Atasözleri Ve Deyimlerin Menşei

Çevrimdışı asude84

  • Çalışkan Üye
  • ***
  • 116
  • 29
  • Matematik Öğretmeni
  • 116
  • 29
  • Matematik Öğretmeni
# 05 May 2007 02:47:26
Pabucu Dama Atılmak

Osmanlı döneminde esnaf ve sanatkarların bağlı bulunduğu teşkilat, ticaretin yanında sosyal hayatı da düzene sokuyordu. Kusurlu malın, malzemeden çalmanın ve kalitesiz işin önüne geçmek için de ilginç bir önlem alınmıştı. Bir ayakkabı aldınız veya tamir ettirdiniz diyelim. Ama kusurlu çıktı. Böyle durumlarda heyet şikayeti ve sanatkarı dinliyor. Eğer şikayet eden gerçekten haklıysa, o ayakkabıların bedeli şikayetçiye ödeniyordu. Ayakkabılar da ibret-i alem olsun diye ayakkabıyı imal edenin çatısına atılıyordu. Gelen geçen de buna bakıp kimin iyi, kimin kötü ayakkabı tamir ettiğini biliyordu. Böylece pabuçları dama atılan ayakkabıcı maddi kazançtan da oluyor ,esnaflıktan yavaş yavaş siliniyor,pabucu dama atılmış oluyordu.

Çevrimdışı urfada

  • Uzman Üye
  • *****
  • 308
  • 31
  • 308
  • 31
# 05 May 2007 11:57:25
Gemileri yakmak


Gemiyle işgale gittikleri bir yerde ordusu rakibin gücü karşısında korku duymaya başlayınca Sezar askerlerini yüksek bir tepeye çıkartır ve aşağıda kalan bir kaç askere gemileri ateşe vermeleri emrini verir. Geldikleri gemiler gözlerinin ününde çıtır çıtır yanan ordu şok geçirmiştir. sezar 'gördüğünüz gibi gemileri yaktık artık dönüş yok ya bu savaşı kazanırsınız ya da hepimiz burada ölürüz' şeklinde bir konuşma yapar. savaş sezarın ordularının ezici zaferiyle sonuçlanır.

Çevrimdışı ayşegülaslanlı

  • Bilge Üye
  • *****
  • 2.591
  • 2.110
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 2.591
  • 2.110
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 24 Tem 2007 14:34:50
GIR GIR GEÇMEK
Adamın biri kahvehanede,elinde boş bir nargileyi sürekliiçine çekip fokurdatırmış.nargilenin gır gr sesinden rahatsız olan bir müşteri sormuş:
-yahu dostumtömbekisi yok,ateşi yok,lelesi yok,dumanı yok.ne diye ,boş nargileyiçekip durursun ?
-ben onun dumanında değil,gırgırındayım.diye cevap vermiş.

YAŞ TAHTAYA BASMAK
Eskiden tahtadan yapılmış evlerin ve konakların umumi temizliği yapılırken,tahtalar arap sabunu ile ovulurmuş.bu durumda ıslak tahtalar iyice kayganlaştığından,üzerine basanların ayağı kayıp düşenler çok olurmuş.
Sultan 2.Abdulhamitdevrinde bir gürcü Hasan Fehmi Paşa varmış.Bir gün konağında temizlik yapıyormuş.tahta merdivenlerden aşağı inerken,ıslak basamaklarda birden ayağı kayan Paşa,gümbürtüyle yere yuvarlanmış bir kaç gün topallayarak gezmiş.ders verdiği hukuk talebeleri aralarında fısıldaşarak:
-Bizim hoca heralde yaş tahtaya basmış,diye bu olayı alaya almışlar..

Çevrimdışı ayşegülaslanlı

  • Bilge Üye
  • *****
  • 2.591
  • 2.110
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 2.591
  • 2.110
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 24 Tem 2007 20:58:46
EŞEK SUDAN GELİNCEYE KADAR

Balkan savaşı olurken cephedeki birliklerin su ihtiyacını  her bölüğün saka askerleri karşılarmış.
Bölüklerden birisinin saka askeri,çok saf ve tembel biri imiş.Bir gün su nöbetinde bir pınar başında yatmış,uyumuş.Eşek de otlarken,birlikten uzaklaşıp gitmiş.
Çok sert ve otoriter olan bir adam olan komutan ,sakanın uyuduğunu ve eşeğini elinden kaçırdığını öğrenince ,derhal onu  çadırın direğine bağlayıp,dayak atmaya başlamış.saka:
-aman kumandanım,ölüyorum,bağışlabeni!diye bağırdıkça:
-Acele etme daha eşek bulunamadı.Eşek sudan gelinceye dayak ya ki bir daha görev başında uyumaya kalkışmayasın...demiş:)

Çevrimdışı hakko

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.490
  • 2.029
  • 1.490
  • 2.029
# 24 Tem 2007 23:17:39
arkadaşlar  çok güzel bir başlık olmuş
paylaşımlarınız için teşekkürler :)

" dingonun ahırı" deyimi hakkında bilgisi olan var mı?

Çevrimdışı ayşegülaslanlı

  • Bilge Üye
  • *****
  • 2.591
  • 2.110
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 2.591
  • 2.110
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 26 Tem 2007 11:38:55
Bende bu konuyu "öğretmenim "arkadaşımız sayesinde çok sevdim dediğiniz deyimi aradım ama bulamadım :)

Çevrimdışı ayşegülaslanlı

  • Bilge Üye
  • *****
  • 2.591
  • 2.110
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 2.591
  • 2.110
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 26 Tem 2007 23:06:29
YOLCUDUR ABBAS BAĞLASAN DURMAZ

Eskiden,Abbas Hoca veya Abbas molla adlı bir halk şairi,şairliği yanısıra gezginliği ile de ünlenmişti.Azerbaycan ve iranı gezmiş,hindistanı arabistanı,mısırı,ve kafkasyayı görmüştü.Tatlı dilli,hoş sohbetiyle vardığı her yerde çok sevilir ve hatırı sayılır olmuştu.Bu nedenle,her nereye varsa "aman gitme, ne olur biraz daha kal."diye ısrar ederlerdi.
Buna karşılık Abbas hoca da
-Yok efendiler.Yolcudur Abbas,Bağlasan durmaz ! der ve heybesini omuzladığı gibi,başka bir diyara doğru yola çıkardı.

Çevrimdışı AKSA

  • Üyeliği İptal Edildi
  • 1.564
  • 2.847
  • 1.564
  • 2.847
# 30 Tem 2007 14:27:34
AZ TAMAH ÇOK ZİYAN GETİRİR.

      Elindekiyle yetinmeyen, daha fazlasını isteyen, isteklerine kavuşmak için çeşitli yollara başvuran insan, bu tutumundan ötürü zarara uğrar. Çünkü aç gözlülüğün sebebiyle ihtiyatsız davranmış ve tehlikenin içine düşmüştür. Bu gibi kişiler kimi zaman ellerindekileri de kaybederler

Çevrimdışı AKSA

  • Üyeliği İptal Edildi
  • 1.564
  • 2.847
  • 1.564
  • 2.847
# 30 Tem 2007 14:31:19
ŞEYTANIN DOSTLUĞUDARAĞACINA KADARDIR.
         Kimi insanlar vardır ki, tıpkı şeytan gibidirler. Kurnaz, düzenbaz, alçak ve kötü niyetlidirler. Bunlar kimilerini çıkarları için türlü yollara iterler, kandırıp yoldan çıkarırlar, tehlikeli işlere bulaştırırlar. Bütün bunları yaparken kendisi ile beraber olduklarını söylerler ama belâ ve felâketlerle karşılaştıklarında, ölümle burun buruna geldiklerinde onu hemen terk ederler.

Çevrimdışı huseyın_3846

  • Üye
  • *
  • 11
  • 10
  • 11
  • 10
# 06 Oca 2009 10:34:36
güzel türkçemiz ses bayrağımız...ne kadar da zengin...ama nedensen güzel dilimizi bikaç özenti uyduruk kelimeye tercih ediyoruz:(((

Çevrimdışı kymkl

  • Yeni Üye
  • 1
  • 0
  • 1
  • 0
# 06 Nis 2009 18:33:52
ağzında bakla ıslanmamak

Çevrimdışı ayşegülaslanlı

  • Bilge Üye
  • *****
  • 2.591
  • 2.110
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 2.591
  • 2.110
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 09 Nis 2009 17:58:20
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
ağzında bakla ıslanmamak

Vaktiyle çok küfürbaz bir adam yaşarmış. Zamanla kendine yakıştırılan küfür bazlık şöhretine tahammül edemez olmuş. Soluğu bir tekkede almış ve durumu tekkenin şeyhine anlatıp sırf bu huyundan vazgeçmek için dervişliğe soyunmaya geldiğini söylemiş. Şeyh efendi bakmış, adamın niyeti halis, geri çevirmek olmaz, matbahtan bir avuç bakla tanesi getirtmiş. Bunlara okuyup üfledikten sonra yeni dervişe dönüp tembih etmiş:

-Şimdi bu bakla tanelerini al. Birini dilinin altına, diğerlerini cebine koy. Konuşmak istediğin vakit bakla diline takılacak, sende küfür etmeme isteğini hatırlayıp o an da söyleyeceğin küfürden geçeceksin. Bakla ağzında ıslanıp da erimeye başlayacak olursa cebinden yeni bir baklayı dilinin altına yerleştirirsin.

Adamcık şeyhinin dediği gibi tekkede kalıp kendini kontrol etmeye başlar. Bu arada şeyh efendi de bir yere gidince onu yanından ayırmamaktadır. Yağmurlu bir günde şeyh ile derviş bir sokaktan geçerlerken bir evin penceresi hızla açılır ve gençten bir kız çocuğu başını uzatarak,

- Şeyh efendi, biraz durur musun? Deyip pencereyi kapatır. Şeyh efendi söyleneni yapar, illa yağmur sicim gibi yağmaktadır. Sığınacak bir saçak altı da yoktur. Üstelik niçin durdurulduğunu henüz bilmemektedir ve kız da pencereden kaybolmuştur. Bir ara evin kapısına varıp kızın ne istediğini sormak geçer içinden ve tam kapıya yöneleceği sırada kız tekrar pencerede görünür ve,

- Şeyh efendi, der, birkaç dakika daha bekleseniz...

Şeyh içinden "lahavle" çekse de denileni yapmamak tarikat adabına mugayir olduğundan biraz daha beklemeyi göze alır. O sıra da küfürbaz derviş kendi kendine söylenmeye başlamıştır. Yağmurun şiddeti gittikçe artmakta, bizimkiler de iliklerine kadar ıslanmaktadırlar. Nihayet pencere üçüncü kez açılır ve kız seslenir:

- Gidebilirsiniz artık!..

Şeyh efendi merak eder ve sorar:

- İyi de evladım bir şey yok ise bizi niçin beklettin?

- Efendim, der kız, elbette bir şey var, sizi sebepsiz bekletmiş değiliz. Tavuklarımızı kuluçkaya yatırıyorduk. Yumurtaları tavuğun altına koyarken bir kavuklunun tepesine bakılırsa piliçler de tepeli olur, horoz çıkarmış. Annemsizi geçerken gördü de yumurtaları kuluçkaya koydu.

Münasebetsizliğin bu derecesi üzerine şeyh efendi,

- Ulan derviş, der, çıkar ağzından baklayı!.

Çevrimdışı iso_cann

  • Uzman Üye
  • *****
  • 468
  • 762
  • 468
  • 762
# 11 Nis 2010 21:00:06
Buyrun cenaze namazına
IV. Murad zamanında tütün,içki ,keyif verici madde yasağı koyar.ve yasağa uymayanları şiddetle cezalandırır.
bugünkü üsküdar civarında bir kahvehanede tütün vs. içildiğini istihbarat alır.
derviş kılığında tebdili kıyafet buraya gider.
selam verir.oturur.kahveci yanına gelip,
-baba erenler kahve içermi? diye sorar.
-padişah. evet.
-kahveci:tütün içermisin.der.
-padişah:hayır.der.
kahveci işkillenir.tütün içimiyorda ne işi var burda.zaten padişahın tebdili kıyafet dolaştığı haberleri var.eli titreye titreye kahveyi götürür.
-kahveci:baba erenler ismini bağışlarmı?
-padişaha:Murad.
-kahveci:peki isimde sultanda varmı?
-padişah:elbette var.
deyince kahvecinin bet beniz atar.zangır zangır titrer.ve.
-kahveci:öyleyse buyrun cenaze namazına der.olduğu yere yığılır.
IV. Murad bu lafa çok güler ve kahveciyi bir defalığına affeder

Çevrimdışı iso_cann

  • Uzman Üye
  • *****
  • 468
  • 762
  • 468
  • 762
# 11 Nis 2010 21:03:45
Bana da mı lo lo lo ?

Adamın birisi borcunu vaktinde ödeyemediği için tefeci tarafından mahkemeye verilmiş. Tanıdığı bir avukata derdini anlatmış. Avukat:
-"Ben seni kurtarırım, sen mahkemede hakim ne sorarsa dilsiz taklidi yaparak Lo Lo Lo dersin, sakın ağzını açıp konuşma" diye talimat vermiş.
Mahkeme günü hakimin bütün sorduklarına Lo Lo Lo demiş ve Avukat ta "Benim müvekkilim dilsizdir, böyle bir borcu yoktur, haksız bir borç ile zavallıyı mağdur etmek istiyorlar", şeklinde müdafalarla adamı kurtarmış.
Ertesi gün vekalet ücretini almaya gelen Avukata, adam yine dilsiz taklidi yaparak "Lo Lo Lo" deyince, avukat kızmış:
-"Yahu, bize de mi Lo Lo Lo, benim verdiğim silahla beni de mi öldüreceksin?" demiş.

Çevrimdışı iso_cann

  • Uzman Üye
  • *****
  • 468
  • 762
  • 468
  • 762
# 11 Nis 2010 21:05:11
Atma Recep hepimiz din kardeşiyiz

Balkan devletlerinin mühim bir kısmı ve bu meyanda Arnavutluk, Osmanlı İmparatorluğu haritasına dahil iken, bu ülkeleri idare etmek çok zordu. Bu devirlerde sık sık dağa çıkan Arnavut eşkıyalarını takip eden hükümet kuvvetleri Recep isminde bir sergerdenin avanesini kuşatıp sıkıştırıyorlar. Çıkar yol kalmadığını gören Arnavutlar ve başlarındaki Recep, saklandıkları yerden bağırıyorlar:
- "More atmayın, biz de din kardeşiyiz, teslim olacağız."
Teslim oluyorlar, az bir ceza ile kurtuluyorlar. Fakat palavracı Arnavut bu olayı şurada burada anlatırken:
- "More vallahi geberttirecektim zaptiyeleri, çolukumuz çocukumuz var deyip ağladılar, acıdım da bıraktım" şeklinde palavra atınca etrafında toplanıp dinleyenler arasında olayın iç yüzünü bilen birisi:
- "Atma Recep biz de din kardeşiyiz..." deyince Arnavut Recep şaşırır
 

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK