Kendi Şiirlerimizi Paylaşalım

VAKİTSİZ

Kalemimden önce silgimi aradım,
Karanlık buğusundaki
Mum ışığıyla aydınlandığım
Garip şiir yazma sevdamın nüksettiği
Bu masum gecede...

Nasıl başlayacağımı bilmeden yazıyorum,
Her zamanki gibi sonunu tahmin etmeden,
Yaşıyorum...

Düşündüm bir an seni ve senli günleri,
Takıldım kaldım onca şey arasında,
Sensiz günlere.
Yaşanası bir sevda değildi belki de,
Olmamalıydı, olmayacaktı bitişi yarışın.
Seninle olan sevda yarışımdı bu,
Sonuna kadar gidemesek de birlikte,
Vardığımı hissediyorum sonuca.
Kendimi iki kişilik bir yarışta,
Tek ve yalnız hissetmeme rağmen,.
Bazen eksik kalıyordu kelimelerimin sonu,
Burdan eksiltilenler aslında hayatın sunduğuydu..

Kabullendim, Sorgu-Sualsiz...
Vazgeçtim, Topsuz-Tüfeksiz...
Sonuçta kalan sen oldun bensiz,
Bu şiir de böyle sen gibi,
Düzensiz-Önemsiz...
Ben ise Çaresiz...


29.12.2009  (Elektriksiz bir köy gecesinde Belki saçmasapan bir şiir ama sonuçta bana ait )

bahar gelir güller ile bahçeler
açar dedin ey dost açmadı hani
hasretin açtığı   derin yaralar
geçer dedin ey dost geçmedi hani


gece çöker gama başlar yolculuk
sarar  yüreğimi engin burukluk
arar bulur seni bir gün mutluluk
seçer dedin ey dost seçmedi hani

bir sen bil  bir Allah’ım bilsin diye
sevdamı herkesten sır ediyor kalbim
hüzünle keder  sunsan da hediye
seni sevmeye devam diyor kalbim


gözlerin gözlerim olmasa bile
gam şarkıları gelse de dile
hasretin kader  yazılsa gönüle
seni sevmeye devam diyor kalbim


ıstırap içimde yanardağ olsa
yokluğun  canımdan canlar  koparsa
erisem tükensem nefesim  kalsa
seni sevmeye devam diyor kalbim


bir sen bil  bir Allah’ım bilsin diye
sevdamı herkesten sır ediyor kalbim
hüzünle keder  sunsan da hediye
seni sevmeye devam diyor kalbim

Seherde yalnız  yel oldum estim
Sana gitmeyen yollara küstüm
Gözlerine mahkum yazıldım yar
Cezamı sana müebbet kestim


Yaşamak  kalbimde sevdan ile
Canım vereyim yeter ki dile
İstemem sensiz hürriyet bile
Cezamı sana müebbet kestim


Üstüme yoktur aşk meydanında
Ahirim bulsam ak gerdanında
Ölsem  saçlarının zindanında
Cezamı sana müebbet kestim


Yaşamak  kalbimde sevdan ile
Canım vereyim yeter ki dile
İstemem sensiz hürriyet bile
Cezamı sana müebbet kestim

müebbet  hükümlü iki mahkum  gibi
kalbin var mı böyle bir sevmeye beni
yansa da ateşlerde  çölde kum gibi
kalbin var mı böyle bir sevmeye beni


yıldızla gök deniz-dalga ahenginde
kah bahar yeşili kah ufuk renginde
Leyla ile Mecnun,Kerem-Aslı denginde
kalbin var mı böyle bir sevmeye beni

Gözlerimde yaktığın o ateşten
Kalmadı geriye dumanı külü
Harabe bıraktın  gönül yurdumu
Yüreğimde  esen fırtına gülü


Dalgalar estirdin denizlerimde
Kendimi unuttum ben izlerinde
Bir ışık yok mudur   dehlizlerinde
Yüreğimde  esen fırtına gülü


Döktün yaprağımı hazana geldim
Kadere inandım kazana geldim
Döndüm dolaştım da ben  sana geldim
Yüreğimde  esen fırtına gülü

         
 14 ŞUBAT
 
Aklımı başımdan alan muamma,
Sevdamı bir güne sığar sanma,
On dördün mucidi Valentine amma,
Gönlümde zamanı sen icat ettin.
 
Tarkan ÖNER

Fahri  İrlanda  Kralı  İzzet  Kara'ya






     KANADI  KIRIKLAR  VE GÖZÜMÜN  ÖNÜNDEKİ KARALAR
Kadın,  kanadı  kırık  kuş misalidir  dedi  üstad!
Tutunacak  dalı  yoktur  erkeğinden  gayri

Ahh!
Kanadı  kırıklar
Dertlendiklerim

Bir  sigaralık  nefes
  Bir  tek sizin  için  değiyor
Kanadı  kırıklar

Gözümün  önünde  bir  kara
Gezinip duruyor 
Duman  misali

Dumanın  arkasında 
Kanadı  kırıklar

Kahvenin  önünde  bir  katar
Belli ki  düğün  katarı
Hemen  ileride 
Bir  cami
Bir  kalabalık
Belli ki  mevta 
Kimbilir 
Bir  kanadı  kırıktır belki de

  Önce düğün  korteji 
Ardından  cenaze  kalabalığı  geçti
Ömrümün  bir  anı  daha  geçti

  İlahi  düzen  diye  buna  diyorlar  herhal

Gözümün  önünde  bir  kara
Gezinip duruyor 
Duman  misali

  Kara’nın  arkasında 
Kanadı  kırıklar

solgun bir resmin kaldı elimde
gözümde yanan kor acı senden
ne sözümde şekva ne dilimde
ben değil kalbim davacı senden
          gözümde yanan kor acı senden
          ben değil kalbim davacı senden


sen yüreğim için zor hasretsin
içimde ne kinsin ne nefretsin
küskün değilim ki  o affetsin
ben değil kalbim davacı senden
          gözümde yanan kor acı senden
          ben değil kalbim davacı senden


geceyedir benim  itirafım
kalbim- sen arasında arafım
sorsalar yine senden  tarafım
ben değil kalbim davacı senden
           gözümde yanan kor acı senden
           ben değil kalbim davacı senden

Tökezleyeceksem
Sen aklıma düşüverince olmalı
Düşeceksem bir gün bir yolda
Uzak bahçelerde bir gül solmalı


Ağlayacaksam
Radyoda ‘’mendilimde gül oya’’ çalmalı
Gideceksen benden
Gözlerin hatıra kalmalı


Üşüyeceksem
Senli yağmurlarda üşümeliyim
Yaşamak ekmek tuz kadar güzel ama
Son nefesimde seni düşünmeliyim


Tükeneceksem
Beni sonbahar rüzgarları yormalı
Sana adanmış bu kalp
Sensizliğe vurunca durmalı

BENDEKİ TEBESSÜM İLACIN OLSUN

Varlığı gönlüme eziyet olan,
Vefasız olmayı meziyet sanan;
Tanımı tarifsiz illete bulan,
Bendeki tebessüm ilacın olsun.

Cerahat bedenin istimlâk etsin,
Tırnağın etinden firak eylesin,
Vicdansız yüreğin infilak etsin,
Bendeki tebessüm ilacın olsun.

Lokman Hekim gelse çaren bulmasın,
İbni Sina dirilse yaren sarmasın.
Gözlerin resmimi Hipokrat sansın,
Bendeki tebessüm ilacın olsun.

Âlemden toplanan bin bir nebatat,
Solmuş yüzüne vermesin hayat.
Gün boyu yatakta kıvranarak yat,
Bendeki tebessüm ilacın olsun.

Hüzünle, hicranla, acıyla yaşa,
Ruhunda dinmeyen sancıyla yaşa,
Tabipler derdinle çıkmasın başa,
Bendeki tebessüm ilacın olsun.

Tarkan ÖNER

 
 
Mahzen

Gözyaşım yüreğime akar benim
İsyan kokar şu zindan gecelerim
Aydınlıkları istiyor değilim
Atın mahzene çürüsün bedenim.

Uykunun uyuduğu vakitlerde,
Gözlerim mahzene açılan perde
Uykunun uyuduğu vakitlerde,
Kendimi ararım bu mahzenlerde.

Mahzenin şu karanlığına inat
Ağarır bu şaçlarım kanat kanat
Derin uykularda şimdi kainat
Anlat yüreğim, beni bana anlat..


Şu duyulan paslı zincirin sesi
Kimblir hangi celladın neşesi,
Vur cellad! Sussun nefsimin nefesi
Vur cellad! Sönsün nefsimin hevesi...
 
fetih50

İmzasız mektuplar vardı cebimizde
Notasız şarkılar dilimizde..
Bazen manalarda boğuluyorduk
Bazen kelimelerde..
Türlü sırlar vardı çözülmeyen.
Gerçekler vardı kimi nazarlarla görünmeyen…
Avuç açtık Yaradana riyasız ellerle
Aşk düştü kimimize,
Kimimize hüzün…
Kiminin umutları kaldı başka bahara
Bazı gönüllerde açıldı derin bir yara…
Merhaba dedik gelene, elveda gidene
oysa koca bir dünya idik yaşayı bilene…

Bir ayrılık görüp üzüldük..
Firari fikirler sardı dört bir yanımızı, düşündük..
Gönlümüzün  namlusuna vuslatsız  aşkları sürdük..
Sızlarken kalbimiz, biz her lahza büyüdük..
Esen rüzgarlarla konuşup aynalarla yüzleştik.
Çakıl taşlarını alıp denizlerle savaştık,
Türlü sevdalara tutsak düştük..
Selam verdik karçiçeğine, cırcır böceğine..
Ve gıpta ettik sevip sevilene..
oysa koca bir dünya idik yaşamayı bilene…

Duvarda  takvimin çevirip sayfasını
Göz göze geldiğimiz ana taşıyalım
Melek saflığında  masum aşk sefasını
Maziye yol alıp yeniden yaşayalım


Siyah beyaz filmler oynasın sinemada
Yine soğuk gazozlar içelim  arada
Virgül koyup hayata  tam da bu sırada
Maziye yol alıp yeniden yaşayalım


Yine sen gül büyüt tahta pencerede
Nazlanmadan birini fırlat bir  kere de
Dualar edelim Rabbim  izin vere de
Maziye yol alıp yeniden yaşayalım


Duvarda  takvimin çevirip sayfasını
Göz göze geldiğimiz ana taşıyalım
Melek saflığında  masum aşk sefasını
Maziye yol alıp yeniden yaşayalım