Kendi Şiirlerimizi Paylaşalım

 
Acıksam acıktım demem sana
Ayak üstü bir şeyler atıştırırım
Bir güzel söz söyle desen bana
Mendiline gül oyalar yakıştırırım
Lafın belini kıramaz dilim
Taşra edası benimkisi güzelim
 
 
 
Pahalı hediyeler almayı bilmem
Akşam evde olmalıyım geceye kalmam
Tebessümüm kafidir kocaman gülmem
Davet edilmediğim yere hayatta gelmem
Düz caddelerde yürürsem incinir  belim
Taşra dünyası  benimkisi güzelim
 
 
 
Başımızı sokacağımız küçücük bir dam
Apartmanmış,katmış,villaymış,ne gam
Ekmeğimin tadı olsun da her akşam
Soğan ekmek olsun ,mutlu olsun dünyam
Serili olsun odamda nakışlı kilim
Taşra rüyası benimkisi güzelim
 
 
Masalarda değil diz dize oturmalıyız
Sofraya ne varsa beraber getirmeliyiz
Aynı tasa şükrederek kaşık batırmalıyız
Oynaş diyorsan,önce çocukları yatırmalıyız
Bir bakışınla titremeli gönül telim
Taşra sevdası benimkisi güzelim
 
 
 
 
 

satır satır yazılmış ferman gibi
gözlerin kalbime hüküm  güzelim
fikrimde  mahpusluğum yaman gibi
ben sevdana ağır  yüküm güzelim


üşürsün elim dokunsa tenine
binme istemem hayal  trenine
bana değil yazık etme kendine
ben sevdana ağır  yüküm güzelim

misafir mi sandın kalbinde beni
kovsan bile gider miyim bir yere
ebru  gülüşün terk etmeden beni
gitmem  senden  yemin olsun bin kere


sevmek ,hasrete yanmak biz beşerde
sevenin işi mi olur  hiç şerde
gözlerime gülüversen-mahşerde-
etmem  senden  yemin olsun şikayet

yeri geldi
lafı gediğine koydum
yeri geldi deşip kalbime gömdüm
yeri  geldi oluklara  dayadım ağzımı yağmura
yeri geldi avuç açtım dağlara
yeri  geldi sustum  yeri  geldi düştüm
yeri geldim geri
yeri geri
ben ,seni  ....yok  yok
sen , beni ...
ben ,kini ...ah ah
sen ,kimi?
sussssss
velhasıl;
hazır  yeride  gelmişken söylüyüm
yeri   geliyor gelmesinede
sen gelmiyorsun  ne de senle   gidenler geri .......

sevdalar biriktirdim gecelerde
hasretinde azık ederim diye
gözlerine bakmaya kıyamadım
bakışına yazık ederim diye


yönünü neden bana çevirdin ki
öyle duru akan bir nehirdin ki
damlanı almaya elim varmadı
akışına yazık ederim diye

sensizlik öyle vurdu ki tenimi
tanımadım  kendimi kimim bugün
kapladın   dalga dalga benliğimi
gam rüzgarlarına teslimim bugün


kah esersin dağınık saçlarıma
kah ayazsın   parmak uçlarıma
ateş  bırakırsın avuçlarıma
kor  rüzgarlarına teslimim bugün


yolcusu yok ıssız  durak gibiyim
yağmurlara hasret toprak gibiyim
düştü düşecek bir yaprak gibiyim
sen  rüzgarlarına teslimim bugün


sensizlik öyle vurdu ki tenimi
tanımadım  kendimi kimim bugün
kapladın   dalga dalga benliğimi
gam rüzgarlarına teslimim bugün

Bir vaslı hayale meftun olmanın ızdırabından öte bir afeti devranı tanıyor olmanın bahtiyarlığını yaşamaktır aslolan.. Ve fakat şairler ızdırabı sever...

                               KAR
Kar yağdığı için aydınlanan gecelerim var..
Yalnızlığı aydınlatacak kadar beyaz değil demek ki kar..

açma gönül kapın ardına kadar
yasaklısın gözlerime ,giremem
ver  derdini   son derdine kadar
isteme  ben sana sevda veremem


bir kaçıştır bilirim   bunun adı
kalmadı gönlümün   neşe, muradı
kalbimin sevmeye  doldu miadı
isteme  ben sana sevda veremem


-Rastlarsak birbirimize selamlaşalım
Rüzgarların sert estiği aylarda
Hani olursa derdimiz oturup beraber ağlaşalım
Akşam kızılıyla  demlenmiş çaylarda
Sözlerimiz batan güneş gibi
Uzak dağların ardında yansın
Yüreğim  seni  bir dost diye ansın


açma gönül kapın ardına kadar
yasaklısın gözlerime ,giremem
ver  derdini   son derdine kadar
isteme  ben sana sevda veremem

bülbülün ah u zarı
hasreti buluncaymış
hayat güzel diyordum
meğer sen oluncaymış


gittin esti rüzgarlar
çöreklendi efkarlar
şimdi  yalnız karlar  var
bahar sen oluncaymış


kuruttum çiçeğimi
terk ettim isteğimi
kapadım yüreğimi
sevda, sen oluncaymış


ne baharı ne yazı
ne çoğu ne de azı
kalmadı tadı tuzu
dünya sen oluncaymış


bülbülün ah u zarı
hasreti buluncaymış
hayat güzel diyordum
meğer sen oluncaymış

gurbet o kadar kötü değil ki
özlersin duman duman
daha bi kalbinde yer verirsin aşka ,umuda
saç teline kadar kıymet verirsin sevdiğinin
kokusunu harmanlarsın  aldığın nefeste
hayatında düşünmediğin kadar onu düsünür
ona karşı hataların gelirse aklına
bin  pişmanlıklar duyarsın
vicdanının sesi pek bi duyulur artık


gurbet o kadar kötü değil ki
arkadaşların vardır  senden daha ayazdır
sımsıcak çaylar iliştirirsin ellerine
dostluk karıştırırsınız demli demli
muhabbetiniz  saatleri yener duvarda
bir daha aynı duygularla dinleyemezsiniz
radyoda çemberimde gül oya türküsünü
yorgan yaparsınız üstünüze dost bakışları



gurbet o kadar kötü değil ki
hem katmerlenmez mi sevdalar
uzamaz mı  kızıl toprakta buğday başakları gibi
hem kana kana yaşanmaz mı sevgiler
susuzun suya kavuşması gibi

gurbet o kadar kötü değil ki
gelmesini bilince
herkesin bir gurbeti olmalı bazen
uzak olmayan bir yakında
ve
yakın olmayan bir uzakta
 

sevda yazdım kalp  ülkene
uzaklara göçer miyim
ayrılıklar  vursa  tene
ben  senden  vazgeçer miyim


gözlerin kalp otağımda
adın  aslı  dudağımda
ol muhabbetin  bağında
senden ayrı açar mıyım


dert mi kalbimi yordunsa
razıyım  mutlu oldunsa
zaman ab-ı hayat  sunsa
sensiz yudum içer miyim


sevda yazdım kalp  ülkene
uzaklara göçer miyim
ayrılıklar  vursa  tene
ben  senden  vazgeçer miyim

ne kaldı dersen gönül yardan
geçmeyen bir yürek yarası
yedi tepeli o diyardan
bir de İstanbul hatırası


Boğaziçi’nde mavi hüzün
Kızkulesi’ne vurdu   yüzün
Üsküdar’da ağlayan gözüm
bir de İstanbul hatırası


ne kaldı dersen gönül yardan
geçmeyen bir yürek yarası
yedi tepeli o diyardan
bir de İstanbul hatırası


ne sevda yaşamıştık o yaz
vurmadan mevsimime ayaz
hayatım gibi siyah beyaz
bir de İstanbul hatırası


ne kaldı dersen gönül yardan
geçmeyen bir yürek yarası
yedi tepeli o diyardan
bir de İstanbul hatırası

bülbülün ah u zarı
o gülü soluncaymış
şimdi kalpsiz biriyim
sevda sen oluncaymış


isterim hep gülesin
hayalime gelesin
ne mutsuzum bilesin
neşe  sen oluncaymış


gece uzun bitmiyor
hasretin terk etmiyor
aşka gönlüm gitmiyor
ferman sen oluncaymış


hüzün esiyor mevsim
düğümleniyor sesim
kalmadı hiç hevesim
murat sen oluncaymış


bülbülün ah u zarı
o gülü soluncaymış
şimdi kalpsiz biriyim
sevda sen oluncaymış

ihtiyaç duyarsan bir gün sevgime
anılara dönüp  beni hatırla
alıp  gözlerine kalp kalemini
sana sevdamı yaz birkaç satırla


sendin kalbimi uğruna yorduğum
uzak olsan yıldızlardan sorduğum
çiçek çiçek baharlarda kurduğum
sana dünyamı yaz birkaç satırla


ölüme  razıydım  bensem kusurlu
ne günler bıraktın bana  yağmurlu
bir istikbal istemiştim huzurlu
sana rüyamı yaz birkaç satırla


şöyle bir göreyim seni senede
mutluluk bağışla ruha, tene de
sitem  etmeyeyim hani yine de
sana duamı yaz birkaç satırla


ihtiyaç duyarsan bir gün sevgime
anılara dönüp  beni hatırla
alıp  gözlerine kalp kalemini
sana sevdamı yaz birkaç satırla