Atasözleri Ve Deyimlerin Menşei

Çevrimdışı öğretmenim

  • Uzman Üye
  • *****
  • 198
  • 159
  • 198
  • 159
# 26 Nis 2007 18:09:31
Bir tane daha...


"Afyonu Patlamamak”

   Eski tiryakiler Ramazan ayında hem oruç tutmak isterlermiş hem de afyondan da vazgeçemezlermiş.Bunu düşünüp bir hal çaresi bulmuşlar.
    Afyonları kat kat kağıtlara sarmışlar.Birini  üç kat diğerini dört kat bir diğerini beş kat sarmışlar.
  Sahurda bu parçaları yutarlarmış. Tabi kağıt midede sıra ile erimeye başlayınca onlarda alıştıkları uyuşukluğa kavuşurlarmış.Afyonlar farklı katlarda sarılı oldukları için farklı zamanlarda erir ve tüm gün boyunca tiryakileri idare edermiş.
  Bazen de aksilik olur sarılı afyonların  kağıtları erimez ve tiryakiler sinir krizlerine tutulurlarmış.işte o anda “daha bunun afyonu patlamamış” deyimini kullanırlarmış.
  Günümüzde de bu deyim( “Afyonu patlamak”) çok sinirlenmek anlamında kullanılır.

Çevrimdışı fel

  • Uzman Üye
  • *****
  • 839
  • 722
  • 839
  • 722
# 26 Nis 2007 18:32:14
Bende bunu yani"Afyonu patlamamak" deyişini daha tam anlamıyla uyanamamak,yani kendine gelememek olarak kullanıldığını sanıyodum yanlışmı biliyorum acaba?

Çevrimdışı ayşegülaslanlı

  • Bilge Üye
  • *****
  • 2.591
  • 2.110
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 2.591
  • 2.110
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 26 Nis 2007 18:42:21
fel hocam bence ikiside aynı anlama çıkıyo gibi tiryakileri düşünelim afyonları patlayınca kendilerine geliyorlar :)

Çevrimdışı fel

  • Uzman Üye
  • *****
  • 839
  • 722
  • 839
  • 722
# 26 Nis 2007 18:57:41
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
fel hocam bence ikiside aynı anlama çıkıyo gibi tiryakileri düşünelim afyonları patlayınca kendilerine geliyorlar :)


Bi açıdan düşünüldüğünde evet sizin dediğiniz şekilde de olabilir:):):):)

Çevrimdışı sudee

  • Yönetim Ekibi
  • *****
  • 7.534
  • 14.535
  • 7.534
  • 14.535
# 26 Nis 2007 19:21:43
Çok güzel bir konu arkadaşlar.Paylaşımlarınız için çok teşekkür ederiz :)

Ben de katkıda bulunmak istedim...



" cemaziyülevvelini bilmek " :

Osmanlı devrinde, resmi dairelerde her ayın evrakı bir torbada toplanır, ay bitince torbanın ağzı büzülür, bağlanır, üstüne de ayın adı yazılırmış...

Yeni memurlardan biri, bu torbalardan birini, yoksulluktan olacak gömlek yaptırmış, üzerindeki cemaziyülevvel yazısı da kalmış...

Gel zaman, git zaman küçük memur yükselmiş, rütbeler peş peşine gelmiş, sırtından kürk eksik olmamış, burnu büyümüş...

Onun eski halini bilen arkadaşları da, "Biz onun cemaziyülevvelini biliriz!" demeye başlamışlar.



Çevrimdışı sudee

  • Yönetim Ekibi
  • *****
  • 7.534
  • 14.535
  • 7.534
  • 14.535
# 26 Nis 2007 19:25:14

" O kadar kusur kadı kızında da olur " :



Adam çirkin, bir kızla evlenmiş.

Arkadaşları, "Bu çirkin kızı nereden buldun?" demişler. O da "Huyu güzel olsun!" demiş...

Başlamışlar sıralamaya:
"Bir gözü de iyi görmüyor!"
"Daha iyi, her şeyi görmez!"
"Ayağı da biraz aksak!"
"Daha iyi ya, sokak sokak dolaşmaz."
"Peki, kamburuna ne diyeceksin!"
Adam, insaf diye ellerini açmış:

"O kadar kusur kadı kızında da olur!"

Çevrimdışı sudee

  • Yönetim Ekibi
  • *****
  • 7.534
  • 14.535
  • 7.534
  • 14.535
# 26 Nis 2007 19:26:36

" Foyası ortaya çıkmak " :


Eskiden kuyumcular, sattıkları yüzüklerin, değerli taşların arkasına "foya" denilen bir sıvı sürerlermiş. Bu taşı daha parlak gösterir, ışığı daha çok yansıtırmış...
Zamanla foya dökülünce sahtekârlık ortaya çıkarmış...

"Foyası ortaya çıktı" deyimi buradan geliyormuş...
 

Çevrimdışı öğretmenim

  • Uzman Üye
  • *****
  • 198
  • 159
  • 198
  • 159
# 27 Nis 2007 08:45:00
Ana Gibi Yar Bağdat Gibi Diyar Olmaz”



 Bu deyim aslında günümüzde yanlış kullanılmaktadır.Deyimdeki ananın aslı Ane ‘dir.Ane de Bağdat’ta bir uçurumun adıdır.Deyim Türkçemize girerken mübarek analarımızın değerini anlatmak için kullanılmıştır.
   Deyimin Aslı “Ane gibi yar( uçurum) Bağdat gibi diyar olmaz”dır.Burada da Bağdat’ın ne kadar güzel bir yer olduğu anlatılmaktadır.Günümüzde ise annelerimizin değerini tasvie etmek için kullanılır.  :)

Çevrimdışı fel

  • Uzman Üye
  • *****
  • 839
  • 722
  • 839
  • 722
# 27 Nis 2007 10:41:52
Sayın hocam anlayamadığım taraf "ane gibi yar olmaz derken bir uçurumun güzel oluşundan ya da onun nasıl bir yar olabilceğinden bahsetmişsiniz galiba bu nasıl olacak peki?

Çevrimdışı öğretmenim

  • Uzman Üye
  • *****
  • 198
  • 159
  • 198
  • 159
# 27 Nis 2007 13:21:45
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Sayın hocam anlayamadığım taraf "ane gibi yar olmaz derken bir uçurumun güzel oluşundan ya da onun nasıl bir yar olabilceğinden bahsetmişsiniz galiba bu nasıl olacak peki?

   Hocam Ane BAğdat'ta bir uçurumun adıymış.Bu yarda çok güzel ve manzarılıymış.Yani deyimde sandığımız gibi annelerden değil DÜnyada böyle başka uçurum olmayışından bahsediyor.
   :)

Çevrimdışı habitat

  • Uzman Üye
  • *****
  • 2.007
  • 1.986
  • 2.007
  • 1.986
# 28 Nis 2007 00:11:07
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Ana Gibi Yar Bağdat Gibi Diyar Olmaz”
 Bu deyim aslında günümüzde yanlış kullanılmaktadır.Deyimdeki ananın aslı Ane ‘dir.Ane de Bağdat’ta bir uçurumun adıdır.Deyim Türkçemize girerken mübarek analarımızın değerini anlatmak için kullanılmıştır.
   Deyimin Aslı “Ane gibi yar( uçurum) Bağdat gibi diyar olmaz”dır.Burada da Bağdat’ın ne kadar güzel bir yer olduğu anlatılmaktadır.Günümüzde ise annelerimizin değerini tasvie etmek için kullanılır.  :)


Gerçekten bu sözün hikayesi çok ilginçmiş. Ama  biz Türkler sözü hakettiği anlamda kullanarak dilimize zenginlik katmada mahir bir millet olduğumuzu göstermişiz.

Çevrimdışı aliye6

  • Uzman Üye
  • *****
  • 411
  • 165
  • 411
  • 165
# 28 Nis 2007 23:55:36
Gerçekten çok ilginç . Devamını bekliyoruz.

Çevrimdışı öğretmenim

  • Uzman Üye
  • *****
  • 198
  • 159
  • 198
  • 159
# 02 May 2007 18:06:45
Ölür müsün Öldürür müsün”

    Zamanın birinde bir adam hacca gitmiş.Tabi hacdan dönüşte eşe dosta hediye getirmek adet olmuş.Adam da elinden geldiğince,cebinin el verdiğince eşine dostuna hediyeler getirmiş.
     Eee. Herkese hediye getirip ağaya getirmemek olur mu hiç? Adam köyün ağasından pek hoşlanmazmış.Ağaya da  Hicaz’dan bir top kefen bir de Gusül suyuna katmak için biraz Zemzem getirmiş.Hediyeleri iletmesi için ağanın kahyasına göndermiş.Kahya bir sinirle dayanmış adamın kapısına:
  -Bre arsız bu hediyeyi ağaya ben nasıl veririm.Ağaya böyle hediye verilir mi?
   -Hele sen götür bunları ağaya ver.Elçiye zeval olmaz.
    Tartışmanın sonunda kahya ağaya hediyeleri götürmüş.
   -Ağam bu densiz sana Hicaz’dan kefenle gusül için zemzem getirmiş.Şimdi ne yapacaksın ağam.”Ölür müsün yoksa Öldürür müsün?”

   




Çevrimdışı habitat

  • Uzman Üye
  • *****
  • 2.007
  • 1.986
  • 2.007
  • 1.986
# 03 May 2007 00:35:48
Bu da çok güzel bir hikaye sonucu ortaya çıkmış. :) Vallahi öyle durumlar ortaya çıkıyor ki gerçekten "Ölür müsün öldürür müsün?" hesabı.

Paylaşımlarınızın devamı dileğiyle teşekkür ederim.

Çevrimdışı öğretmenim

  • Uzman Üye
  • *****
  • 198
  • 159
  • 198
  • 159
# 03 May 2007 17:19:44
Yok Devenin Başı”

  Günümüzde bu deyimi  abartılmış olaylar için kullanırız. Deyimin hikayesi çok ilginç.Bizim Nasreddin Hoca’dan kazandığımız bir nükte.
 



   Nasreddin Hoca’nın dul annesi ip eğirir küçük Nasreddin de onları pazarda  satrmış.Ki  geçimlerini sağlasınlar.Nasreddin Hoca pek bi safmış.Pazarın uyanıkları Nasreddin Hoca’nın  saflığından yararlanarak eğirilmiş ipleri bir güzel ucuza alırlarmış.Tabi Nasreddin eve gidince annesinden de azarı işitirmiş.
   Nasreddin Hoca  sonunda bu işe bir çare bulmuş.İpleri en altına bir devenin başını sarmış.Tabi ip çok gibi görünmüş.O güne kadar onu kandırıp ipleri ucuza alan uyanıklar  Nasreddin’i yine kandırıp bu kocaman ipi ucuza almak istemişler.allamışlar pullamışlar Nasreddin Hoca’yı ipi almışlar.
   Uyanıklar bu arada:
 _”Ne o Nasreddin  taş mı sardın bunun içine ne kadar ağır bu?” demişler.
 _ Yok  devenin başı,demiş Nasreddin Hoca  alaylı alaylı.
    Uyanıklar anlamışlar sonunda ipin içindeki devenin başını görünce kandırıldıklarını ve doğruca kadıya gitmişler.Kadı çağırmış Nasredin Hoca’yı sormuş:
  Yumağın hileliymiş.Niye kandırdın insanları.
 Nasreddin Hoca itiraz etmiş tabi:
  -Zinhar kadı efendi!Bana sordular “İçinde taş mı var?diye”.Bende “Yok devenin başı!dedim.Buna rağmen aldılar.Bunda benim ne kabahatim var.
     O gün Nasredin hoca mahkemeyi kazanmış bizde bu güzel deyimi….

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK