinde çocuğuyla geldi. "Hocam okullar ne zaman açılacak ?" dedi. Ben şok. Hazırlıksız yakalandım, Eylülde diyebildim. 😧

Çevrimdışı ugurlucky

  • Üyeliği İptal Edildi
  • 12.957
  • 33.477
  • Müdür Yardımcısı
  • 12.957
  • 33.477
  • Müdür Yardımcısı
# 19 Haz 2016 04:18:53
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Karneleri dağıttık. Bayrak töreni yaptık. Bir velim elinde çocuğuyla geldi. "Hocam okullar ne zaman açılacak ?" dedi. Ben şok. Hazırlıksız yakalandım, Eylülde diyebildim. 😧

veli için eylüle kadar zor olacak çocuğa bakmak :)

Çevrimdışı aslı_80

  • Bilge Üye
  • *****
  • 2.080
  • 12.050
  • Öğrenci Velisi
  • 2.080
  • 12.050
  • Öğrenci Velisi
# 29 Tem 2016 20:27:07
Çocuklara Ne Öğretelim?

Çocuklar hayat boyu çok şey öğrenecekler. Öğrendiklerinin bazıları bizim kontrolümüzde ve isteğimiz dâhilinde, bazıları ise bizim onaylamadıklarımız olacak.
Peki, çocuklara önce ne öğretelim?

Günaydın demeyi, hâl, hatır sormayı ve selam vermeyi öğretelim. Saygı görmek istiyorlarsa, saygı göstermeleri gerektiğini anlatalım.

Çocuklara, önce yatağını toplamayı, tabağını kaldırmayı, döktüklerini toplamayı öğretelim.

Kırmanın, bozmanın, yok saymanın ne denli kolay olduğunu, yaratamayacağı hiçbir şeyi yok etmemesi gerektiğini söyleyelim.

Çocuklara hak, hukuk öğretelim. Onlara adaleti anlatalım ve bir gün herkese gerekli olduğunun altını çizelim.

Tenezzül etmemeyi, onurlu bir yaşam sürmeyi ve haysiyetin ne demek olduğunu öğretelim.

Kısa yollarla doldurulmuş çağımızda, uzun yolları gösterelim. Onlara, “sahip” olmaktan çok sahip çıkmayı öğretelim.

Çiçekçiden tüm çiçekleri satın almanın marifet olmadığını, yetiştirdiği bir bitkinin açan yapraklarının ne büyük mutluluk verdiğini deneyimlemelerini isteyelim.

Çocuklara, tamir etmenin önemini anlatalım.

Sahip olduklarına, herkesin sahip olmadığını anlamalarını sağlayalım. Şımarık bir hayatın ne kadar değersiz olduğunu öğretelim.

Bir şey satın alırken, verilen para ile kaç insanın doyacağını düşünmelerini isteyelim.

Mirasın ne anlama geldiğini ve gerçek mirasın ne olduğunu öğretelim. Mirasyedinin ve miras bırakanın kim olduğunu anlatalım.

Kimsenin anlatmadığı şekilde onlara savaşları anlatalım. Bir savaşta kazananın olmadığını öğretelim.

Makam ve iktidar için kimseye eziyet etmemeyi öğütleyelim. Hiçbir koltuğun, yalakalık için değmeyeceğini anlatalım.

Alın terinin ne denli kutsal olduğunu söyleyelim.

İnsan aklının, egolarının içine gömülü olduğunu ve bunu en kısa sürede bulup çıkartmanın mütevazı bir yaşam için gerekli olduğunu öğretelim.

Çocuklara sorumluluk almayı öğretelim… İyi insan olmanın ne demek olduğunu, bunun gerçek bir servet olduğunu gösterelim.

Onlara, sevmeyi öğretelim… Karşılıksız sevebilmenin ne büyük bir yürek gerektirdiğini anlatalım.

Ömer Orhan

[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK