Öğretmenlere Hakaretler Haklı Mı? (yorumlarınız)

Çevrimdışı ayda coşgun

  • Uzman Üye
  • *****
  • 299
  • 519
  • 299
  • 519
# 08 Ara 2007 18:39:11
 Son derece saygısız bir kişilik örneği....
Ben bu yazıyı yazan hasta ruhlu ve seviyesiz kişilikten çok yayına izin verenleri kınıyorum hasta ruhlu bir insanın dikkata aldıkları için..
  Kendisini gazeteci sanan bu hasta ruhlu kişi üniversite hocalarına borçluymuş her öğrendiğini yazıklar olsun hocalarına ki ona önce insanca davranmayı öğretemeyip şaklaban bir gazeteci olmayı öğretmişler...

Çevrimdışı YLNZWOLF

  • Üye
  • *
  • 6
  • 7
  • 6
  • 7
# 08 Ara 2007 18:53:27
Şu malum gazetecinin öğretmen düşmanlığını, tıpkı daha önce bakanın tavrını kınadığım gibi şiddetle kınıyorum.
Fakat aklımın almadığı nokta her ağzı olanın öğretmene söz söylediği, hakaretlere varan yazılar yazdığı ülkemde, toplum nazarında, ordudan sonra en güvenilir  hizmet erlerinin öğretmenler olduğu gerçeğidir.
Aslında öğretmene karşı her tavır bu milletin geleceğine atılan çelme değilmidir?Hadi bizler yılmayız, pes etmeyiz de bu yazıları okuyan diğer insanların öğretmenlere bir tuhaf bakacağını düşünmek bile akla zarar.
Balık baştan kokar.Bizim baş balık kendi öğretmenine dil uzatırsa diğerleri neler yapmazlar ki..Asıl suçlu bencee bakandır.Hemde katmerli suçlu.En azından bir öğretmen kadar tepki gösteremediği için de suçlu değil mi..
Bütün Öğretmen arkadaşlarıma kısaca şunu diyeyim..
İt ürür, kervan yürür..
Saygılarımla..

Çevrimdışı Aslıhan63

  • Uzman Üye
  • *****
  • 533
  • 885
  • 533
  • 885
# 08 Ara 2007 21:04:55
Bende bir sitede gördüm ve yazıyı okudum.bugün de yazmış.Gerçekten çok kütü oldum.Ne olursa olsun insan düşmanı için bile bu kadar hakaret etmez.
    Onun için diyecek söz bulamıyorum.Çok yazık..

Çevrimdışı semoşş

  • Uzman Üye
  • *****
  • 398
  • 80
  • Lise Branş Öğrt.
  • 398
  • 80
  • Lise Branş Öğrt.
# 08 Ara 2007 21:08:10
cebi para gördü tabiki yazmaya devam edecek iyi malzeme çıkarıyor öğretmenlere dalaşmaktan  >:( >:(

Çevrimdışı deryak

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 538
  • 234
  • 538
  • 234
# 08 Ara 2007 21:17:18
yazık yaa o şahıs önce insan olsun  terbiyesiz resmen hakaret etmiş
kendini yazar mı sanıyooooo
sorunları olan kişiliksiz bir vaka

Çevrimdışı kurt_84

  • Uzman Üye
  • *****
  • 604
  • 1.123
  • Okul Müdürü
  • 604
  • 1.123
  • Okul Müdürü
# 08 Ara 2007 21:27:42
Sen hayatında benim çalıştığım gibi bir köy gördün mü? O köyde çiçek gibi öğrencilerin oldugu, çocukların sabahleyin koşa koşa geldiği bir okul gördün mü de böyle konusuyorsun? Bizim vicdanımız rahat sen mi vereceksin bize notumuzu. SEN bunlara yazarken yayın işleri müd. ün hic mi okumuyor kendi gazetesini de sen hâlâ  bunları yazabiliyorsun.  ARTIK VATAN GAZETESİ ALMIYORUMMMM

Çevrimdışı sultan01

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 215
  • 45
  • 215
  • 45
# 09 Ara 2007 00:58:24
bir deli kuyuya taş atmış kırk akıllı çıkaramamış öyle herkesin dediğini önemsememek gerek kızıp üzülmeyin değmez

Çevrimdışı hlymmdh

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 141
  • 62
  • 141
  • 62
# 09 Ara 2007 10:32:53
Arkadaşlar,Tuğçe Baran'ın öğretmenler hakkındaki köşe yazılarını okudunuz mu?

Çevrimdışı hlymmdh

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 141
  • 62
  • 141
  • 62
# 09 Ara 2007 11:11:46
İlk okuduğumda çok sinirlenmiştim.Şimdi ise ''o da kim ki''diye düşünüyorum.Canınızı sıkmayın.

Çevrimdışı benusa

  • Uzman Üye
  • *****
  • 674
  • 132
  • 674
  • 132
# 09 Ara 2007 11:21:26
Mehmet Uyar arkadaşımız Atatürkçülükle ilgili, Yani Türkiye Cumhuriyetinin kurucusuyla ilgili çok öğretici konular başlatmış. Uzun zamandır mesaj yazmadığım halde bu konuyu es geçemedim. Çünkü Atatürkle ilgili konularda bu sitede beni tanıyanlar ne kadar duyarlı olduğumu bilirler. Es geçemeyeceğimi de... Değerli bir meslektaşımızın açtığı konulara nerdeyse kimse yorum yapmazken, sıfatı belli kimliği ortada basit, değersiz bir kadının öğretmenlerle ilgili yaptığı yorumlara duyarsız kalamamışsınız nedense...
 Şimdi düşünüyorum da haksız da değil gibi geliyor. Teşekkür edilmesi gereken değerli meslektaşlarımıza teşekkür etmeyi bile düşünemezken kalitesiz bir kadının yazdığı şeylere bu kadar öfke ve rağbet niye?...Acaba haklı olablir mi???

Çevrimdışı akcaabatli

  • Yeni Üye
  • 1
  • 0
  • 1
  • 0
# 09 Ara 2007 13:10:42
   Bravo kendini entellektüel sanan memleket düşmanı.Sizin gibilerden ancak böyle yorumlar beklenir.Başkalarının dalkavukluğunu ve stepneliğini yapmayın hangi topraklarda oturduğunuzu bilin. Size verilen her türlü emeğe saygısızlık etmeyi bırakın .Öğretmenlerinizin hataları olabilir.Siz nasıl bir yazarsınız?Hatasız ,süper,mükemmel üstü ,her alanda otorite ve bilgi sahibi..... öyle mi?Çok komik oldunuz.

Çevrimdışı kelebek75

  • Yeni Üye
  • 4
  • 0
  • 4
  • 0
# 09 Ara 2007 13:35:29
Kendini yazar zanneden bu hanımefendi yazardan bozma biridir.Bu tip düşüncelerle fedakar öğretmenleri suçlamayı nasıl bir hak olarak görebiliyor anlamıyorum.Acaba kendisini okutup bugünlere getiren yazar bozması olmasını sağlayan öğretmenler değil midir???

Çevrimdışı makedon79

  • Çalışkan Üye
  • ***
  • 117
  • 25
  • Müdür Yardımcısı
  • 117
  • 25
  • Müdür Yardımcısı
# 09 Ara 2007 14:04:45
Tabi ki insanların böyle bir üslubu kullanması hoş değil. İnsanlar her gün gazetedeki köşelerini dolduracak diye öğretmenleri suçlamamalıdır.Sayın hanımefendiyi ülkemizin çok sevimli olan yerlerine (!!!) öğretmenliğe davet ediyorum ki bizlere öğretmenlik nasıl yapılır göstersin.

Çevrimdışı rdenizv

  • Üyeliği İptal Edildi
  • 2.493
  • 1.980
  • 2.493
  • 1.980
# 09 Ara 2007 15:32:16
Bu konu kapansa artık,ciddiye alınmaya bile değmeyecek biri için kendi canımızı sıkmaya,çok önemsemeye gerek var mı? Yazıdaki amaç tepki çekmek,tartışma yaratmak zaten.Eleştiri olsa anlarım da amaç tüm öğretmenlere hakaret , ayrıca kendi öğretmenlerinden gördüğünü tüm öğretmenlere yansıtmış ki buna psikolojide yansıtma deniyor!!!  Delidir ne dese yeridir:) Biz işimize bakalım.Üstelik sayın bakanımızın söylediklerinin yanında bunlar vız gelir tırıs gider!

Çevrimdışı erdemc28

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.985
  • 443
  • 1.985
  • 443
# 09 Ara 2007 16:12:27
Vatan Gazetesinin Tuğçe BARAN takma adıyla yazan kimliksiz yazarı yine hedefinde öğretmenler vardı. Tuğçe BARAN canı sıkıldıkça öğretmenlere tükürmeye devam Ediyor

Eğitim Şart Ama Sözkonusu Eğitim BU ise Kalsın
Kimse kusura bakmasın, konuya devam edeceğim.

Ağızlarda bir sakız var ya: Eğitim şart!

Karşımıza olur olmaz her yerde çıktığı için sonunda Cem Yılmaz mavrasını yaptı ama ben mavra yapmayacağım.

Eğitim evet şart! Evet ama mevcut olan eğitim DEĞİL! Mevcut eğitim şart olmadığı gibi bir an önce yasaklanmasında da fayda var. Zira bu program ve bu eğitimciyle faydasından çok zararı var!

Çok ciddiyim! Dayaklı, sövgülü, aşağılamalı, nefretli bir eğitim verilmesin çok daha iyi. Bu kadar kaba, bu kadar saygısız bu kadar hınçlı bir toplum olmamızın nedeni tam da budur. Kendi halimize bırakılsak belki de daha sakin bir toplum olabilirdik. En azından hayli tasarruf ederdik.

Zira bizim eğitimimiz “sevgi” değil “gaddarlık” temeli üzerine kurulu. Müdürlerden muavinlere, muavinlerden öğretmenlere, hademelere kadar giden bir gaddarlık hiyerarşisi var.

Her sabah kar, yağmur, fırtına fark etmez, ön bahçede “içtima” eder, ant içer, tek tek BEŞ müdür muavininin önünden geçerdik. Eteğin bir santim kısa mı? Saçın kulak memeni bir parmak geçmiş mi? Bittin. Saçlarından çekilerek bin bir hakaret içinde (tercihan o ile başlayıp u ile biten) sıradan çıkartılır, eve yollanır, bir de devamsızlık yerdin.

Türk eğitim sisteminin eğitim anlayışı bu! Günaydın sopası, öğlen hakareti, akşam tehdidi!

Hadi diyelim emri Milli Eğitim yolladı, kıyafet böyle olacak dedi. “Saçlardan çekin, hakaret edin, erkekse bir tane de tekme atın” şeklinde bir talimat da mı geliyor?

Burada işte sevgisiz, nefret dolu “öğretmenler” devreye giriyor. Bunu sadist bir zevk alarak yapan öğretmenler. Bu yapılırken ses çıkarmayan diğer öğretmenler de aynı şekilde sorumludur bu arada “Ama ben yapmadım etmedim” yok. Gözünüzün önünde yapılan her şeyden sorumlusunuz!

Benim bir, berikinin üç, onun dört tane sevdiği öğretmen var elbette.

İstisnasız hepsi korkunç demiyorum. (Bu arada sevdiğim tek öğretmenim Mustafa Bey’in yakınlarda öldüğünü öğrendim. Babam ölmüş gibi üzüldüm. Allah rahmet eylesin.)

Ama sistem sevgisizlik ve gaddarlık temeli üzerine oturmuş. İstisnalar bu gaddarlığı yok edemiyor.

“Öğretmen öğrenciyi sevmek zorunda değil” diyemeyiz. Hayır! Öğretmenin birinci vazifesi öğrenciyi sevmektir. Buna mecbur. Asli vazifesi budur. Sevemiyorsa, tiksiniyorsa buyursun başka bir iş yapsın. Ben de çocuklardan çok hoşlanmıyorum ama tutup öğretmenlik yapmıyorum.

Zira ÇOCUKLARDAN söz ediyoruz. Yani senin bir tokadın, azarın yüzünden hayat boyu yüreği kanayabilecek kadar hassas yaratıklardan söz ediyoruz. Haylazlıklarına, umursamazlıklarına, ukalalıklarına aldanıp yetişkin sanmak gibi bir hata yapılıyor. Şimdi kazık kadarken istediğin lafı et bana, umurum değil. Ama o zaman bana veya yanımdakine edilmiş bütün o hakaretlerin aşağılamaların, atılmış bütün o dayakların halen acısını ve hıncını duyuyorum. (Dayaktan söz etmekten bile utanırken ben, nasıl kendilerini savunurlar hiç anlamıyorum)

Sevgi dolu bir eğitimi görmemiş olanlar için forma giymek, hoca gelince ayağa kalkmak, kendisine “eşolueşek” denmesi falan o kadar garip gelmeyebilir. Hatta diyebilir ki “kim kimi seviyor ki..”

İlkokul dörde kadar yurtdışında okudum. Her sabah öğretmen sınıf kapısında ayakta bizi bekler, hepimizin elini sıkar, hatırını sorar, yanaktan bir makas alır öyle sokardı sınıfa. O ayakta karşılardı bizi!

“Ay Avrupalılar ne güzel birbirlerine selam veriyorlar” diyenler! Naha işte eğitim. Selamlaşma, hatır sorma eğitimi!

Bizde ise anasının koynundan daha yeni çıkıp gelmiş altı yaşındaki çocuk daha ilk gün canı istediği zaman tuvalete gidemeyeceğini öğreniyor ve tabii ki çiş planlaması yeteneği henüz gelişmediği için o saat altına yapıyor. Bingo! Okul hayatı rezillikle başlıyor.

Formadan devam edelim. Dünya üzerinde olabilecek en rahatsız kıyafet bizim ilkokul çocuklarına giydirdiğimiz o saçma önlüktür. Bilhassa kızlar azap çeker içinde. İlköğretimi sekiz yıla çıkarma teşebbüslerinin ilk yapıldığı yıllarda ortaokuldaydım ve kazık kadar kızlara beyaz aka, siyah önlük giydirmişlerdi.

Hayatımda hiç bu kadar utanmamış, bu kadar nefret etmemiştim. Ertesi yıl zart diye de boy atmıştım, o önlük fil üstünde kelebek gibi bir şey olmuştu. O zamanlar yeşil dolarlar kazanmadığım için de (demode hocamızın lafı) ne yazık ki yenisi alınamadı ve ben o korkunç şeyi üç yıl giydim.

Durum şimdi de farklı değil. Bana içi boş “zenginle fakir ayrılmasın diye” mavalını okumayın sakın. Zenginle fakir 2 kilometre öteden ayrılır. Beş kat önlük giydir fark etmez.

Bir kere öğretmen tanımızda bir yanlışlık var. Ders anlatan, disiplini sağlayan insan değildir öğretmen. Maaşı bunun için almıyor. Düzgün insanlar olmamız için, hayata hazırlamak için var. Sopayla azarla tiksintiyle mi hazırlayacak bizi hayata?

Telesekreterime şöyle notlar bırakmış öğretmenler: “Sus, terbiyesiz!”

“Otur yerine sıfır!” da diyen olacak mı merak ediyorum doğrusu.

Zaten tam da bunlardan söz ediyorum ben. Senli benli, suslu muslu konuşmalar.. Sınıfta sanıyor kendini belli ki! Ne sıkıcı!

“Evet sevgisiz bir düzen var” diyen bir çok öğretmen de oldu çok şükür. Bana hak veren eğitimciler, müdürler. Durumu fark edenler de var. Var ama.. Burada benim tek başıma bağırmamla bir şey değişebilir mi bilmiyorum.

Bana terbiyesiz diyenlere kötü bir haberim var: Gazetemizin internet servisinin yaptığı “Tuğçe Baran eleştirilerde haklı mı” anketinde en son baktığımda yüzde 74 oranında “haklı” durumdaydım. Bilmem anlatabiliyor mu Türk halkı sizlere bir şeyler???

Tuğçe Baran/Vatan

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK