Nazım Hikmet Ran'ın Şiir Ve Sözleri

Çevrimdışı Tolstoyevski

  • B Grubu
  • 24.726
  • 258.526
  • 3. Sınıf Öğretmeni
  • 24.726
  • 258.526
  • 3. Sınıf Öğretmeni
# 21 Eki 2012 22:38:10

"Bin ' günahın' olsada bana,
 Birgün ' ahım ' yok Sana...!"
 
- Nazım Hikmet RAN -

Çevrimdışı alpfehmi

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.178
  • 2.227
  • 1.178
  • 2.227
# 22 Eki 2012 08:32:20
ONLAR

Onlar ki toprakta karınca,
                                    suda balık,
                                                  havada kuş kadar
                                                               çokturlar;
korkak,
            cesur,
                     câhil,
                             hakîm
                                      ve çocukturlar
ve kahreden
                 yaratan ki onlardır,
destanımızda yalnız onların maceraları vardır.

Onlar ki uyup hainin iğvâsına
                                      sancaklarını elden yere düşürürler
ve düşmanı meydanda koyup
                                        kaçarlar evlerine
ve onlar ki bir nice murtada hançer üşürürler
ve yeşil bir ağaç gibi gülen
ve merasimsiz ağlayan
ve ana avrat küfreden onlardır,
destanımızda yalnız onların maceraları vardır.

Demir,
          kömür
                    ve şeker
ve kırmızı bakır
ve mensucat
ve sevda ve zulüm ve hayat
ve bilcümle sanayi kollarının
ve gökyüzü
                 ve sahra
                              ve mavi okyanus
ve kederli nehir yollarının,
sürülmüş toprağın ve nehirlerin bahtı
                bir şafak vakti değişmiş olur,
bir şafak vakti karanlığın kenarından
                onlar ağır ellerini toprağa basıp
                                          doğruldukları zaman.

En bilgin aynalara
         en renkli şekilleri aksettiren onlardır.
Asırda onlar yendi, onlar yenildi.
Çok söz edildi onlara dair
ve onlar için:
   zincirlerinden başka kaybedecek şeyleri yoktur,
                                                                     denildi.

Çevrimdışı Misterno_17

  • Uzman Üye
  • *****
  • 3.498
  • 19.655
  • 3.498
  • 19.655
# 22 Eki 2012 08:52:02
Yağmurun Altında

Yağmurun altında yürüyordu bahar incecik yeşil ayaklarıyla

Moskova asfaltında
lastiğe motora kumaşa deriye taşa sıkışıktı
kardiogramım çok bozuk çıktı bu sabah
beklenen gelecektir günün en beklenmedik saatında

bir başına gelecek ve alıp getirmeyecektir gidenleri
çalınıyordu Çaykovski'nin birinci konseri yağmurun altında
bensiz çıkacaksın merdivenleri
bir karanfil duruyor balkonlu evin son katında
yağmurun altında yürüyordu bahar incecik yeşil ayaklarıyla Moskova

asfaltında
karşımda oturursun görmezsin beni ve uzaklarda tüten bir kedere

gülümsersin
baharlar alır seni benden götürür bir yerlere
bir keresinde belki geri dönmeyeceksin kaybolacaksın yağmurun altında.


Nazım Hikmet Ran
(6 Mayıs 1962, Moskova)

Çevrimdışı Tolstoyevski

  • B Grubu
  • 24.726
  • 258.526
  • 3. Sınıf Öğretmeni
  • 24.726
  • 258.526
  • 3. Sınıf Öğretmeni
# 22 Eki 2012 09:31:40
Senin adını
kol saatimin kayışına tırnağımla kazıdım.
Malum ya, bulunduğum yerde
ne sapı sedefli bir çakı var,
(bizlere âlâtı-katıa verilmez),
ne de başı bulutlarda bir çınar.
Belki avluda bir ağaç bulunur ama
gökyüzünü başımın üstünde görmek
bana yasak...
Burası benden başka kaç insanın evidir?
Bilmiyorum.
Ben bir başıma onlardan uzağım,
hep birlikte onlar benden uzak.
Bana kendimden başkasıyla konuşmak
yasak.
Ben de kendi kendimle konuşuyorum.
Fakat çok can sıkıcı bulduğumdan sohbetimi
şarkı söylüyorum karıcığım.
Hem, ne dersin,
o berbat, ayarsız sesim
öyle bir dokunuyor ki içime
yüreğim parçalanıyor.
Ve tıpkı o eski
acıklı hikâyelerdeki
yalnayak, karlı yollara düşmüş, yetim bir çocuk gibi bu yürek,
mavi gözleri ıslak
kırmızı, küçücük burnunu çekerek
senin bağrına sokulmak istiyor.
Yüzümü kızartmıyor benim
onun bu an
böyle zayıf
böyle hodbin
böyle sadece insan
oluşu.

Belki bu hâlin
fizyolojik, psikolojik filân izahı vardır.
Belki de sebep buna
bana aylardır
kendi sesimden başka insan sesi duyurmayan
bu demirli pencere
bu toprak testi
bu dört duvardır...

Saat beş, karıcığım.
Dışarda susuzluğu
acayip fısıltısı
toprak damı
ve sonsuzluğun ortasında kımıldanmadan duran
bir sakat ve sıska atıyla,
yani, kederden çıldırtmak için içerdeki adamı
dışarda bütün ustalığı, bütün takım taklavatıyla
ağaçsız boşluğa kıpkızıl inmekte bir bozkır akşamı.

Bugün de apansız gece olacaktır.
Bir ışık dolaşacak yanında sakat, sıska atın.
Ve şimdi karşımda haşin bir erkek ölüsü gibi yatan
bu ümitsiz tabiatın
ağaçsız boşluğuna bir anda yıldızlar dolacaktır.
Yine o malum sonuna erdik demektir işin,
yani bugün de mükellef bir daüssıla için
yine her şey yerli yerinde işte, her şey tamam.
Ben,
ben içerdeki adam
yine mutad hünerimi göstereceğim
ve çocukluk günlerimin ince sazıyla
suzinâk makamından bir şarkı ağzıyla
yine billâhi kahredecek dil-i nâşâdımı
seni böyle uzak,
seni dumanlı, eğri bir aynadan seyreder gibi
kafamın içinde duymak...

1938
Nazım Hikmet Ran - BİR CEZAEVİNDE, TECRİTTEKİ ADAMIN MEKTUPLARI

Çevrimdışı arıpınar

  • Uzman Üye
  • *****
  • 5.506
  • 11.606
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 5.506
  • 11.606
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 22 Eki 2012 10:58:32
...
Kimine göre kadın..!
Soğuk kış gecelerinde sarılıp yatmak içindir..

Kimine göre kadın..!
Sıcak harman gecelerinde zil takıp oynatmak içindir..

Kimine göre kadın..!
Ömür boyunca omuzumuzda taşıdığımız..
En büyük sevabımız ve en büyük vebalimizdir..

Ama sen KADINIM..!
Benim için sen..
Ne o..
Ne bu..
Şusun sen..!
Benim can yoldaşım kavga arkadaşımsın...

Çevrimdışı Misterno_17

  • Uzman Üye
  • *****
  • 3.498
  • 19.655
  • 3.498
  • 19.655
# 22 Eki 2012 13:48:58
"... Çok şükür aşığım. Bana öyle geliyor ki bir tek insana, yüz milyonlarca insana, bir tek ağaca, bütün ormana, tek bir düşünceye, bir çok düşünceye ve fikre aşık olmadan yaşamak, yaşamak değildir."


Nazım Hikmet RAN

Çevrimdışı kedicik26

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 496
  • 3.360
  • 2. Sınıf Öğretmeni
  • 496
  • 3.360
  • 2. Sınıf Öğretmeni
# 22 Eki 2012 14:37:29
"... Çok şükür aşığım. Bana öyle geliyor ki bir tek insana, yüz milyonlarca insana, bir tek ağaca, bütün ormana, tek bir düşünceye, bir çok düşünceye ve fikre aşık olmadan yaşamak, yaşamak değildir."


Çevrimdışı kedicik26

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 496
  • 3.360
  • 2. Sınıf Öğretmeni
  • 496
  • 3.360
  • 2. Sınıf Öğretmeni
# 22 Eki 2012 14:39:42
Umut binbir ayaklı, Umut Güneşte saklı. Umut edenler haklı, Umut insanın hakkı.

Çevrimdışı kedicik26

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 496
  • 3.360
  • 2. Sınıf Öğretmeni
  • 496
  • 3.360
  • 2. Sınıf Öğretmeni
# 22 Eki 2012 14:42:52
Pişman değilim! Sadece dön bak arkana; ne için, nelerden vazgeçtin? Neler dururken, sen neyi seçtin.

Çevrimdışı simsekhanife67

  • Uzman Üye
  • *****
  • 3.606
  • 15.113
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 3.606
  • 15.113
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 22 Eki 2012 17:23:18
...

Çevrimdışı senizkarasah

  • Uzman Üye
  • *****
  • 5.500
  • 26.520
  • 2. Sınıf Öğretmeni
  • 5.500
  • 26.520
  • 2. Sınıf Öğretmeni
# 22 Eki 2012 19:28:11
"İnsanların kanatları yok, insanların kanatları yüreklerinde."

(Dört Güvercin şiirinden)

Çevrimdışı Tolstoyevski

  • B Grubu
  • 24.726
  • 258.526
  • 3. Sınıf Öğretmeni
  • 24.726
  • 258.526
  • 3. Sınıf Öğretmeni
# 22 Eki 2012 23:01:03
Aynı Daldaydık
 
Saat 21’i vuranda
Burada kan panalar çalardı
Burada…
Burada hasret ve dert
Sen nerdeydin?

Bugün…
Bugün görüş günümüz
Herkes geldi, sen nerdeydin?

Aynı daldaydık
Aynı daldaydık
Aynı daldan düştük ayrıldık
Aramızda yüzyıllık zaman
Yol yüzyıllık.

Tam yüzyıl..
Tam yüzyıl oldu yüzünü görmeyeli
Gözlerin içimde durmayalı.
Dokunmayalı sıcaklığına karnının
Tam yüzyıldır bekler beni bu şehirde bir kadın
Aynı daldaydık
Aynı daldaydık
Aynı daldan düştük ayrıldık
Aramızda yüzyıllık zaman
Yol yüzyıllık.
 
Nazım Hikmet Ran

Çevrimdışı hacile

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 28.803
  • 227.390
  • 28.803
  • 227.390
# 23 Eki 2012 07:19:49
İnsanların kanatları yok,
İnsanların kanatları yüreklerinde.

- Nazım Hikmet

Çevrimdışı senizkarasah

  • Uzman Üye
  • *****
  • 5.500
  • 26.520
  • 2. Sınıf Öğretmeni
  • 5.500
  • 26.520
  • 2. Sınıf Öğretmeni
# 23 Eki 2012 07:56:27
Halimur - Ayvalı hattı üzerinde
                                 manga mevziindedir.

İzmirli Ali Onbaşı
(kendisi tornacıdır)
karanlıkta gözyordamıyla
         sanki onları bir daha görmiyecekmiş gibi
              baktı manga efradına birer birer :
Sağda birinci nefer
                         sarışındı.
İkinci esmer.
Üçüncü kekemeydi
fakat bölükte
             yoktu onun üstüne şarkı söyliyen.
Dördüncünün yine mutlak bulamaç istiyordu canı.
Beşinci, vuracaktı amcasını vuranı
                           tezkere alıp Urfa'ya girdiği akşam.
Altıncı,
inanılmıyacak kadar büyük ayaklı bir adam,
memlekette toprağını ve tek öküzünü
ihtıyar bir muhacir karısına bıraktığı için
kardeşleri onu mahkemeye verdiler
ve bölükte arkadaşlarının yerine nöbete kalktığı için
                                       ona «Deli Erzurumlu» derdiler.
Yedinci, Mehmet oğlu Osman'dı.
Çanakkale'de, İnönü'nde, Sakarya'da yaralandı
ve gözünü kırpmadan
                        daha bir hayli yara alabilir,
yine de dimdik ayakta kalabilir.
Sekizinci,
              İbrahim,
                           korkmıyacaktı bu kadar
bembeyaz dişleri böyle tıkırdayıp
                                 birbirine böyle vurmasalar.
Ve İzmirli Ali Onbaşı biliyordu ki :
 
Tavşan korktuğu için kaçmaz,
           kaçtığı için korkar.


(Kuva-i Milliye Destanı 8. Baptan)

Çevrimdışı alpfehmi

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.178
  • 2.227
  • 1.178
  • 2.227
# 23 Eki 2012 08:50:23
Aynı Daldaydık 
 
Saat 21’i vuranda
Burada kan panalar çalardı
Burada…
Burada hasret ve dert
Sen nerdeydin?

Bugün…
Bugün görüş günümüz
Herkes geldi, sen nerdeydin?

Aynı daldaydık
Aynı daldaydık
Aynı daldan düştük ayrıldık
Aramızda yüzyıllık zaman
Yol yüzyıllık.

Tam yüzyıl..
Tam yüzyıl oldu yüzünü görmeyeli
Gözlerin içimde durmayalı.
Dokunmayalı sıcaklığına karnının
Tam yüzyıldır bekler beni bu şehirde bir kadın
Aynı daldaydık
Aynı daldaydık
Aynı daldan düştük ayrıldık
Aramızda yüzyıllık zaman
Yol yüzyıllık.

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK