ANTHONY QUINN'İN DARULACEZE HAYRANLIĞI
1976 yılında Çağrı filminin galası İstanbul'da yapılmış, Yönetmen Mustafa Akad 'la beraber Hz.Hamza rolü ile gönüllere taht kuran Anthony Quinn de o galaya katılmıştı.Tabi ayaklarına kadar gelen bu dünya starına güzide basınımız klişe sorularını ardı ardına sıralamışlardı:
-İstanbul'u nasıl buldunuz?
-Türk mutfağını nasıl buldunuz?
-Şiş kebab, rakı beğendiniz mi?
-Dansöz, eğlence, Boğaz hoşunuza gitti mi?
Meksikalı mütevazi aktörün cevabı ise kompleksli Batı hayranı basınımıza(lütfen bugünkü basınımız üstüne alınmasın) kapak mahiyetindeydi:
-Evet, İstanbul'u çok beğendim. Hatta hayran kaldım. Ancak, bu İstanbul sizin sorduğunuz İstanbul değil... Benim gördüğüm İstanbul'un değerini, ne şiş kebap, ne Boğaz, ne rakı, ne dansöz belirliyor... İstanbul benim takdirimi, üç semâvî dinin mâbedini yan yana göstermesiyle kazanmıştır. Dünyanın hiçbir yerinde bu derecesi görülemeyecek bir müsamahanın temsilcisi olarak gördüğüm İstanbul'u sevdim. Hele de Dârül Aceze... Harika bir medeniyet örneği... Ülkenin bütün düşkünlerini, asla ayırım yapmadan bağrına basan, Müslüman'ı Hıristıyan'ı, Yahudi'si ile bakıp besleyen Dârü'l Aceze, müthiş bir insanlık örneği... Çünkü, ayrım yapmadan bağrına bastığı üç dinin mensupları için, üç ayrı mâbedi bünyesinde bulunduruyor. Beni önce hayrete, sonra da derin bir hayranlığa düşüren bu güzellik, beni sorduğunuz şeylerin bütününden fazla etkiledi. Benim İstanbul'da gördüğüm, asıl güzellik budur. Ben sizlere de, ülkenizin bu üstünlüğünü farketmenizi, yabancılara bunları göstermenizi tavsiye ederim.
Not: O tarihte, ünlü aktörün gezip görüp hayran kaldığı Dârü'l Aceze'yi, bizim gazeteciler henüz keşfetmedikleri için, sessiz kalmışlar, birbirlerine bakışıp sus pus olmuşlar.(Alıntı)