hey gidi bizim sözde yanımızda olan ve bizi destekleyen sendikalarımız hani şimdi nerdesiniz?İldışı arkadaşlarımız yine doğuda çivi gibi çakıldı.Ve her senemiz bir önceki seneyi aratmaya başladı.Umutlar öbür seçimlere mi kaldı?
Sendikalarda siyasi görüşlere göre ayrılmış,insanların kategorize edilmesini istemiyorum.
Katılıyorum öğretmenim, herhangi bir partinin etiketine sempati duyarak sendikacılık yapılabilir mi, yapılamaz mı!!!? anlamaya çalışıyorum da, pek anlaşılacak türden bir olay gibi değil.
Misal sempati duyduğunuz parti hükümet etse, siz de bireysel ve toplumsal taleplere cevap bulmak ve mücadele etme ihtiyacına düşseniz (sendikanın sendika olmasında olmazsa olmazı, temel kuruluş amacı bu ise; ise fazla, zaten bu) hadi bakalım hak arayın... olmuyor! olmuyor!
''Lütfen haklarımızı veriniz, yoksa! bak darılırız, ayıp olur üyelerimize''
deseniz ne kadar etkili olur. Oluyor mu? olmaz, işin felsefesine, özüne de ters bir beklenti.
Kimse; sevgi, saygı, sempati duyduğu bir kuruma, güce gerçekçi bir şekilde karşı koyamaz, birbirimizi kandırmayalım.
Siyaset çıkar temelinde şekillenir, aynı huydan sudan, dostane ilişkilerden dem vurulduğu bir alanda sendikaya ne gerek olsun ki.
Hak talebinde hukuksal yaptırımları da yanına alarak sadece mağdurun yanında yer almayı göze alamayan bir faaliyete de; kimse kusura bakmasın ama sendika diyemiyorum, deniyorum olmuyor, demekki denilemiyor.
Sendika sendika olacaksa, tüm siyasi görüşlerden uzak durmayı, gücünü sadece mağdurdan ve bu işler için var olan hukuktan almayı öğrenmesi lazım.
Burada sendikacılığı gönül vermiş, canla başla çalışan arkadaşlarımız alınmasın lütfen!, bu biraz da bizim geleneklerimizde var olan bir özellik. O arkadaşlarımızın iyi niyetlerinden şüphemiz yok tabiki. Ancak hukuk devletinde iyi niyet tek başına toplumsal sorunlarımızı çözmeye yetmiyor. Bizler de alışkanlıklarımızdan vazgeçemiyoruz kolay kolay.
Dünya ile etkileşimde olan her toplum değişiyor; olumlu yada olumsuz. Toplumlar, sadece geleneksel yöntemlerle sorunlarını çözemiyor artık. Geleneksel değerlerimizi de çağa uygun hale getirip hukuk devleti olup, ortak paydalarda buluşabilen toplumu olabilirsek eğer; hem bireyler hem toplum, hem de hizmet için var olan devlet bundan istifade eder. Bizler için de bu, üreten toplum demek.
Geleneksel değerlerimizle, hukuk normaları arasında bocalıyoruz şimdilik. Bir de Avrupa ile bütünleşme çabaları gibi bir hikayemiz var. Kayahan'ın şarkısındaki gibi, ''bizimkisi...'' aşağı yukarı yüz yıllık bir Avrupalılaşma hikayemiz var, ne olduk henüz, ne de kopabildik.
Sendikalarımız da biraz böyle sanırsam, öğreniyoruz, öğreneceğiz; yavaş, yavaş..