Yorumsuz! : Haberler

Çevrimdışı yenibetşe

  • Uzman Üye
  • *****
  • 3.338
  • 3.551
  • 3.338
  • 3.551
# 30 Mar 2010 17:34:07
Öğretmen 15 gündür kayıp
Eskişehir'in Mihalgazi ilçesinde, 15 Mart'ta arkadaşlarıyla gittiği pikniğin akabinde eve dönerken kaybolan öğretmen Mehmet Ali Örkmez, hala bulunamadı. Polis, Jandarma ve Akut ekiplerinin 15 gündür yaptığı aramalar bir sonuç vermedi. Aramalardan sonuç çıkmaması ailesini perişan etti.
 Arama çalışmaları sırasında bölgeden geçen Sakarya Çayı'na bağlı sulama kanalının suları kesildi, toprak kazıldı, öğretmenin kaybolduğu alan ile piknik yaptığı bölge arası arandı. Ancak Mehmet öğretmenle ilgili bir ipucuna bile rastlanmadı. Gün geçtikçe bir bulguya rastlanmayınca Mehmet öğretmenle ilgili arama çalışmaları da hız kaybetmeye başladı. Sabah saat 10.00'da başlayan arama çalışmaları öğleden sonra 15.00 sularında bitiyor. Geçen hafta sonu ise arama yapılmadı. Günlerdir aranan tek yer ise Sakarya Çayı'nın geçtiği alan.

Örkmez'in ailesi aramaların yetersizliğinden ve tek bölgede yapılmasından rahatsız. Kardeşi Mustafa Örkmez, aramaların artırılarak geniş bölgelerden yapılmasını istiyor.

Alınan bilgiye göre, 6 yıl önce İzmir 9 Eylül Üniversitesi Fen Fakültesi'nden mezun olan 30 yaşındaki Mehmet Ali Örkmez, Mihalgazi İlköğretim Okulu'nda öğretmen olarak göreve başladı. Şanlıurfa Siverekli olan ve 4 yıldır Mihalgazi İlköğretim Okulu'nda görev yapan Örkmez, 15 Mart'ta meslektaşları Ahmet Altay, Mustafa Derin, Abbas Kaplan, Sinan Çektemir ile birlikte Sakarılıca Kaplıcaları'na pikniğe gitti. 26 SL 652 plakalı Ahmet Atlay'ın idaresindeki otomobille piknikten aynı günün akşam saatlerinde ilçe merkezine dönmek için yola çıktı. Ancak, piknik dönüşünde Atlay idaresindeki otomobil yol kenarındaki bir kayaya çarptı. Maddi hasarın meydana geldiği kazadan sonra aynı araçla ilçeye gelen öğretmenlerden Örkmez, ikamet ettiği lojmanlara yakın ve Sakarya Nehri'nin geçtiği bölgede arkadaşlarıyla vedalaşarak araçtan indi. Ardından evlerine giden 3 öğretmen, sabah okula geldiklerinde arkadaşları Örkmez'in derse girmediğini fark etti. Evini ve cep telefonunu arayan arkadaşları Örkmez'den haber alamayınca durumu güvenlik güçlerine bildirdi.

Güvenlik güçleri, cep telefonu kapalı olan Örkmez'in kaldığı lojmanı aradıktan sonra yakınlarıyla irtibata geçti. Bunun üzerine bekâr olan Örkmez'in bulunması için çalışma başlatıldı. Akut, polis ve jandarma ekipleri öğretmenin piknik yaptığı alan ile kaybolduğu lojman arasında bir kez köpeklerle arama yaptı. Ardından bölgeden geçen Sakarya çayına bağlı sulama kanalının suları kesildi, toprak kazılarak tabanı arandı. Şu anda arama çalışmaları Sakarya Çayı ile sulama kanalında yapılıyor. Ancak 15 gündür Mehmet öğretmenle ilgili bir ipucuna bile rastlanmadı. Yapılan çalışmalar netice vermeyince Mehmet öğretmenle ilgili arama çalışmaları da hız kaybetmeye başladı.

AİLESİ: ARAMALAR YETERSİZ VE TEK YÖNLÜ

Örkmez'in ailesi ise aramaların yetersizliğinden ve geniş alanda yapılmamasından rahatsız. Kardeşi Mustafa Örkmez, abisinin bir kez gittikleri piknik alanı ile kaybolduğu bölge arasında arandığını, ondan sonra arazide hiç arama yapılmadığını söyledi. Son bir haftadır aramaların yalnızca suda yapıldığını, ancak abisiyle ilgili bir bulguya rastlayamadıklarını anlatan Mustafa Örkmez, aramaların artırılarak çeşitli bölgelerden yapılmasını istedi.

"Aramalar yetersiz. Çok üzülüyoruz" diyen Mustafa Örkmez, şunlarısöyledi: "Aramalar sabah saat 10.00 gibi başlıyor, akşam 15.00 gibi bitiyor. Hafta sonları arama yapılmıyor. İlk hafta önce piknik alanından ağabeyimin evine kadar olan alanda arama yapıldı. Onun dışında başka yerler aranmadı. Şu anda ise sadece suda arama yapılıyor. Aramaların artırılarak geniş bölgelerde de yapılması lazım. Ağabeyimle ilgili su dışında arazide bir yerde bulguya, ipucuna rastlayabiliriz. Belki kendisini arazide bulabiliriz. Tek bir noktada arama yapılması bizleri huzursuz ediyor. Bizlerin anlayışla karşılanması gerekir. Bunları yaşamak zor."

"KİMSEYLE BAĞLANTISI YOKTU AMA KAÇIRILMIŞTA OLABİLİR"

Abisinin kaçırılmış da olabileceğini anlatan Mustafa Örkmez, "Ağabeyimle kendi halinde bir insandı. Ne bir örgüt, ne bir cemaat veya toplulukla herhangi bir bağlantısı da yoktu. Tüm arkadaşlarıyla görüştük. Nereye gitmiş, gelmiş olabilir diye. Ama bir netice yok. Kaçırılma ihtimalini görmüyoruz. Ama olmaz diye de bir şey yok. Her şey olabilir. Şu anda her şeyi göz önünde bulundurmak gerekir." ifadesini kullandı.

Baba Ramazan Örkmez de, "Sanki yer yarıldı oğlum içine girdi. 15 gündür süren aramalar bir netice vermedi. Ne olur oğlumun yerini bilen gören varsa haber versin. Oğlumdan bir netice almak istiyoruz. Akıbetini bilmemek bizlere daha da acı veriyor." şeklinde konuştu.

Aramalara katılan anne Adalet Örkmez de şu ana kadar bir neticeye ulaşılamayınca üzüntüden rahatsızlandı. Oğlundan bir haber alamayan anne Adalet Örkmez, sık sık bayılınca memleketine geri götürülerek, tedavi altına alındı.

Çevrimdışı yenibetşe

  • Uzman Üye
  • *****
  • 3.338
  • 3.551
  • 3.338
  • 3.551
# 30 Mar 2010 17:36:39
Yöneticilik Görevi Olup ta Sınava Girmeyenler de Atanabilecek.
Mayıs Ayında Daha Önce Yöneticilik Görevi Olup ta Sınava Girmeyenler de Atanabilecek.
       Bilindiği gibi Milli Eğitim Bakanlığı uzun süren bir bekleyişin ardından 13.08.2009 günü Yönetici Atama  ve Yer Değiştirme Yönetmeliğini yayınlamış ve neredeyse tüm eğitimcilerin onayını alan bir çalışmaya imza atmıştır. Yönetmelikte belirlenen süreç Müdür Başyardımcılığı  ataması dışında ara vermeden devam etmiş önce müdür, sonra da müdür yardımcılığı ataması yapılarak yönetmelik gereklikleri yerine getirilmeye çalışılmıştır.

     Yapılan atamalar sınav şartına bağlandığı için daha önce yöneticiliği bulunduğu halde sınava girmeyen ya da sınavda başarılı olamayanlar kapsam dışı kalmıştı.Ancak yönetmeliğin 21.Maddeye göre Mayıs ayında yapılacak yönetici atama ve yer değiştirme işleminde daha önce yöneticiliği olanlar da (süre belirtilmemiş) EK-1 değerlendirme formuyla müracaatlarda bulunabileceklerdir. Yapılacak değerlendirme sonucu bu anlamdaki yöneticilik müracaatları, sınavı kazananlara öncelik hak verilmek suretiyle puan üstünlüğüne göre görev yaptıkları yönetim kademesiyle aynı ya da daha alt bir kademeye atanabileceklerdir.

       Konuyu bir önekle açıklarsak; Diyelim ki “X” kişinin 6 ay müdür yetkili olarak  yöneticilik görevi vardır.21.Madde gereği bu kişinin yöneticilik görevi 2.kademe yöneticiliğine sayıldığından bu kişi “C” tipi bir okulun müdürlüğünü ya da “A” tipi bir okulun Müdür Yardımcılığını tercih edebilir.

     İşte 21.Madde;

     İsteğe bağlı yer değiştirme suretiyle atamalar ve diğer atamalar

     MADDE 21 – (1) Eğitim kurumu yöneticileri, bulundukları eğitim kurumunda bu Yönetmeliğin 28 inci maddesinin üçüncü fıkrasında sayılanlar(28.Madde:Yöneticilik görevinden kendi isteğiyle ayrılma) hariç olmak üzere en az iki yıl görev yapmış olmak kaydıyla il içinde, görev yaptıkları yönetim kademesiyle aynı ya da daha alt veya bu Yönetmelikte aranan şartları taşımak kaydıyla daha üst kademedeki eğitim kurumu yöneticiliklerine yer değiştirmek için bu Yönetmelik ekinde yer alan Ek-1 Yöneticilik İstek Formu ile en fazla on eğitim kurumunu tercih etmek suretiyle başvuruda bulunabilirler.

     (2) Daha önce eğitim kurumu yöneticiliği yapmış olanlar, il içinde görev yaptıkları yönetim kademesiyle aynı  ya da daha alt veya bu Yönetmelikte aranan şartları taşımak kaydıyla daha üst kademedeki eğitim kurumu yöneticiliklerine yeniden atanmak için bu Yönetmelik ekinde yer alan Ek-1 Yöneticilik İstek Formu ile en fazla on eğitim kurumunu tercih etmek suretiyle başvuruda bulunabilirler.

     (3) Bu Yönetmeliğin 25 inci maddesinin ikinci fıkrasında sayılanlardan bu Yönetmelikte aranan şartları taşıyanlar, il içinde duyurusu yapılan eğitim kurumları yöneticiliklerine atanmak üzere, bu Yönetmelik ekinde yer alan Ek-1 Yöneticilik İstek Formu ile en fazla on eğitim kurumunu tercih etmek suretiyle başvuruda bulunabilirler.

     (4) Bu maddenin 1 inci, 2 nci ve 3 üncü  fıkralarında sayılanların başvuruları  birlikte alınır. Bunlar bu Yönetmelik ekinde yer alan Ek-2 Yönetici Değerlendirme Formu üzerinden yapılan değerlendirme sonucu almış oldukları puana göre tercihleri de dikkate alınarak puan üstünlüğü esasına göre atanırlar.

     

Çevrimdışı ADAM11

  • Bilge Üye
  • *****
  • 2.115
  • 6.868
  • 2.115
  • 6.868
# 30 Mar 2010 18:04:47

   

İstanbul’u fetheden efsanevi Osmanlı padişahı Fatih Sultan Mehmed’in bugün doğumunun 578’inci yılı kutlanıyor.

30 Mart 1432 tarihinde dünyaya gelen ve 3 Mayıs 1481 yılında, genç bir yaşta vefat eden II. Mehmed, yedinci Osmanlı padişahıydı. İstanbul’u fethederek “Fatih” lakabını alan hükümdar, böylece Orta Çağ’ın sona ererek Yeni Çağ’ın başlamasına sebep oldu. Bu “çağ açan hükümdar”ın elbette pek çok sıra dışı hikâyesi de var.

Mekanı Cennet Olsun... Ceddimiz en büyük Şansımız!!!

Çevrimdışı umutzorlu

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 12.558
  • 30.152
  • 12.558
  • 30.152
# 30 Mar 2010 18:42:50
Dünyanın en büyük atom altı parçacık çarpıştırıcısı olan Büyük Hadron Çarpıştırıcısında iki proton ışını rekor hıza ulaştırılarak çarpıştırıldı. Bugüne kadarki en büyük enerji açığa çıkarıldı.Cenevre’deki Avrupa Nükleer Araştırma Merkezinde (CERN), yerin 100 metre altındaki 27 kilometrelik oval tünelde iki proton huzmesi 3,5 Tera elektron volt (3,5 trilyon elektron volt- TeV) enerjiyle, ışık hızına (saniyede 300 bin kilometre) çok yakın bir hızla çarpıştırıldı.İsviçre-Fransa sınırındaki CERN’in kontrol odasındaki bilim adamları, ilk çarpışmaları alkışlarla karşıladı.Açığa çıkan enerji, bugüne kadar Avrupa ve ABD’deki çarpıştırıcılarda kaydedilen en yüksek enerji düzeyi oldu.CERN sözcüsü, bilim adamı Paola Catapano, "Bu yeni bir çağın başlangıcıdır" dedi.Bilim adamları, "büyük patlama" deneyinde, evrenin doğasını kavramaya yarayacak yeni parçacıklar görmeyi umuyor. Çarpışmada, temel element parçacıkları, atom çekirdeklerini oluşturmak için birleşmeye başlamadan önce meydana gelen "büyük patlama" anındaki koşulların oluşturulması öngörülüyordu.

Bilimsel keşifler için beklemek gerekecek

Avrupa Nükleer Araştırma Teşkilatı (CERN) Genel Direktörü Rolf-Dieter Heuer, deneyden ancak aylar sonra bilimsel keşiflerin yapılabileceğini söyledi.Bilgisayarların, çarpışmalar sonucu ortaya çıkan muazzam miktardaki veriyi çözümlemek zorunda kalacak olmalarını gecikmenin nedenleri arasında sayan Heuer, araştırmacıların, 2010 yılının sonunda bilim adamlarının evrenin yüzde 26'sını oluşturduğuna inandıkları karanlık madde hakkında keşifler yapacaklarını ümit ettiklerini belirtti.Bilim adamları, uzak galaksilerdeki ışık bükülmesi ve olduğu varsayılan kayıp kütleyi açıklamak amacıyla kuramsallaştırılan karanlık maddenin, galaksilerin daha hızlı dönmesini sağladığına inanıyor.Ancak yüzde 4'ü görünebilir maddeden oluşan evrenin geriye kalan yüzde 70'lik kısmını oluşturan "karanlık enerji" adı verilen farklı bir oluşumun ise uzay ve zaman arasında eşit olarak dağılmış boşlukla ilişkili olduğu düşünülüyor.Karanlık enerjinin evrenin genişlemesini hızlandırdığına inandıklarını ifade eden bilim adamları, CERN çarpıştırıcısıyla yapılacak deneyin uzay ve zamandaki gizli boyutlara da ışık tutacağı, bu alanda da yeni keşifler yapılmasına imkan sağlayabileceği görüşünü dile getiriyor.

Bir yıl bakıma alınacak

CERN yetkilisi Steve Myere, "İki huzmeyi çarpıştırmak başlı başına zorlu bir iş. Bu, okyanusun ortasında çarpıştırmak üzere Atlantik'in iki kıyısından birer toplu iğne fırlatmak gibi bir şey aslında..." dedi.Bu çarpıştırma deneyi ertesinde BHÇ yaklaşık bir yıl bakıma alınacak. Daha sonra asıl hedef olan 14 Tev gücündeki en büyük çarpıştırma için hazırlık yapılacak.Bilim adamları, "büyük patlama" deneyinde kozmosun doğasını kavramaya yarayacak yeni parçacıklar görmeyi umuyor. Bir mikro saniye sürecek çarpışmada, temel element parçacıkları, atom çekirdeklerini oluşturmak için birleşmeye başlamadan önce meydana gelen "büyük patlama" anındaki koşulların oluşturulması öngörülüyor.Uzmanlar, çarpışma sırasında, özellikle teorik fizikteki kütle kavramının temelini oluşturan veya kara maddenin neden yapıldığını anlamaya yarayacak Higgs parçacığının (Tanrı parçacığı) kanıtını göreceklerini umuyor. Karanlık maddeyle karanlık enerji, evrenin yüzde 95'ini oluşturuyor.

Yeni bir keşif dönemini açıyoruz

Bu da, evrenin ortaya çıktığı "Büyük Patlama- Big Bang" anının bir küçük modelinin yapılması anlamına geliyor. CERN Genel Müdürü Rolf-Dieter Heuer, yaptığı açıklamada, "Yeni Fiziğin kapılarını, insanlık tarihindeki yeni bir keşifler dönemini açıyoruz" dedi.

Parçacıklar birbirlerine çarptığında her bir çarpışmanın yarattığı mini patlamalar, dünyanın dört bir yanındaki binlerce bilimci tarafından zaman içerisinde incelenerek analiz edilecek.

Bu analizlerle, 13,7 milyar yıl önce olduğu tahmin edilen Büyük Patlama'nın meydana geldiği anın hemen sonrasındaki koşullar anlaşılmaya çalışılacak.

Yıldızların ve gezegenlerin kökeni, kara enerjinin ne olduğu, evrenin yüzde 25'ini oluşturduğu sanılan kara maddenin yapısı gibi sırlara erişilmeye çalışılacak.

İskoç bilimci Peter Higgs'in 30 yılı aşkın bir süre önce ortaya attığı, maddeye kütlesini verdiği varsayılan Higgs bozonunun varlığı belirlenmeye çalışılacak.

Paralel evrenlerin olup olmadığı, Büyük Patlama'dan önce ne olduğu gibi konularda düşünce üretilmesinin yolu açılabilecek. Yıllar içerisinde çarpıştırma enerjisi 7 TeV'e kadar çıkarılacak.

Her iki yönden parçacıkların çarpışmasından ötürü 14 TeV gücünde olacak bu çarpışmaya 2013'de ulaşılması planlanıyor. Bu güçte bir çarpışma da yepyeni başka keşiflerin kapısını açacak.

Çevrimdışı yenibetşe

  • Uzman Üye
  • *****
  • 3.338
  • 3.551
  • 3.338
  • 3.551
# 31 Mar 2010 13:42:32
Ders sırasında sınıfın penceresinden atladı 
Bakırköy'de, Anadolu lisesinde okuyan bir kız öğrenci, ders sırasında sınıfın penceresinden atlayarak intihar girişiminde bulundu.
 Alınan bilgiye göre, 10. sınıf öğrencisi N.İ.İ (15), ders sırasında henüz belirlenemeyen bir nedenle 3. kattaki sınıfının penceresinden atladı.


Çevrimdışı HrşyGüzeLOLacak

  • Uzman Üye
  • *****
  • 895
  • 1.650
  • 2. Sınıf Öğretmeni
  • 895
  • 1.650
  • 2. Sınıf Öğretmeni
# 31 Mar 2010 18:13:46
Gaziantep Milletvekili Ekici, Milli Eğitim Müdürü Şenyüz’ün “Gaziantepli erkekler sanki karılarının üstünden inmiyorlar. Çocuklara okul yetiştiremiyoruz” dediğini öne sürdü

MANSUR ÇELİK Ankara

CHP Gaziantep Milletvekili Akif Ekici, Gaziantep İl Milli Eğitim Müdürü Abdullah Şenyüz’ün, “Gaziantepli erkekler sanki karılarının üstünden inmiyorlar. Çocuklara okul yetiştiremiyoruz” dediğini öne sürerek konuyu TBMM’ye taşıdı. Ekici, Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu’ya, “Şenyüz’ü görevden alacak mısınız?” diye sordu.

Ekici, şunları söyledi: “Şenyüz’ün geçen hafta yerel gazetecilerle sohbet ettiği bir ortamda, ‘Gaziantepli erkekler sanki karılarının üstünden inmiyorlar. Çocuklara okul yetiştiremiyorum. Ne yapayım, makine gibi çocuk çıkarıyorlar, okul yapıp yetiştiremiyorum’ açıklamasında bulunduğunu öğrendim. Çok çirkin bir laf. Bu zihniyetteki bir adama yavrularımızı mı emanet edeceğiz? Sanayisi ilerlemiş 1,5 milyonluk bir şehiriz ama eğitimde 56. sıradayız. Bunlarla uğraşacağına sorun, çözeceğine, kullandığı cümleleri bakanın takdirine sunuyorum.”

Bilal’in öğretmeni

Ekici’nin soru önergesi özetle şöyle: “Eğitim sıkıntıları olan bir kentin İl Milli Eğitim Müdürlüğü’ne, Başbakanın oğlu Bilal Erdoğan’ın Kartal İmam Hatip Lisesi’nden öğretmeni olan emekli Abdullah Şenyüz çeşitli formüller bulunarak atanmıştı. AKP’nin kadrolaşma hırsının bir sonucu olarak Şenyüz’de ısrar ediliyor. Şenyüz hakkında adli ve idari soruşturma açılacak mı?”

Ekici, Şenyüz ile ilgili olarak şu bilgiyi verdi:

“Şenyüz, Bilal Erdoğan’ın okul müdürü, derslerine de girmiş birisi. 2008’de emekli olmuş. 14 Ekim 2009 itibarıyla eğitim müdürlüğü görevine başladı. Önce müşavir kadrosuna atadılar, ardından müdürlük geldi.”

------AYNI HABERİN DEVAMINDA GELİŞEN OLAY------

Bugünkü bazı basın yayın organlarında Gaziantep İl Milli Eğitim Müdürü Abdullah Şenyüz’ün hiçbir şekilde tarafımızdan hoş karşılanmayacak çeşitli açıklamalarına yer verildiği görülmüştür.

Bir eğitimciye yakışmayacak bu talihsiz açıklamalardan sonra Gaziantep İl Milli Eğitim Müdürü Abdullah Şenyüz, Milli Eğitim Bakanımız Sayın Nimet Çubukçu’nun talimatıyla bugün itibariyle görevinden alınmıştır.

Buna ilaveten söz konusu haberlerde Abdullah Şenyüz’ün, Sayın Başbakanımızın oğlunun öğretmeni olduğu için İl Milli Eğitim Müdürlüğü görevine atandığı da iddia edilmiştir. Atama ile ilgili sürecin haberde iddia edildiği gibi çirkin ve yakışıksız bir sav ile bağdaştırılması ise son derece üzücüdür.

Kamuoyunun bilgisine sunulur.


Basın ve Halkla İlişkiler Müşavirliği

Çevrimdışı yenibetşe

  • Uzman Üye
  • *****
  • 3.338
  • 3.551
  • 3.338
  • 3.551
# 31 Mar 2010 21:17:34
Müslümana sigarayı bıraktıracak haber
Bu haber sigara içen müslümanları ayağa kaldıracak cinsten... Öyle bir iddia ki duyduğunuz andan itibaren bir daha sigara içemeyeceksiniz.
Ne yaptıysanız olmadı mı? Bırakıp bırakıp yeniden mi başladınız. O zaman bu haberden sonra sigarayı bırakırsınız, tabii Müslümansanız. Sıkı durun açıklıyoruz: Sigarada domuz kanı var:

İddia Avustralyalı bilim adamı Chapman'dan. Chapman'a göre "sigara firmaları, filtrelerde domuz kanı kullanıyor"

FİLTRELERDE DOMUZ KANI ŞÜPHESİ

Sydney Üniversitesi’nden Profesör Simon Chapman, Hollanda’da yapılan bir araştırmaya dayanarak sigara filtrelerinin yapımında domuz kanı kullanılıyor olabileceğine dikkat çekti.

Chapman, kanın solunum organlarına oksijen taşımasını sağlayan hemoglobin isimli proteinin, zararlı kimyasalları süzme özelliği olduğu için filtrelerde kullanıldığını belirtti.

DÜŞÜNCESİ BİLE KORKUTUCU

Bilimadamı, bu durumun başta Müslüman ve Yahudiler olmak üzere bazı grupları rahatsız edebileceğini belirterek, şöyle konuştu: “İnançları gereği domuz ürünleri tüketmeyen bu insanlar için bunun düşüncesi bile korkutucu. Bu sorunu çözmek tütün şirketlerinin sigaraların içeriğini ’ticari sır’ gerekçesini öne sürerek açıklamamaları nedeniyle zorlaşıyor.

YUNANİSTAN'DA BİR SİGARA MARKASININ DOMUZ KANI KULLANDIĞI KESİNLEŞTİ

Yunanistan’da bir sigara markasının domuz hemoglabini kullandığı kesinleşti. Eğer Yahudi ya da Müslüman bir sigara tüketicisiyseniz sigaranın içeriğini öğrenmek isteyeceksiniz. Sadece bu dinlere mensup insanlar değil vejeteryanlar da bu durum nedeniyle sigara üreticilerine tepki gösterecektir.”

Çevrimdışı yenibetşe

  • Uzman Üye
  • *****
  • 3.338
  • 3.551
  • 3.338
  • 3.551
# 01 Nis 2010 12:15:13
Öğretmene Zorunlu Hizmet Süresi Uzuyor
Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), öğretmenlerin zorunlu hizmet sürelerini uzatan taslak yönetmelik hazırladı
Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), öğretmenlerin zorunlu hizmet sürelerini uzatan taslak yönetmelik hazırladı. Mevcut yönetmelikte 3. bölge kapsamına giren Hakkari, Van, Şırnak, Ardahan, Batman ve Bitlis gibi Doğu ve Güneydoğu illerinde 3 yıl olarak uygulanan zorunlu hizmet süresi, taslak yönetmelikte 3 ile 5 yıl olarak yeniden düzenlendi.

Zorunlu hizmet süreleri, 1. ve 2. bölgeye giren illerde de yeniden belirleniyor. Buna göre mevcut yönetmelikte 2. bölge kapsamına giren İstanbul, Gaziantep, Trabzon, Yozgat , Tokat gibi illerde 4 yıl olan zorunlu hizmet süresi, 4 ile 6 yıl olarak uygulanacak. Ankara, İzmir, Afyon, Bilecik, Uşak, Eskişehir, Kütahya, Manisa, Muğla gibi 1. bölgeye giren illerde 5 yıl olan zorunlu hizmet süresi ise 5 ile 7 yıl olarak uygulanacak.

Taslak yönetmelikte zorunlu hizmet için sabit süre yerine, 'makas' uygulaması tercih edildi. Buna göre her bölge için zorunlu hizmet süresi alt ve üst sınırlarlar oluşturularak belirlendi. Zorunlu hizmetin hangi ilde alt, hangi ilde üst sınırdan uygulanacağı ise illerin ve okulların sosyoekonomik durumlarına göre belirlenecek. Örneğin, 3. bölgedeki bir ilde zorunlu hizmet 5 yıl olarak belirlenirken, aynı bölgeye giren başka illerde 3 veya 4 yıl olarak uygulanabilecek. MEB'in hazırladığı Öğretmenlerin Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliği taslağı sendikaların görüşüne de sunuldu.

Yükseköğretim'e Geçiş'e meslek liseli ilgisi

Yükseköğretime Geçiş Sınavı'na (YGS) geçen yıla göre 96 bin 733 meslek liseli öğrencinin daha fazla başvurduğu görüldü. 2009 ÖSS'ye başvuran meslek lisesi çıkışlı öğrencilerin toplam başvuru sayısı 414 bin 488 iken, 2010 YGS'ye başvuran meslek lisesi çıkışlı öğrencilerin toplam başvuru sayısı 96 bin 733 farkla 511 bin 221 oldu. ÖSYM verilerine göre, 2009'da 1 milyon 451 bin 350 olan üniversite sınav başvuru sayısı, 136 bin 60 farkla 2010'da 1 milyon 587 bin 410 oldu. Sınava 876 bin 814 erkek, 710 bin 596 bayan aday başvurdu. Ayrıca 2009'da sınava girmek istemeyen, sadece sınavsız geçişe başvuran 101 bin 226 adayın 2010'da 75 bin 430'a düşmesi de dikkat çekti.

Z. Kıvanç EL / ANKARA

Akşam

Çevrimdışı ibrahimkaya

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 175
  • 293
  • 175
  • 293
# 01 Nis 2010 23:41:58
"yenibetşe"  rumuzlu hocam emeğe saygı olarak   "Yöneticilik Görevi Olup ta Sınava Girmeyenler de Atanabilecek.
Mayıs Ayında Daha Önce Yöneticilik Görevi Olup ta Sınava Girmeyenler de Atanabilecek"

bu başlık altındaki yazının altına İbrahim KAYA  ya da nereden alıntı yaptığınızı da ekleseydiniz diyorum hani...Neyse sağlık olsun inşallah bundan sonra daha dikkatli olursunuz...Sevgiler,saygılar...

Çevrimdışı umutzorlu

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 12.558
  • 30.152
  • 12.558
  • 30.152
# 02 Nis 2010 12:45:35
Çin’in orta kesimindeki Şaanşi eyaletinin başkenti Şian şehrinin 100 kilometre yakınında bulunan Çin piramitleri hakkında araştırmalarda bulunan ve piramitlerin içine giren ilk Türk araştırmacı yazar Oktan Keleş, piramitlerdeki materyallerin Türk tarihi açısından büyük önem arz ettiğini ve "bütün ezberleri bozacak kadar dünya tarihi açısından önemli olduğunu" söyledi.

"Beyaz piramitler" ya da "Türk piramidi" diye de anılan piramitlere giren ve orada araştırmalarda bulunan Keleş, AA muhabirine yaptığı açıklamada, "Buradaki materyaller konunun uzmanları tarafından incelendiğinde şunu söyleyebiliriz: Tarihin tekrar yazılması gerekebilir" dedi ve piramitlerdeki materyallerin Türk tarihi açısından büyük önem arz ettiğini belirtti.

Keleş, bölgeye daha önce de araştırma yapmak için başkalarının gittiğini ancak araştırmacıların görüntü almasına izin verilmediğini ve şimdi yayımlanan fotoğrafların, "şu ana kadar yayımlananlar arasında bir ilk" olduğunu vurguladı.

Yaşlı bir Çinli rehberliğinde piramitlerin iç kısımlarına girdiklerini belirten Keleş, piramitlerin içinde Türklere ait olduğunu düşündükleri sembol, heykel ve tabletler olduğunu kaydetti.

Keleş, kendilerinin ortaya koyduğu deliller karşısında Çinli yetkililerin, "Eski dönemlerde Uygurlar, Çinliler adına paralı asker olarak görev yapıyorlardı. Buradaki semboller ve işaretler onlardan kalma" dediğini aktardı ve "Bu düşünce tabii kendilerine ait" diye konuştu.

"PİRAMİDİN İÇİNDEYİZ"

Piramitlere giderken ve piramitlerin içinde yaşananları aktaran Oktan Keleş, yaşlı bir Çinli rehber eşliğinde piramitlere yakın bir yerden doğal bir mağaranın içerisinde girdiklerini ve karanlıkta 40-50 metre kadar yürüdüklerini anlatarak, "Mağarada 3 kanallı bir girişe geldik. Sonra dikey bir yerden 7-8 metre aşağı kaydık. Geniş bir alana geldiğimizde Çinli rehber bize ’Piramidin içindeyiz’ dedi" diye konuştu.

Keleş, piramidin tabii bir oluşumun üzerine inşa edildiğini belirtti ve Çinli rehber eşliğinde bir mezar odasına ulaşıldığını aktardı.

Mezar odasında yerde boyu 2 metreye yakın bir mumya olduğunu belirten Keleş, mumyanın başında bulunan bir kayada çeşitli işaret ve yazıların yanı sıra "ay yıldız, kurt başları" gördüklerini söyledi. Keleş, alana ışık tutulduğunda "şoke olduklarını" ve "3 metre boylarında, muhtemelen granit taştan yapılma bir baş heykeli" ile karşılaştıklarını kaydetti.

Keleş, heykelin üst kısmında çift boynuza benzer bir objenin bulunduğunu, kafasının ortasında da bir "ay-yıldız" simgesinin göze çarptığını anlattı.

Heykelin yanında da kucağında çocuk olan başka bir kadın heykelinin ve yerde bir mumyanın bulunduğunu belirten Keleş, şöyle devam etti: "İhtiyar Çinli, dizlerinin üzerine çöküp bir şeyler mırıldanıyor.

Gördüğümüz mumya bir erkeğe ait. 30 sene kadar önce yüzü daha net seçiliyormuş hatta ayaklarında çizmeye benzer şeyler olduğunu söylüyor, yaşlı Çinli. İçeride yaklaşık 7-8 dakika kadar kaldık ki, ihtiyar Çinli acele çıkmamız gerektiğini işaret ediyor. Biz biraz daha kalıp, etrafı iyice incelemek istiyoruz. Yaşlı Çinli sertleşiyor, teklifimizi kabul etmiyor. Aşağı doğru merdivenle inilen bir yer görüyoruz ve oraya inmek istiyoruz. Yaşlı Çinli, ’oraya inişin çok zor olduğunu, indikten sonra çıkışın daha da zor olduğunu, buradan acele çıkmamız gerektiğini’ söylüyor. Çinli’nin bu kadar telaşlı olmasından ve sinirlenmesinden dolayı aşağı inemedik. Ancak fenerle şöyle etrafı bir taradığımızda, duvarlarda yazılar ve şekillerle üst üste dizilmiş ve birbirlerine yapışmış tabletleri gördük daha fazlasını seçemedik." -

"ATANIZ OĞUZ KAĞAN’IN TEMSİLİ SURETİDİR"

Keleş, yaşlı Çinlinin verdiği bilgiye göre, mumyanın yüzünün önceden daha net olduğunu, ancak zaman içerisinde köylülerin mumyanın bazı parçalarını koparması nedeniyle bozulmaya başladığını söyledi.

Çift boynuzlu granit taştan üç metrelik baş figürünü sorduklarında ise şaşırtıcı bir cevap aldıklarını belirten Oktan Keleş, Çinli’nin "O sizin atanız Oğuz Kağan’ın temsili suretidir" dediğini nakletti.

Keleş, Çinli’nin piramidin alt kısmında başka bir mumya olduğunu ve onun hiç bozulmadığını ileri sürdüğünü, ayrıca var olan binlerce tabletten bazılarının zaman içerisinde aşınarak birbirine yapıştığını söylediğini aktardı.

Piramitlerin bulunduğu bölgenin yasak olduğuna dair söylentilerin sorulması üzerine Keleş, bölgenin tamamen yasaklanmış bir bölge olmadığını, ancak içeride araştırma ve çekim yapmak konusunda izin verilmediğini belirtti.

Keleş, özellikle Alman bilim adamlarının yaptığı çalışmaların "oldukça önemli" olduğunu, ellerinde bazı bilgiler olmakla beraber görüntü olarak kanıt sunamadıklarını vurgulayarak, "Bildiğimiz kadarıyla bizim yayımladığımız görüntüler bu alanda en kapsamlı görüntüler olma özelliğine sahiptir" diye konuştu.

"TÜRK PİRAMİTLERİ"

Şian şehrinin 100 kilometre yakınında bulunan Çin piramitlerinin, diğer adıyla "Türk piramitlerinin" keşfi konusunda birçok iddia bulunuyor. Bunların arasında en yaygın olanı ise İkinci Dünya Savaşı sırasında Amerikalı pilot James Gaussman’ın Hindistan’dan Çin’e uçarken piramitleri gördüğüne dair iddialar olmasına karşın, bu iddiaları doğrulayacak bir kanıt bulunmuyor.

Gaussman’ın iddialarının aslında Trans World Havayolları’nın Uzak Doğu yöneticisi Binbaşı Maurice Shehan’a ait olduğu düşünülüyor.

Keleş, Gaussman’ın bölgedeki piramitleri görmesinin ardından Alman araştırmacı yazar Hartwig HausDorf’un bölgeye gittiğini ve piramitler hakkında birçok materyal topladığını aktardı.

Keleş, Hausdorf’un bu piramitlerde, ön Türklere ait "yazılar ve çok değişik mumyalar olduğunu" söylediğini, ancak bunları delillendiremediği için bilgilerinin kuşkuyla karşılandığını belirtti.

Piramitlerin sayısının irili ufaklı 100 civarında olduğu belirtilirken, söz konusu piramitlerin kime ait olduğu ve içindekiler hakkında kesin bilgi bulunmuyor.

Çevrimdışı yenibetşe

  • Uzman Üye
  • *****
  • 3.338
  • 3.551
  • 3.338
  • 3.551
# 02 Nis 2010 21:58:30
Milli Eğitim Temel Kanununda değişiklik yapılılıyor
Anayasa Mahkemesinin iptal kararları doğrultusunda yeniden düzenlenen Milli Eğitim Temel Kanununda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Tasarısı, TBMM Başkanlığına sunuldu.

Tasarıya göre, öğretmenlik kariyer basamaklarında yükselmede; yükseköğrenim ve lisansüstü eğitim durumu ile öğretmenlikteki kıdem, sicil notu, bilimsel, kültürel, sanatsal ve sportif etkinlikler ve sınav sonucunda alınan puanlar esas alınacak. Değerlendirme puanının yüzde 20'sini yükseköğrenim ve lisansüstü eğitim durumu, yüzde 5'ini öğretmenlikteki kıdem, yüzde 5'ini sicil notu, yüzde 20'sini bilimsel, kültürel, sanatsal ve sportif etkinlikler, yüzde 50'sini ise sınav puanı oluşturacak.

Öğretmenlik kariyer basamaklarında yükselme sınavının yapıldığı tarihte, öğretmen unvanlı kadrolarda bulunmak ve başvurunun yapılacağı son gün itibarıyla, uzman öğretmenlik sınavına katılacakların en az 10 yıl, başöğretmenlik sınavına katılacakların da en az 5 yıl görev yapmış olmaları gerekecek. Sınav 100 puan üzerinden değerlendirilecek. Sınavda 70 ve üstü puan alanlar değerlendirmeye alınmaya hak kazanacak. Değerlendirme sonucunda 50 ve üstü puan alanlar başarılı sayılacak. Değerlendirme sonucunda başarılı olanlara, durumlarına göre uzman öğretmen veya başöğretmen unvanı verilecek.

-ÖZEL KESİMİN KİTAPLARI ÜCRETLE İNCELENECEK-

İlköğretim ve ortaöğretim kurumlarında okutulacak ders kitapları ile ders kitabı yerine kullanılacak eğitim araçları da Milli Eğitim Bakanlığınca belirlenecek. Ders kitabı dışındaki eğitim araçları, okul yönetimlerince programların uygulanmasına katkıları yönünden değerlendirilerek kullanımları hakkında karar verilecek.

Özel sektör tarafından hazırlanarak incelenmek üzere Milli Eğitim Bakanlığına gönderilen ders kitapları, ücret karşılığı incelenecek.

Tasarıya göre, öğretmen olabilmek için en az lisans düzeyinde yükseköğretimden mezun olma şartı getirildi. Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte, 2 ve 3 yıllık yüksekokul mezunu öğretmenlerin kazanılmış hakları ise korunacak.

Tasarıyla, mevcut kanunda yer alan ''Alanında ya da eğitim bilimleri alanında tezli yüksek lisans öğrenimini tamamlamış öğretmenlerden uzman öğretmenlik, doktora öğrenimini tamamlamış olan öğretmenlerden ise başöğretmenlik için sınav şartı aranmaz. Bu durumda olan öğretmenler kıdem, etkinlikler (bilimsel, kültürel, sanatsal ve sportif çalışmalar) ve sicil (iş başarımı) ölçütlerine göre değerlendirilir'' hükmü de kaldırılıyor.

Çevrimdışı umutzorlu

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 12.558
  • 30.152
  • 12.558
  • 30.152
# 03 Nis 2010 14:24:58
ABD'de gösterilen ''The Pasific'' adlı dizinin bir bölümünde, İzmir'in Yunan işgalinden kurtarılışı ile ilgili bir diyalogda, İzmir'i Türkler'in yaktığı iddia edilmişti.

Çiçek, AA muhabirine yaptığı açıklamada, İzmir'in işgalden kurtarılmasının hemen ardından 13 Eylül 1922'de çıkan Büyük İzmir Yangını'na ilişkin TTK'nın hazırlıklarını sürdürdüğü İngilizce kitapta çok önemli bilgi ve belgelerin yer alacağını söyledi. İzmir'i Türklerin yaktığı yönündeki iddialara da değinen Çiçek, ''Maalesef, Falih Rıfkı Atay gibi bazı yazarlarımız da her ne kadar İzmir'i görmemiş ve tanıklarla da konuşmamışlarsa da genellikle bu tarzda bir ifade yazdığından dolayı, Türkiye'de de bazı aydınlarımız bu kanaate varıyorlar'' dedi.

Konuyla ilgili olarak kendisinin araştırmalar yaparak İngiltere, Amerika, Fransa ve İtalya'daki arşivlerde bulunan bütün belgeleri topladığını anlatan Çiçek, şunları söyledi:

''Bu hazırladığımız İngilizce esere göre, incelemiş olduğumuz belge ve eserlerde İzmir yangınını kimin çıkarttığına dair kesinleşmiş bir kanaat yok. Dolayısıyla, kesinleşmiş bir kanaat yabancı kaynaklarda bile olmamasına, bütün uluslararası eserlerde ve arşiv kaynaklarında İzmir yangınını kimin başlattığı ya da yaktığına dair bir fikir birliği olmamasına rağmen bazı yazarlarımızın 'Türkler yaktı' demesi, ilmi ahlaka aykırıdır, uymaz. Çünkü, İzmir yangınını Türklerin, Rumların ya da Ermenilerin çıkardığı konusunda iddialar var fakat belgelere toptan baktığımızda aslında yangının Ermeniler tarafından başlatıldığı konusunda yabancı kaynaklarda bir fikir birliği var.''

milliyet

Çevrimdışı zeynomer

  • Uzman Üye
  • *****
  • 3.619
  • 3.472
  • 3.619
  • 3.472
# 03 Nis 2010 14:33:18
hocam buna yorum yapmamak elde değil,ne kadar insanın üstüne geliniyor,şeytan neler diyor ama...

Çevrimdışı umutzorlu

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 12.558
  • 30.152
  • 12.558
  • 30.152
# 03 Nis 2010 14:38:54
Şırnakta YGS'ye girecek öğrenciler dersliklerin yetersiz olması nedeniyle Mersin, Malatya, Elazığ gibi illere gönderildi.

Nasıl Sondan 3. Olmasınlar!

Geçen yıl da 400 öğrenci Bitlis ve Malatya'da sınava girmişti. Başarılı öğrencilerin de mağdur olduğunu dile getiren Özel Atak Çaba Dershanesi Müdürü Nevaf Abay, “Geçen yıl başarılı öğrencilerimiz aynı nedenlerle almaları gereken puandan 10-15 puan daha aşağıda puan almışlardı” dedi.

Derslik sayısının artırılması Şart

Adaylardan sınava girmek istedikleri yerle ilgili iki tercih istediklerini belirten ÖSYM Başkanı Prof. Dr. Ünal Yarımağan “Birinci tercihlerinde yer yoksa, ikincisine bakıyoruz. Önceliği lise son sınıf öğrencilerine ve kız öğrencilere veriyoruz. İkinci tercihte de yer kalmaması durumunda da önceliği eski mezunlara vererek adayları çevre illere göndermek zorunda kalıyoruz. Bu kadar uzak illere gönderilmelerindeki neden Şırnak'ın çevre illerinde de doluluk oranının fazla olması. Bu nedenle derslik kapasitelerimiz artırılması şart” dedi.

Çevrimdışı zeynomer

  • Uzman Üye
  • *****
  • 3.619
  • 3.472
  • 3.619
  • 3.472
# 03 Nis 2010 14:41:11
Türk Tarih Kurumu (TTK) Ermeni Araştırmaları Grubu Başkanı Prof. Dr. Kemal Çiçek, kurumun 1922'deki “Büyük İzmir Yangını” ile ilgili bir kitap hazırladığını, bu kitapta dönemin Askeri Valisi Kazım Paşa'nın yürüttüğü soruşturma sonucunda yangını çıkardıkları gerekçesiyle 22 Ermeni'nin tutuklandığına ve bu kişilerin yangını çıkardıklarını itiraf ettiklerine ilişkin bilgilerin de yer alacağını belirtti.
mynet

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK