Sevdiğimiz Şiirler

Çevrimdışı tefoo

  • Bilge Üye
  • *****
  • 4.462
  • 18.587
  • Müdür Yardımcısı
  • 4.462
  • 18.587
  • Müdür Yardımcısı
# 07 Oca 2014 12:44:34
Hayatım bir mutsuzluk inşaatıydı Pollyanna
Çimento,demir, çamur...
Duvarlarımı şiir ve türkü söyleyerek sıvardım.
En üst kattan düşerdim her gün
Esmer bir işçi gibi dilini bilmediğim bir dünyaya
Hayatım bir mutluluk inşaatıydı Pollyanna
Sana ve mutluluğa yazılmış mektuplarıma
Cevap beklediğim zamanlarda...

-Didem Madak-

Çevrimdışı munzeviçığlık

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.642
  • 22.385
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 4.642
  • 22.385
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 07 Oca 2014 12:45:13
Aşkım İsyandır Benim

yanarım; öyle bakma yüzüme yağmur gibi
dağıt kalbini saran hasret bulutlarını
parlasın gözlerinde sonsuzluk usaresi
dalgınlık evlerinin en güzel melikesi
sevemem, tozlu raflar arasına girmeden
çöllerim kandır benim
sevemem, karanlığı bir daha devirmeden
aşkım isyandır benim

  

     Nurullah Genç 
 

Çevrimdışı munzeviçığlık

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.642
  • 22.385
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 4.642
  • 22.385
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 07 Oca 2014 12:48:30
OLSAN DA BİR OLMASAN DA 
                                         
artık görünmüyor mevsimde hüzün
bulutlar bir garip rüyaya dalmış
ufukta güneşi ağlatan yüzün
bir mülteci gibi tenhada kalmış
toprak yandı gülüm; çeşmeler zehir
şimdi bilsen de bir, bilmesen de bir
                                           
kaç kere çağırdım seni öteden
turnalar uçurdum gittiğin yere
bin parça eyledin kalbimi neden
ruhum bir başına düştü göklere
bana tebessümle bakıyor kabir
şimdi gülsen de bir, gülmesen de bir
                                           
derdimin yangını sardı gölgeni
bir mahkûm kanıyla aktı izlerin
deniz ölesiye severken seni
neden gemileri yaktı gözlerin
yıkıldı yolunu bekleyen şehir
şimdi gelsen de bir, gelmesen de bir
                                           
yağmurun inceden yağdığı yerde
açan gül acıyı damıtır solar
ağustos böceği düşünce derde
içine kuşların sevdası dolar
ölü bir mahzene gömüldü kibir
artık sevsen de bir, sevmesen de bir
                                           
çatladı en kavi yerinden tohum
kıvılcım düşürdü sulara gonca
her akşam ölümü koklayan ruhum
seni de kuşanır hakan olunca
bu yerde bilinir destan-ı kebir
şimdi kalsan da bir, kalmasan da bir

zaman ki, ardımda pervane şimdi
mekân defineler döktü yoluma
fırtınadan umut bekleyen kimdi
söyle, deniz neden gömüldü kuma
zindan çöktü gülüm; kırıldı zincir
benim olsan da bir, olmasan da bir


                  NURULLA H GENÇ

Çevrimdışı munzeviçığlık

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.642
  • 22.385
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 4.642
  • 22.385
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 07 Oca 2014 12:50:11
Gelmedin

Gelmedin, son hayal de yanıp kül oldu
Bu deruni kavgada kırılan gönül oldu
Şimdi menziller elem; yürek duman; sine çak
Devleri mahkum eden hayatım şimdi helâk

Gelmedin; yıldırımlar düştü hülyalarıma
Nasıl kıydın be zalim, masum rüyalarıma
Sana doğru her adım neden hep ölüm sunar
Seni her andığımda renk solar desen yanar

Hangi rüzgar böyle sabırla koşar ardından
Hangi el nakış nakış gergef dokur ardından
Susarsam anlatır mı seni göklere tarih?
Bensiz olur mu sabah, güler mi kara talih

Gelmedin koptu zincir parçalandı anılar
Sardı bütün ruhumu tükenmeyen ağrılar
Kalbimin pembe köşkü harab oldu gelmedin
Bahçesinde açan gül türab oldu Gelmedin

Bil ki kıyamet kopsa bu ateş sönmeyecek
Heyhât! Şair mehtaba bir daha dönmeyecek

 

Nurullah Genç

Çevrimdışı tubilig01

  • Uzman Üye
  • *****
  • 2.021
  • 4.423
  • 2.021
  • 4.423
# 07 Oca 2014 14:11:05
BİR ADIN KALMALI

...................

Dağlar sonra oynadı yerinden
ve hallaçlar attı pamuğu fütursuzca
sen say ki
yerin dibine geçti
geçmeyesi sevdam
ve ben seni sevdiğim zaman
bu şehre yağmurlar yağdı
yani ben seni sevdiğim zaman
ayrılık kurşun kadar ağır
gülüşün kadar felaketiydi yaşamanın
yine de bir adın kalmalı geriye
bütün kırılmış şeylerin nihayetinde
aynaların ardında sır
yalnızlığın peşinde kuvvet
evet nihayet
bir adın kalmalı geriye
bir de o kahreden gurbet
beni affet
Kaybetmek için erken, sevmek için çok geç
                            AHMET HAMDİ TANPINAR

Çevrimdışı sevil74

  • Çalışkan Üye
  • ***
  • 22
  • 2.600
  • 3. Sınıf Öğretmeni
  • 22
  • 2.600
  • 3. Sınıf Öğretmeni
# 07 Oca 2014 14:45:26
ANLATAMIYORUM - ORHAN VELİ KANIK


Ağlasam sesimi duyar mısınız,
Mısralarımda;
Dokunabilir misiniz,
Göz yaşlarıma, ellerinizle?

Bilmezdim şarkıların bu kadar güzel,
Kelimelerinse kifayetsiz olduğunu
Bu derde düşmeden önce.

Bir yer var, biliyorum;
Her şeyi söylemek mümkün;
Epeyce yaklaşmışım, duyuyorum;
Anlatamıyorum
 

Çevrimdışı sevil74

  • Çalışkan Üye
  • ***
  • 22
  • 2.600
  • 3. Sınıf Öğretmeni
  • 22
  • 2.600
  • 3. Sınıf Öğretmeni
# 07 Oca 2014 14:50:03
ADINI KOYAMADIĞIM SEVDAM
seviyorum seni senden habersiz
hayalimde tutuyorum ellerini
hayalimde geliyorum göz göze
hep bende seni diyeceğin günü bekliyorum
ve o gün gelecek biliyorum
hep uzaktan seyrediyorum seni
en çokta gözlerini
her yere bakıpta
beni göremeyen gözlerini...
oysa sevgimi anlatmak isterdim sana
ne kadar büyük olduğunu
ne kadar özel olduğunu
hani havayı içine çekersin
nefes alırsın yaşamak için
hani kana kana içersin ya suyu
işte öyle birşey...
yaşamak vardı seninle bu hayatı
aynı duyguları hissetmek vardı
akşamdan kalma sohbetleri uzatıp
sabahlamak vardı günlerce
ama yoksun ki...
bekleyeceğim seni
ömrüm yettiği kadar
son nefesimi verene kadar
hatta daha ötesinde bile bekleyeceğim
elbet birgün geleceksin
adını koyamadığım sevdam...

Çevrimdışı tubilig01

  • Uzman Üye
  • *****
  • 2.021
  • 4.423
  • 2.021
  • 4.423
# 07 Oca 2014 22:21:25
Ayrılık Gelmeden Git Sen 
 
 
 kimsesiz bir gökyüzüne
 lâl bir dilin tüm sesiyle haykırması kadar sağır,
 karanlık sularda,bir âmânın gözlerini araması kadar kör;
 yani anlamsızlığa yeni anlamlar yükler gibi
 yalnızca yalnızlığa anlatıyorum kendimi…
 çıkmaza düşmüş şiirlerin koynunda
 bir uzun yol oluyor kalemden süzülen her harf
 her hece aklımın kabristanlarında yankılanan
 sahipsiz bir ölüm çığlığı,
 masumiyeti sesimde eskiyen…
 ve dudaklarımın ucunda bitmek bilmeyen acılı tiryakilikler
 ve sonrasızlığın deminde keder dökülüyor kağıtlara
 hâsılı aşk; ölü doğmuş bir çocuk şimdi
 yüreğimin sevda çukurlarında…
 hadi yâr kendini al gecelerimden
 al ve git!
 zaten bir uzak düştü benimki;
 ertelenmiş zamanlarda resmedilirken mavinin imkansızlığı,
 şiirler nice sevdaya küs bakış hüküm giymişken,
 ezbersiz acılar eşliğinde gözlerinde tükenmek
 ve ölebilmek kirpiklerinin iz düşümünde
 hani meçhul bir izbede seninle el ele…!
 oysa mutluluğu çoktan rehin bıraktım ben
 bilmem hangi şehrin emanetçisinde
 ve senden habersiz,
 adından acılar türetiyorum şimdilerde…
 dilimin ucuna geliyorsun bir zaman
 yaşamak soruyorsun!
 yaşamak; kör bir sancıdır sol yanımda,
 dönüşsüz bir türkünün kambur sesinde yitip giden…!
 ve dinledikçe kendimi,
 kâbus olup büyür geceler karanlığın uğultulu yollarında…
 ben kaçmak isterken her şeyden
 gözlerin adına kendime sefer üstüne sefer eylerim.

............................. ........
                                 KAHRAMAN TAZEOĞLU

Çevrimdışı çelebiç

  • Bilge Üye
  • *****
  • 1.720
  • 15.458
  • 2. Sınıf Öğretmeni
  • 1.720
  • 15.458
  • 2. Sınıf Öğretmeni
# 07 Oca 2014 22:54:45
TURAN
Ben Altay dağlarından koparak geldim
Yüreğimde Türkistan'dan binbir nakış var
Çok şükür aslım da neslim de belli
Türküm müslümanım o dağlar kadar.

Dokuz tuğ taşıdım ben, dokuz davula vurdum
Dokuz evliya gücüyle yürüdüm geldim
Büyüdü benimle mübârek yurdum
Ebed-müddet bu devleti ben kurdum.

Nevruz toylarımızda ateşler tutuşturdum
Orhun'dan, Seyhun'dan, Ceyhun'dan geçtim
Yol gösterdi kükreyerek bana Bozkurt'um
Atımla hep yan yana gözelerden su içtim
Baykal'da da çimdim ben, Hazar Denizi'nde de
Toprağıma bağdaş kurup oturdum.

Ben ki Alper Tunga'ya gönül verenlerdenim
Yurt uğruna dolu dizgin göğüs gerenlerdenim
Sonra durgun sulara Bismillâhlarla
Kilim seccadesini serenlerdenim
Yani hem Alplerdenim, hem Alperenlerdenim.

Ben Türkmen'im, Özbek'im, Kazak'ım, Kırgız'ım ben
Azerbaycan Türkleriyle aynı kandanım
Kıpçakları, Uygurları aşkla duyanlardanım
Ben ki Tatarlardan, Gagavuzlardan
Çuvaşlardan, Bozkurtlardan, Oğuzlardanım.

Kalem de tuttum çok şükür, kılıç da, gül de
Güvercin bakışlı sıcak türküler de söyledim
Anlayan anladı kim olduğumu
Aman dileyeni sevdim, öfkemi yendim
Övdü büyük peygamber İstanbul Başbuğumu
Kur'an'la da müjdelendim.

Sevsem gözbebeğim olur ne varsa
Öfkelensem öfkem dağları ezer
Dilim bazan sularım çağlamasına
Bazan da bülbüllerin şakımasına benzer.

İşte bilge Tonyukuk, Kültikin, Bilge Kağan
Hepsi birbirinden daha mübârek
Süzme asaletimin nurdan kefili
İşte Dede Korkut, kaftanı ipek
Soyumun-sopumun bin yıllık dili.

Ve Yusuf Has Hacib, Mahdum Kulu, Fuzuli
Hepsi de peygamber soyunca asil
Sonra Kaşgarlı Mahmut; gönlüme düşen cemre
Ali Şir Nevaî, Gaspıralı İsmail
Şiiri bir bakraç süt gibi Yunus Emre.

Cengiz Aytmatov ki, Cengiz Dağcı ki
Ayın ondördünden sağılan huzur
Sabir Rüstemhanlı... ruh kadar eski
Ve daha binlerce nur üstüne nur.

Servetim Buhari'nin, Yusuf Hamedanî'nin
Ahmet Yesevî'nin nur servetinden
Güzelliğim, merhametim, şefkatim
Hep Şah-ı Nakşibent hazretlerinden.

Hunlardan, Göktürklerden alıp getirdim
İpek ipliğimi altın tığımı
Mintanıma minyatürler işledim durdum
Selçuklu çinisine gönül mührümü vurdum.
Osmanlı ebrusuyla süsledim yastığımı
Mustafa Kemâllerle yeni baştan doğruldum
Kim demiş 75 yaşıma bastığımı.

                                 Yavuz Bülent BÂKİLER

Çevrimdışı munzeviçığlık

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.642
  • 22.385
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 4.642
  • 22.385
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 08 Oca 2014 00:41:29
  Aşk Ölümcül Bir Hülyadır 

Hülya tatlı bir andır
Süzülür dibine selvi ağaçlarının
Zambakların, sevda çimenlerinin.
Dağlarda duman duman tütüyor sıla
Sıla da garibin omuzlarına
Güvercin gibi konan
Sadağında mumçiçeği serzeniş
Mızrakları cazibesiyle kıran
Saçları darmadağın
Bitişik bir hicrandır.
Ne fettan sarayların
Bitişik cilvekar yalnızlığı
Ne de bezirganları küçümseyen sultandır.
Gezinir içimizde hülya tatlı bir andır.
Ne gün başımı alıp gitsen karanlıklara
Çıkıyor bir köşeden karşıma kelebekler
Onlar da bir derbeder gibi mahrum öteden
Onlar da tanyerine bakıp hülyayı bekler.
Beyhude hekimlerin ülkesinde bir şehir
Çıkmaz sokaklarını düşlerimize açan
Bir sahura yıldızı gibi göklerde uçan
Köpüksüz anıların sihriyle akan nehir
Varlığı bestenigar, yokluğun deniz gibi
Gönül,safkan bir vefa atlasında şahlanır.
Asil fırtınalarda kaybolan bir iz gibi
Çölde aşk suretinde bir ahu peydahlanır.
Kum,yaldızlı giysiler içinde meşhur güzel
Ay öper eğilerek çölün yanaklarını
Ufukların delisi, soluk bir deniz gibi
Bir sayeban altında yürür hazinesine
Kah takılır uzaktan bir belanın sesine
Kah yüzü yıldızlara benzeyen bir rüyadır.
Bin tepede bayrağı dalgalanır Leyla'nın
Oysa aşk,karanlıkta ölümcül bir hülyadır.

  

Nurullah Genç 

Çevrimdışı mavera44

  • Bilge Üye
  • *****
  • 4.801
  • 15.293
  • 4.801
  • 15.293
# 08 Oca 2014 16:00:51
Bir vakti tükettim hala gelmedin
Böyşe yaşamak zor , hayat imkansız
Mecalim kalmadı ,sabrım tükendi
Beklemem imkansız ,durmam imkansız

Bir vakti tükettim hala gelmedin
Sensiz yaşamak zor,hayat imkansız
Takatim kalmadı sabrım tükendi
Beklemem imkansız ,durmam imkansız

Sen;aşk adına yaratılmış varlığıma sebep
Muhammed muhabbetine yaratılmış aleme sebep

Süzülmek ten evimden Sana doğru tövbeme sebep
Savrulmak isterim Sana doğrucennetime sebep

Sevdiklerim birer birer hayattan gitti
Bu yalnızlık içinde olmam imkansız
Mecalim kalmadı sabrım tükendi
Beklemem imkansız durmam imkansız


GRUPYENİÇAĞ

Çevrimdışı tubilig01

  • Uzman Üye
  • *****
  • 2.021
  • 4.423
  • 2.021
  • 4.423
# 08 Oca 2014 19:46:05
AŞK

Aşk ne ham söz, ne ateştir…
Aşk ne Mecnun, aşk ne Leyla…
Aşk ne hüzün, ne sevinçtir…
Aşk dediğin yüce Mevla.
Kainatın nakışları…
Kuldaki kalp atışları…
Aşk yıkmaktır tabuları…
Aşk dediğin yüce Mevla.
Aşk ne tendir, ne tende can…
Aşk ne Yusuf, ne Züleyha…
Aşk ne heves, ne heyecan…
Aşk dediğin yüce Mevla.
Aşk Muhammed`e muhabbet…
Aşk güzel huy, aşk merhamet…
Aşk bir olana şehadet…
Aşk dediğin yüce Mevla

       DURSUN ALİ ERZİNCANLI

Çevrimdışı ALAMET-i FARİKA

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.093
  • 11.861
  • 1.093
  • 11.861
# 08 Oca 2014 19:52:39
       ö.l.m.



GÜLCE

Uçurumun kenarındayım Hızır.
Ulu dilber kalesinin burcunda,
Muhteşem belaya nazır.
Topuklarım boşluğun avcunda,
Derin yar adımı çağırır.
Dikildim parmaklarımın ucunda,
Bir gamzelik rüzgâr yetecek,
Ha itti beni, ha itecek.
Uçurumun kenarındayım Hızır.
Civan hazır.
Divan hazır.
Ferman hazır.
Kurban hazır.

Uçurumun kenarındayım Hızır.
Güzelliğin zulme çaldığı sınır.
Başım döner, beynim bulanır.
El etmez,
Gel etmez,
Gülce'm uzaktan dolanır.
Uçurumun kenarındayım Hızır.
Gülce bir davet.
Mecaz değil,
Maraz değil,
Gülce bir afet.
Peri değil,
Huri değil,
Gülce beyaz sihir.
Gülce ölümcül naz.
Buram buram zehir.
Yar yüzünde infaz.

Bir gamzelik rüzgâr yetecek,
Ha itti beni, ha itecek.
Güzelliğin zulme çaldığı sınır,
Uçurumun kenarındayım Hızır.
Ben fakir,
En hakir,
Bin taksir,
Ateşten,
Kalleşten,
Mızrakla gürzden,
Dabbetülarz'dan,
Deccal’dan, yedi düvelden,
Korku nedir bilmeyen ben,
Tir tir titriyorum Gülce’den.
Ödüm patlıyor Gülce’ye bakmaktan.
Nutkum tutuluyor, ürperiyorum,
Saniyeler gözlerimde birer can,
Her saniyede bir can veriyorum.

Çevrimdışı tubilig01

  • Uzman Üye
  • *****
  • 2.021
  • 4.423
  • 2.021
  • 4.423
# 09 Oca 2014 12:30:37
AYRILIK HEDİYESİ

Şimdi saat sensizliğin ertesi
 Yıldız doğmuş gökyüzü ay-aydın
 Avutulmuş çocuklar çoktan sustu
 Bir ben kaldım tenhasında gecenin
 Avutulmamış bir ben...
Şimdi gözlerime ağlamayı öğrettim
 Ki bu yaşlar
 Utangaç boynunun kolyesi olsun
 Bu da benden sana
 Ayrılığın hediyesi olsun...
 Soytarılık etmeden güldürebilmek seni
 Ekmek çalmadan doyurabilmek
 Ve haksızlık etmeden doğan güneşe
 Bütün aydınlıkları içine süzebilmek gibi
 Mülteci isteklerim oldu ara sıra, biliyorsun...
Şimdi iyi niyetlerimi
 Bir bir yargılayıp asıyorum
 Bu son olsun be.. bu son olsun!
 Buda benim sana
 Ayrılırken mazeretim olsun!
Şimdi saat yokluğunun belası
Sensiz gelen sabaha günaydın!.
İşi-gücü olanlar çoktan gitti
 Bir ben kaldım voltasında sensizliğin
 Hiç uyumamış bir ben...
Şimdi dişlerimi sıkıp
 Dudaklarıma kanamayı öğrettim
 Ki bu kızıl damlalar
 Körpe yanağında bir veda busesi olsun
 Bu da benden sana
 Heba edilmiş bir aşkın
 Son nefesi olsun..
 Kafamı duvara vurmadan
 Tanıyabilmek seni
 Beyninin içindekileri anlayabilmek
 Ve yitirmeden, yüzündeki anlık tebessümü
 Bütün saatleri öylece dondurabilmek için
 Çıldırasıya paraladım kendimi
 Lanet olsun!
 Artık sigarayı üç pakete çıkardım günde
 Olsun be! ne olacaksa olsun!
 Bu da benim sana
 Ayrılırken şikayetim olsun!

                               YUSUF HAYALOĞLU

Çevrimdışı aslı_80

  • Bilge Üye
  • *****
  • 2.080
  • 12.051
  • Öğrenci Velisi
  • 2.080
  • 12.051
  • Öğrenci Velisi
# 09 Oca 2014 12:43:05
Arkadaş Dökümü

Evvela dişlerimiz döküldü
Sonra saçlarımız
Arkasından birer birer arkadaşlarımız
Şu canım dünyanın orta yerinde
Yalnız başına yapayalnız
Kırılmış kolumuz, kanadımız
Tatlı canımızdan usanmışız
Bir şüphedir sarmış yüreğimizi
Ya kendini aldatıyor demişiz ya bizi
Bir şüphedir demir atmış ciğerimize
Pamuk ipliği ile bağlamışlar bizi
Düğüm üstüne düğüm şöyle dursun
Bir çalım bir kurum hepimizde
Nereden inceyse oradan kopsun
Bu canım dünyanın orta yerinde
Hayvanlar kadar bağlanamamışız birbirimize
Yalan mı?
Gözünü sevdiğim karıncalar
İşte Hamsiler sürü sürü
Arılar bölük bölük geçer
Leylekler tabur tabur
Ya bizler?
Eşref-i mahlukat! ..
Boğazımıza kadar kendi murdar karanlığımıza gömülmüşüz
Bizler bölük bölük,
Bizler tabur tabur
Bizler sürü sepet
Yalnız birbirimizi öldürmüşüz...

Bedri Rahmi Eyüboğlu

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK