Sevdiğimiz Şiirler

Çevrimdışı TugraÖzyıldız

  • Bilge Üye
  • *****
  • 10.269
  • 16.908
  • Birleştirilmiş Sınıf
  • 10.269
  • 16.908
  • Birleştirilmiş Sınıf
# 25 Şub 2010 15:55:55
KEŞKE…               

Ben bir huzur ülkesinde büyüdüm
Sevdiklerim vardı dört bir yanımda
Günahsızken su üstünde yürüdüm
Annem sağımdaydı babam solumda

Gökkuşağı yerdeydi zamanlar
Uçurtmalar boyardık renklerinden
Bizi göğe yükseltirdi balonlar
Melekleri öperdik ellerinden

Dar sokakları okşardı ağaçlar
Meyveler sarkardı üzerlerinden
Seslenirdi bize yaşlı amcalar:
“Bol bol erik toplayın, çekinmeden”

Gölgelerde biraz uyuklasak da
Günler kırk sekiz saatti, geçmezdi
Karlar üstümüze sıcak yağsa da
Kardan adamlarımız erimezdi

Güvercinler tutardık tuzaklardan
Bakardık: “Acaba kahverengi mi?”
Bir horoz öterdi çok uzaklardan:
“Eve dönme vaktiniz gelmedi mi?”

Güneş  bana göz kırpardı batarken
Anacığım pencereden gözlerdi
Babam sobaya bir odun atarken
Uykulu gözlerim yatak özlerdi

Rüyamda da sürerdi oyunlarım
Yanımda sevgili arkadaşlarım
Keşke hiç geçmeseydi o yıllarım
Keşke geri gelseydi o yıllarım...

Çevrimdışı ogrtmn35

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 17.435
  • 177.444
  • 3. Sınıf Öğretmeni
  • 17.435
  • 177.444
  • 3. Sınıf Öğretmeni
# 25 Şub 2010 22:41:08
YARESULALLAH



En sevgili,
Yüreğime gel ey Muhammed(s.a.v.)!Misafirlerin en azizi, en mukaddesi
ve en güzeli.Öyle bir gelişle gel ki sana olan özlemimi, sana olan
ihtiyacımı ve sana olan sevgimi gül gönlüne sunayım.Gel ve gülle
doldur kalbimi, gel ve sevginle kandır,gel ve aşkınla yandır
yüreğimi.

Sensiz o kadar yalnız o kadar bir biçareyiz ki efendim.Kalbim yetim ,
ruhum yetim, dünya yetim efendim.Bazen seni düşünüyorum yaşadığım,
gezip dolaştığım yerlerde.Karşıma çıkıp bana gülümsediğini görüyorum .
Ama bir hayal olduğunu anlayınca hıçkırıklar saplanıyor boğazıma,
gözümden dökülen yaşlar bir nehir olup akıyor senli topraklara.

Biz senin diyarında senli günleri göremedik efendim.Hep mahzun hep
yarım kaldık.Ne zaman adın geçse bir yerde ahlara bulandık.Keşkeler
kapladı dört bir yanımızı.Keşke onun sevdiği ashabından
olabilseydik.Ama biz kim ashabından biri olmak kim efendim!Daha seni
hakkıyla anlayan ve sana hakkıyla sevgi gösteren kullar olamadık ki.
Ebu Hureyre(ra) sıcak bir günün öyle vaktinde evinden çıkıp mescide
gelmişti. Sende oradaydın YA RASULLALLAH(sav) Açlıktan evinde
duramayıp mescidine sana koşmuşlardı. Sen de aç idin. Günlerdir bir
şey yememiş açlıktan zayıf düşmüştünüz. Hendek günü karnına iki taş
bağlayan da sendin YA RASULLALLAH(sav). Bir deri parçasını temizleyip
kızarttıktan sonra açlığını dindiren Sad bin Ebi Vakkas (ra)
değilmiydi EFENDİM.Bir hurma tanesini annesine saklayan Ebu Hureyre
değil miydi?Bir avuç arpa ekmeğiyle yetinen HABİBULLAH sendin efendim.
Ya ben midemin doluluğunun sarhoşluğuyla seni unutan ben değil miyim.
Abdullah bin Revaha (ra) gibi elimdeki kemik parçasını fırlatıp ''ben
hala bu dünyada yaşıyor muyum?''diyebilirmiyim?Senin ölümünle
Hz.Bilal(ra) susmuştu.Bir daha ezan okumayacaktı.Kızgın çölde
kayaların altında inlerken EHAD,EHAD diyerek senin nurunu görmüyor
muydu YA RASULLALLAH(sav)

Ya nebi hicranla yanıyor gönlüm.Sensizliği kaldıramıyorum. Sen olsan
elem mi kalır keder lügatlardan silinir sen olsan adalet, sen olsan
edep , sen olsan kulluk anlaşılır. Ya Rabbim! rüyada bile olsa O'nu
görmeyi ve senin sevdiğin kullar arasında olmayı hepimize nasip et.
O'nun hatrına bütün günahlarımızı ve hatalarımızı bağışla. Affet bizi
Allah'ım .Affet bizi efendim...

Çevrimdışı eseme

  • Uzman Üye
  • *****
  • 574
  • 787
  • 574
  • 787
# 26 Şub 2010 16:31:06
Yaz yağmuru var Ankara’da.

Ve ufku taşıyor kanatlarında kırlangıçlar,

Telaşlı, ürkek, çiğlik çığlığa.

Sokaklar tenha, kayboldu bütün çocuklar.

 

Yine aksam oldu, ruhum yangın yeri.

Solgun dudaklarımda, Haşim’den mısralar.

“Kuşlar mıdır onlar ki her aksam

Alemlerimizden sefer eyler (bilgi yelpazesi)? ”

 

Belki daha uzun olacak kuşlardan ömrüm,

Takvimlerden kaçacak, zamandan ürkeceğim.

Biliyorum ezanlar beni daha çok ağlatacak.

Gündüz değilim artik karanlık bir geceyim.

 

Bu yaz günü demi benle kaldın hüzün,

Bir demet gülücük götürseydim geceme.

Hep böyle ağlamaklımıdır senin yüzün,

Yine hangi ağrıdan sizdin heceme. .

Çevrimdışı eseme

  • Uzman Üye
  • *****
  • 574
  • 787
  • 574
  • 787
# 26 Şub 2010 16:35:01
Ey Mavi Göklerin Beyaz Ve Kızıl Süsü

Kız Kardeşimin Gelinliği, Şehidimin Son Örtüsü,

Işık Işık, Dalga Dalga Bayrağım,

Senin Destanını Okudum, Senin Destanını Yazacağım.

 

Sana Benim Gözümle Bakmayanın

Mezarını Kazacağım.

Seni Selamlamadan Uçan Kuşun

Yuvasını Bozacağım.

 

Dalgalandığın Yerde Ne Korku, Ne Keder

Gölgende Bana Da, Bana Da Yer Ver.

Sabah Olmasın, Günler Doğmasın Ne Çıkar:

Yurda Ay Yıldızının Işığı Yeter.

 

Savaş Bizi Karlı Dağlara Götürdüğü Gün

Kızıllığında Isındık;

Dağlardan Çöllere Düşürdüğü Gün

Gölgene Sığındık.

 

Ey Şimdi Süzgün, Rüzgarlarda Dalgalı;

Barışın Güvercini, Savaşın Kartalı

Yüksek Yerlerde Açan Çiçeğim

Senin Altında Doğdum,

Senim Altında Öleceğim.

 

Tarihim, Şerefim, Şiirim Her Şeyim;

Yeryüzünde Yer Beğen;

Nereye Dikilmek İstersen,

Söyle, Seni Oraya Dikeyim...
:::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::

Çevrimdışı AYNALI

  • Bilge Üye
  • *****
  • 3.281
  • 21.083
  • 3. Sınıf Öğretmeni
  • 3.281
  • 21.083
  • 3. Sınıf Öğretmeni
# 27 Şub 2010 12:36:52
KARA YAZI

geçmedi yare sözümüz
yollarda kaldı gözümüz
yere sürüldü yüzümüz
böyleymiş karayazımız.

çiçekler açılmaz oldu
pınarlar içilmez oldu
yar bize gülmez oldu
böyleymiş kara yazımız.

yalnız ona yar demiştik
onda bir şey var demiştik
o bizi anlar demiştik
böyleymiş kara yazımız.

hey gönül gene bu gece
kederim geceden yüce
gel susalım beraberce
böyleymiş kara yazımız.

 Sabahattin Ali

Çevrimdışı suskun_ogretmen

  • Üyeliği İptal Edildi
  • 1.249
  • 3.528
  • 1.249
  • 3.528
# 27 Şub 2010 15:00:33
Zindandan Mehmete mektup 
 
Zindan iki hece Mehmedim lafta!
Baba katiliyle baban bir safta!
Bir de geri adam boynunda yafta...
Halimi düşünüp yanma Mehmed im!
Kavuşmak mı? ... Belki... Daha ölmedim!

Avlu... Bir uzun yol... Tuğla döşeli,
Kırmızı tuğlalar altı köşeli.
Bu yolda tutuktur hapse düşeli...
Git vegel... yüz adım... Bin yıllık konak.
Ne ayak dayanır buna, ne tırnak

Bir alem ki, gökler boru içinde!
Akıl olmazların zoru içinde.
Üstüste sorular soru içinde:
Düşün mü, konuş mu sus mu unut mu,,?
Buradan insan mı çıkar, tabut mu?

Bir idamlık Ali vardı, asıldı
Kaydını düştüler, mühür basıldı.
Geçti gitti, Bir kaç günlük fasıldı.
Ondan kalan, boynu bükük ve sefil;
Bahçeye diktiği üç beş karanfil...

Müdür bey dert dinler bu gün maruzat!
Çatık kaş... hükümet dedikleri zat...
Beni Allah tutmuş kim eder azat?
Anlamaz; yazısız, pulsuz dilekçem...
Anlamaz ruhuma geçti bilekçem!

Saat beş dedi mi, Bir yırtıcı zil;
Sayım var, Maltada hizaya dizil!
Tek yekün içinde yazıl ve çizil!
İnsanlar zinda birer kemiyet
Urbalarla kemik, Mintanlarla et.

Somurtuş ki bıçak, Nara ki tokat;
Zift dolu gözlerde karanlık kat kat...
Yalnız seccademin yüzünde şevkat;
Beni kimsecikler okşamaz madem;
Öp beni anlımdan, Sen öp seccadem!

Çaycı, getir ilaç kokulu çaydan!
Dakika düşelim senelik paydan!
Zinda dakika farksızdır aydan.
Karıştır çayını zaman erisin;
Köpük köpük, Duman duman erisin!

Peykeler duvara mıhlı peykeler;
Duvarda, başlardan, yağlı lekeler,
gömülmüş duvara, baş baş gölgeler
Duvar katil duvar, yolumu biçtin!
kanla dolu sünger... beynimi içtin!

sükut... kıvrım kıvrım uzaklık uzar;
Tek nokta seçemez Dünyadan nazar.
Yerinde mi acep ölü ve mezar
yer yüzü boşaldı, habersiz miyiz?
Güneşe göç varda kalan biz miyiz?

Ses demir, su demir ve ekmek demir...
İstersen demirde muhali kemir,
Ne gelir elden kader bu emir...
Garip pencerecik, küçük, daracık;
Dünya ya kapalı, Allaha açık.

Dua dua, eller karıncalanmış;
Yıldızlar avuçta, gök parçalanmış.
gözyaşı bir tarla, hep yoncalanmış...
Bir soluk, Bir tütsü Bir uçan buğu
İplik ki incecik, örer boşluğu.

Ana rahmi zahir şu bizim koğuş;
Karanlığında nur, yeniden doğuş...
Sesler duymaktayım: Davran ve boğuş!
Sen bir devsin yükü ağırdır devin!
Kalk ayağa dim dik doğrul ve sevin!

Mehmedim sevinin başlar yüksekte!
Ölsekte sevinin, eve dönsek de!
Sanma bu tekerlek kalır tümsekte!
Yarın, elbet bizim, elbet bizimdir!
Gün doğmuş, gün batmış, ebed bizimdir!

Çevrimdışı bergüzar

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.141
  • 10.627
  • Okul Müdürü
  • 1.141
  • 10.627
  • Okul Müdürü
# 27 Şub 2010 15:14:54
Karabağ'a Mektup

Bahtına ağlayan Azeri kızı
Sen Karabağ dersin, ben karayazı
Boşlukta çırpınır Türk’ün avazı
Sanma ki dertlerin azı bizdedir
Sizdeki yaranın özü bizdedir.

‘Gel gardaş’ diyorsun gelecek yol yok
Şehitler kabrine koyacak gül yok
Çilesiz saat yok, kavgasız yıl yok
Kurşunlar sizdedir, sızı bizdedir
Sizdeki yaranın özü bizdedir.

Türkmen’e mi, Kırgız’a mı yanmadım
Tatar’a mı, Çerkez’e mi yanmadım
İmdat diyen bir söze mi yanmadım
Uygur’un,Özbek’in gözü bizdedir
Sizdeki yaranın özü bizdedir.

Müslüman, Türk olmak suçumuz bizim
Öfkeyle doludur içimiz bizim
Bir günde ağarır saçımız bizim
Yüz iki belanın yüzü bizdedir
Sizdeki yaranın özü bizdedir

Kendimizden koptu kendi bağrımız
Zulüm girdabında yandı bağrımız
Hedef tahtasına döndü bağrımız
Alevler sizdeyse közü bizdedir
Sizdeki yaranın özü bizdedir.

Komünizm sağırdı, demokrasi kör
Batıdan beslenir her türlü terör
Haçlı mumyaları uyandı bak gör
Kaç asrın silinmez izi bizdedir
Sizdeki yaranın özü bizdedir.

Birleşmiş milletler benzedi sirk'e
Sadistler musallat edildi şarka
İsrail Arap’a, Ermeni Türk’e
Kısmet bazı sizde, bazı bizdedir
Sizdeki yaranın özü bizdedir.

Yeni bir oyun var burada şimdi
Üçüncü piyonda sırada şimdi
Mitterand, Bush, Yeltsin nerede şimdi
Katilin, kalleşin pozu bizdedir
Sizdeki yaranın özü bizdedir.

Böyle geldi, böyle gitmez bu oyun
Zalimleri iflah etmez bu oyun
Umdukları gibi bitmez bu oyun
Mazlumun ekmeği, tuzu bizdedir
Sizdeki yaranın özü bizdedir.

Müslüman’ız, Türk’üz haktan yanayız
Adaletle süt emziren anayız
Aşk harcıyla vücut bulmuş binayız
Âti bizde saklı, mâzi bizdedir
Sevginin, şefkatin özü bizdedir.
ABDURRAHİM KARAKOÇ

Çevrimdışı ruhsar**

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 140
  • 247
  • 140
  • 247
# 27 Şub 2010 15:29:36


SERSERİ

 Yeryüzünde yalnız benim serseri,

Yeryüzünde yalnız ben derbederim.

Herkesin dünyada varsa bir yeri,

Ben de bütün dünya benimdir derim.

 
Yıllarca gezdirdim hoyrat başımı,

Aradım bir ömür, arkadaşımı.

Ölsem dikecek yok mezar taşımı;

Halime ben bile hayret ederim.

 
Gönlüm ne dertlidir, ne de bahtiyar;

Ne kendisine yâr, ne kimseye yâr,

Bir rüya uğrunda ben diyâr diyâr,

Gölgemin peşinden yürür giderim...


NECİP FAZIL KISAKÜREK
 :)

Çevrimdışı yaseynus

  • Uzman Üye
  • *****
  • 436
  • 1.065
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 436
  • 1.065
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 27 Şub 2010 17:04:38
ESKİDEN
Çember çevrilir,
Su musluktan içilir,
Ağaçlara tırmanılırdı
Bebekler bezden,
Silahlar tahtadan,
Resimler kömür karasından yapılırdı
Kızlara ninelerinin, erkeklere dedelerinin
İsimleri konulur,
Saatli maarif okunurdu
Komşuda pişen
Bize
Bizde pişen komşuya düşerdi
Geceler ayaz,
Sokaklar karanlık,
Yıldızlar parlak olurdu
Turşu, s...alça, mantı
Evde yapılır,
Karpuz kuyuda soğutulurdu
Erik ağacının çiçeği,
Pencere camımıza yaslanır,
Güz yaprakları bahçemize düşerdi
Kardan adam yapılır,
Evlerde soba yakılır,
Kış gecelerinde masal anlatılırdı
Merdiven çıkılır,
Aidat ödenmez,
Yönetici seçilmezdi
Evler badanalı,
Sokaklar lambasız,
Mahalleler bekçili olurdu
Ajans radyodan dinlenir,
Çizgi roman okunur,
Defterlere kenar süsü yapılırdı
Hayat,
Arkası yarın gibiydi,
Kesintisizdi
Her gün yaşanacak bir şey vardı
Herkes kendi düşünü kurar,
Kendi hayatını oynardı

ŞİMDİ
Şimdi,
Herkes
Yoğun,
Yorgun
Ve
Tek başına

CAN DÜNDAR

Çevrimdışı eseme

  • Uzman Üye
  • *****
  • 574
  • 787
  • 574
  • 787
# 27 Şub 2010 21:25:56
MASALLARDAN GELDİM AZ ÖNCE
Ninnileride bi güzel uyuttum..
Dudaklarımdan kelimeler, yanaklarımdan gözyaşları damladı.
Kafamdaki yankıların sesini duyabiliyormusun?
Yeni yetme bir düşten uyanmış gibiyim..
Biraz bitkin birazda bıkkınım kendimden
Yüreğimdeki çiçekler nefessiz kaldı .
İçimde yaşattığım çocuğun dizlerini kanattı ha...yat..
Ne anlatacak bir hikayem nede masalım kaldı geriye
Aşk bize bir beden büyük geldi sevgili..

Çevrimdışı eseme

  • Uzman Üye
  • *****
  • 574
  • 787
  • 574
  • 787
# 28 Şub 2010 10:07:16
Benim bunda kararım yok, bunda gitmeye geldim
Bezirganım mataım çok, alana satmağa geldim.
Ben gelmedim da'vi için benim işim sevi için
Dostun evi gönüllerdir, gönüller yapmağa geldim

Dost eşruğu deliliğim, aşıklar bilir neliğim
Devşuruben ikiliğim, birliğe bitmeye geldim
Yunus Emre aşık olmuş, ma'şuka derdinden olmuş
Gerçek erin kapısında ömrüm harcamaya geldim
                                                             YUNUS EMRE

Çevrimdışı eseme

  • Uzman Üye
  • *****
  • 574
  • 787
  • 574
  • 787
# 28 Şub 2010 10:08:40
Uzun Bir Öykü-özdemir Asaf

hiç Kimsenin Kafesine
koyamayacağı Bir Kuş
kaçmasını Öylesine
uçmasını Böylesine Unutmuş
bir İnsanın Sesine
gelip Konmuş

Çevrimdışı eseme

  • Uzman Üye
  • *****
  • 574
  • 787
  • 574
  • 787
# 28 Şub 2010 10:12:07
;((((((()))))))));

Biz dünyadan gider olduk
Kalanlara selam olsun
Bizim için hayır dua
Kılanlara selam olsun

Ecel büke belimizi
Söyletmeye dilimizi
Hasta iken halimizi
Soranlara selam olsun.

Tenim ortaya açıla
Yakasız gömlek biçile
Bizi bir asan vech ile
Yuyanlara selam olsun.

Sela verin kastımıza
Gider olduk dostumuza
Namaz için üstümüze
Duranlara selam olsun.

Derviş Yunus söyler sözü
Yaş doludur iki gözü
Bilmeyen ne bilsin bizi
Bilenlere selam olsun.

Çevrimdışı eseme

  • Uzman Üye
  • *****
  • 574
  • 787
  • 574
  • 787
# 28 Şub 2010 10:13:17
Günaydın

Günaydın o gül yüzlü sevdiğime,
Günaydın yeryüzünü aydınlatan yeni güne,
Günaydın gün görmek için bekleyene,
Günaydın, günaydın, günaydın.

Günaydın benim derdime derman dostlarıma,
Günaydın, dert ortağım komşularıma,
Günaydın yardan uzak sevgiliye,
Günaydın, günaydın,günaydın.

Günaydın güle hasret bülbüle,
Günaydın bülbülün aşkı güle,
Eyy dostlar,
Uyandığınızda öyle bir günaydın deyin ki,
Yazıklar olsun,
Ömründe bir kez günaydın demeden ölene…

Çevrimdışı eseme

  • Uzman Üye
  • *****
  • 574
  • 787
  • 574
  • 787
# 28 Şub 2010 10:19:34
AĞLAMAK İÇİN GÖZDEN YAŞ MI AKMALI ?

Ağlamak için gözden yaş mı akmalı?

Dudaklar gülerken, insan ağlayamaz mı?

Sevmek için güzele mi bakmalı?

Çirkin bir tende güzel bir ruh, kalbi bağlayamaz mı?

Hasret; özlenenden uzak mı kalmaktır?

Özlenen yakındayken hicran duyulamaz mı?

Hırsızlık; para, mal mı çalmaktır?

Saadet çalmak, hırsızlık olamaz mı?

Solması için gülü dalından mı koparmalı?

Pembe bir gonca iken gül dalında solmaz mı?

Öldürmek için silah, hançer mı olmalı?

Saçlar bağ, gözler silah, gülüş kurşun olamaz mı?

VICTOR HUGO

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK