Nazım Hikmet Ran'ın Şiir Ve Sözleri

Çevrimdışı yeni19

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.155
  • 2.737
  • Müdür Yardımcısı
  • 1.155
  • 2.737
  • Müdür Yardımcısı
# 01 Eki 2012 10:03:08
Alarga Gönül

Demir al..
Kırmızı bir amiral
gibi kaptan köprüsüne çık
Karşında deniz:
kaşı çatık
sana bakan
kocaman
bir mavi göz..

Alarga gönül.
Palamarı çöz..
Amiral
demir al.

Gönül kaptan köprüsüne çık..
Çayır kokusu alan
bir tay gibi kokla açık denizleri..
Çevirmesin senin kafanı geri
geride kalanlara doğru giden
dümen suyunun köpüklü izleri..

Alarga gönül,
palamarı çöz..
Amiral
demir al..

N.Hikmet

Çevrimdışı hacile

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 28.803
  • 227.388
  • 28.803
  • 227.388
# 01 Eki 2012 16:08:50
"Yürekli bir kadının başı, yüreksiz bir erkeğin omzuna ağır gelir!"

Nâzım Hikmet Ran

Çevrimdışı seço58

  • Bilge Üye
  • *****
  • 3.343
  • 41.702
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 3.343
  • 41.702
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 01 Eki 2012 16:30:06
 -BİR HAZİN HÜRRİYET-
 Satarsın gözlerinin dikkatini, ellerinin nurunu, bir lokma bile tatmadan
 yoğurursun
 bütün nimetlerin hamurunu.
 Büyük hürriyetinle çalışırsın el kapısında, ananı ağlatanı
 Karun etmek hürriyetiyle hürsün!

 Sen doğar doğmaz dikilirler tepene,
 işler ömrün boyunca durup dinlenmeden yalan
 değirmenleri,
 büyük hürriyetinle parmağın şakağında düşünürsün vicdan
 hürriyetiyle hürsün!

 Başın ensenden kesik gibi düşük,
 kolların iki yanında upuzun,
 büyük hürriyetinle dolaşıp durursun,
 işsiz kalmak hürriyetiyle hürsün!

 En yakın insanınmış gibi verirsin memleketini, günün birinde, mesela,
 Amerika'ya ciro ederler onu seni de büyük hürriyetinle beraber,
 hava üssü olmak hürriyetiyle hürsün!

 Yapışır yakana kopası elleri Valstrit'in, günün birinde, diyelim ki,
 Kore'ye gönderilebilirsin, büyük hürriyetinle bir çukura
 doldurulabilirsin, meçhul asker olmak hürriyetiyle hürsün!

 Bir alet, bir sayı, bir vesile gibi değil insan gibi yaşamalıyız dersin,
 büyük hürriyetinle basarlar kelepçeyi,
 yakalanmak, hapse girmek, hatta asılmak hürriyetinle
 hürsün

 Ne demir, ne tahta, ne tül perde var hayatında, hürriyeti seçmene lüzum yok
 hürsün.

 Bu hürriyet hazin şey yıldızların altında.

1951..

Çevrimdışı özisa

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 497
  • 1.626
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 497
  • 1.626
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 01 Eki 2012 18:23:17
bulutlar geçiyor haberlerle yüklü ağır
buruşuyor hala gelmeyen mektubun avucumda
yürek kirpiklerin ucunda
benim bağırasım gelir
piraye piraye piraye diye
                           NAZIM

Çevrimdışı Tolstoyevski

  • B Grubu
  • 24.726
  • 258.526
  • 3. Sınıf Öğretmeni
  • 24.726
  • 258.526
  • 3. Sınıf Öğretmeni
# 02 Eki 2012 11:07:24
Yoruldun ağırlığımı taşımaktan
Ellerimden yoruldun
Gözlerimden, gölgemden
Sözlerim yangınlardı
Kuyulardı sözlerim
Bir gün gelecek, ansızın gelecek bir gün
Ayak izlerimin ağırlığını duyacaksın içinde
Uzaklaşan ayak izlerimin
Ve hepsinden dayanılmazı
Bu ağırlık olacak.

Nazım Hikmet

Çevrimdışı senizkarasah

  • Uzman Üye
  • *****
  • 5.500
  • 26.520
  • 2. Sınıf Öğretmeni
  • 5.500
  • 26.520
  • 2. Sınıf Öğretmeni
# 02 Eki 2012 11:25:47
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]

Memleket Nazım HİKMET

Seni Dünya paylaşamıyor, şiirlerin bin dilde
Seni senden okumak var ya seni aynı dile
Mezarın orada
olsa burada olsa ne olur
Tepende bir taş olsa çınar olsa ne olur

Kitapların özgür artık, müjdeler olsun Nazım
Sen yazmaya devam et, hasreti yazma Nazım
Varna önlerindeydin, Sen artık döndün Nazım
Karadeniz köpürdü, memlekettesin Nazım

Nazım Hikmet memleket, memleket Nazım Hikmet
Kafiye için yazmadım, hasret sana memleket

Çevrimdışı özisa

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 497
  • 1.626
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 497
  • 1.626
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 02 Eki 2012 18:06:32
karşımdasın işte...
bana bakmasan da oradasın, görüyorum seni.
ah benim sevdasında bencil, yüreğinde sağlam sevdiğim.
kalbime gömdüm sözlerimi, ceset torbası oldu yüreğim.
tıkandığım o an,
elimi nereye koyacağımı şaşırdığım o an işte,
aklımdan o kadar çok şey geçti ki takip edemedim.
ellerim boşlukta, ben darda kaldım.
ellerim buz gibi, ben harda kaldım.
bir senfoni vardı kulağımda çalınan,
bitti artık hepsi...
             NAZIM

Çevrimdışı simsekhanife67

  • Uzman Üye
  • *****
  • 3.606
  • 15.113
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 3.606
  • 15.113
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 02 Eki 2012 19:55:47
  Bir silgi olsaydın ne silmek isterdin.... ?
Hatalarını mı yoksa kötü anılarını mı.... ?
Yoksa başarısızlıklarını mı ?
Kalem olsaydın kimi eklemek isterdin hayatına.?
Seni dinleyecek birini mi..?
Sana küçük mutluluklar yaşatanları mı..?
Yoksa her daim yanında olanları mı..?
Şimdi durup bir düşün, neler eklemek isterdin....?
 Neler silmek isterdin... ?

 Nazım Hikmet Ran

Çevrimdışı senizkarasah

  • Uzman Üye
  • *****
  • 5.500
  • 26.520
  • 2. Sınıf Öğretmeni
  • 5.500
  • 26.520
  • 2. Sınıf Öğretmeni
# 03 Eki 2012 01:36:49
HERKES GİBİSİN
 
Gönlümle baş başa düşündüm demin;
Artık bir sihirsiz nefes gibisin.
Şimdi tâ içinde bomboş kalbimin
Akisleri sönen bir ses gibisin.

Mâziye karışıp sevda yeminim,
Bir anda unuttum seni, eminim
Kalbimde kalbine yok bile kinim
Bence artık sen de herkes gibisin.
 
                        (Altıncı Kitap, Temmuz 1336/1920)
 

Çevrimdışı Derin87

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 131
  • 987
  • 131
  • 987
# 03 Eki 2012 07:27:03
 Alnı yukarda
 kırmızı boyun atkısı rüzgârda,
 yürüyor.
 Yürüyor adım adım
 Yürüyor ağır ağır

 yürüyor...
 
 Rüzgâr deniz gibi köpürüyor
 esiyor deniz rüzgâr gibi.
 Akıyor iki yandan ışıklar
 düşen yıldızlar gibi.
 
 Sesler geliyor derinden
 kalbin uzak sahillerinden:
 -Nereye gidiyorsun yavrum benim nereye?
 Dön sevgilim,
 dön kardeşim,
 dön evimin erkeği, dön geriye..
 
 Yürüyor o
 ıslıkla kızgın bir ölüm marşı çalarak.
 Yürüyor o
 gövdesi bir gemi gibi yükselerek, alçalarak.
 Yürüyor adım adım
 Yürüyor ağır ağır
 yürüyor...
 
 Kimbilir
 belki bir daha sokmıyacak parmaklarını
 dizi dibinde dikiş diken kardeşinin
 sarı saçlarına,
 ve belki bir daha altında yatıp
 güneşe giden yeşil bir yola bakar gibi
 bakmıyacak
 gürgen saçlarına..
 
 Yürüyor o, yürüyor.
 Açık geniş adımlarla arşınlıyor yolları.
 Ağır iki balyoz gibi sallanıyor kolları.
 Kıllı göğsü bir kalkan gibi kabarık..
 
 İşitmiyor artık
 hep ayni tahta masanın başında akşamlıyan
 hasta topal dostların
 kalbe karanfil ruhu gibi damlıyan
 sözlerini
 
 Çıplak
 iki bıçak
 gibi çekmiş yüzünde gözlerini
 yürüyor, düşmana doğru.
 YÜRÜYOR ADIM ADIM
 YÜRÜYOR AĞIR AĞIR
 YÜRÜYOR...
 
 NAZIM HİKMET

Çevrimdışı yeni19

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.155
  • 2.737
  • Müdür Yardımcısı
  • 1.155
  • 2.737
  • Müdür Yardımcısı
# 03 Eki 2012 08:55:03
nazım hikmet

hüzün ki en çok yakışandır bize
belki de en çok anladığımız

biz ki sessiz ve yağız
bir yazın yumağını çözerek
ve ölümü bir kepenek gibi örtüp üstümüze
ovayı köpürte köpürte akan küheylan
ve günleri hoyrat bir mahmuz
ya da atlastan bir çarkıfelek
gibi döndüre döndüre
bir mapustan bir mapusa yollandığımız

biz, ey sürgünlerin nazım'ı derken
tutkulu, sevecen ve yalnız
gerek acının teleğinden ve gerek
lacivert gergefinde gecelerin
şiiri bir kuş gibi örerek
halkımız, gülün sesini savurup
bir türkünün kekiğinden tüterken
der ki, böyle yazılır sevdamız

hüzün ki en çok yakışandır bize
belki de en çok anladığımız

Hilmi YAVUZ

Çevrimdışı Misterno_17

  • Uzman Üye
  • *****
  • 3.498
  • 19.655
  • 3.498
  • 19.655
# 03 Eki 2012 09:31:45
MAZİ


Kalbimde maziden bugün izler var
Her siyah saatım bu izle erir
Ruhumu geçmişin hicranı sarar
Doğanlar ölür ölen dirilir

Anladım hayatmış mazinin adı
Yıllara karışan her şey ses verir
Hasretle doludur geçmişin yadı
Mazinin elemi bile tatlıdır.


 Nazım Hikmet RAN
 

Çevrimdışı yeni19

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.155
  • 2.737
  • Müdür Yardımcısı
  • 1.155
  • 2.737
  • Müdür Yardımcısı
# 03 Eki 2012 17:11:08
JAPON BALIKÇISI
Denizde bir bulutun öldürdüğü
Japon balıkçısı genç bir adamdı.
Dostlarından dinledim bu türküyü
Pasifikte sapsarı bir akşamdı.
Balık tuttuk yiyen ölür.
Elimize değen ölür.
Bu gemi bir kara tabut,
lumbarından giren ölür.
Balık tuttuk yiyen ölür,
birden değil, ağır ağır,
etleri çürür, dağılır.
Balık tuttuk yiyen ölür.
Elimize değen ölür.
Tuzla, güneşle yıkanan
bu vefalı, bu çalışkan
elimize değen ölür.
Birden değil, ağır ağır,
etleri çürür, dağılır.
Elimize değen ölür...
Badem gözlüm beni unut.
Bu gemi bir kara tabut,
lumbarından giren ölür.
Üstümüzden geçti bulut.

Badem gözlüm beni unut.
Boynuma sarılma, gülüm,
benden sana geçer ölüm.
Badem gözlüm beni unut.
Bu gemi bir kara tabut.
Badem gözlüm beni unut.
Çürük yumurtadan çürük,
benden yapacağın çocuk.
Bu gemi bir kara tabut.
Bu deniz bir ölü deniz.
İnsanlar ey, nerdesiniz?
Nerdesiniz?
Nazım Hikmet (1956)

Çevrimdışı Tolstoyevski

  • B Grubu
  • 24.726
  • 258.526
  • 3. Sınıf Öğretmeni
  • 24.726
  • 258.526
  • 3. Sınıf Öğretmeni
# 03 Eki 2012 18:31:20
Geliyorum dedi.
Benden bile kovdum beni.
Ama ne o geldi ne de kovduğum ben geldi geri.
Sensizdim bir de bensiz bıraktın beni.

Nazım Hikmet RAN

Çevrimdışı özisa

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 497
  • 1.626
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 497
  • 1.626
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 03 Eki 2012 19:58:47
Güz...
Günler gitgide kısalıyor,
yağmurlar başlamak üzre.
Kapım ardına kadar açık bekledi seni.
Niye böyle geç kaldın?

Soframda yeşil biber, tuz, ekmek.
Testimde sana sakladığım şarabı
içtim yarıya kadar bir başıma
seni bekleyerek.
Niye böyle geç kaldın?
                        NAZIM

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK