Bunları Biliyor Musunuz?

Nasreddin Hoca, bir gece gürültüyle uyanmış. Bakmış, bir hırsız eşyaları topluyor... Korkmuş, sesini çıkartmamış ama peşine de düşmüş. Az sonra, durumu fark eden hırsız, kızgınlıkla sormuş:
- Neden beni takip ediyorsun efendi?
Hoca sakin sakin yanıtlamış:
- Ben... demiş; sırtında taşıdığın evin sahibiyim!

" Öksüzün kolları kolay açılır, kim uzansa onu tutar, ona sarılır. "

Suyun doğası, bir felsefeyi anlatır:
Dağdan akan su;
-En az direnç gösteren yolu seçer. Önüne bir kaya çıkarsa onunla uğraşmaz, çevresinden dolaşıp akmaya devam eder. Hikmet sahipleri derler ki, "Seninle uğraşan hiç kimseyle uğraşma, Eğer uğraşırsan onunla aynı yerde kalırsın. Çevresinden dolanıp yoluna devam et."
-Diyelim ki, önüne çıkan kayanın çevresini dolaşacak bir yol bulamadı. O zaman, birikip üstünden aşar.
-Bu da olmuyorsa, bu kez sabırla kayayı damla damla delmeye başlar. Kayayı delen ise, suyun kuvveti değil, damlaların sürekliliğidir.
Suyun doğası, imkansızın bile başarılabileceğini, bunun için sabırlı ve istikrarlı olunması gerektiğini öğretir.

(Alıntı)

Yazımı  karıştırılan sözcükler:
Yanlış*doğru

acaip / acayip
antiparantez / antrparantez
cimnastik / jimnastik
Çokta/çok da
dinazor / dinozor
döküman / doküman
hakkaten/ hakikaten,
motorsiklet/ motosiklet,
sarmısak / sarımsak
taamüden-tamüden/ taammüden (kasten, tasarlayarak),
yövmiye / yevmiye,
zerafet / zarafet (zariflik),

Anadolu insanının misafirperverligi üzerine anlatılan bir hikaye ;

Bir hekimin Anadoluda bir yere tayini cıkar trenle seyahet eder, yol uzundur yorulur. Trenden inince yakında bir eve misafir olur, yer içer ve uykusu gelir ama ev halkının yatmaya niyeti yoktur. En son dayanamaz; " anneciğim sjz kaçta yatarsınız ?" Diye ev buyuklerinden birine sorar. Kadın " Birazdan tren gelecek onu bekliyoruz " deyince doktor " trenden bir yakininiz mi inecek ?"diye sorar " Hayir ama saat cok gec oldu ve burasi uzak bir belde bu saatte bir yabancı gelir de herkesin ışığı sònmüş görürse kalacak yer bulamaz diye bekliyoruz"  der. Böyle insanların neslinin tükenmemesi duasıyla iyi akşamlar.

2016 YGS Türkiye birincisi yazilim mühendisi oldu.Dunyaca ünlü şirketlerle çalışarak şimdi İngiltere yerleşti.

Çocukların çamurla oynamaları neden faydalı?
Çocuklar kirlenmeyi sever. Nasıl ayakkabı giydiklerine ve giysilerinin rengine bakmaksızın, çamurlu su birikintileri mıknatıs gibi çeker çocukları. Aslında kirlenmenin sağlıkları üzerinde de çok büyük bir etkisi olur.
Geçtiğimiz günlerde yapılan bir araştırmaya göre, dışarıdaki çamur ve toprak, bağışıklık sistemini eğiten dost mikroorganizmalarla dolu. Bu durum, aralarında alerjiler, astım hatta depresyon ve kaygı bozukluğunun da bulunduğu birçok hastalığa karşı direnç sağlıyor.

(Alıntı)

25. KARE TEKNİĞİ

Filmlerde 1 saniyelik görüntü; art arda çekilmiş 24 adet fotoğrafın arka arkaya hızlıca (1 saniyede) gösterilmesiyle oluşur.

24. resimden sonra  25. kareye bir sembol resim, harf vb konulmasına 25. Kare Tekniği adi verilir.

Eklenen bu karede verilmek istenen mesaj izleyenlerin bilinçaltına ulaşmaktadır.

    Özellikle çizgi filmlerin bazıları çocuklarımız için inanılmayacak kadar tehlikeli.

İngiltere'de amatör fotoğrafçı Martin Le-May, sıradışı bir görüntüyü ölümsüzleştirdi ve yeşil bir ağaçkakanı sırtında bir gelincikle uçarken fotoğrafladı.İşte ağaçkakanı avalamak için üzerine atlayan gelinciğin, "Her kuşun eti yenmez" sözünü, acı bir tecrübeyle öğrendiği o an...
Resmin sonrasını anlatan Le-May, “Gelinciğin dikkatini dağıttımızı sanıyorum. Ağaçkakan yere indiği anda kaçmayı başardı ve gelincik çimlerde kayboldu” dedi.
(Alıntı)

*Çocuğun oyuncak sayısı arttıkça dikkat dağınıklığı artar.Odaklanması zorlaşır.
*Çaba sarf etmeden elde edilen fazla oyuncak, çocuğun ruhsal doyum yaşamasını engeller.
*Hazır ve fazla oyuncak çocuğun hayal gücünü elinden alır.
"İhtiyacı dışında alınan her oyuncak kolay elde etme duygusuna sebep olur, narsizmi tetikler.
*Huzursuzluk, inatçılık ve öfke duygularında artış olur.

Uzm. Psikolog İpek Çağlayan

Birgün Leyla çorba dağitıyormuş herkesin kabına bir kepçe çorba koyuyormuş. Sıra Mecnun'a gelince vurmuş çömçeyi başına Mecnun memnuniyetten bayılmış. Mecnun ayıldığında " Seni anlayamıyoruz Mecnun" demişler . "Herkesin kabına çorba koyan Leyla sana gelince çömçeyi vurdu memnuniyetten bayıldın ?" Mecnun " Olsun demiş beni başkasıyla karıştırmadı ya ?"
Burasi hikaye anlatmaya uygun bir sayfa gibiydi. Bu hikayeden ne hisse çıkarırsanız.

Birgün Leyla çorba dağitıyormuş herkesin kabına bir kepçe çorba koyuyormuş. Sıra Mecnun'a gelince vurmuş çömçeyi başına Mecnun memnuniyetten bayılmış. Mecnun ayıldığında " Seni anlayamıyoruz Mecnun" demişler . "Herkesin kabına çorba koyan Leyla sana gelince çömçeyi vurdu memnuniyetten bayıldın ?" Mecnun " Olsun demiş beni başkasıyla karıştırmadı ya ?"
Burasi hikaye anlatmaya uygun bir sayfa gibiydi. Bu hikayeden ne hisse çıkarırsanız.

Sayın hocam bence şu olabilir kıssadan hisse:
"İnsan, kendine değer veren birinin kendisine diğer insanlara gösterdiği davranışlardan farklı davranışlar sergilemesini bekler ve ister. Bu, kötü olsa bile."

Sayın hocam bence şu olabilir kıssadan hisse:
"İnsan, kendine değer veren birinin kendisine diğer insanlara gösterdiği davranışlardan farklı davranışlar sergilemesini bekler ve ister. Bu, kötü olsa bile."

Doğru ve Mecnun orda " Olsun diyor beni başkalarıyla karıştırmadı ya varsın başıma vursun . "

Bir ezop masalı:
Sıcak bir yaz günü tilkinin biri bir meyve bahçesinde dolanıyormuş ki yükseklerde duran bir dalın üzerinde olgunlaşmış bir grup üzüm salkımına rastlamış. "Tam da susuzluğumu giderecek şey!" diye düşünmüş. birkaç adım geri attıktan sonra koşup sıçramış, ve salkımları ıskalamış. gerisin geri dönüp "bir, iki, üç!" deyip tekrar yukarı sıçramış, ama öncekinden daha başarılı olmamış. bu lezzetli parçalara ulaşmayı tekrar tekrar denemiş, ancak en sonunda pes etmek zorunda kalmış; üzümlerden burnu havada bir şekilde uzaklaşmış, "eminim ki hepsi ekşiydi." diyerek.

[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.] hikaye güzelmiş 😄😄