Hocam gelişmiş ülkelerin eğitim sistemleri incelendiğinde; okul öncesi eğitimin zorunlu olduğu ve ortalama 8 yıllık ilköğretimin (primary school) zorunlu olduğu dikkat çekmektedir. Öğretim programları incelendiğinde ise; öğrencilerin seviyeleri ve çevre koşulları dikkate alınarak hazırlandığı görülmektedir. Gelişmiş ülkelerde eğitim sisitemleri kolay kolay değişmez.Ancak öğretim programları, bilgi çağına ayakuydurabilmek için, sık sık değişitirilir. Bizde her 20 yılda bir eğitim sistemi mevcut iktidarların ideolojileri çerçevesinde şekillenir. Sizinde bahsettiğiniz gibi eğitim siyaset üstü bir kurum olmalıdır. Milli eğitim bakanlığı özerk bir yapıya sahip olmalıdır. Sorunların tespitinde ve çözümünde; başta öğretmenler ve öğrenciler olmak üzere akademisyenler, idareciler, veliler ve denetmenlerin görüşleri dikkate alınmalıdır. Ancak şimdiye kadar böyle bir şey yapılmadı. Bu nedenledir ki, eğitimle ilgili sorunlarımız çözülemedi, daha da kötüye gitti. Bahsettiğiniz 1-5-3-4 uygulaması da bir siyasi partinin düşüncesidir. Ve görülüyor ki biz eğitim sistemimizi siyasi partilerin görüşleri doğrultusunda şekillendiriyoruz. Ben ilmin yolundan ve ülkemizin sosyal gerçekleri dikkate alınarak düzenlenmesi taraftarıyım. Yani ulusal düzeyin yanı sıra uluslararası düzey dikkate alınarak eğitim sistemimiz şekillenmeli. Ayrıca sistemden ziyade öğretmen yetiştirme programlarımız da büyük bir değişim ya da devrim yapılmalıdır. ÖSS puanları dikkate alınarak öğretmen seçimi yapılmamalıdır. Öğretmen yeterlikleri ülkemizde pek incelenmeyen bir konudur. Eğitimde dev isimlerden biri olan Finlandiya'da öğretmen seçimi, yetiştirilmesi, atanması ve hizmetiçi eğitimi bir araştırılmalı. Bu ülkede öğretmenlere Yüksek Lisans yapma zorunluluğu getirilmiştir ve devlet tarafından yüksek lisans yapan öğretmenlere destek sağlanılmaktadır. Ayrıca, öğretmen maaşları oldukça yüksektir. Kısaca Finlandiya şunun farkındadır; biz öğretmenlerin koşullarını iyileştirirsek ve onların kendilerini geliştirmelerine olanak sağlarsak istediğimiz hedefe ulaşırız.
s-aslan hocam güzel fikirleriniz için öncelikle teşekkür ederim.Benim demek istediğim bir ülkenin eğitim politikası oldu bittiye getirilmemeli,ben yaptım oldu mantığıyla dayatılmamalı. İktidar ,muhalefet ,akademisyenler,eğitimciler,sivil toplum örgütleri,vs. el ele bu tür yasalarda yardımlaşmalı kamuoyunda tartışılmalı iyice olgunlaştırıldıktan sonra ülke gerçekleri de gözönünde bulundurularak milli bir eğitim politikası oluşturulmalı diye düşünüyorum.İllada başka ülkeleri taklit etmek zorunda değiliz.Dünyada kabul görmüş modellerden faydalanılabilir ancak kopyalamaya karşıyım.Her ülkenin kendine özgü mili eğitim politikası olmalı.1+5+3+4 önerim sadece bir örnekti.Oturup tartışılabilir ve ortak noktada buluşulabilir diye düşünüyorum.En azından 4+4+4 sisteminden daha çok kabul göreceği kanaatindeyim.Henüz rakamlarda anlaşamadılarki içini doğru dürüst doldursunlar.Uzlaşma kültürü maalesef sıfır.Halbuki böyle hassas konular partiler üstü olarak değerlendirilmeli.Şu an da hiçbir şey net değil,her kafadan bir ses.Bu ülkenin geleceği olan çocuklarımızın,gençlerimizin sürekli olarak kafalarını allak bullak edip karıştırmaya hakları var mı?Her iktidar değişiminde ilk karıştırdığı alan milli eğitim olmamalı ,adeta yapboz tahtasına döndü.Diyecekler hoca iyi söylüyorsunda "HOCA BİLDİĞİNİ OKUR".Bence de öyle oluyor.Güç kimdeyse onun dediği oluyor.İşte o yüzdendir ki "GÜLERİZ,AĞLAYACAK HALİMİZE".Ne diyelim haktan hayırlısı olur inşallah.