YAŞARKEN ÖLMEK
Sen sevip de sevilmemek nedir bilir misin?
Her seni seviyorum deyişinden sonra; “Ben de seni” sözünü duyamamayı,
Bir gün batımıyla dört duvar arasında yapayalnız kalmayı,
Her gece yorgun bedenini soğuk yatağına bırakıp;
Sırf sevdiğini görebilme ümidiyle bir rüyaya dalmayı,
Ve her zamanki gibi yine feryat figan uyanmayı,
Bulamadığında yanında aradığını;
Hıçkıra hıçkıra ağlamayı bilir misin?
Senin, göz yaşlarınla sırılsıklam oldu mu hiç yastığın,
Bazı gecelerse ağlamak isteyip de ağlayamadığın,
Bir acı sözle kanadı mı hiç bedenindeki kabuk tutmuş bütün yaraların!
Kaç gece uyuttun bir resimi bağrında,
Kaç şiirin dizesini boğdun göz yaşlarınla beyaz sayfalarda,
Söyler misin kaç defa acını yüreğine gömdün;
Ölen ruhuna yas tuttuğunda?
Ne zaman yaktın da bir sigara;
Daha sigaran bitmeden sen tükendin,
Ne zaman kanadığında yüreğindeki yara;
Tuz basıp da bir ah bile diyemedin,
Ne zaman dayayıp da namluyu şakağına ölmek isteyip de ölemedin;
Yarinin ela gözleri gelince aklına!
Sen, ateşler içinde yanarken bedenin; üşümek nedir bilir misin?
Şubat soğuğunda ayazda kalmış bir sokak kedisi gibi titremeyi,
Sevdiğinin gözlerinden utanarak aşk dilenmeyi,
Her gece ölüp; her sabah tekrar dirilmeyi bilir misin?
Senin hiç Mecnun’a çıktı mı adın,
Bir gecede aklara büründü mü kara saçların,
Sadece sevmek için avuçladığında bir gülü,
Alkanlara boyandığında ayaların;
Senin de böyle hiç acıdı mı canın!
Sen, unutmak isteyip de unutamamak nedir bilir misin?
Artık çeke çeke acılara alışmayı,
Kuruyunca göz pınarların;
Yaş yerine kan dökmeyi bilir misin?
Duvarlara resimler çizip;
Buğulu camlara isimler yazmayı,
Ve her sabah aynanın karşısına geçip;
Karşında duran insana yani kendine acımayı bilir misin?
Gecelerce gelir diye birini beklemeyi,
O gelmeyince yalın ayak yollara düşmeyi,
Tutmayınca artık ayakların emeklemeyi,
Ölüme mahkum bir hasta çaresizliğiyle ötanazi istemeyi,
Çektiğin ve çekeceğin bütün acılara rağmen,
“Hala seviyor musun?” diye sorduğunda dostların;
“Sevmiyorum artık arkadaş!” diyememeyi bilir misin?
Yani senin anlayacağın,
Sen, yaşarken ağır ağır ölmek nedir bilir misin?
ERGİN CAN
EC-45-038