Konuyla alakalı olarak yazıp yazmama arasında kalırken yazmazsam bilineni gizlemiş sayardım.
Ev sahibim bir cami imamı, çocuklarla olan münasebtini inanın zaman zaman kıskanırım
Zaman zaman öyle eğitsel tespitlerde bulunurken ( ki dayanağı tamamen KURAN dır ) Piaget sanırsınız talebesi.
Geçen yıl toplam 30 yakın öğrencisi vardı.Bu öğrencilerin çoğu Kuran okumaya geçti, az bir kısmı da cüz diye tabir edilen merhaleyi bitirdiler.
Şimdi asıl mesele bu yapılanlar acaba hangi gediği doldurmakta hangi puzzle parçasını tamamlamaktadır.
Çocuklar için verilen gerek ödüllendirmeler ( oyuncak , bisiklet ..) inanın müthiş ve bir o kadarda amaca hizmet noktasında güzel sonuçlar doğrumaktadır.
İslam tarihinde ilginç bir anekdot vardır:
Denirki Kuranın her ayetini indiği gibi ezberleyen sahabeler (yanlış hatırlamıyorsam bakara suresinin bir bölümü olacaktı) tam 8 yılda ezberlemişlerdir.Mesele tüm bilgiyi yüklenmekten ziyade bilgiyi yaşamakla lakalı olsa gerek.
21. yy da da en büyük sıkıntımız tüm insani öğelerin kaybolmasındaki temel mesele bildiğini yaşamamaktır.
Bildiğini yaşamak , her tarafa her noktaya belkide gözümüzün uzandığı heryere yazmamız gereken tek cümle....Burada akla şu soruda gelebilir :herbilgi yaşanmalımıdır?Bilgiyi yaşamak, kastedilen ilimdarlık değil arifliktir.