Bunları Biliyor Musunuz?

Çevrimdışı Baydur

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 929
  • 1.144
  • 929
  • 1.144
# 20 Ağu 2024 20:51:17
Japonya havalimaninda 1 adet makas kayboldu.36 uçuş anında iptal edildi, 216 uçuş ertelemeli yapildi.Sonra mağazanın deposunda bir iş için kullanılıp unutulduğu anlaşıldı.Sorumlular hakkında işlem yapılacak.Iste tedbir işte big a Japan.

Çevrimdışı Hederahelix

  • Aktif Üye
  • **
  • 371
  • 1.391
  • 371
  • 1.391
# 22 Ağu 2024 22:25:59
Ülkenin birinde bir kral varmış . Kral hata yapan hizmetlilerini sarayinda beslediği köpeklere parçaltıyormuş . Birgün yine bir hizmetli hata yapmıs , kralın canı sıkılmış ve köpeklere parcalatmaya karar vermiş. Hizmetli ben 10 yıldır çalışıyorum size hizmet ediyorum beni tek hatamda köpeklere mi parçaltacaksiniz ve kraldan 10 gün daha calismasi icin izin istemiş . Kralda kabul etmis. Hizmetci köpeklerin bakıcısına rica etmiş ve 10 gün onlarin gemegini suyunu vermiş bakımlarını yapmış. Gün geldiğinde kral aç köpeklerle hizmetliyi bir odaya kapattırmış. Ama köpekler sadece hizmetlinin ayakalarini yaliyorlarmış ve hizmetliyi parcalamiyorlarmiş. Kral cok sinirlenmiş ne yaptım köpeklerime diye sormuş hizmetliye. Hizmetli " Onlara sadece 10 gün hizmet ettim , size 10 yıldır hizmet ediyorum bir hatamı kabul edemediniz " deyince kral hizmetliyi serbest bırakmış. Işte hayvanların sadakati, insanlarınkini konuşmaya bile gerek yok.   

Çevrimdışı Hederahelix

  • Aktif Üye
  • **
  • 371
  • 1.391
  • 371
  • 1.391
# 27 Ağu 2024 16:19:17
Almanya'da bir hayvanat bahçesinde dünyanın en tehlikeli türü yazan bir bölüm vardır ve içeride sadece AYNA vardır.

Çevrimdışı Harmoni

  • Uzman Üye
  • *****
  • 2.989
  • 19.361
  • 2.989
  • 19.361
# 27 Ağu 2024 20:15:31
En büyük zen ustalarından Lin Chi küçükken tekneyle gezmeyi çok severmiş.Küçük bir teknesi varmış ve onunla yalnız başına gölde saatler geçirirmiş.Bir keresinde gözlerini kapatmış, teknesinde meditasyon yapıyormuş.Akıntıyla sürüklenen bir tekne gelip teknesine çarpmış.Gözleri kapalı olduğu için birinin teknesiyle gelip çarptığını düşünmüş. Öfkelenmiş.Gözlerini açmış ve karşısındaki adamla, o öfkeyle konuşmak için hazırlanmış. Sonra teknenin boş olduğunu fark etmiş. Ve demiş ki:
"Öfkeyi boş bir tekneye yansıtmanın imkânı yoktu.Ben de dinen öfkemle teknemi geriye yönlendirdim.Boş tekne benim farkına varmama sebep oldu.O sessiz gecede kendi içimde bir noktaya geldim.Eğer şimdi biri gelir ve bana hakaret ederse gülüp,
-Bu tekne de boş, diyorum."

Çevrimdışı Harmoni

  • Uzman Üye
  • *****
  • 2.989
  • 19.361
  • 2.989
  • 19.361
# 30 Ağu 2024 12:27:17
Birgün düğüne davet edilmeyen Nasrettin Hoca, karısıyla bir plan yapmış.Karısıyla kavga edermiş gibi kadın önde Hoca arkada koşturarak düğün mahallinden geçmişler. Düğündekilerin kendilerini ayırmak için müdahale edeceklerini sonra da yemeğe davet etmek zorunda kalacaklarını düşünmüşler. Planı tutan Hoca, tabağın etli yerini kendine çevirirken;
 “Eve gidince kulağını da böyle böyle kıvıracağım.” diyerek iştahla yemiş düğün yemeğini.

Çevrimdışı dark city

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 9.739
  • 61.463
  • 9.739
  • 61.463
# 30 Ağu 2024 19:53:26
1990 yılında LİMME Projesi vardı.
"Lise Mezunlarına Meslek Edindirme"
Üniversiteye gitmeden kısa yoldan meslek edinme. Devan ettirilmemişti proje, çok kısa sürmüştü.

Çevrimdışı dark city

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 9.739
  • 61.463
  • 9.739
  • 61.463
# 31 Ağu 2024 09:15:17
Trafikte gece yolculuğu zordur. Bir de bölünmüş yol değilse, sollamalarda ciddi tehlikeler olabilir. Solllama yapmak için karşıdan gelen araçla aramızda yeterli mesafe var mı? Görüş sınırlı olduğu için çoğu zaman bundan emin olamayız.

     Burada bilim devreye giriyor ve %100 olmasa da çok büyük bir yüzdeyle güvenli sollama yapmak mümkün.

"Karşıdan gelen aracın öndeki sağ ve sol farlarını ayrı ayrı net ve parlak olarak görüyorsak; mesafe yakın demektir ve asla sollama yapmamalıyız!

Ama iki farın görüntüsü bitişik dürbün görüntüsü gibiyse ve ışık parlak degilse;  dikkattlice sollama yapılabilir.
   

Çevrimdışı cagrisari

  • Aktif Üye
  • **
  • 13
  • 37
  • 13
  • 37
# 31 Ağu 2024 18:33:06
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Trafikte gece yolculuğu zordur. Bir de bölünmüş yol değilse, sollamalarda ciddi tehlikeler olabilir. Solllama yapmak için karşıdan gelen araçla aramızda yeterli mesafe var mı? Görüş sınırlı olduğu için çoğu zaman bundan emin olamayız.

     Burada bilim devreye giriyor ve %100 olmasa da çok büyük bir yüzdeyle güvenli sollama yapmak mümkün.

"Karşıdan gelen aracın öndeki sağ ve sol farlarını ayrı ayrı net ve parlak olarak görüyorsak; mesafe yakın demektir ve asla sollama yapmamalıyız!

Ama iki farın görüntüsü bitişik dürbün görüntüsü gibiyse ve ışık parlak degilse;  dikkattlice sollama yapılabilir.
   
değişik bir bilgiymiş ilk defa duydum. Teşekkürler hocam.

Çevrimdışı Kupakızı

  • Aktif Üye
  • **
  • 308
  • 886
  • 308
  • 886
# 31 Ağu 2024 18:34:50
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Trafikte gece yolculuğu zordur. Bir de bölünmüş yol değilse, sollamalarda ciddi tehlikeler olabilir. Solllama yapmak için karşıdan gelen araçla aramızda yeterli mesafe var mı? Görüş sınırlı olduğu için çoğu zaman bundan emin olamayız.

     Burada bilim devreye giriyor ve %100 olmasa da çok büyük bir yüzdeyle güvenli sollama yapmak mümkün.

"Karşıdan gelen aracın öndeki sağ ve sol farlarını ayrı ayrı net ve parlak olarak görüyorsak; mesafe yakın demektir ve asla sollama yapmamalıyız!

Ama iki farın görüntüsü bitişik dürbün görüntüsü gibiyse ve ışık parlak degilse;  dikkattlice sollama yapılabilir.
   

Virajlı ve tek şerit yollarda sollama çok sıkıntı olabiliyor.

Çevrimdışı çayşinas

  • Üye
  • *
  • 15
  • 18
  • 15
  • 18
# 31 Ağu 2024 18:41:23
Beni hor görme gardaşım
Sen altınsın ben tunç muyum
Aynı vardan var olmuşuz
Sen gümüşsün ben sac mıyım

Ne var ise sende bende
Aynı varlık her bedende
Yarın mezara girende
Sen toksun da ben aç mıyım

Kimi molla kimi derviş
Allah bize neler vermiş
Kimi arı çiçek dermiş
Sen balsın da ben çeç miyim

Topraktandır cümle beden
Nefsini öldür ölmeden
Böyle emretmiş yaradan
Sen kalemsin ben uç muyum

Tabiata Veysel aşık
Topraktan olduk kardaşık
Aynı yolcuyuz yoldaşık
Sen yolcusun ben baç mıyım

Kaynak: Aşık Veysel

Çevrimdışı ilhami_60

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 5.296
  • 35.419
  • 2. Sınıf Öğretmeni
  • 5.296
  • 35.419
  • 2. Sınıf Öğretmeni
# 14 Eyl 2024 11:06:29
SAHTE KARAKOL

1950'li yıllarda Sirkeci Emniyet Amirliği'nde görevli üç polis memuru emekli olurlar. Emekli olurlar ama geçim kaygısına da düşerler. Yaşları da henüz genç olduğundan bir iş yapma konusunda kafa yorarlar. Şu işi yapalım, yok bu işi yapalım derler ama bir baltaya sap olamazlar. Derken içlerinden biri bir düşünce atar ortaya: "Karakol kuralım !.."

Ölçerler, biçerler, şu içinde bulunduğumuz karakol binasını kiralarlar. Daha önceden Sirkeci Emniyet Amirliği'nde görev yaptıklarından ve çevrede tanındıklarından bu bölgeyi seçerler. Tabelacıya gidip "Küçükpazar Karakolu" yazan tabelayı yaptırır, binaya asarlar. Üç kafadar emekli, masaydı, sandalyeydi, daktiloydu, dosyaydı, kağıttı, stampaydı, mühürdü, bir karakolda bulunması gereken bütün iaşeyi alıp karakolu tefriş ederler. Türkiye'nin, ne Türkiye'si herhalde dünyanın ilk özel karakolunu hizmete açarlar!.. Karakol hizmete açılınca da bölge esnafından haraçlarını toplamaya eskisi gibi sürdürürler.. O sırada da Sirkeci Emniyet Amiri değiştiğinden bölgede Küçükpazar Karakolu diye bir karakol var mı yok mu bilmemektedir..

Bu arada, normal bir karakol hangi görevleri yapıyorsa sahte karakolda da aynı işler normal seyrinde yapılmaktadır. Vukuat işlerini de tabii.. Uygun bir fırsat kollayıp yeni göreve gelen Sirkeci Emniyet Amiri'ne de bir kutu çikolatayla "Hoşgeldin"e bile giden üç kafadar, memur azlığından yakınıp takviye memur talep ederler. Sirkeci Emniyet Amiri de, "Bende memur çok, birkaçını sizde görevlendirelim" diyerek Küçükpazar Karakolu'nun emrine üç polis memurunu verir. Böylece bir karakolda olması gereken tüm düzenek kurulmuş olur. Suçlular adliyeye götürülmekte, evraklar gelmekte, evraklar gitmekte, yazışmalar dosyalanmakta, suçüstüler yapılmaktadır. Bildiğiniz karakol gibi yani!..

İşler o kadar aksamadan ve mevzuata uygun yürümektedir ki, izin programları bile oluşturulmakta ama karakolun "kurucu" üç memurundan ikisi izne ayrılırsa biri işler karışmasın diye muhakkak karakolda kalmaktadır..

İki memurun yine yıllık izin kullandıkları bir gün, nöbetçi kalan memurun bir yakını vefat edince, o da iki üç günlüğüne memleketine gitmek zorunda kalır. Aynı günlerde de Sirkeci Emniyet Amirliği'nden bir memur geçici görevle Küçükpazar Karakolu'na gönderilir. Bu memur daha önce İl Emniyet Müdürlüğü'nde karakolların kömür dağıtım işini yaptığından hemen tüm karakolları ezbere bildiğinden, Küçükpazar Karakolu diye bir karakolda görevlendirilince şaşırır. Karakoldaki diğer memurların da pek bir şey bildikleri yoktur. Bu arada kış da yaklaştığından kömür dağıtım işinin bittiğini de bilmektedir. Oysa Küçükpazar Karakolu'na henüz kömür filan gelmemiştir. Bir gün kendine iş edinir, "Herkesin karakolunun kömürü geldi de bizimkine niye gelmiyor ?" diye meraklanıp Emniyet Müdürlüğü'nün kömür dağıtım bölümünde eski arkadaşlarının yanına gider..

"Yahu arkadaş, herkesin karakoluna kömür verdiniz de bizim karakola niye vermiyorsunuz ?.."
"-Sizin karakol neresi ?"
"Küçükpazar Karakolu."
"-Ne yanda bu karakol ?"
"Unkapanı'nda.."
"-Cık, biz öyle bir karakol bilmiyoruz !.."
"Hemşehrim nasıl olur, binası var, memurları var, ben orada görev yapıyorum.."

Karakol listeleri çıkarılır, ama böyle bir karakolun izine rastlanmaz. Yine de eski arkadaşlarının elini boş göndermez, kömür verirler. Kömürün geldiği gün, karakolun kurucusu üç memur da izinden dönmüş, ekmek tekneleri karakolda göreve başlamışlardır..

"Ne var ne yok arkadaşlar ?.."
"-İyi, ne olsun.."
"Biz yokken ne yaptınız ?"
"-Kömür aldık.."
"Ne kömürü ?..".                                                                   Üç kafadar, karakolun elektrik, su ve kömür giderlerini kendi ceplerinden karşıladıkları için kafalarında bir şimşek çakar.. Üçü de şaşkın, sararmış bir yüzle birbirlerine bakakalırlar. Ama yapacakları bir şey de yoktur. Kömürü geri de gönderemezler. Olanı biteni gözleyen ve kömürü temin eden işgüzar memur, ertesi gün yanına bir arkadaşını da alıp Sirkeci Emniyet Amiri'ne gider. Olup biteni amire anlatırlar.

Emniyet Amiri, yanına iki polis memurunu da alıp İstanbul Emniyet Müdürü'nün huzuruna çıkar. Olayı anlatır. Zamanın Emniyet Müdürü gün görmüş uyanık bir adamdır. Su bastı, sel oldu gibisinden bir yazı yazdırıp Ankara Emniyet Genel Müdürlüğü'nden Küçükpazar Karakolu'nun demirbaş dökümünü ister. Kısa bir süre sonra Genel Müdürlükten "Böyle bir karakolumuz yoktur" yanıtı gelir. Emniyet Müdürü ildeki bütün şube müdürlerini çağırtır, olayı özetler ve hep birlikte Küçükpazar Karakolu'nun yolunu tutarlar. Karakoldaki tüm memurlar da haberdar edilmiştir. Emniyet Müdürü memurları şube müdürlerinin önünde sorguya çeker..
"Sen kaç yıldır bu karakoldasın ?"
"Sen kaç yıldır görev yapıyorsun ?"
Ayrıla ayrıla geriye karakolu kuran üç eski memur kalır..
"Siz geldiğinizde bu karakol var mıydı ?"
Biraz kem kümden sonra karakol kurucusu üç memur da konuşmaya başlar.
"-Valla müdürüm emekli olduktan sonra bir iş kuramadık, aklımıza karakol kurmak geldi, biz de kurduk.."
Müdür öyküyü dinledikten sonra, "tamam tamam" der ve ekler : "bu olayı hiçbir zaman, hiçbir yerde anlatmayacaksınız ve derhal İstanbul'u terk edip, ailenizle birlikte izinizi kaybettireceksiniz.."
Sonra da şube müdürlerine dönerek şu talimatı verir : "Bu karakol bugünden itibaren yasal hale gelecek. Ankara'ya bir yazı yazın, su baskını, sel filan bir şeyler uydurun.."
Sahte olarak kurulan Küçükpazar Karakolu yasal hale büründükten sonra yıllarca hizmet verir!..


(MİYASE İLKNUR'un, "Cumhuriyet" Gazetesinin
11 Aralık 2016 günkü sayısında yer alan yazısından)

Çevrimdışı Hederahelix

  • Aktif Üye
  • **
  • 371
  • 1.391
  • 371
  • 1.391
# 14 Eyl 2024 20:37:57
Meksikalı bir köylü göl kenarında balık tutuyormuş. Yanina Amerikalı bir iş adamı yaklaşmış ne yaptigini sormus oda balık tuttuğunu söylemis.
Amerikalı
-Neden kendine bir balıkçi açmıyorsun demiş. Adam sonra ne olacak diye sormuş
- işlerini ilerletirsin büyütürsun deyince diğer adam sonra demiş
Sonra zengin olursun iş adamı olursun dergilere çıkarsın.
Diğer adam yine sormuş sonra
Sonra demiş Emekli olursun bir köye yerleşir göl kenarında balık tutarsın
Meksikalı balıkçi bende òyle yapıyorum işte demiş.
Bazen mutluluk çok uzakta değildir, sadece başımızı kumdan çıkarıp bakmamız gerekir.

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK