Bu yazıda geçen el yazısı kavramı, bitişik eğik yazı harflerini; düz yazı kavramı dik temel harfleri temsil etmektedir. Ülkemizde 6 yıldan bu yana eski Cümle yöntemi ile düz yazı okuma yazma öğretimi; Bitişik eğik yazıyla harf yöntemine çevrilmiştir.Özellikle Milli Eğitim alanında yapılan değişikliklerin, gerekli altyapı çalışması yapıldıktan sonra yürürlüğe konması şiddetle gerekmektedir.
Gelişmiş ülkelerde çocukların neredeyse 3 yaşından itibaren el yazısı yazarak ve okuyarak okuma yazma sürecini geçirdikleri belirtilerek, muasır medeniyetler seviyesine elyazısı kullanarak çıkılması düşünülmüştür.
Gelişmiş ülkelerde kadınların toplum hayatına daha aktif girmesi, çalışma hayatının her alanında yüksek oranlarda bulunması ve büyükanne/büyükbabaların torunlara bakma kültürünün olmayışı nedeniyle çocuklar en geç 3 yaşında okul öncesi eğitime dahil olarak, okullaşmaktadırlar.
3 yaşından okula başlayan çocukların beyinleri erken olgunlaşmakta, bol uyaran ile beyin kapasiteleri artmakta, kendi dillerine hakimiyetleri artmakta, çevrelerinde daha fazla yazı görmekte böylece yazıya aşinalıkları artmakta, yaptıkları faaliyetlerle (makas, boyama, oyun hamuru vs.)ince motor kasları gelişmekte böylece elyazısına ya da yazma sürecine yüksek hazıroluşluk seviyesinde başlamaktadırlar.
Söz konusu gelişmiş ülkelerin dillerinin fonetik olmayışı yani okunduğu gibi yazılmayışı kelime ezberlemeyi gerektirir. Bu gereksinimden yola çıkarak Cümle yöntemi (Ali ata bak. Işık ılık süt iç. & Sarah look. Lisa jump! diyerek özetleyebiliriz.) ile okuma yazma benimsenmiştir.Fakat ses temelli cümle yöntemi bütün dillere uygulanabilir bir yöntemdir, fakat bu yöntemde bitişik-eğik el yazısı mecburi değildir.İlk okuma ve yazma öğretimine bitişik eğik yazıyla başlanmaktadır. Bu yazının öğretimi paragraftan, cümleden, kelimeden ve heceden hareketle yapılamaz. Harflerin öğretiminde üst ve alt uzantılarla gövde yazılımının kavratılması önemli noktalardır. Harfler arası bağlantılar diyagonal ve yatay şekildedir. Öğrenci tamamen harflerin şekillerini ezberleme sürecine sokulmakta ve bu durum bilişsel gelişimlerini ciddi biçimde engellemektedir.
Pratik hayatta tüm yazılı materyalin (PC, Telefon ve televizyonlar, gazete, dergi ve kitaplar) düz yazı oluşu ancak yazı öğretiminde elyazısının kullanılma zorunluluğu ilkokul çağındaki çocukların çevresine karşı uyanışlarında gecikmelere sebep olmakta ve bu durumda ilkokul eğitiminin en temel ilkelerinde geneli kavrayabilme-yorumlayabilme yetileri neredeyse körelmektedir. Düz yazı günlük hayatta daha okunaklı ve basılı yazılı materyallere daha yakın olduğu için öğretim sürecinde okul dışı pekiştirme, görme ve anlamlandırmada (okul dışındaki her türlü yazının farkedilmesi) el yazısına göre daha üstündür. Ayrıca öğrenci velilerinin, okuma yazma sürecinde etkinlikleri belirgin oranda düşmektedir.Nitekim, 2011 'de Hamburg bitişik-eğik el yazısını terk etmiş ve dik temel harflere yönelmiştir.Almanya Milli Eğitim Bakanlığı Basın Sözcüsü Peter Albrecht bitişik-eğik el yazısı uygulamasının gelenekten öte bir anlam ifade etmediğini ve diğer eyaletlerde de dik temel harflere geçişin sağlanacağını belirtmiştir. Avrupa örnek alınarak aktarılan bu kültürün, Avrupa'da giderek terk edildiği görülmektedir.
El yazısında benzer yazılan ve yan yana gelen harfler (ı,i,u,ü,v,m,n) okumada fazladan zorluk yaratmaktadır. Çok iyi bilindiği gibi elyazısı, yazarken de okunurken de düz yazıdan çok daha yavaş çalışır. Çocukların geneli görebilme ve kavrayabilme güdüsünü ters yönde geliştiren bu yöntemde örneğin "dünya" kelimesini bitişik-eğik el yazısıyla yazan bir çocuk düşüncesini tamamen harflerin oluşumuna harcayacak ve yazdığı kelimenin anlamından ziyade şekline yoğunlaşacaktır.
Elyazısında büyük harfler yanına gelen harflerle bağlanırken sürekli değişmekte, bazı küçük harfler de önündeki ve sonundaki harflerle birleştirilirken bağlantı çizgileri faklılaşmaktadır. Zaten elyazısı pek çok el hareketinden oluşmakta, böylece yazılırken de değişikliğe uğradığında yazan kişiyi yazı yazmaya yoğunlaştırmakta, düşünmeyi engellemektedir.
Düz yazıda bazı harflerin karıştırıldığı için dezavantajı olduğu savunulurken (örneğin b ve d harfleri) elyazısında büyük E harfi ile üç rakamının karıştırıldığı, v ile u harflerinin nerdeyse birbirine çok benzer yazıldığı için okunurken zorlanıldığı, i harfinin yan yana iki kere geldiği zamanlarda ü harfine benzetilerek okunduğu unutulmaktadır. Bu durumda yazarken ya da okurken harflerin karıştırılması yazı türlerinin birbirine üstünlük sağlaması için bir kriter olmamaktadır.
El yazısında yazının akıcı şekilde yazıldığı ve geri dönüşlere izin vermediği belirtilmektedir. Ancak kelimeler yazıldıktan sonra harflerin nokta, çizgi ve takıları (ç, ğ,i,j,ö,ş,,t,ü,z.. gibi)sonradan geri dönülerek yapılmaktadır. Öğrenci kelimeyi tekrar düşünerek, hangi harflerin eksik kaldığını düşünmek ve bulmak zorundadır.
El yazısıyla okuma yazma öğrenmesi ancak sonradan düz yazıyı da okuması istenen bir çocuk; 29 elyazısı küçük harf+ 29 el yazısı büyük harf + 29 düz yazı küçük harf + 29 düz yazı büyük harf= 116 harf öğrenmek zorunda kalmaktadır. Bu da bariz bir zaman kaybına ve yapılandırmacı yaklaşımın *ekonomiklik ilkesine aykırı düşmektedir.
El yazısının Türkçe Müfredat Programında geçen yapılandırıcı yaklaşıma çok uygun olduğu söylenmektedir. Ancak yapılandırıcı öğretim bambaşka bir anlam içermektedir. Önceden öğrenilen bilgilerin sayesinde ve onların geliştirilmesiyle yeni bilgilere ulaşılmasını ifade eder. Okuma - yazma öğretiminde yapılandırmacı yaklaşımsa Ses Temelli Cümle Yöntemini ifade eder ve bu yöntem için bitişik-eğik el yazısı gibi bir zorunluluk yoktur. Öğrenciler parçadan bütüne dik yazıyla da geçiş yapabilir. Okuma yazmanın el yazısıya ya da düz yazıyla yapılmasının bu yaklaşımla doğrudan ve anlamlı bir ilişkisi bulunmamaktadır. Üstelik daha önce değindiğimiz gibi yapılandırmacı yaklaşımın birçok temel öğesini köreltici bir uygulamadır.
Sonuç olarak; getirilen Harf Yöntemi ile okuma yazma öğretimi çağdaş eğitim için gerekli olup, okuma sürecini belirgin şekilde kısaltmaktadır. Oysa ses temelli cümle yöntemi demek bitşik eğik el yazıyla eğitim demek değildir. Dik temel harflerle daha hızlı, daha dinamik bir eğitim ortamı oluşturulacağı ( yazımızda değindiğimiz üzere ) ve Avrupa'da bitişik eğik el yazısının terk edilmeye başlandığı düşünülürse, el yazısı yalnızca estetik bir bilinç olarak eskiden olduğu gibi güzel yazı derslerinde öğretilerek bir zevk haline gelmelidir.
Pelin AU
27.02.2011, Ankara