Zorunlu Eğitim Nasıl Olmalı?

çocuk en geç 4 yaşında alanında uzman kişilerce yönetilip uygulanan bizim kreş diye adlandırdığımız okulöncesi kurumlarına alınmalı.

çünkü zihinsel-bilişsel gelişimin %80 i 7 yaşın altında gerçekleşir.

6 yaşında el kas becerisi ve hazırbulunuşluğu doğrultusunda-sonucunda 1.sınıfa alınmalıdır
(7 yaş çok geç...)

okuma yazma öğrenildikten sonra 4 yıl kadar zorunlu birinci kademe olmalı.

1. kademenin sonunda çocuk başarı durumuna ve mesleki yatkınlığına bakılarak ikinci 4 te bölümlere ayrılmalıdır.
en iyiler fen lisesi ayarında okullara , orta ayardakiler normal okullara ve mesleki eğitime , en düşükler ise mesleki eğitimle birlikte gerektiğinde özel eğitime alınmalıdır.
özel eğitim konusunda tereddütler vardır. "özürlü" diye tabir edeceğimiz bireyler , yine alanında uzman özel eğitimciler tarafından yetiştirilmelidir.

şuanda uygulanan "kaynaştırma" eğitimine karşıyım.
yeterli faydayı sağlamadığını düşünüyorum.
mesleki eğitim alanında uzman kişilerce ve modern koşul-aletlerle yapılmalıdır.

ikinci dördün ardından son dörtlük aşamaya aşamaya geçmeye hak kazananlar eğitimlerine devam etmeli , edemeyenler ise yaklaşık 14-15 li yaşlarda çıraklık eğitim merkezlerindeki ara eğitimin ardından kalifiye eleman olarak değerlendirilmelidir.

birçok avrupa ülkesindeuygulanan program şudur.
çocuk kindergarden in ardından ortalama 4 yıllık bir ilk öğretimin ardından çocuklar üç ana gruba ayrılır.

1.grup en iyilerdir.direkt bizdeki fen lisesi ayarında üniversite öncesi okullara alınarak yüksek öğretime yönlendirlir.

2. grup ortalardır.yüksek gruba giremeyen fakat başarılı çocuklarıdr.
olası başarıları ile yükselebilen aynı zamanda da mesleki eğitime geçip iyi birer kalifiye eleman oluyorlar.

3. grup en başarısızlar.bu grup 2. kademeyi bitirince hemen aile ve rehber öğrt. kararı ile mesleki eğitime alınırlar.12 yaşında okul ile birlikte mesleğine de devam edilir.

her gruptaki öğrencilerin yüksek başarı ile bir üste geçebilme hakkı , olası başarısızlık ile de bir alta inme-düşme ihtimali her zaman saklıdır.
bu da her daim başarıyı tetikleyici etkendir.
hiçbir başarı tesadüf değildir.
bu ülkeler uyguladıkları bu eğitim sistemleri sayesinde bugünkü başarılarını ve kalkınmalarını gerçekleştirmişlerdir.
 
 

4+4+4 ü savunanları ve 60 aylık çocuğun okula başlamasını onaylayanları şaşkınlıkla izliyorum.....bu hesaba göre çocuk 9 yaşında ortaokula gidecek. akıl mantık alıyor mu?  bunların derdi eğitimsiz bir toplum yetiştirmek aslında . düşünemeyen , başındakinin her dediğine evet diyen bir koyun sürüsü yetiştirmek hedef.  

5 yaşındaki çocuk bilgisayar oyunu oynayabiliryorsa neden okuma öğrenmesin. benim oğşum 5 yaşına bile varmadı. ille de okumak istiyor. okula başlamadan okuyan bir sürü öğrenci var. bunlar nasıl öğrenebiliyor.
ikincisi biz burda yorum yazıyoruz ama anladığım kadarıyla 4+4+4 müfredat değişikliği olacak denmesine rağmen hala kafamızdaki ortaokuldan bahsediyoruz.
bence önce bir konuyu tam anlayalım. ondan sonra yorum yapalım. şimdilik sadece duyduklarımızla yorum yapıyoruz. biraz daha bekleyelim bence
 bir de öğrenci yetiştiren biz öğretmenleriz. bu döneme kadar bir sürü koyun yetiştirenimiz de var yetiştirmeyen de. önemli olan bizim ne yaptığımız

işte 4+4+4+
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]

[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]

HOCAM hiçbir avrupa ülkesi 6 yaşınıbeklemiyor.
çin bile 4 yaşında zorunlu tutumuş eğitimi.
fransa da 4-6 arası mecburi olmak üzere 2 yaşından 6 yaşına kadar okulöncesi eğitim var.
hani "bilişsel ve zihinsel gelişimin % 80 i 7 yaşından önce gelişir" diyorduk.
hani " 7 yaş çok geç" diyorduk......
çıkaralım artık kafamızı kumdan, dünya aya çıkmış biz hala imam hatiplerin orta kısmında sınıfta bırakılmışız.
çağa ayak uyduramıyorsanız tozunda boğulursunuz.

Olaylara bu gözle bakmak lazım.. Biraz sakince ve kendisi gibi düşünmeyenlere hakaret etmeden... Ben bu yorumu yapan arkadaşa teşekkür ediyorum...

en iyisi 5 yıl. 8 yıla çıkardılar okula okuma isteği olmayan insanlar doldu.diğer öğrencilerin ya hakkını yediler yada kendilerine benzettiler.bu millete kasap da lazım, tamirci de lazım,şoför de lazım.her şey istekle olur.isteği olanların yeri olmalı okul.

evet vatana millete şoför de kasap ta tamirci de aşçı da berber de gerekli, ancak bu meslekleri yapmaları gerektiğine kim karar verecek asıl önemli olan konu da o. yani daha başından, çocuk gelişimsel evrelerini tamamlamadan yönlendirme bence yanlış. bence çocuklarımıza şans vermekte fayda var.

kendimden örnek vermek isterim. eşimin amcasının oğlu ilk orta ve lisede ittire kaktıra okudu. lise sonda polislik sınavına girdi ve şu an çok başarılı bir polis. öyleki kazanması çok zor olan özel harekat birliğini kazandı ve şu anda özel harekat polisi. şimdiki sistemde olsaydı ne olurdu merak ediyorum. başarısız diyerek çocuğu ya tornacı, ya kasap ya da berber yapıvereceklerdi vesselam. ben şahsen oğluma bir şans verilmesi taraftarıyım. bence her Türk vatandaşı bu şansı hak ediyor.

çocuk en geç 4 yaşında alanında uzman kişilerce yönetilip uygulanan bizim kreş diye adlandırdığımız okulöncesi kurumlarına alınmalı.

çünkü zihinsel-bilişsel gelişimin %80 i 7 yaşın altında gerçekleşir.

6 yaşında el kas becerisi ve hazırbulunuşluğu doğrultusunda-sonucunda 1.sınıfa alınmalıdır
(7 yaş çok geç...)

okuma yazma öğrenildikten sonra 4 yıl kadar zorunlu birinci kademe olmalı.

1. kademenin sonunda çocuk başarı durumuna ve mesleki yatkınlığına bakılarak ikinci 4 te bölümlere ayrılmalıdır.
en iyiler fen lisesi ayarında okullara , orta ayardakiler normal okullara ve mesleki eğitime , en düşükler ise mesleki eğitimle birlikte gerektiğinde özel eğitime alınmalıdır.
özel eğitim konusunda tereddütler vardır. "özürlü" diye tabir edeceğimiz bireyler , yine alanında uzman özel eğitimciler tarafından yetiştirilmelidir.

şuanda uygulanan "kaynaştırma" eğitimine karşıyım.
yeterli faydayı sağlamadığını düşünüyorum.
mesleki eğitim alanında uzman kişilerce ve modern koşul-aletlerle yapılmalıdır.

ikinci dördün ardından son dörtlük aşamaya aşamaya geçmeye hak kazananlar eğitimlerine devam etmeli , edemeyenler ise yaklaşık 14-15 li yaşlarda çıraklık eğitim merkezlerindeki ara eğitimin ardından kalifiye eleman olarak değerlendirilmelidir.

birçok avrupa ülkesindeuygulanan program şudur.
çocuk kindergarden in ardından ortalama 4 yıllık bir ilk öğretimin ardından çocuklar üç ana gruba ayrılır.

1.grup en iyilerdir.direkt bizdeki fen lisesi ayarında üniversite öncesi okullara alınarak yüksek öğretime yönlendirlir.

2. grup ortalardır.yüksek gruba giremeyen fakat başarılı çocuklarıdr.
olası başarıları ile yükselebilen aynı zamanda da mesleki eğitime geçip iyi birer kalifiye eleman oluyorlar.

3. grup en başarısızlar.bu grup 2. kademeyi bitirince hemen aile ve rehber öğrt. kararı ile mesleki eğitime alınırlar.12 yaşında okul ile birlikte mesleğine de devam edilir.

her gruptaki öğrencilerin yüksek başarı ile bir üste geçebilme hakkı , olası başarısızlık ile de bir alta inme-düşme ihtimali her zaman saklıdır.
bu da her daim başarıyı tetikleyici etkendir.
hiçbir başarı tesadüf değildir.
bu ülkeler uyguladıkları bu eğitim sistemleri sayesinde bugünkü başarılarını ve kalkınmalarını gerçekleştirmişlerdir.
 

Sevgili  Öğretmenim  şuanda ki  hükümetin  uygulamaya çalıştığını  aynen  yazmışsın... Ama  bir  eksiğini  düzeltmeliyim.
1-Almanya'dan  örnek  veriyorsun. Almanya  yıllardır  uyguladığı  bu  sistemin  tutmadığını  fark  ettiği  için  2013 yılına  kadar  kademeli  olarak  terk  etmeye  başlayacağını  duyurdu.
2-O  örnek  verdiğiniz  ülkeler  bir  sistemi  değiştirmeden  önce  3-4  sene  gibi  araştırır, altyapıyı  oluşturur  ondan  sonra  çeşitli  denemeler  yapar  geçişi  sağlarlar. Bizde  öyle mi  oldu?
3-Şuanda  meslek  liselerinde  okuyan  öğrenci  sayısı  2 milyon  kadarmış. İmamhatipliler  bunların  %10 unu  oluşturuyormuş. Yani  diğer  meslek  liselerinde  okuyanları  hiç  düşünmezken  bütün  kıyameti  %10 için koparmak  adil mi?
4-Diyelim ki  4.sınıfta  çocuk  seçim  yaptı  sporu  seçti. Var mı  altyapın ?  Eeee  kervan  yolda  dizilir  diyeceksin. Ama  eğitimde  öyle  olmuyor... Aaltyapıyı  kurana  kadar  yıllar  geçer  o  süreçte  okuyunalar  sadece  teorik  olarak  okur. Kağıt  üzerinde  mezun  bir  sürü  gencin  olur. Kredili  sitemenden  dolayı  mağdur  olan  bir  sürü  genç  gibi... Çünkü  biz Türkler  bir  binayı  önce  yapar  altyapıyı  sonradan  yolları  kazarak, çevreyi  rezil  ederek  götürürüz.
5-Çocuk  4 ve 5. sınıfta  somut  dönemdedir. 6.sınıfta  bile  alışamazken  5 te  nasıl  alışmasını  beklersin? 4.sınıfı  bitiren  bir  öğrenci  meslekten  ne anlar?

zorunlu eğitim 5 yıl olmalı ...5. yıldan sonra çocuk adına öğretmen veli işbirliği içerisinde çocuk durumuna göre meslek okullarına ,çıraklık eğitimine veya ortaöğretimine devam etmeli.Herkes sonuna kadar okumak zorunda değil bu ülkenin teknik elamana da ihtiyacı var.Bilinçli bireyler yetiştirmek için beşinci sınıf basamak olmalı...

Şu sistemi savunanlar bir tane mantıklı açıklama getirsin allah aşkına. Tutturmuşlar OECD. Sen okullarını OECD dediğin ülkelerdeki okullarla aynı seviyeye getir, öğretmenlerini aynı oradaki imkanlarını ver ben 8-5 çalışırım gocunmadan.
Hiç bir alt yapı hazırlamadan, hiç bir öğretmenin görüşü alınmadan, bir fikir atıp tepki durumuna göre fikir değiştirip, ne olduğu hakkında açıklama bile yapamadığın bir sistem getiriyorsun.
Neyi savunuyorsunuz bi açıklayın bana...

aklın yolu bir bakanımız araştırmaları yaptırdığını söylüyor üniversitede hocalar bunun araştırması üzerine çok çalışmışlar nasıl bir çalışma bu anlamadım ya da bu araştırmayı yapan hocalar türkiyeden değil başka bir yerde hocalık yapıyorlar ya da hiç devlet okulundaki öğrenciyi görmemişler adam hala 60 ayın arkasında çocuklar yaşama 1 sene erken atılacaklarmış sanki 1 sene erken emekli edeceler kaç yaşında  başlarsa başlasın köle mi yetiştireceğiz daha akıllı anlayan bir nesil dururken küçük büyük yetiştirmek bence çok mantıksız eskiden büyümüşte küçülmüş derdik şimdi büyüyememiş küçük kalmış diyeceğiz herhalde

ÖĞRETMENLER AZ ÇALIŞIYOR

Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, Meclis'te yaptığı konuşmada Türkiye’deki öğretmenlerin OECD ortalamasının altında çalıştığını söyledi.

Dinçer, Türkiye’deki ilköğretim öğretmenlerin yıllık 870 saatlerini okulda geçirdiğini belirterek, bu rakamın OECD ortalamasının 312 saat altında olduğunu bildirdi

CHP Çanakkale Milletvekili Serdar Soydan’ın soru önergesini yanıtlayan Dinçer, Türkiye’deki öğretmenlerin yasal çalışma süresinin 1808 olduğu ve OECD ortalamasının 143 saat üzerinde olduğunun belirlenmesine karşın, bu rakamın memurların çalışma saatini gösterdiğini belirtti.

Öğretmenlerin çalışma süreleri incelenirken memurların yasal çalışma süresi yerine yıllık net öğretim süresi ve öğretmenin okulda geçirmesi gereken sürenin göz önüne alınması gerektiğini öne süren Dinçer, şunları kaydetti:
“Ülkemizde 180 iş günü veya 38 hafta olan bir eğitim öğretim yılında saat olarak net öğretim süresi ilköğretimde 639, ortaöğretimde ise 567’dir.

Bu rakamlar OECD ülkeleri genelinde devlet okullarındaki ortalamanın altında bulunmaktadır. OECD ortalaması; yıllık saat olarak net öğretim süresi bazında ilköğretimde 779, ilköğretim ikinci kademede 701, ortaöğretimde ise 656 saattir.

Ortalamanın altında
Öğretmenin saat olarak okulda bulunma gereken süreye ilişkin veriler kapsamında ise ülkemizde öğretmenler ilköğretimde 870, ortaöğretimde 756 saat okulda bulunmaktadır. Bu veri başlığında OECD ortalaması ilköğretimde 1182, ilköğretim ikinci kademede 1137, ortaöğretimde ise 1137 saat olup, ülkemizdeki öğretmenlerin bu bağlamdaki çalışma süreleri de OECD ortalamasının altındadır.”

bu ne ya şimdi...

Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, zorunlu eğitimi 12 yıla çıkaran teklifle çocukların okula başlaması ile ilgili uygulamada üst limitin 72 ay, alt limitin ise 60 ay olmasının öngörüldüğünü bildirdi.

Milli Eğitim Bakanı Dinçer, zorunlu eğitimi 12 yıla çıkaran teklifle çocukların okula başlaması ile ilgili uygulamada üst limitin 72 ay, alt limitin ise 60 ay olacağını belirterek, ''İlköğretime erken başlayan çocuklar için ilk 4 yılın programı değiştirilecek, yeni bir müfredat yapılacak'' dedi.
 
Dinçer, MEB Tevfik İleri Toplantı Salonu'nda düzenlediği basın toplantısında, bir gazetecinin teklifle birlikte okula başlama yaşında yapılacak düzenlemeye ilişkin sorusu üzerine, ''72 ay, bu noktadaki uygulamamızda alt limit olarak uygulanıyordu. Bundan sonra üst limit olarak uygulanacak. Dolayısıyla 72 ay çocuklarımızın okula başlamaları için üst limit olacak'' diye konuştu. Alt limitin 60 ay olacağını ifade eden Dinçer, bu konudaki ayrıntılı çalışmaların teklifin kanunlaşmasının ardından yapılacağını bildirdi.
 
AA

Birde OECD'deki maaşlara baksın  SAYIN dinçer.