Salavât Hürmetine Affedilen Günahkârlar
Kadının biri Hasan-ı Basrî rahmetullahi aleyhe gelir ve şöyle der:
-Benim genç bir kızım vardı, vefat etti. Onu rüyamda görmeyi çok istiyorum. Kızımı rüyada görmeme yardımcı olacak bir şeyleri bana öğretmen için sana geldim!
Kadına, kızını görmesini sağlayacak bir şeyler öğretti ve kadın da kızını rüyasında gördü. Kızının üzerinde katrandan bir elbise, boynunda bukağı, ayaklarında pranga vardı. Durumu Hasan-ı Basrî rahmetullahi aleyhe haber verdi, o da bu duruma üzüldü. Aradan zaman geçti, bu sefer Hasan-ı Basrî kızı rüyasında cennette gördü. Başında bir taç vardı ve şöyle dedi:
-Ey Hasan, beni tanıdın mı? Ben, sana gelerek şöyle şöyle ricada bulunan kadının kızıyım!
Hasan-ı Basrî Seni bu duruma getiren nedir? diye sordu. Kız şu cevabı verdi Adamın biri bizim mezarlığın yanından geçerken Hazret-i Peygambere (sallallahu aleyhi ve sellem) bir defa salât u selâm getirdi. Biz beş yüz elli kişi mezarlarımızda azap görmekteydik. Bunun üzerine Şu adamın getirdiği salât u selâm hürmetine bu kabirdekilerden azabı kaldırın! denildi.
Kıssadan alınacak hisse: Güzel ahlak sahibi bir kişinin mezarlıktan geçerken Rasûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve selleme getirmiş olduğu salavât sayesinde bunca günahkar affedilirse; acaba elli sene boyunca devamlı salât u selâm getiren kişinin kıyamet günü Onun şefaatine erişememesi düşünülebilir mi?
Kaynak: Müşâşefetül-Kulûb (Kalplerin Keşfi), İmam-ı Gazâlî, Semerkand Yayınları, Sahife 44.
hacile hocam çok güzel bir paylaşım, çok teşekkürler.