Hem rotasyon hem çakılı memur beklentisi bir arada gitmiyor, gitmez de...Aflar da cabası!
diye başlayan yazınıza katılmamak elde değil konuk hocam.çok güzel yazmışsınız ,çok da doğru diyorsunuz ama olan bu yılki il dışı kadrolu mağdurlarına oldu...
Teşekkürler öğretmenim. Bu yıl konusunda haklısınız öğretmenim. Ancak bu sorun bu yıl ortaya çıkan bir sorun değil. Çeşitli uygulamaların çıkmazı denilebilir ancak.
Geçen yılki uygulama, önceki yıllarda zorunlu hizmetini yapmış olanları af ve kontenjan ile sıkıntıya sokmuştu.
Mesleğe başladığımdan bu yana gördüğüm 3. af... Rotasyonun da ciddi anlamda yediği ilk darbeler oldu bu aflar. Arkasından sözleşmeli alımı, ''otur oturduğun yerde'' fikri, ilk atamaların önceliği ve yeri, sonra sözleşmelilerle statü eşitleme çalışmaları, zorunludan kurtarma (hem de bizden çok sonraları başlayan arkadaşlarımızı-arkadaşlarımıza birşey dediğim yok da; bu işi bu hale getirenleredir sözüm!).
Haliyle her yer doldu, rotasyon durma noktasına geldi ve artan ''sıfır kontenjanlı iller'' bunun kanıtı.
Bu kadar aftan bir kez yararlanmamış olmak ben veya benim durumdakilerin suçu değil ki.
Seneye 1. hizmet bölgelerinde her ilin ''0'' kontenjan olması beklenen bir durum haline geldi. Aslında rotasyon aşama aşama durduruluyor.
Bu, görünen bir sonuç. İyi de benim zararımı kim karşılayacak. Nasıl bir şey ki; her uygulama bir öncekini tümden yok sayıyor. Bizi yanıltan şeyse; tayin hakkımız var, kağıt üstünde de olsa var gerçekten.
Ancak benden 10 yıl sonra mesleğe başlayan bir arkadaşım (hangi atama biçimi ile olursa olsun) benim tüm tercihlerimi ''0'' kontenjanla kapatıyorsa, o kontenjanı bana açık bıraktıracak kurallar yaz boz olmuşsa; yasa, yönetmelik, adalet hakkı koruma adına nerede ne iş yapmış, ben göremiyorum...
Zamana yayılmış haksızlıklar kolay kolay düzelmiyor, yenilerine de alışmamız bizden artık beklenemez. Bu, hepimizin ortak sorunu aslında fakat her birimize farklı zamanlarda yansıdı.