Sevdiğimiz Şiirler

Çevrimdışı bergüzar

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.141
  • 10.627
  • Okul Müdürü
  • 1.141
  • 10.627
  • Okul Müdürü
# 07 Mar 2010 19:33:06
BANA BİR ŞİİR YAZ!

Bana bir şiir yaz bu gece
Geceler gibi uzun ve siyah
Gündüzler gibi kısa ve apak
Ateşler gibi sıcak olsun
Vuslatlar kadar da uzak

Bana bir şiir yaz bu gece
Henüz adı konamadan tükenmiş bir sevdayı serpiştir içine
Gözyaşlarımın nemi sinsin her satırına çoğalarak
Ne sen yazmış ol
Nede bana yazıldığı bilinsin
İkimizden başka kimseler bilmesin bırak

Bana bir şiir yaz bu gece
Bir hece benden
Bir kelime senden
Ve cümleler kur her dizede olmayacak bizden

Bana bir şiir yaz bu gece
Sırtımı yaslayıp mısralarına
Gönlümün şu bitmez yorgunluğunu atayım
Kimi gün gülümsetsin beni
Kimi gün deliler gibi ağlayayım
“Seviyorum” de bana satır aralarında utanıp sıkılayım
Öyle bir bak ki gözlerime
“Bende” deyip kendimi kollarında bulayım

Bana bir şiir yaz bu gece
Faili sen ol
Meçhulü ben
Adın gibi dilimde
Sevdan gibi içimde dur durak bilmeden salınıp dursun
Öyle bir “kal” de ki bana
Bırakıp giden namert olsun

Bana bir şiir yaz bu gece
Az çok tanırsın beni
Ne varsa hasretlendiğim sen benden iyi bilirsin
Onları yaz biraz
Şu bitmeyen yalnızlığımdan bahset
Gözlerini anlat
Her satırda ellerini az daha uzat

Hadi bana bir şiir yaz bu gece
Kuşanıp zırhımı, kılıcımı
Toplayıp topumu tüfeğimi çıktığım savaşlardan
Aldığım yaralarla sılaya dönüşümü anlat
Bir tohumken yerde
Ve çıkmak için itelerken toprağı var gücümle
Bir ayak izine yenik düşüp
Fışkıramayışımı anlat yeryüzüne
Anlat işte sağdan soldan
Eş, dost, akraba, konu, komşu, ulemadan
Hasretlenip, hasetlendiğimden
Özleyip de gidemeyişimden
Gidip de dönmeyenlerimden
Gelip bulamadıklarımdan yaz
Söyle işte
Yaz bir şeyler benim için bu gece

Benim için bir şiir yaz
Neden seviyorum diyemeyişimden başla önce
Sonra ellerimi uzatıp da değemeyişimden
Değip de hissedemeyişimden bahset
Yorgunluklarımı anlat
Bir iken iki olmak için çıktığım yolda
İki, üç, dört ve hatta beş olmuşken
Tek başına kalışımı anlat
Ben yaşamaya korkmadım
Sende yazmaya korkma
Hadi
Benim için bu gece bir şeyler karala

Sevdaya sevdalanışımı anlat
Ve sevdalarımın yalnızlığından bahset
Yaşayamadığım ne varsa ömür denen şu yolda
Bu şiirde bana yaşat
Eğer bir gün kaderde senden ayrı düşmek varsa
Onu da son mısraya sakla
Martı çığlıklarına karışan şu bedenim
Cemresiz topraklara düşsün kızılca kıyamet bir akşamda
Öyle yaz ki bir tanem
Ben şiire ağlayayım
Şiirse bana

Nilüfer AKBAY
 
 
 

Çevrimdışı ALAMET-i FARİKA

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.093
  • 11.858
  • 1.093
  • 11.858
# 09 Mar 2010 09:36:45
h.n.a.

YOLLARIN SONU

Bu gün yollanıyorken bir gurbete yeniden
Belki bir kişi bile gelmeyecektir bize.
Bir kemiğin ardında saatlerce yol giden
İtler bile gülecek kimsesizliğimize

Gidiyorum: gönlümde acısı yanıkların...
Ordularla yenilmez bir gayız var kanımda.
Dün benimle birlikte gülen tanıdıkların
Yalnız bir hatırası kaldı artık yanımda.

Yufka yüreklilerle çetin yollar aşılmaz;
Çünkü bu yol kutludur, gider Tanrı Dağına.
Halbuki yoldaşını bırakıp dönenlerin
Değişilir topuda bir sokak kaltağına.

İster düşün... Kendini ister hayale kaptır...
Uzar uzar, çünkü hiç sonu yoktur yolların.
Bakarsın aldanmışsın, gördüğün bir seraptır
Sevimli bir hayale açılırken kolların.

Ey doğunun anlımı serinleten rüzgarı!
Ey karanlıkta bana arkadaşlık eden ay!
Arzularım bir oktur, aşar ulu dağları.
Düştüğü yer uzakta “DİLEK” adlı bir saray.

O sarayda bulunca Tanrılaşan erleri
Artık gözüm arkaya bir daha dönmeyecek.
Hepsi sussa da “Kür şad” uzatarak elini;
“Hoş geldin oğlum ATSIZ, kutlu olsun! ” diyecek.
1932
 
 

Çevrimdışı yenibetşe

  • Uzman Üye
  • *****
  • 3.338
  • 3.551
  • 3.338
  • 3.551
# 11 Mar 2010 21:18:31
Seni de Vururlar Bir Gün Ey Acı


Seni de vururlar bir gün ey acı
Uçuşup durduğun kanatlarından
Sazın sözün türkülerin tükenir
Ellerin koynunda kalakalırsın

Şakaklarına kar yağıyor bilesin ey acı
Gül açan yüzlerimizde
Göğeriyor rengin senin de

Biz seni
Tâ eskilerden tanırız
Hani göğüslerimize taş olur inerdin
Avuçlarımızda hira dağıydın

Al atların tan yerine ayarlanmış yelelerinde
Akdeniz rüzgarlarına karışan sendin

Biliyorum
Hiçbir tarih yazmayacak
Ve bir sır gibi kalacak yakılan kitaplarda
Göbek bağı anasından henüz çözülmemiş bebelerimize
Mitralyözlerin washingtondan ayarlandığını

Seni de yakarlar bir gün ey acı
Bir taptuk kul gözlerinden vurursa
Parmakların eğri ağaç tutamaz
Çığlıkların çağlar aşar duymazsın

Ve ben biliyorum
Örümceği, mağarayı, güvercini, asâyı

Ve İbrahimin baltasını
Ben biliyorum

Nereden başladı bu kesik dans
Ve bu dansa karşı afyonlanmış hecin yüzlü
İnsanlar kim?

Kim kimin yanında
Kim kimin karşısında

Meclis kürsüsünden konuşan bu adam kim

Üsküdar kız lisesinde okuyan genç kız
Çantasında kimin fotoğrafını taşıyor

Kadıköy vapurunda sigara tüttüren delikanlılar
Neden gülüyorlar ki

Seni de vururlar bir gün ey acı
Filistinde sapan taşlı çocuklar
Dalın, kolun, fidelerin, budanır
Kuru bir kütükle kalakalırsın

Öyle bakmayın balkonlarınızdan
Fırat nehri ayrılık çıbanına tutuldu,
Damarlarımızı yırtıyor
Tuna nehri, onulmaz boşnak sızıları
Pompalıyor yüreğime

Pilevne türküleri ağıtlara dönüşürken,
Çeçenyada yiğitler
İnancın, emeğin ve aşkın
Kılcal damarlarına ulanıp sustular...
Ve ne Bağdattan
Ne Şamdan
Ne Mekkeden
Ne Diyarıbekirden
Ne istanbuldan
Ne Buharadan
Bunca telefon direğine rağmen kimse kimseyi
Duymuyor

Seni de vururlar bir gün ey acı
Halepçede soldurulmuş gül gibi
Bu sevdaya düşsen sen de yanarsın
Suskun, sıcak, uzun yaz geceleri

Ve siz
Ey analar,
Siz, gecelerinizi böler çocuklarınıza ninniler
Söylerdiniz

Hani siz, fatihler doğururdunuz...

Gelin-kızların giysileri kirletildi
Çocuklar hep yetim kalıyor

"Elem yecidke yetimen feava"

Ve ben biliyorum
Ben biliyorum
İstanbulun
Bağdatın
Diyarıbekirin
Mekkenin
Birbirine nasıl bağlandığını, nasıl çözüldüğünü sonra
Ey insan
Ey insanlık
Ayağa kalk

Kolları ve bacakları budanmış delikanlıları
Boyunları gövdesinden ayrılmış insanları
Gözleri uyur gibi kapanmış, kan pıhtıları içindeki bu
Çocukları

Gelişmiş laboratuarlarınızda dikkatle inceleyin
Ve bir gün
Bu dünya
Gül bahçesine dönecek
Bunu böylece bilin ve
Unutmayın

Çevrimdışı ALAMET-i FARİKA

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.093
  • 11.858
  • 1.093
  • 11.858
# 12 Mar 2010 10:53:12
n.f.k.


ARALIK KAPI

Bu dünya bir kuyu, havasız çömlek;
Daralıyorum!

Kelime, manayı boğan bir gömlek!
Paralıyorum!

Allah ismi varken lûgat ne demek!
Karalıyorum!

Kapımı, buyursun diye o Melek;
Aralıyorum!

Çevrimdışı şafakgergin

  • B Grubu
  • 898
  • 677
  • 898
  • 677
# 12 Mar 2010 12:12:05
Sevgili  Eşime;
Sevemez  kimse  seni  benim  sevoiğim  kadar;
Sevgilim  sen  olmazsan  yaşamak  neye  yarar;
Her  an seni  düşünür  her an  seni  anarım;
Seni sevmekten  değil, kaybetmekten  korkarım!

Çevrimdışı nofearocean

  • Uzman Üye
  • *****
  • 434
  • 363
  • 434
  • 363
# 12 Mar 2010 16:41:12
yagmuru sevdigini söylüyorsun
yagmur yagınca semsiyeni acıyorsun
günesi sevdigini söylüyorsun
günes acınca gölgeye kacıyorsun
rüzgarı sevdigini söylüyorsun
rüzgar cıkınca pencereni kapatıyorsun
iste,bundan korkuyorum:
cünkü beni de sevdigini söylüyorsun...

                                 shakespeare

Çevrimdışı AYNALI

  • Bilge Üye
  • *****
  • 3.281
  • 21.083
  • 3. Sınıf Öğretmeni
  • 3.281
  • 21.083
  • 3. Sınıf Öğretmeni
# 12 Mar 2010 16:55:23
İstiklal Marşı
Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak;
Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak.
O benim milletimin yıldızıdır, parlayacak;
O benimdir, o benim milletimindir ancak.
Çatma, kurban olayım, çehreni ey nazlı hilal!
Kahraman ırkıma bir gül! Ne bu şiddet, bu celal?
Sana olmaz dökülen kanlarımız sonra helal...
Hakkıdır, hakk'a tapan, milletimin istiklal!
Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım.
Hangi çılgın bana zincir vuracakmış? Şaşarım!
Kükremiş sel gibiyim, bendimi çiğner, aşarım.
Yırtarım dağları, enginlere sığmam, taşarım.
Garbın afakını sarmışsa çelik zırhlı duvar,
Benim iman dolu göğsüm gibi serhaddim var.
Ulusun, korkma! Nasıl böyle bir imanı boğar,
'Medeniyet!' dediğin tek dişi kalmış canavar?
Arkadaş! Yurduma alçakları uğratma, sakın.
Siper et gövdeni, dursun bu hayasızca akın.
Doğacaktır sana va'dettigi günler hakk'ın...
Kim bilir, belki yarın, belki yarından da yakın.
Bastığın yerleri 'toprak!' diyerek geçme, tanı:
Düşün altında binlerce kefensiz yatanı.
Sen şehit oğlusun, incitme, yazıktır, atanı:
Verme, dünyaları alsan da, bu cennet vatanı.
Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda?
Şuheda fışkıracak toprağı sıksan, şuheda!
Canı, cananı, bütün varımı alsın da hüda,
Etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüda.
Ruhumun senden, ilahi, şudur ancak emeli:
Değmesin mabedimin göğsüne namahrem eli.
Bu ezanlar-ki şahadetleri dinin temeli,
Ebedi yurdumun üstünde benim inlemeli.
O zaman vecd ile bin secde eder -varsa- taşım,
Her cerihamdan, ilahi, boşanıp kanlı yaşım,
Fışkırır ruh-i mücerred gibi yerden na'şım;
O zaman yükselerek arsa değer belki başım.
Dalgalan sen de şafaklar gibi ey şanlı hilal!
Olsun artık dökülen kanlarımın hepsi helal.
Ebediyen sana yok, ırkıma yok izmihlal:
Hakkıdır, hür yaşamış, bayrağımın hürriyet;
Hakkıdır, hakk'a tapan, milletimin istiklal!
                                              Mehmet Akif Ersoy

Çevrimdışı YaZeL_

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 174
  • 781
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 174
  • 781
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 12 Mar 2010 18:50:22
HATRINA DÜŞECEĞİM

Kopkoyu bir sis içinde bir akşam
Hatırına düşeceğim belki
Bir an ıslayacak yağmur yüzünü
Birden o tatlı demleri hatırlayacaksın
Sonra sıcak yatağında uzun uzun
Ağlayacaksın Ağlayacak.!

Boğazında bir şeyler düğümlenecek
Ah yanımda olsaydı diyeceksin
Tüm yıldızlar gülecek haline Ay'da göz kırpacak
İliklerine işleyecek bensizlik
Kahrolacaksın...!

Bir sigara tüttüreceksin ihtimal
Ufku seyredeceksin saatlerce
Bir rüzgar kopçalayacak yüzünü
Sonra hayalim gelecek karşına
Bir Şiirimi mırıldanacaksın
Hıçkıracaksın..!

Gönlünden atamadığın gibi kafandan da
Silemeyeceksin beni düşlerine gireceğim her gece
İnce bir hüzün bürüyecek yüzünü
Ve çırılçıplak gerçekleri o zaman
Anlayacaksın..!

Sonra bir şeyler yazmak isteyeceksin
Kafan gibi kaleminde işlemeyecek
Unutmak isteyeceksin her şeyi
Ama unutamayacaksın hiç bir şeyi
Kıvranacaksın.!

Çevrimdışı BEGÜM67

  • B Grubu
  • 255
  • 405
  • 255
  • 405
# 12 Mar 2010 20:00:27
Ben Sana Mecburum   
     
 

ben sana mecburum bilemezsin
adını mıh gibi aklımda tutuyorum
büyüdükçe büyüyor gözlerin
ben sana mecburum bilemezsin
içimi seninle ısıtıyorum

ağaçlar sonbahara hazırlanıyor
bu şehir o eski istanbul mudur?
karanlıkta bulutlar parçalanıyor
sokak lambaları birden yanıyor
kaldırımlarda yağmur kokusu
ben sana mecburum sen yoksun

sevmek kimi zaman rezilce korkuludur
insan bir akşam üstü ansızın yorulur
tutsak ustura ağzında yaşamaktan
kimi zaman ellerini kırar tutkusu
birkaç hayat çıkarır yaşamasından
hangi kapıyı çalsa kimi zaman
arkasında yalnızlığın hınzır uğultusu

fatih'te yoksul bir gramafon çalıyor
eski zamanlardan bir cuma çalıyor
durup köşe başında deliksiz dinlesem
sana kullanılmamış bir gök getirsem
haftalar ellerimde ufalanıyor
ne yapsam ne tutsam nereye gitsem
ben sana mecburum sen yoksun

belki haziranda mavi benekli çocuksun
ah seni bilmiyor kimseler bilmiyor
bir şilep sızıyor ıssız gözlerinden
belki yeşilköy'de uçağa biniyorsun
bütün ıslanmışşın tüylerin ürperiyor
belki körsün kırılmışsın telâş içindesin
kötü rüzgâr saçlarını götürüyor

ne vakit bir yaşamak düşünsem
bu kurtlar sofrasında belki zor
ayıpsız fakat ellerimizi kirletmeden
ne vakit bir yaşamak düşünsem
sus deyip adınla başlıyorum
içim sıra kımıldıyor gizli denizlerin
hayır başka türlü olmayacak
ben sana mecburum bilemezsin..
.
 
Attila İlhan
 
.
 
 
 

 
 
 
 
 

 

Çevrimdışı ogrtmn35

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 17.435
  • 177.444
  • 3. Sınıf Öğretmeni
  • 17.435
  • 177.444
  • 3. Sınıf Öğretmeni
# 13 Mar 2010 21:16:15
BAYRAK

Ey,mavi göklerin beyaz ve kızıl süsü,
Kızkardeşimin gelinliği,şehidimin son örtüsü!
Işık ışık, dalga dalga bayrağım,
Senin destanını okudum, senin destanını yazacağım.

Sana benim gözümle bakmayanın
mezarını kazacağım.
Seni selamlamadan uçan kuşun
yuvasını bozacağım.

Dalgalandığın yerde ne korku, ne keder...
Gölgende bana da, bana da yer ver !
Sabah olmasın, günler doğmasın ne çıkar.
Yurda ay yıldızın ışığı yeter.

Savaş bizi karlı dağlara götürdüğü gün.
Kızıllığında ısındık,
Dağlardan çöllere düşürdüğü gün.
Gölgene sığındık.

Ey, şimdi süzgün, rüzgarlarda dalgalan;
Barışın güvercini, savaşın kartalı...
Yüksek yerlerde açan çiçeğim;
Senin altında doğdum,
Senin dibinde öleceğim.

Tarihim, şerefim, şiirim, her şeyim:
Yer yüzünde yer beğen !
Nereye dikilmek istersen,
Söyle, seni oraya dikeyim !

ARİF NİHAT ASYA

Çevrimdışı AYNALI

  • Bilge Üye
  • *****
  • 3.281
  • 21.083
  • 3. Sınıf Öğretmeni
  • 3.281
  • 21.083
  • 3. Sınıf Öğretmeni
# 13 Mar 2010 21:59:50
bir bayrak rüzgar bekliyor

Şehitler tepesi boş değil,

Biri var bekliyor.

Ve bir göğüs, nefes almak için;

Rüzgar bekliyor.

Türbesi yakışmış bu kutlu tepeye;

Yattığı toprak belli,

Tuttuğu bayrak belli,

Kim demiş meçhul asker diye?

Destanını yapmış, kasideye kanmış.

Bir el ki; ahretten uzanmış,

Edeple gelip birer birer öpsün diye faniler!

Öpelim temizse dudaklarımız,

Fakat basmasın toprağa, temiz değilse ayaklarımız.

Rüzgarını kesmesin gövdeler

Sesinden yüksek çıkmasın nutuklar, kasideler.

Geri gitsin alkışlar, geri,

Geri gitsin ellerin yapma çiçekleri!

Ona oğullardan, analardan dilekler yeter,

Yazın sarı, kışın beyaz çiçekler yeter!

Söyledi söyleyenler demin,

Gel süngülü yiğit, alkışlasınlar

Şimdi sen söyle söz senin.

Şehitler tepesi boş değil,

Toprağını kahramanlar bekliyor!

Ve bir bayrak dalgalanmak için;

Rüzgar bekliyor!

Destanı öksüz, sükutu derin meçhul askerin;

Türbesi yakışmış bu kutlu tepeye

Yattığı toprak belli,

Tuttuğu bayrak belli,

Kim demiş meçhul asker diye?..

arif nihat asya

Çevrimdışı bergüzar

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.141
  • 10.627
  • Okul Müdürü
  • 1.141
  • 10.627
  • Okul Müdürü
# 14 Mar 2010 01:14:59
Veda Sahneleri

Anam tatlı açmıyor artık
İşi yok
Aşı yok
Ne su taşır
Ne çamaşır
Ne bulaşık, ne sökük, ne yırtık
Gece gün
Büsbütün
Susması tunç
Sözü korkunç
Anamın secdesi gözle şimdi
Namazı
Niyazı
Yüreğinde
Yürek zinde
Anamın teninde sır belirdi
Ocakta
Bucakta
Casus gezer
Anam kanser

Anamın alnında akşam ter ter feyizden
Anam bir gaybın sırdaşı
Anamın dilcağızı da sessiz sessizden
Benim anam sabır taşı
Bir soğuk güneş renk alır uçuk benizden
Sualdir anamın kaşı
Sorar hala mutfaktan
Hala evlat telaşı
Alır karanlığı gökler hanemizden
Hanemiz deryaya karşı
Köpük köpük saflar yürür Karadeniz'den
Bu bir tevekkül savaşı

Bir gam eser şimdi yamaçlardan aşağı
Yola düşer lambalar
Yolların zar zar ağlayışı bu kırağı
İz bırakır arabalar
Çözülüp savrulur bacaların sac bağı
Daha gür yanar sobalar
Taşıyor her biri bir değişik merağı
Efkar yüklenmiş babalar
Çekerler haneden artık eli ayağı
Uzak yakın akrabalar
Anam pişirmemiş buzdur bu aşın yağı
Kaşıkta donar çorbalar

Göz bebeklerim genişler
Durup durup
Toz altında menevişler
Vurup vurup
Pencerem bir kasvet işler
Sorup sorup
Adına akşam demişler
Grup grup

Anamın odasında akşam
Odası gam
Sedası gam
Edası gam
Anamın odasında akşam

En son ümide izin bitti
Gözler karabiber
Akşam kılındı, yasin bitti
Anamla beraber

Selaya tırmanır bu ezan
Ölüm kaç basamak
Görünür alnımıza yazan
Bir görünmez parmak
Yok yok böyle konuşmaz insan
Nedir bu yüz asmak
Hele baba bu nasıl lisan
Ne söyler bu susmak

Anamın benzi mehtap mehtap
Şekli var hazzı yok
Anamın gözü kitap kitap
Zeyli var yazı yok
Anamın gözü hitap hitap
Dili var ağzı yok
Anamın özü bitap bitap
Eli var nabzı yok
 
Ömer Lütfi Mete
 
 

Çevrimdışı akkaya33

  • Bilge Üye
  • *****
  • 2.105
  • 12.722
  • 2.105
  • 12.722
# 14 Mar 2010 18:46:37
Bana Ne
Çok yalvardım gitme diye ben ona
Yıllar sonra dönüyormuş bana ne
Seviyordum gülüp geçti aşkıma
Şimdi beni seviyormuş bana ne...

Neyleyim ben dökse bile yaşını
Ben unuttum çoktan onun aşkını
Vursun artık o taşlara başını
Çok pişmanmış yanıyormuş bana ne...

Gönlümde aşk saati bak durdu
Seven kalbim beklemekten yoruldu
Yıllar var ki ne aradı ne sordu
Şimdi beni soruyormuş bana ne...

Çevrimdışı yenibetşe

  • Uzman Üye
  • *****
  • 3.338
  • 3.551
  • 3.338
  • 3.551
# 14 Mar 2010 18:56:21
Vurulmuş tertemiz alnından, uzanmış yatıyor,
Bir hilâl uğruna, yâ Rab, ne güneşler batıyor!
Ey, bu topraklar için toprağa düşmüş, asker!
Gökten ecdâd inerek öpse o pâk alnı değer.
Ne büyüksün ki kanın kurtarıyor Tevhid'i...
Bedr'in arslanları ancak, bu kadar şanlı idi.
Sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın?
"Gömelim gel seni tarihe" desem, sığmazsın.
Herc ü merc ettiğin edvâra da yetmez o kitâb...
Seni ancak ebediyyetler eder istiâb.
"Bu, taşındır" diyerek Kâ'be'yi diksem başına;
Ruhumun vahyini duysam da geçirsem taşına;
Sonra gök kubbeyi alsam da ridâ namıyle,
Kanayan lâhdine çeksem bütün ecrâmıyle;
Mor bulutlarla açık türbene çatsam da tavan,
Yedi kandilli Süreyyâ'yı uzatsam oradan;
Sen bu âvizenin altında, bürünmüş kanına;
Uzanırken, gece mehtâbı getirsem yanına,
Türbedârın gibi tâ fecre kadar bekletsem;
Gündüzün fecr ile âvizeni lebriz etsem;
Tüllenen mağribi, akşamları sarsam yarana...
Yine bir şey yapabildim diyemem hatırana.

Sen ki, son ehl-i salibin kırarak salvetini,
Şarkın en sevgili sultânı Salâhaddin'i,
Kılıç Arslan gibi iclâline ettin hayran...
Sen ki, İslâm'ı kuşatmış, boğuyorken hüsran,
O demir çenberi göğsünde kırıp parçaladın;
Sen ki, ruhunla beraber gezer ecrâmı adın;
Sen ki, a'sâra gömülsen taşacaksın... Heyhât!
Sana gelmez bu ufuklar, seni almaz bu cihât...
Ey şehid oğlu şehid, isteme benden makber,
Sana âguşunu açmış duruyor Peygamber.

MEHMET AKİF ERSOY

Çevrimdışı ogrtmn35

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 17.435
  • 177.444
  • 3. Sınıf Öğretmeni
  • 17.435
  • 177.444
  • 3. Sınıf Öğretmeni
# 14 Mar 2010 22:54:16
Özlemek mi istiyorsun;Seni yaratana kavuşturacak zamanı özle

Özlemek mi istiyorsun;Seni Harem-i şerife götüren toprağın kokusunu özle

Özlemek mi istiyorsun;Medine-i muharremin yeşil kubbesini özle

Özlemek mi istiyorsun,Asr-ı Saadet in nurlu yolunu özle

Özlemek mi istiyorsun;Hz. Peygamberin nur cemalini, gül kokusunu özle

Özlemek mi istiyorsun,Sıdık-ekberin dostluğunu özle

Özlemek mi istiyorsun;Ömer-i Faruğun yiğitliğini özle, adaletini özle

Eğer özlemek istersen;Hz. Osman ın hayâsını özle

Eğer özlemek istersen;Hz. Ali nin âlim aşkını özle

Eğer özlemek istersen ;Hz. Bilal in Davudî sesindeki ezanı özle

Eğer bir gün bir şeyi özlemek istersen;Hz. Peygamberin miracını özle…

Eğer bir gün bir şeyi özlemek istersen;Varaka nın Amanını özle

Eğer özlemek istersen;Hz. Hatice nin vefasını özle

Eğer özlemek istersen;Ashabı kram ın muazzam kardeşliğini özle

Eğer özlemek istersen;Anam babam sana feda olsun ya rasulallah diyen dilleri özle

Eğer özlemek istiyorsan;Mushab ın malını mülkünü kenara itip imana koşmasını özle

Eğer özlemek istiyorsan;Bir yılanın yıllar sonrada olsa bir sevgiliye olan hasretini gidermesini özle

Eğer özlemek istiyorsan;Hz. Ebubekir in dikenli cübbesini özle

Eğer özlemek istiyorsan;Nebi nin kütüğünün hüngür hüngür ağladığını özle

Eğer özlemek istiyorsan;Hz. Aişe nin iffetini özle

Eğer özlemek istiyorsan;Hz. Ali nin cesaretini özle

Eğer özlemek istiyorsan;Ashabın gece döktüğü gözyaşını özle

Eğer özlemek istiyorsan;Aşere-i mübeşşereyi özle

**************************************************- - **

Eğer özlemek istiyorsan;Hz Nebi nin geçtiği topraklardan geçebilmeyi özle

Eğer özlemek istiyorsan görebilmeyi;O mübarek ele değen bardağı özle

Özlemek mi istiyorsan;O zaman olup da şimdi olamayan milyonlarca şeyi özlemeyi bilmeyi özle

Özlemek mi istiyorsun;Nebinin Nübüvvet mührünü özle

Özlemek mi istiyorsun;O nun ayağındaki çarık olabilmeyi özle

Özlemek mi istiyorsun;Ashabın samimiyetini özle

Özlemek mi istiyorsun;Nur ****al-i bir kez olsun görebilmeyi özle

Özlemek mi istiyorsun;H.z peygamberin verdiği ibretlik cevapları özle

Özlemek mi istiyorsun;Hıradaki geceyi özle

Özlemek mi istiyorsun;Uhud un üzerindeki yükü kaldırmayıp sallanmasını özle

Özlemek mi istiyorsun;Üveys-i karani nin hırka-i şerifini aldıktan sonraki sevmemi özle

Özlemek mi istiyorsun;Hz. Peygamber-i zişar nın allahu ekber deyip namaza duruşunu özle

Özlemek mi istiyorsun;Hz. Nebinin Karnına bağlandığı iki taştan biri olabilmeyi özle

Özlemek mi istiyorsun;Bedir deki nusretullah ın heceli etiğini özle

Özlemek mi istiyorsun;Tarifteki Hz peygambere gerilen çelik duvarın amacını özle

Özlemek mi istiyorsun;Kabe nin ALLAH,ALLAH sesleriyle yankılandığı günü özle

Özlemek mi istiyorsun;Hz. Eyyüb ün yüreğindeki temizliği özle

Özlemek mi istiyorsun;Hz. Esma nın kuşağını özle

Özlemek mi istiyorsun;Sırf Öptüğü için Hecerül esvedini öpebilmeyi özle

Özlemek mi istiyorsun;Medinelilerin biatlarını özle

Özlemek mi istiyorsun;O mübarek parmakların ayı ikiye bölmesini özle

Özlemek mi istiyorsun;Peygamber hürmetine yağmurların bahşedildiğini özle

Özlemek mi istiyorsun;Seni özlemek yaradana laik bir kul,

Hz. Peygambere ümmet olabilmeyi özle….

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK