Elif Şafak Okuru Olmak

Çevrimdışı turgutkuzan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
# 23 Tem 2016 07:58:07
Allah (c.c.) rahmeti, selamı ve bereketi üzerinize olsun.

"Baba ve Piç" romanında "Zeliha Teyze" karakterinin mesleği insanlara dövme yapmaktır.
Kızı, bir arkadaşı ile dükkana ziyarete gelir. Kızının arkadaşı dövme kültürünü yadırgar.
Müşterilerden birinin bileğinde gördüğü bir dövmeye istinaden şu soruyu sorar:
- İnsan bileğine neden mor bir sivrisinek yaptırır ki?
Cevap hayat dersi niteliğindedir :

Bu dükkânda müşterilerimize salık verir, öneriler getiririz; an gelir, isteklerini reddederiz ama onları asla yargılamayız.
Asla neden diye sormayız.
Hayatta çok erken öğrendiğim bir şey varsa budur.
İnsanları yargılarsan eğer, onlar da gidip inadına bildikleri gibi yaparlar.

İnsanları yargılamayın, İDAM edin gitsin :)
İnsanları yargılamak, hatta savunmasını bile dinlemeden İDAM kararı vermek toplumumuzda sık yapılan hatalardandır.
İnsanlardan bizim istediğimiz gibi düşünmesini, bizi istediğimiz gibi hareket etmesini beklemek HAKSIZLIKTIR.
İnsanların yaratanın uygun gördüğü sınırlar dahilinde düşünmesi, yaratanın uygun gördüğü sınırlar içinde hareket etmesi gerekir.
Yaratana karşı inat edip, bildiği gibi hareket etmek AHMAKLIKTIR.

Çevrimdışı gulteknkaya

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.462
  • 1.199
  • 1.462
  • 1.199
# 23 Tem 2016 08:16:06
Konu Elif Safak idi  alintiladiginuz kadariyla da basit buldum .İnancınız sizin inancijizdir ben karismayayim.Konu benim acimdan kapanmıştır.

Çevrimdışı turgutkuzan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
# 24 Tem 2016 08:25:46
Allah (c.c.) rahmeti, selamı ve bereketi üzerinize olsun.

"Baba ve Piç" romanınında işlenen konulardan biri de Türk - Ermeni ilişkileridir.
Türk - Ermeni ilişkileri denilince, ister istemez 1915 yılında yaşanılanlar akla gelmektedir.
Ermeni diasporası, Ermenistan, Türkiye ve İran dışında yaşayan Ermenilere verilen genel ad olmakla birlikte, özelde Amerika'da yaşayan (orada doğmuş, büyümüş, çoğunluğu Ermenistanı bile görmemiş) Ermenileri tanımlar.

Elif Şafak kitabında, "Baron Baghdassarian" nick name kullanan  ve  Ermeni diasporası içinde olduğu anlaşılan bir karakter tanımlar.
Bu karakter internetteki bir mesajında şu ifadeleri kullanır :
 
Osmanlı hükümdarlığının adil olduğuna inananlar Yeniçerinin Paradoksunu bilmezler.
Yeniçeriler kendi halklarını hakir görmek ve geçmişlerini unutmak pahasına bir ihtimal toplumsal merdivenin tepesine tırmanmak üzere Osmanlı devleti tarafından alıkoyulup din değiştirtilen Hıristiyan çocuklardı.
Yeniçerinin Paradoksu, her azınlık için geçmişte olduğu kadar günümüzde de geçerlidir.
Ey göçmenlerin çocukları! Bu asırlık soruyu arada bir sorun kendinize: Bu paradoks içinde konumunuz ne olacak, Yeniçeri rolünü kabullenecek misiniz?
Türklerle barış yapmak için cemiyetinizi yüzüstü mü bırakacaksınız, onların deyimiyle hep birlikte ileriye bakmak için geçmişe perde çekmelerine izin mi vereceksiniz?"

Yeniçeri Ocağı, Orhan Gazi veya I. Murad dönemlerinde Hıristiyan çocukların 8-18 yaşlarında alınarak yetiştirilmesi (devşirme) ile oluşturulmaya başlanmıştır.
Bu çocuklar, çoğunlukla anne ve babasını savaşta kaybeden çocuklardı.
Türk ailelerin yanına yerleştirilen bu çocuklar, daha sonra askere alınmış ve Hıristiyan devletlerle yapılan savaşlarda ön saflarda yer almışlardır.
Günümüzde de azınlık toplulukların çocukları, yaşadıkları devletin eğitim sisteminde yetiştirilmektedir.
Günümüzde savaşların SADECE askerler arasında olmadığı göz önünde bulundurulduğunda, günümüzde de azınlık çocuklarının kendi toplulukları aleyhine çalışmalarda bulunabildikleri söylemek yanlış olmaz.
Bu durum "Yeniçerinin Paradoksu" olarak ifade edilmektedir.

Paradoks, görünüşte doğru olan bir ifade veya ifadeler topluluğunun bir çelişki oluşturması veya sezgiye karşı bir sonuç oluşturmasıdır.
Bir paradoksu ortadan kaldırmak mümkün değildir.
Bu tür durumlarda "pozitif sonuç" yönünde çaba göstermek en uygunudur.
"Baron Baghdassarian" başka bir mesaj ile "Yeniçerinin Paradoksu" nun "pozitif sonuç" üretmesi için öneri sunmaktadır.

Çevrimdışı turgutkuzan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
# 25 Tem 2016 11:21:30
Allah (c.c.) rahmeti, selamı ve bereketi üzerinize olsun.

"Baron Baghdassarian" ın 1915 yılında yaşananlara gönderme yaparak yazdığı mesaj :

Doğrusunu isterseniz sevgili Madam Sürgün Ruhum ve sevgili Türk Adında Bir Kız...
Diyasporadaki Ermeniler arasında Türklerin soykırımı kabul etmesini asla istemeyecek olanlar var.
Çünkü Türkler bunu kabul edecek olurlarsa ayağımızın altındaki halıyı çekip, bizi bir arada tutan en güçlü ve belki de tek bağı ortadan kaldıracaklar.
Tıpkı Türklerin yapılan haksızlığı inkâr etme alışkanlığı olması gibi, Ermenilerin de yapılan haksızlığın hatırasına dört elle yapışıp, 'mazlum' kimliğinin keyfini sürme alışkanlığı var.
Görünüşe göre iki tarafın da değişmesi şart. İki tarafın da acilen terk etmesi gereken kabuklanmış dogmaları var.


"Ermeni soykırımı" iddiaları konusunda Türk tarafının önerisi konunun tarihçilere havale edilmesi gerektiği yönündedir.
Peki tarihçiler nasıl karar verecekler?
Her iki tarafta iddialarına delil olarak tarihi belgeler göstermektedir / gösterebilmektedir.
Konunun daha detaylı araştırılması her iki tarafında daha fazla tarihi belge gösterebilmesinden başka bir sonuç üretmez.
Konuyu tarihçilere havale etmek, çözümsüzlük konusunda UZLAŞMAK anlamına gelir.

Çözüm için tarafların konuya bakış açılarını değiştirmeleri gerekir.

Çevrimdışı turgutkuzan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
# 26 Tem 2016 07:22:09
Allah (c.c.) rahmeti, selamı ve bereketi üzerinize olsun.

Elif Şafak'ın, Baba ve Piç kitabında,  Asya Kazancı karakterinin 12 maddelik "Şahsi Nihilizm Manifestosu" yer alır.

Nihilizm, metafizik, ahlâkî güç ve kuvvetleri yok sayan,  mevcut olan güçlere, değerlere ve düzene karşı çıkan,  hiçbir iradeye boyun eğmeyi ilke olarak kabul etmeyen görüşlerin  genel adıdır.
Bu görüş, varlığı her  şekliyle şüpheyle karşılar; hatta yok sayar; buna bağlı olarak da her çeşit bilgi imkânını inkâr  ederek hiçbir doğru, genel-geçer bilginin olamayacağını ileri sürer.

Kitaptaki "Şahsi Nihilizm Manifestosu"nu maddelerini inceleyelim :

Birinci Madde: Yaşadığın hayatı sevmek için bir sebep bulamıyorsan yaşadığın hayatı seviyormuş gibi yapma.

Yaşadığı hayata FARKLI açılardan bakamayan insanların yaşadıkları hayatı sevmemesi durumu söz konusu olabiliyor.
Bu tür insanlar, genellikle sürekli şikayet cümleleri kullanırlar.
Yaşadığı hayatı sevmediği halde şikayet etmeyenlerde  vardır.
Bu insanlara yardımcı olabilmek için, hayata FARKLI bakış açısı geliştirebilecekleri örnekler vermek gerekir.
Hayata AKTİF katılımda bulunmaları için teşvik edilmelidirler. (Sosyal ve kültürel faaliyetler katılmaları için zemin hazırlanmalıdır.)

Çevrimdışı turgutkuzan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
# 27 Tem 2016 08:06:42
Allah (c.c.) rahmeti, selamı ve bereketi üzerinize olsun.

Elif Şafak'ın, Baba ve Piç kitabında,  Asya Kazancı karakterinin 12 maddelik "Şahsi Nihilizm Manifestosu" nun ikincisi :

İkinci Madde: İnsanların ezici çoğunluğu asla düşünmez, düşünenler de asla ezici çoğunluk olmaz. Ayrımı gör! Tarafını seç!

"asla düşünmez" ifadesi yanıltıcıdır.
İnsanların ezici çoğunluğu gün içinde yaşadığı problemleri düşünür.
Örnek: Akşama ne pişirsem?
İş çıkışı eve mi gitsem yoksa kahveye mi gitsem?
TV dizisinin bugünkü bölümünde ne olacak?
Hafta sonu maç kaç kaç bitecek? vs.

Düşünülmesi gereken hususlar bunlar değildir?
Yaratılma sebebimizin FARKINDA olarak düşünmemiz gerekir.
Yaratılma sebebimiz çerçevesinde mi hareket  edeceğiz yoksa karşı cinsi nasıl tavlarım düşüncesi ile hareket etmeye devam mı edeceğiz?
Tarafınızı seçtiğinizi varsayalım.
Sonuçlarına katlanmaya da hazır mısınız?

Çevrimdışı turgutkuzan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
# 28 Tem 2016 08:23:15
Allah (c.c.) rahmeti, selamı ve bereketi üzerinize olsun.

Elif Şafak'ın, Baba ve Piç kitabında,  Asya Kazancı karakterinin 12 maddelik "Şahsi Nihilizm Manifestosu" nun üçüncüsü :

Üçüncü Madde: Tarafını seçemiyorsan bari sadece yaşa, hırslarından arın; bir su yosunu ya da yaban otu ol.

Taraf seçmek yerine her iki taraftada yer alıyor görüntüsü vermekte bir seçenek :)
3 lira kazanıp, 5 lira harcamanın yöntemini bulacağım diye hırslanmak yerine her şeye boş ver, bu dünyaya ot geldim, ot giderim felsefesini benimse, ot olduğun için üstüne basanlara kızma.

Çevrimdışı turgutkuzan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
# 29 Tem 2016 09:24:12
Allah (c.c.) rahmeti, selamı ve bereketi üzerinize olsun.

Elif Şafak'ın, Baba ve Piç kitabında,  Asya Kazancı karakterinin 12 maddelik "Şahsi Nihilizm Manifestosu" nun dördüncüsü :

Dördüncü Madde : Cevaplarıyla ilgilenmediğin sorular sorma.

Toplulumuzda sık yapılan hatalardan biri de muhatapların birbirini anlama gayreti içinde olmamasıdır.
Sorular, cevap almak için değil, muhatabı köşeye sıkıştırmak için sorulur.
Bu nedenle cevapta anlatılmak istenilenle ilgilenilmez.

Beşinci Madde: Hayatta başarmak için yeteneğin ya da sebebin yoksa, uğraşma boşuna, bir şey olmakla yetin. Sahip olma, sadece ol!

Sahip olmak ile olmak arasındaki farkı bir anlayabilsek.
İnsanlara sahip olmak yerine, insan olmak...
Maddeye sahip olmak yerine, mana olmak...
Aşka sahip olmak yerine, aşık olmak...
Öğrencilere sahip olmak yerine (öğrencilerim var demek yerine), öğretmen olmak...
Kısacası kolay olana sahip olmak yerine, zor olana  talip olmak.

Çevrimdışı turgutkuzan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
# 30 Tem 2016 06:58:14
Allah (c.c.) rahmeti, selamı ve bereketi üzerinize olsun.

Elif Şafak'ın, Baba ve Piç kitabında,  Asya Kazancı karakterinin 12 maddelik "Şahsi Nihilizm Manifestosu" nun altıncısı :

Altıncı Madde: Bir şey olmak için yeteneğin ya da sebebin yoksa, sadece varolmakla yetin. Bir şey olma, sadece varol!

Bir batı kafası klasiği : Sebep sonuç ilişkisi...  Sebep yoksa, sonuç olmaz.
Batı kafasını bırak, sebep bulamasanda var olmaya / varlığını muhafza etmeye devam et.


Yedinci Madde: Varolmak için yeteneğin ya da geçerli bir sebebin yoksa, sadece tahammül et hayata.

Düşebilecek başka seviye bulamıyorsanız tahammül etmeyi deneyebilirsiniz.
Tahammül etmeyi başarırsanız, bir gün olmanız da mümkün olabilir.

Çevrimdışı turgutkuzan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
# 04 Ağu 2016 14:50:55
Allah (c.c.) rahmeti, selamı ve bereketi üzerinize olsun.

Elif Şafak'ın, Baba ve Piç kitabında,  Asya Kazancı karakterinin 12 maddelik "Şahsi Nihilizm Manifestosu" nun sekizincisi :

Sekizinci Madde: Toplum ile Benlik arasında derin bir uçurum, onun üzerinde de sarsak bir asmaköprü varsa, umutsuzca ikisini bağlamaya çabalamak yerine, pekâlâ asmaköprüyü yakıp, topluma uzaktan veda etmek suretiyle, ebediyen benliğin tarafında kalabilirsin.

Toplumla iletişim kurmanın muhtelif yöntemleri vardır. Bununla birlikte toplumla iletişim içinde olmak her durumda "benliği" etkiler.
Benliğini korumak İHTİYACINDA olanlar için, münzevi hayat bir ÇÖZÜMDÜR.
Münzevi hayatın ebedi olması zorunlu değildir. Benlik, toplumun etkisini dengede tutabileceği aşamaya geldiğinde, toplum ile tekrar iletişime geçilmesi TERCİH edilmelidir.

Dokuzuncu Madde: İçerideki uçurum seni dışarıdaki dünyadan daha çok heyecanlandırıyorsa pekâlâ içine, yani kendi zihnine düşebilirsin.

İnsan kendini tanımaya başladıkça duygu / davranış / düşüncelerinin etkisini daha NET gözlemlemeye başlar.
Bu durum yaşadığının FARKINA VARMASINA vesile olur. Toplumla iletişim, kişilerin  yaşadığının FARKINA VARMASINA engel olan unsurlardandır.

Çevrimdışı turgutkuzan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
# 05 Ağu 2016 10:04:19
Allah (c.c.) rahmeti, selamı ve bereketi üzerinize olsun.

Elif Şafak'ın, Baba ve Piç kitabında,  Asya Kazancı karakterinin 12 maddelik "Şahsi Nihilizm Manifestosu" nun onuncusu :

Onuncu Madde: Sevdiğin bir arkadaş bulursan, eninde sonunda hepimizin varoluşsal açıdan yalnız olduğunu, sonsuz yalnızlığın er ya da geç en beklenmedik arkadaşlıklara bile galebe çalacağını unutacak kadar alışmaya kalkma ona.

Yalnızlık güzeldir :)
Arkadaşlık tek taraflı değildir. Arkadaşlığın güzel tarafları, yalnızlığın güzelliğini unutturabilir. Aman dikkat!

On birinci madde: Onuncu Madde'yi unutacak kadar alıştığın bir arkadaş bulsan dahi, hayatın başka başka alanlarında seni hezimete uğratabileceği gerçeğini asla gözden kaçırma. En iyi arkadaş dahi zor durumda bırakabilir seni. Doğumda ve ölümde olduğu gibi tavlada da yalnızız.

Yalnızlığı terk etmediğin sürece, yalnızlık seni terk etmez.
İnsanlar muhtelif sebeplerle (özellikle yanlış anlama) zor durumlara düşürebilir. Yalnızlığın dostluğu her zaman aklında bulunsun.

On İkinci Madde: Şu hayatta ne yaparsan yap, sakın ola anneni değiştirmeye çalışma. Annenle kurduğun yahut kuramadığın ilişkiyi de değiştirmeye çalışma zira bu girişim ancak hüsranla sonuçlanır. Sadece kabul et ve razı ol. Eğer sadece kabul edip razı olamıyorsan, başa dön, Birinci Maddeye tekrar bak.

İnsanları değiştirmeye çalışmak çoğumuzun yaptığı bir hatadır.
Yapılması gereken, güzel örnek olmaktır.
Değişme isteği muhataplarımızın içine doğmalıdır, bizim isteğimiz / tercihimiz olmamalıdır.

Çevrimdışı turgutkuzan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
# 08 Ağu 2016 07:50:16
Allah (c.c.) rahmeti, selamı ve bereketi üzerinize olsun.

Elif Şafak  "İskender" romanının özet ve incelemesi
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
linkinde mevcuttur.

"İskender" romanından alıntı :

Her zaman kendi içine bakmak en emin yol.
Başkalarıyla uğraşmayı bırak.
Her gazap, her kahır ağır bir çanta. Niye taşıyasın? At onları.
Sıcak hava balonu gibi hayat.
Yukarı mı gitmek istersin, aşağı mı?
Hiddeti, intikamı, rekabeti bırak. Torbalardan kurtul.

Eleanor Roosevelt'e ait olduğu söylenen şu söz çok anlamlıdır :
- Büyük beyinler fikirleri tartışır, orta halliler olayları, küçük beyinler ise insanları. - Eleanor Roosevelt

İyi bir okuyucu / dinleyici olmayan insanların konuşmalarının içeriği çoğunlukla gıybet / dedikodu kapsamındadır.
Konuşmalarında gıybet / dedikodu dışına çık(a)mayan insanların mutsuz olması, nefret, hiddet duygularını sıklıkla hissetmesi kaçınılmazdır.

Çevrimdışı pembe155

  • Uzman Üye
  • *****
  • 453
  • 1.090
  • 453
  • 1.090
# 08 Ağu 2016 10:25:55
Dokunulmazliklarin kaldirilmasina karsi oldugunu soylemisti en son. Kendisi ermeni sevdalisi esi ise fetocu diye biliyorum

Çevrimdışı turgutkuzan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
# 09 Ağu 2016 07:34:53
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Dokunulmazliklarin kaldirilmasina karsi oldugunu soylemisti en son. Kendisi ermeni sevdalisi esi ise fetocu diye biliyorum
Allah (c.c.) rahmeti, selamı ve bereketi üzerinize olsun.

Egitimhane üyelerinin DEDİKODU içerikli mesajlar yazmasını doğru bulmuyorum.
Herkesin dokunulmazlıkların kaldırılmasına taraftar olmasını bekleyemezsiniz, karşı olma sebebini açıklamıştır.
Düşüncelerine SAYGI göstermek için, gerekçelerini de açıklamanız uygun olurdu.

Kendisinin Ermeni sevdalısı, eşinin ise FETÖ mensubu olduğu ifadeleriniz ise ALENİ İFTİRADIR.

Rabbim, bizleri İFTİRACILARIN şerrinden korusun.

Çevrimdışı turgutkuzan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
# 09 Ağu 2016 07:37:35
Allah (c.c.) rahmeti, selamı ve bereketi üzerinize olsun.

"İskender" romanından alıntı :

İnsan belli bir yaşa gelince kendi hudutları ve hatalarıyla barışmaya başlıyor. Ben de kendimi olduğum gibi kabullenmeyi öğrendim.

İnsanlar gençlik dönemlerinde, bulundukları durumdan  daha iyisine layık olduklarına, şanssız olduklarına, haksızlıklara uğradıklarına inanırlar.
Yaş ilerledikçe ayaklar yere basmaya başlar.
Daha iyisi için kişisel özelliklerin, çabaların yeterli ol(a)mayacağının, daha iyisi için çok sayıda etkenin var olduğunun FARKINA varılır.

"Bir oğlan çocuğundan erkek çıkaracak iki şey vardır bu dünyada. ... Birincisi bir kadının aşkıdır. İkincisi ise bir başka adamın nefreti.
...
Babası bunlardan yalnızca ilkini bilenlerin yumuşayıp hanım evladı olduklarını, yalnızca ikincisini bilenlerinse katılaşıp taş kesildiklerini, adam gibi adam olabilmek içinse her ikisini de öğrenmek gerektiğini anlatmış.
Sonra soruvermiş: 'Kılıç nasıl yapılır biliyor musun?'
Âdem bu soruya verecek yanıt ararken babası devam etmiş sözüne: 'Çeliğe su vererek tabi ki!'
Bir kılıca dikkatlice bakarsan üzerindeki menevişleri görebilirdin. Suyun bu kadar sert ve sağlam bir malzemede iz bırakabilmiş olması şaşırtıcı gelebilirdi.
Oysa hünerli ustalar bilirdi ki metali sertleştirmenin yolu onu önce ateşte ısıtmak sonra suya daldırmaktı.
'Erkekler için de aynı. Aşkla ısıtmak gerekir onları, nefretle sertleştirmek' diye toparlamıştı babası lafını" (s. 53)

Erkek tanımı, toplumlara, zamana, coğrafyaya vs. göre değişen bir kavramdır.
Çoğu toplumlarda erkeğin sert / sağlam yapılı olması gerektiği inancı hakimdir.
Birbirine zıt duyguların / düşüncelerin yaşanmasının kişiliği sertleştireceği / sağlamlaştıracağı düşüncesi bir ÖN YARGIDIR.
Birbirine zıt duyguların / düşüncelerin yaşanması bazı durumlarda engin hoşgörülü / empat bir karakterin ortaya çıkmasına vesile olur.

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK