Okuma yazma oturmadan benimde içime sinmiyor doğrusu hocam. Bir yandan da öğretme kaygısı taşımak da ayrı bir stres. İstanbul da çalışsam da veli profili çok kötü. Veliler için okuma yazma kursu açma çalışmaları yapıyoruz. Yani bende okuma yazma olayını çözmeye çalışıyorum sizin gibi, bende de 4 öğrenci var ama hecedeler her sesi biliyolar fakat 2 tanesi çabuk unutuyo. Diğerlerini ödevlendirip onlarla ilgileniyorum sınıfta bırakmak asla istemiyorum herkese zarar verir bu durum. Anne kendi bilmiyo okuma çocuğa nası çalıştıracak. Çooookk çalışmam lazımmm çoooookkkkkk
Öğretmenim bende okumayı çat pat çözüp de haftalardır ilerlemeyen 5-6 tane öğrenci var. Aslında veli-öğrenci profili çok kötü değil, maddi sıkıntısı olan öğrenci pek yok, doğudaki gibi dil problemi de yok... Bizimkilerin sorunu şımarıklık, yaramazlık... Bazılarının anne ve baba çalışıyor onun da etkisi var. Bazı anne baba ilgileniyor gözüküyor ama kendilerini kandırıyor...
Mesela davranış takip çizelgesi verdim, kadın çocuğa kıyamadığından üzgün yüz boyamıyor da, gülen yüzü yarım boyuyor. Hepsi gülen yüz olanı haftanın yıldızı seçiyoruz ya... Hayır neyi ispatlamaya çalışıyorsun, zaten ben zamanı geldikçe bir bahaneyle hepsini bir şekilde haftanın yıldızı yapacağım. Bizim işimiz çocuk kandırmak ama veliler çocukların onları kandırmasına izin veriyorlar. 3 kere haftanın yıldızı olana da ödül vereceğiz dedik, ödül ne olabilir? kalem, silgi, kitap, defter... E bunu zaten yine bir bahaneyle hepsine veririz. Yani en azından ben hep öyle yapmışımdır, çünkü hepsinin motive olmaya ihtiyacı var. Biri bir hafta önce olur, diğeri 3 hafta sonra ne farkeder... Ama şimdiki veliler bir garip.
Çocuk muhtemelen üzgün yüz boyayınca ağlıyor, anne de tutup yarım boyuyor. Böyle bir şey olabilir mi, çocuğun veliyi kandırmasına izin veriyor. Onu bırak hem kendini kandırıyor hem de beni kandırmaya çalışıyor, amaç nedir?
Bahsettiğim çocuk da okumayı en son öğrenenlerden ve haftalardır hala heceliyor.. O da heceleyebilirse...
İçim şişti vallahi