Sevdiğimiz Şiirler

Çevrimdışı ilke03

  • Uzman Üye
  • *****
  • 227
  • 531
  • 227
  • 531
# 25 Mar 2010 19:12:50
Ay Karanlık
Maviye
Maviye çalar  gözlerin,
Yangın mavisine
Rüzgarda asi,
Körsem,
Senden gayrısına yoksam,       
Bozuksam,
Can benim, düş benim,
Ellere nesi?
Hadi gel,
Ay karanlık...

İtten aç,
Yılandan çıplak,
Vurgun ve bela
Gelip durmuşsam kapına
Var mı ki doymazlığım?
İlle  de ille
Sevmelerim,
Sevmelerim gibisi?
Oturmuş yazıcılar
Fermanım yazar
N'olur gel,
Ay karanlık...

Dört yanım puşt zulası,
Dost yüzlü,
Dost gülücüklü
Cıgaramdan yanar.
Alnım öperler,
Suskun, hayın, çıyansı.
Dört yanım puşt zulası,
Dönerim dönerim çıkmaz.
En leylim  gecede ölesim tutmuş,
Etme gel,
Ay karanlık...



Ahmed Arif

Çevrimdışı akkaya33

  • Bilge Üye
  • *****
  • 2.105
  • 12.722
  • 2.105
  • 12.722
# 25 Mar 2010 20:22:35
İnci
Yüzlerce senen evvel çok güzel bir kız varmış.
Ayağına kapanıp bütün gençler yalvarmış
Bu eşi bulunmayan güzeli almak için.
Erimişler aşk denen alevden için için,
Güneşin sızağıyla eriyen karlar gibi;
Hepsinin bu sevdadan hicran olmuş nasibi...
Böyle yaşıyorlarken dünyalarına küskün,
Güzel kız davet etmiş aşıklarını bir gün.
Demiş:"Elbet veremem gönlümü hepinize,
Fakat bir müsabaka açıyorum ben size:
En güzel en kıymetli inciyi bana her kim
Getirirse onunla artık evleneceğim..."
Aşıklar mallarını feda edip satmışlar,
Dört taraftan en büyük inciyi aratmışlar.
Yüzlerce sene evvel bir saz şairi varmış;
Bu gencin de gönlünü o kızın aşkı sarmış.
Aklını alıvermiş gök ela renkli gözler;
Her dakika biricik sevgilisini özler,
Her dakika ağlarmış, sızlarmış, ah edermiş;
perişanmış, mahzunmuş, derbedermiş..
Duymuş müsabakayı bu aşık da nihayet,
"İnci nedir" diyerek o anda etmiş hayret.
Çünkü o ana kadar inciyi bilmiyormuş.
"İnci nasıl şey?" diye bir ihtiyara sormuş:
"Ben onu hiç görmedim gezdim de diyar diyar."
Demiş ki zavallıya gülümseyip ihtiyar:
"Güzel bir taştır inci, kadınların süsüdür;
Durduğu yer onların açık, beyaz göğsüdür.
Denizden çıktığından pahalıdır gayetle..
Bu sözleri duyunca aşık bakar hayretle,
Der ki:"Ben deniz nedir, onu da bilmiyorum."
İhtiyar denizi de anlatır: "Dinle yavrum,
Bu öyle bir susur ki ufuğa kadar açık,
Bazen dalgalar kıyısında ufacık;
Bazen fırtına çıkar, hava olunca lodos,
Deniz birden kudurup kayalara vurur tos.
Sen karada gezmişsin belli bu yaşa kadar.
Bu dağların ardında çok uzak bir deniz var.
Pek merak ediyorsan yürü, memleketler aş."
Saz şairi, bu sözler bitince, yavaş yavaş
Denizi bulmak için seyahate koyulur;
Uzun yollar üstünde harap olur, yorulur.
Nihayet gök toprağa ışığını dökerken
Bir sahile yaklaşır, henüz şafak sökerken....

Aradan bir yıl geçip nihayet mühlet bitmiş,
Aşıklar akın akın kızın yanına gitmiş.
Hepsi de dizilmişler önüne birer birer;
Ellerinin üstünde donuk, beyaz inciler.
Güzel kız seyre dalmış,oturarak yerine;
İpek elbisesinin uzun eteklerine
Bütün delikanlılar koymuş hediyesini!
Gözlerini açarak herkes kesmiş sesini:
"Acaba hangisini kabul edecek ?"diye.
Dışardan bir gürültü duyulmuş o saniye:
"Bırakın muradıma ben bugün ereceğim,
Bırakın sevgilime inciler vereceğim..."
"O da getirsin" diye güzel kız vermiş izin,
Şair içeri girmiş tereddüt etmeksizin.
Anlatmış kalbindeki sızlayan bir yarayı,
Anlatmış uzun uzun bütün bu mecarayı.
"Ben bir şair aşıkım, elimde bir kırık saz,
Yapyalnız yaşıyorum, derdim çok, sevincim az.
O güzel gözlerine bir pınar gibi gönlüm
Yıllarca aka aka tükendi tahammülüm.
Fakat seni unutmak gelmiyordu elimden.
Ve bir gün işittim ki inci istemişsin sen.
Ama bu ana kadar görmemiştim ben onu,
Öğrendim bu incinin denizde olduğunu.
Deniz nerde diyerek arıyordum bu sefer;
Aşkının kuvvetiyle aştım dağlar tepeler.
Nice ülkeler gezdim nice dağlar dolaştım,
Bir sabah sonu gelmez bir denize ulaştım:
Güneş içinden doğup içinden batıyordu;
Sular arzın üstüne yaslanmış yatıyordu.
Rüzgar yavaş esiyor,engin sessiz, durgundu;
Vücudum aylar süren yolculuktan yorgundu.
İndim büyük denizin o büyük sahiline
İncileri topladım ,uğraşıp didinerek."
Aşıkın sözlerini dinlerken kadın erkek;
Şair omuzundaki bir torbayı uzatmış,
Yere bağını çözüp, incileri boşaltmış.
Fakat o anda herkes kahkahalarla gülmüş:
Çünkü inci yerine çakıl taşı dökülmüş.
Güzel kız genç aşıka demiş: "Bunu iyi bil:
Bu, parayla alınan incilere mukabil,
Senin çakıl taşların pek değerlidir elbet;
Şair! Yaşayacağım seninle ilelebet.."



Nazım Hikmet Ran

Çevrimdışı melike 82

  • Uzman Üye
  • *****
  • 567
  • 1.641
  • 567
  • 1.641
# 26 Mar 2010 10:24:30
Gökten Zembille İnen Sadece Aşktır



Gökten zembille inen sadece aşktır
Ve ölüm daha şık durur bronz bir tende
Her daim sıfır kilometre bir gün var önümüzde
Gir ve ortalığı karıştır.

Ah diyorum, ahı bilir misin sen
Dünya dedikleri gömgök bir yatır
Nereden bilmiş beni, röntgeni icat eden
Otuz yıl yaşadım elde var sıfır.

Git ve körünü öldür, bitsin artık nazları
Şöförlerin kurşunlaması gibi birtakım tabelaları
İştah kabartan ne varsa iste onları
Vurmak, her insana yakışır.

Dünya küçük demişlerdi, nerdesin
Kuyruğunu bırakması gibi bir kertenkelenin
Kim böyle orta yerde bırakır
Ve yazmaz birkaç satır.

Bana günahtır,
Nereye gidersem orası senin yurdun
Çünkü aklımdan çıkmıyorsun.

İbrahim Tenekeci

Çevrimdışı ogrtmn35

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 17.435
  • 177.444
  • 3. Sınıf Öğretmeni
  • 17.435
  • 177.444
  • 3. Sınıf Öğretmeni
# 26 Mar 2010 16:10:51
Dokun Ki Yansın Yüreğin

Ey sevdiğim bir çiçeğe
Dokunki yansın yüreğin
Aşka yanmış bir yüreğe
Sokul ki yansın yüreğin

Usul usul ince ince
Yapraklara kar duşünce
Aç kolların bütün gece
Sarıl ki yansın yüreğin

Mor dağları aşa aşa
Ay doğunca baştan başa
Yanakta bir damla yaşa
Dokun ki yansın yüreğin

İster sümbül boyun eğsin
İster dallar yere değsin
Seviyorsan nerden bilsin
Sokul ki yansın yüreğin

Sabah seher yellerince
Coşan bahar sellerince
Sazın sarı tellerince
Dokun ki yansın yüreğin

Can düşerken al toprağa
Hayat gelir bin yaprağa
Aşka susuz bir dudağa
Dokun ki yansın yüreğin

Aşk denilen bir ummana
Düşer isen yana yana
Nuri Can gibi bir cana
Sokul ki yansın yüreğin...

Çevrimdışı ogrtmn35

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 17.435
  • 177.444
  • 3. Sınıf Öğretmeni
  • 17.435
  • 177.444
  • 3. Sınıf Öğretmeni
# 26 Mar 2010 17:02:09
Sen, Sen, Sen…
(Yavuz Bülent Bakiler)

Bir dağbaşı yalnızlığı yaşıyorum yeniden.,
Dağbaşı yalnızlığı ölümden beter.
Hiç kimse aramasa sormasa beni
Sen gelsen yeter..

Huzur ellerinin güzelliğidir.
Gözlerin karşımda mutluluk denizi.
Her sabah soframızda ekmeğimizi
Sen bölsen yeter..

Yüreğim seninle yaylalar kadar serin
Ne bir çizgi hasret, ne bir nokta gam
Yayla dumanı gibi gözlerime her akşam
Sen dolsan yeter..

Bende çaresizlik sonsuz kördüğüm.
Bende sabır sende naz..
Gündüzünden vazgeçtim düşümde biraz
Bir yüz görümlüğü sen olsan yeter..

Duymasa da hiç kimse şâir gönlümün,
Sende karar kıldığını…
Ve içimin şerha şerha yarıldığını,
Sen bilsen yeter..

Bir gün duysan bittiğimi, tükendiğimi..
Çıkıp gelsen uzaklardan korkulu ürkek..
Bir incecik dal gibi üzerime titreyerek,
Eğilsen yeter…

Çevrimdışı TugraÖzyıldız

  • Bilge Üye
  • *****
  • 10.269
  • 16.908
  • Birleştirilmiş Sınıf
  • 10.269
  • 16.908
  • Birleştirilmiş Sınıf
# 26 Mar 2010 17:21:50
ADINA TÜRKÜLER YAKTIM

Adına türküler yaktım
Kulaklarda kalsın diye
Sevdamı notaya döktüm
Dünya âlem bilsin diye

Mevsimlere sevgi ektim
Ortasına aşkı diktim
Gözlerine mesaj çektim
Yüreğine gelsin diye

Zamanı seninle kurdum
Hep yanımda kalsın diye
Gönlümü aşkınla kardım
Canımdan can olsun diye

Geceye saçını sardım
Düşleri sana ayırdım
Kokumu yellere verdim
Pencerenden dalsın diye

Zamanı seninle kurdum
Hep yanımda kalsın diye
Gönlümü aşkınla kardım
Canımdan can olsun diye

Yönümü sana dön derdim
Kuşlardan selam gönderdim
Resmine dudak bandırdım
Gönül murat alsın diye

Necati KEÇELİ   ;)

Çevrimdışı fguclu

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.386
  • 1.409
  • 1.386
  • 1.409
# 26 Mar 2010 18:07:13
 
 
Ağlamak İçin Gözden Yaş mı Akmalı?

Ağlamak için gözden yaş mı akmalı?
Dudaklar gülerken, insan ağlayamaz mı?
Sevmek için güzele mi bakmalı?
Çirkin bir tende güzel bir ruh, kalbi bağlayamaz mı?
Hasret; özlenenden uzak mı kalmaktır?
Özlenen yakındayken hicran duyulamaz mı?
Hırsızlık; para, mal mı çalmaktır?
Saadet çalmak, hırsızlık olamaz mı?
Solması için gülü dalından mı koparmalı?
Pembe bir gonca iken gül dalında solmaz mı?
Öldürmek için silah, hançer mı olmalı?
Saçlar bağ, gözler silah, gülüş, kurşun olamaz mı?
 
Victor Hugo
 
 

Çevrimdışı ruhsar**

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 140
  • 247
  • 140
  • 247
# 26 Mar 2010 21:06:32


DOST BİLDİKLERİM
Sanırdım gündüzdü onlarla gecem
İçimde ümitti dost bildiklerim.
Ne zaman yıkılıp yere düştüysem
Bırakıp da gitti dost bildiklerim.

Hepsi varken baharımda, yazımda;
Kışın bir burukluk kaldı ağzımda,
Seneler senesi oysa gözümde
Cihana eşitti dost bildiklerim.

Nerede o sözlere kandığım günler?
Her gülen yüzü dost sandığım günler;
Acıdan kahrolup yandığım günler
Ta canıma yetti dost bildiklerim.

Meydana çıkalı asıl çehreler
Aydınlanmaz oldu artık geceler
Yalanlar tükendi, indi maskeler
Birer birer bitti dost bildiklerim.

Korkar oldum bana "Dostum" diyenden
Yoksa yok olandan,varsa yiyenden
Ne onlardan eser kaldı ne benden
Beni benden etti dost bildiklerim.

ÜMİT YAŞAR OĞUZCAN

Çevrimdışı bergüzar

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.141
  • 10.627
  • Okul Müdürü
  • 1.141
  • 10.627
  • Okul Müdürü
# 27 Mar 2010 00:01:42
Can Kırığı... 

 Can,
paslı bir bıçak yarasıdır varlığın göğsünde.
tenin beyaz yüzünde bir kardelen hülyasıdır,
en canlı yıldızı,
yerin en kanlı çiçeğidir.
yarada kabuk bağlayan her neyse,
buzda kristal kristal biçimlenen ne ise,
gökten yukarıda,
yerden aşağıda ne varsa kaynayan,
hepsi can yüzünden,
hep can gözünden,
hep can özünden.

Yüreğimizin yayında gerili oktur can,
ki buralı değildir,
şimdiye razı değildir;
bizden önceleri ve bizden sonralarıdır.
Gölgemizin kuytusunda saklı hayaldir can,
ki bizden ama bizden kalmayandır.

Alnımızda doğmuş şebnemdir can,
ki bizden ama bize ait olmayandır,
bizden ötelerde aşkları vardır.
 
............................. .......

Kalbimin Kalbine Değişidir 

 Ne gündüzlere doğmak,
ne de gecelerde mahur bir beste olmak.
Hiçbirini istemiyorum.
Belki olsa olsa sonbahar yapraklarının hüznüyle kalbine akmak.
Orada yanmak ve tekrar akmak kalbine kalbine.

Hatırlar mısın ‘yoruluyorum’ demiştim.
İki kutupta aynı anda güneş aramak
gibi. Yağmurun kokusunda seni kovalamak gibi, ‘yoruluyorum’.

Sen belki sözlerimi içine atmış
ve umarsız tavırlarında saklamıştın hasretini.
Onca acıya rağmen nasıl olup ta ‘âh’ etmemiştin, bilen yok.

Artık susuyoruz uzun uzun.
‘konuşurken susma’ nın bu denli marifetli
olduğunu bilmezdim.
Ve bilmezdim, seni içimde sakladığım gecenin yanı
başında direncimin bu kadar kolay kırılacağını.

Bu hâli seviyorum.
Hâlle birlikte geçmişi ve bütün karartısına/bulanıklığına
rağmen geleceği seviyorum.
Çünkü seni seviyorum, vicdansız...

Sen en çok da bu çıkışlarıma sinirleniyorsun belki.
Ve ben en çok da bu
öfkende buluyorum kendimi.
Hırsında ben kokuyorum, kokumda sen oluyorsun.

Vakit tam da akşamı gösterdiğinde çalıyor kalbimin zili.
Akşamları bu kadar
beklemezdim eskiden.
En fazla sıcak bir ekmekti derdimin hası.
Ama şimdi senin arayacağını bilmek,
seni dinlemek, senin hasretini soluklamak
kablolarda..
İşte bu beni heyecanlandırıyor.
İşte bu yüzden gülüm, akşamlar olmalı.
Güneş iyiden iyiye kaybolmalı gökyüzünden.
Semâma sen doğmalısın ki
çayımızın demi gelsin.

Şimdi, yürek dolusu gülümsemelerde hasret kokulu sevinçlere doğmak vakti.

“Vakit akşam,
Akşam vakti.”

Senai Demirci
 

Çevrimdışı TugraÖzyıldız

  • Bilge Üye
  • *****
  • 10.269
  • 16.908
  • Birleştirilmiş Sınıf
  • 10.269
  • 16.908
  • Birleştirilmiş Sınıf
# 27 Mar 2010 14:56:08
ARKADAŞ ARIYORUM...

Yürekten davranacak yalan konuşmayacak
Yüzüme söyleyecek yanlışa koşmayacak
Derde derman olacak haddini aşmayacak
Dedikodudan uzak arkadaş arıyorum

Yanlışımı yüzüme söyleyip uyaracak
Gerekirse masaya yumruğunu vuracak
Eğer karnım aç ise ekmekle doyuracak
İnsan halinden bilen arkadaş arıyorum

Kibirli olmayacak insanı kırmayacak
Zengin,fakir diyerek adam ayırmayacak
Güçlüden yana olup zayıfa vurmayacak
Hak ve adalet dolu arkadaş arıyorum

İçi dışı bir olup güvenilir olacak
Sohbetten anlayacak anlayışlı olacak
Düşeni anlayacak merhametli olacak
Sırtımı yaslayacak arkadaş arıyorum


İbrahim Yavuzoğlu  ;)

Çevrimdışı TugraÖzyıldız

  • Bilge Üye
  • *****
  • 10.269
  • 16.908
  • Birleştirilmiş Sınıf
  • 10.269
  • 16.908
  • Birleştirilmiş Sınıf
# 27 Mar 2010 14:57:35
YAR GÖNLÜNDE BEN...

Şu başım yel önünde savrulmuş da gidiyor,
Ayrılık masalının gerçek bahanesiyim.
Ki bilinmez kaderim ne çiziyor, ne diyor,
Aç kuşun gagasında naçar nar tanesiyim.
* * *
Sessiz inerim ey yâr, düşüne kardan ince,
Yolum sana, devasa çölde katardan ince,
Bir gönül var ki bende nardaki zardan ince,
Kem bakışla çatlamış gözünün minesiyim.
* * *
Yürürüm polat üzre al rengine gün şahit,
Ben, meydanda adına türkü yakılan yiğit,
Yâr fikrime düşünce, şiirim beyit beyit,
Kafesteki bülbülün çırpınan sinesiyim.
* * *
Yol oldum sevgiliye, etekleri toz duman,
Gönlüm eşiklerinde, kapılarında kirman,
Sofadan bir bakışı dertlerimize derman,
Gönlünce çöktüğü bark, güzelin hanesiyim.
* * *
Her aklına gelende kalbinde onmaz sızı,
Açık avuçlarında Tanrı'dan tek niyazı,
Sonsuza dek alnına kazınmış nurdan yazı,
Olmayı dilediğim, bu yârin ben nesiyim?


Naim Özdamar  ;)

Çevrimdışı octoberr

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 67
  • 272
  • 67
  • 272
# 27 Mar 2010 16:04:10
Üçüncü şahsın şiiri
Gözlerin gözlerime değince
Felaketim olurdu, ağlardım
Beni sevmiyordun, bilirdim
Bir sevdiğin vardı, duyardım
Çöp gibi bir oğlan, ipince
Hayırsızın biriydi fikrimce
Ne vakit karşımda görsem
Öldüreceğimden korkardım
Felaketim olurdu, ağlardım
Ne vakit Maçka'dan geçsem
Limanda hep gemiler olurdu
Ağaçlar kuş gibi gülerdi
Sessizce bir cigara yakardın
Parmaklarımın ucunu yakardın
Kirpiklerini eğerdin, bakardın
Üşürdüm, içim ürperirdi
Felaketim olurdu, ağlardım
Akşamlar bir roman gibi biterdi
Jezabel kan içinde yatardı
Limandan bir gemi giderdi
Sen kalkıp ona giderdin
Benzin mum gibi giderdin
Sabaha kadar kalırdın
Hayırsızın biriydi fikrimce
Güldü mü cenazeye benzerdi
Hele sana bir baktı mı?
Felaketim olurdu, ağlardım
                                      A. İLHAN

Çevrimdışı ilke03

  • Uzman Üye
  • *****
  • 227
  • 531
  • 227
  • 531
# 27 Mar 2010 17:14:09
 
 


Sessiz Gemi

Artık demir almak günü gelmişse zamandan
Meçhule giden bir gemi kalkar bu limandan.

Hiç yolcusu yokmuş gibi sessizce alır yol;
Sallanmaz o kalkışta ne mendil, ne de bir kol.

Rıhtımda kalanlar bu seyahatten elemli,
Günlerce siyah ufka bakar gözleri nemli,

Biçare gönüller! Ne giden son gemidir bu!
Hicranlı hayatın ne de son matemidir bu.

Dünyada sevilmiş ve seven nafile bekler;
Bilmez ki giden sevgililer dönmeyecekler.

Bir çok gidenin her biri memnun ki yerinden,
Bir çok seneler geçti; dönen yok seferinden.

 
Yahya Kemal Beyatlı

 

Çevrimdışı ruhsar**

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 140
  • 247
  • 140
  • 247
# 27 Mar 2010 20:44:34

50 YAŞ
Ne zaman baksam çevreme elli yıl sonra
Hep aynı gürdüklerim; bir keşmekeş, bir bozuk düzen
Bir lokma ekmek uğruna tükenmesi insanların
Yaşamak ve ölmek için hep aynı neden

Sefil doymazlık:ete, kana, paraya
Öylesi bir açlık ki eksilmeyen, bitmeyen
İnsan, ezebildiğince mutlu insan, oğul
Nereye gidersen git hep o tuzak, o dümen

Küçük hesaplarla kabaran büyük hesaplar
Ve değişmez çığlığı insanoğlunun: Ben, ben, ben!"
Sen yok musun? Onlar yok mu? Biz yok muyuz?
Nereye bu gidiş? Delicesine pupa yelken


En güzeli sevmek diyeceksin insanları tümüyle
Usanmadan, bir şey ummadan, beklemeden
Ver, durmadan ver, eller uzanmış, baksana
Ver ki; kurulsun sofra, başlasın şölen

Bir yanda umutların, düşlerin, düşüncelerin
Bir yanda aldığını geri vermez koca bir evren
Bak! Bütün ağızlar yutmaya hazır seni
Bir noktadan, bir lokmadan başka nesin sen

Dönüp gerilere bakıyorum, bir de kendime
Elli yıl geçmiş, ha bugün, ha yarın derken
Değişen birşey yok, bir şaşkın benden başka
İşte aynı yol, aynı kapı, aynı merdiven

Hani nerdeler? Kimi yitmiş kimi gitmiş dostların
Bir ak saçlı anam kalmış yolumu bekleyen
Sabah-öğle-akşam . . .
Hep o tekdüze yaşam
Ve kırılmış bir kalple yorulmuş bir beden

İşte böyle geçti yıllar. bozbulanık
Ben sevdim, ben ağladım, başkalarıydı gülen
Ne zaman uzattıysam ellerimi, parçalandı
Mutluluk serseri bir mayındı denizlerimde yüzen

Ümit Yaşar OĞUZCAN

 :)

Çevrimdışı ozlemo26

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 396
  • 957
  • 396
  • 957
# 27 Mar 2010 22:28:57
 
 
Her Şey Sende Gizli

Yerin seni çektiği kadar ağırsın,
Kanatların çırpındığı kadar hafif..
Kalbinin attığı kadar canlısın,
Gözlerinin uzağı gördüğü kadar genç...
Sevdiklerin kadar iyisin,
Nefret ettiklerin kadar kötü..
Ne renk olursa olsun kaşın gözün,
Karşındakinin gördüğüdür rengin..
Yaşadıklarını kâr sayma:
Yaşadığın kadar yakınsın sonuna; ne kadar yaşarsan yaşa,
Sevdiğin kadardır ömrün..
..........
..........

 
 
Can Yücel
 
 

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK