Velilerimize Tavsiyeler

Çevrimdışı eylulada1

  • Bilge Üye
  • *****
  • 4.164
  • 47.317
  • 4.164
  • 47.317
# 09 Ara 2013 22:56:03
ÇOCUK PSİKOLOJİSİNDE DOĞRU BİLİNEN YANLIŞLAR

Çocuğuna ‘hayır’ diyemeyen, böyle olunca da ‘parmakta oynatılan’ yeni nesil anne-babalara günümüzde hayli sık rastlamak mümkün. Oysa bu tarz çocuk yetiştirme, sadece kendini önemseyen bir nesil yetişmesine neden olabilir!

 Yeni nesil anne-babalar çocuğa sınırlarını öğretmekte tutuk davranıyor, özgüven aşılamada abartıya kaçıyor ve net bir ses tonuyla ‘dur’ diyemiyor.
 Çocuğun her davranışını büyüteç altına alan, halk arasındaki tabire göre ‘parmakta oynatılmaya’ aday yeni nesil anne-babalar sağlıklı çocuklar yetiştirebiliyor mu? Bu tarz çocuk yetiştirmek, abartılı özgüven şişirmesi ile benmerkezci, sadece kendisini önemseyen, insani duyarlılıkları zayıf kalacak bir nesil yaratır.

 Çocuklarımızı büyütürken yaptığımız ‘Psikolojik Hatalar’:

1-Özgüven Her Koşulda İyidir: Bu bilgi, 1980 ve 90’lı yıllarda Amerika/Avrupa’daki ‘yeni çocuk yetiştirme açılımı’na psikoloji biliminin ‘katkısı’ olarak ortaya sürülmüştür. Ancak yıllar, pek çok önemli kuramcının bu konuyu yeniden değerlendirmesine yol açmış, çocuklara özgüven pompalamasının, katkıdan çok zarar getirmeye başladığını göstermiştir. Çocuğa ‘sen çok özelsin, farklısın’ mesajlarının sıklıkla gitmesi, erken yaşta aşırı şişen bir ‘benlik’ duygusuna yol açabilir. Çocuğun her davranışını mercek altına almamak, sürekli ona açıklamalar yapmamak; yani hayatta “sürekli ve sadece” onun merkezde olduğu algısını ortadan kaldırmak, özgüvenden bencilliğe gidebilecek yolu kesebilir.

 2-Çocuklara Asla Kızılmaz, Yüksek Sesle Konuşulmaz: Çocukların onurlarını kırmamak, onları ruhsal ve fiziksel olarak korumak sadece anne-babanın değil, hepimizin görevi. Ancak çocuk, kimi zaman net ve sert yönlendirmelere de ihtiyaç duyar. Örneğin; annesine herkesin ortasında tekme atan 3 yaşındaki bir çocuğa, sakince ‘bu yaptığın pek hoş değil’ demek yerine, sert ve net bir ses tonu ile ‘yapma!’ denilerek, sert ve donuk bir yüz ifadesi ile tepki verilebilir. Çünkü şiddet göstermesi neredeyse normal karşılanan bir çocuk, bu davranışı artırarak yineleyecektir.

 3-Başkalarının Yanında Çocuğa Kızılmaz: Çocuk, bu bilgiyi kullanarak, başkalarının yanında dizginlenemez davranışlar sergiler. Örneğin; başkalarının yanında sürekli gürültü yapan bir çocuğa da sert bir şekilde ‘hayır’ denilebilmelidir. Çünkü çocuk, çevreye verdiği rahatsızlığın farkında olmaz. Ona sınırlarını öğretecek olan anne-babadır. Çocuk bu sınırları ihlal etiğinde, anne-baba o anda müdahale ederek, net yönlendirmelerle bu ihlallere ‘dur!’ diyen taraf olmalıdır.

4-Başkalarının Çocuğuna Asla Müdahale Edilemez: Eskiden genç annesinin başa çıkmakta zorlandığı bir çocuğu, tatlı sert bir müdahale ile hizaya getiren ‘teyzeler’ vardı. Günümüzde ise bir kafeteryada ortalığı birbirine katan bir çocuğa çoğunluk, ‘başkasının çocuğuna asla müdahale edilmez’ düşüncesi ile sessiz kalabiliyor. Oysa görmezden gelmek, hatta çocuğa gülümsemek yerine; anne-babayı rencide etmeyecek şekilde çocuğa dönerek ‘anneni çok zor durumda bırakıyorsun ve bağırtınla da hepimizi rahatsız ediyorsun’ denilebilir.

 5-Çocuğun Her Merakı Giderilmeli: Çocuğun her sorusu ayrıntılarıyla cevaplanırsa, düşünceleri ve hayal gücü yetişkin cevapları ile ‘sınırsızca’ karşılık bulursa; ‘çevrenin onun sorularına ve konuşmalarına yetişemediği ve bir süre sonra rahatsızlık vermeye başlayan’ bir çocuk haline gelebilir. Çocuk, bazı sorularının cevabını kendi hayal gücünden tamamlayabilir. Her şeyi ayrıntısıyla bilmek zorunda değildir. Her sorusunun ayrıntılarıyla yanıtlanması, düşünce hızını ve konuşma miktarını kontrolsüz hale getirebilir; bu da onun kaygı düzeyini artırabilir, ‘yetişkin dili’ ile konuşan (‘büyümüş de küçülmüş’) bir duruma getirebilir.

 6-Her Seslenişine Cevap Verilmeli: Her seslenişine (o anda bir yetişkin ile muhabbet halinde iken bile) karşılık alan çocuk da ‘sınır’ problemi yaşar. Bir başkası ile konuşan anne-babasını bölen çocuğa her seferinde cevap vermek; ona ‘diğerlerinin birlikte yaptıkları şeyler değil, sadece senin ne istediğim önemli’ mesajını gönderir. Çocuk, isteğinin anında giderilmesini ister. Bunu ‘normal’ karşılamak ve diğer konuşmayı önemsememek, doğrudan bu mesajı verir.

7-Aile İçi Kararlar Mutlaka Çocuğa Da Sorulmalıdır: Bu bilgi de; 6 yaşında ancak hafta sonunda nereye gidileceğine karar vermesi istenen, 8 yaşında ancak eve alınacak mobilyayı seçen, 4 yaşında ancak akşam mönüsü onun seçimine göre düzenlenen çocuklara işaret eder. Demokratikliğin çocuğu da kapsaması demek, aile içindeki önemli her karara çocuğu da katmak demek değildir. Bazı kararları sadece yetişkinler vermelidir. Karar verme sistemine ‘her zaman’ çocuğu da katmak, hatta onu ‘asıl karar verici’ yapmak çocukta yük yaratır, ego şişmesine yol açar.

8-Yemek Yemeyen Çocuğa Asla Zorlama Yapılmaz: Bu, sadece pediatrinin değil, psikolojinin de kısmen konusudur. Bir bebeğe abartılı şekilde yemek yedirilmeye çalışılması, 7-8 yaşlarındaki çocuğun ağzına yemek tıkılması (bu, bağımlılık açısından riskli bir belirtidir) ne kadar sağlıksız ise; yapısal olarak ‘yememeye yatkın’ çocuklara asla baskı yapmamak da gerçekçi değildir. Bu tür çocuklar, tamamen kendi inisiyatiflerine göre yemek yiyemezler. Özellikle 2 yaş civarı çocuklar, bu konuyu iyice oyuna çevirirler, yemek yerken gezerler. Gezerken ya da masadayken, çocukların ağızlarını açmak istemedikleri zamanlarda da net (ancak şiddet, aşırı öfke göstermeden) yönlendirmelerle yemek yedirilebilir.
 Klinik Psikolog Sinem Demir
 Sağlık & Yaşam Dergisi

Çevrimdışı KLASİKKLAS38

  • Yeni Üye
  • 1
  • 4
  • 1
  • 4
# 09 Ara 2013 23:30:23
öğrencinin  özelliklede akıllı öğrencinin en önemli silahı bana göre arkadaş çevresi . akıllı zeki ve çalışkanlardan seçili arkadaş grubu aynı özelliklerini diğerlerine de yansıtır. ama farklı gruplardan arkadaşlar seçtiğinde kendi özelliklerini de kaybettirecektir..... hem eğitimci arkadaşladan hemde velilerden ricam lütfen çocuklarımızın kimlerle arkadaşlık kurduklarına dikkat edelim onları kendi gruplarından arkadaşlara yönlendirelim....

Çevrimdışı eslemnurum

  • Uzman Üye
  • *****
  • 10.560
  • 26.279
  • 10.560
  • 26.279
# 15 Ara 2013 01:02:15
Çocuklarınıza gerektiği zaman "hayır" demeyi bilin ve deyin.

Çevrimdışı asyanur

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.109
  • 3.929
  • 3. Sınıf Öğretmeni
  • 1.109
  • 3.929
  • 3. Sınıf Öğretmeni
# 15 Ara 2013 01:10:53
Velinin sürekli telkinlerle çocuğuna örnek olamayacağını ancak oku yerine gel birlikte okuyalım diyerek ,örnek olacağını düşünüyorum.

Çevrimdışı NİL35

  • Yönetim Ekibi
  • *****
  • 10.868
  • 94.619
  • 10.868
  • 94.619
# 16 Haz 2015 17:57:37
Kaplan Ebeveynlik

Çocuk & Aile Çalışmaları Laboratuvarı / Child & Family Studies Laboratory

Aşırı disiplinli, hırslı, performans ve başarı odaklı “kaplan ebeveynlik" çocuğun beyin gelişimini etkileyerek kaygı sorununa yol açıyor.

Scientific American dergisinin Nisan 2015 sayındaki sayısında yayınlanan bir makalede ebeveyn davranışlarının, çocuğun beyin fonksiyonlarını etkileyerek kaygı problemini arttırdığı gösterildi.
3 yaşındaki 300 çocuk ve ailesini 3 yıl boyunca takip eden bir araştırmada, ebeveynlerin çocuklarına yönelik davranışları gözlemsel yöntemler ve anketler ile değerlendirildi. Aşırı disiplinli, performans ve başarı odaklı, çocuklarından farklı alanlarda yüksek başarı bekleyen ve bu başarıya ulaşmak için kontrolcü davranışlar sergileyen, literatürde “kaplan” ebeveynlik olarak geçen ebeveynlik davranışına maruz kalan çocukların 3 yıl sonra, 6 yaşına geldiklerinde, beyin fonksiyonlarının hatalara karşı daha duyarlı olduğunu, beyinlerinin hatayı fark etme ve denetlemeyi sağlayan kısmının diğer çocuklara oranla daha büyük olduğunu, bu sebeple kaygı problemlerine daha yatkın olduklarını gösterdi.

 Sonuçlar, ebeveynleri tarafından olumsuz kontrole, başarıya ulaşmak için baskıya ve katı eleştiriye maruz bırakılan çocukların bu eleştirileri içselleştirdikleri, bu içselleştirme sonucunda beyin fonksiyonlarının değişip hatalara karşı daha duyarlı hale geldiği ve bu durumun kaygı problemlerini arttırmada önemli rol oynadığı yönünde.

Araştırmacılar, çocukların başarıya ulaşmasını hedefleyerek onlara fazla kontrolcü davranışlar göstermek ve hatalarına dair sert eleştiriler yapmak yerine, onlara sıcak ve duyarlı davranmanın önemine işaret ediyor.

Çevrimdışı duyguaydın

  • Moderatör
  • *****
  • 5.415
  • 126.203
  • 5.415
  • 126.203
# 16 Haz 2015 18:05:33
 Kaplan veliler...Helikopter veliler..

Ne olacak bu çocukların hali.. :)

Çevrimdışı NİL35

  • Yönetim Ekibi
  • *****
  • 10.868
  • 94.619
  • 10.868
  • 94.619
# 16 Haz 2015 18:06:17
Burada bulunsun seneye ögrenciler üzerinde uygulayacagım:)

Çocuklarda hafızayı güçlendirme..

Çevrimdışı nedenasıl

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 752
  • 1.644
  • Öğrenci Velisi
  • 752
  • 1.644
  • Öğrenci Velisi
# 31 Tem 2015 10:14:11
İyi tatiller öğretmenlerim, zamanınızda tavsiyelerinizden çok faydalandım bu yüzden size ve aracı olan sitemize teşekkür ederim. Size yine işin düştü. Oğlum 6. başlayacak, yaz tatilinde sadece kitap okudu, geçen gün dersler açısından çok hamladığını gördüm, o yüzden ona ara sıra karıştıracağı 6. sınıfa ısındıracak, en azından sosyal bilgileri okusun diye,(sosyali biraz zayıf) konu anlatımlı bir kitap almak istiyorum, kitapçılarda genelde güvender(gerçi konu anlatımlısı bitmiş) anafen, körfez, final gibi yayınlar var, sizce hangisini tercih etmeliyim, konu anlatımlarında hangisi iyidir?

Çevrimdışı kırıktesti

  • Üye
  • *
  • 16
  • 32
  • 16
  • 32
# 31 Tem 2015 12:11:07
Ona hata yapabileceğini öğretin.Özür dileyebilmeyide....

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK